... SİL GİTSİN

 

Merhaba Gönül Dostlarım,

60 yaşından Sonra Hayatımızdan Silinecek Kişiler Listesi

1- Sen aramayı, yazmayı bıraktığın an bakarsın ki o aramıyor, yazmıyor. Bütün ilişkiyi sen devam ettiriyorsun... SİL GİTSİN

2- Bir insandan bir şey öğrenemiyorsan, o insan gereksizdir... SİL GİTSİN

3- Başkalarının sırlarını sana anlatan senin sırlarını da başkalarına anlatır... SİL GİTSİN

4- Tartışmayı bilmeyen, dinlemeyen, kendi fikrini dayatan insanla konuşacak bir şeyin yok... SİL GİTSİN

5- “Yoğunum” kelimesini ağzına sakız etmiş, sürekli zamansızlıktan dem vuranı... SİL GİTSİN

Unutma!. Zaman hiçbir zaman bulunmaz, yaratılır…

6- “Ben buyum” deyip sıyrılan insanla asla anlaşılmaz... SİL GİTSİN

7- Saatlerce kendi derdini anlatıp durur, bencillikten burnunun ucunu görmez... SİL GİTSİN

8- Ne yaparsan yap gülmez. Bazıları mutsuzluktan beslenir... SİL GİTSİN

9- Senden alır, alır, alır… Vermeye gelince beklentisiz sevgiden dem vurur... SİL GİTSİN

Değer veriyorsan değer görmelisin. Aksi aptallıktır…

10- Kendi yapamadığı için senin başarılarını küçümser. Hatta dürüstlük adı altında kıskançlığını kusar. Sıkma canını, onun derdi kendi acizliğiyle... SİL GİTSİN

11- Hayallerini dinlemeyenleri, acını ve mutluluğunu paylaşmayanları... SİL GİTSİN...

Mehmet Nuri Almaç tan alıntıdır…

he YearGerçek Dostlar 25 Nisan 2024 İbrahim Birol      http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/

İSTANBUL' DA BAHAR MEVSİMİ (2/2)

 

Merhaba Gönül Dostlarım,

Beykoz Korusu (Abraham Korusu)

Beykoz ile Paşabahçe arasındaki sırtlardan başlayarak Riva’ya kadar uzanan Abraham Korusu ya da daha bilindik adıyla Beykoz Korusu, 150 dönümlük alanıyla Boğaziçi korularının en büyüklerinden. Günümüzde koru içinde iki büyük mağara, beş havuz ve bir saray kalıntısı bulunuyor. Bahar aylarında yemyeşil ağaçları ve rengarenk çiçekleri ile dikkat çeken koruda Boğaz’ın büyüleyici manzarasına karşı dinlenmek için mükemmel noktalar yer alıyor. Bunlardan birisi de Beykoz Koru Sosyal Tesisi.

📍Adres: Merkez, Kelle İbrahim Cd. 30 A, 34820 Beykoz/İstanbul

Beylerbeyi Sarayı

19. yüzyılın prestij yapılarından biri olan Beylerbeyi Sarayı’nın yukarıya doğru uzanan, birbirine merdiven ve rampalarla bağlanmış bahçelerinin günümüze kalan toplam alanı 70 dönüm civarında. Hasbahçedeki manolya ve kestane ağaçları ile Harem bahçesindeki ıhlamur ve setlerdeki Boğaziçi’nin simgesi erguvanların, Sultan II. Abdülhamid döneminde dikildiği biliniyor. Bu günlerde yapılacak saray ziyareti, hem tarihi keşfetmek hem de baharın güzelliklerini yaşamak için harika bir fırsat sunuyor.

📍Adres: Beylerbeyi, Abdullahağa Cd., 34676 Üsküdar/İstanbul

Ihlamur Kasrı

Beşiktaş’ta yer alan bu küçük ama etkileyici kasır, adını çevresini saran ıhlamur ağaçlarından alıyor. Bahar aylarında, ıhlamur çiçeklerinin tatlı kokusu eşliğinde yapılan bir yürüyüş, şehrin kalabalığından bir doğa kaçışını simgeliyor. Kasrın kendine özgü mimarisi ve huzur dolu bahçeleri ziyaretçilere keyifli saatler yaşatıyor.

📍Adres: Teşvikiye, Nişantaşı Ihlamur Yolu Sk., 34357 Şişli/İstanbul

Dolmabahçe Sarayı

Beşiktaş’taki bu ihtişamlı saray, Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa’ya açılan yüzünü temsil ediyor. Bahar geldiğinde, sarayın geniş bahçeleri laleler, menekşeler ve pek çok çiçek türüyle süsleniyor. Sarayın muazzam bahçeleri ve muhteşem Boğaz manzarası, baharı İstanbul’da yaşamanın en güzel yollarından biri.

📍Adres: Vişnezade, Dolmabahçe Cd., 34357 Beşiktaş/İstanbul

Gülhane Parkı

Sultanahmet’e yakın konumuyla kolayca ulaşılabilen Gülhane Parkı, İstanbul’un en eski ve en büyük parklarından. Bahar aylarında park, mis kokulu erguvan ve leylak çiçekleriyle kaplanıyor. Parkın sonunda bulunan ve muhteşem bir Boğaz manzarası sunan Set Üstü Çay Bahçesi’nde bir fincan çay içerek manzaranın keyfini de çıkarabilirsiniz.

📍Adres: Cankurtaran, Kennedy Cad., 34122 Fatih/İstanbul

HidiAlıntı :Tourism Todayv Kasrı

Asya yakasında, İstanbul’un en romantik yapılarından biri olan Hidiv Kasrı, baharın en güzel zamanlarında ziyaret edilmeye değer bir yer. Kasrın bahçeleri, egzotik bitkiler ve çiçeklerle dolup taşarken, Art Nouveau mimari akımının zarif özellikleriyle bezeli bu yapı, fotoğrafçılar ve tarih meraklıları için eşsiz ötesi bir durak. İstanbul’da gezilecek yerler.

📍Adres: Beykoz/İstanbul

Alıntı :Tourism Today Dergisi

"Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul! Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer. Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer. " Yahya Kemal Beyatlı

https://youtu.be/Sa9sKEuYPQo?si=1IckPOiLoSL74n4a

The YearGerçek Dostlar 25 Nisan 2024 İbrahim Birol      http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/

İSTANBUL' DA BAHAR MEVSİMİ (1/2)

Merhaba Gönül Dostlarım,

İşte İstanbul’da bahar mevsiminde açan lale, erguvan, mor salkım, leylak, sümbül, papatya, manolya, sakura, gül gibi birbirinden renkli çiçekleri görebileceğiniz en iyi gezi durakları…

Güneşin kendini usul usul gösterdiği, bahar çiçeklerinin eşlik ettiği bu güzel günlerde hem fotoğrafsever hem de doğasever gezginlere önerilecek en güzel İstanbul duraklarını sizler için derledim. Listelediğim bu yerlerin hepsi benim ayrı ayrı favorim. Bakalım hangileri sizin favoriniz olacak

Göztepe 60. Yıl Parkı

Kadıköy’ün Göztepe mevkiinde bulunan bu park, özellikle İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaki en güzel bahar manzaralarından birini sunuyor. Bahar aylarında park içerisindeki rengarenk laleler, çeşit çeşit menekşeler, güller ve nergisler göz kamaştırıyor. Çocuk oyun alanları, yürüyüş yolları ve geniş çimenlik alanlar da aileler için ideal bir dinlenme mekanı.

📍Adres: Caddebostan, 34728 Kadıköy/İstanbul

Maltepe Orhangazi Şehir Parkı

Maltepe sahil şeridinde bulunan bu geniş park, Marmara Denizi’nin eşsiz manzarası eşliğinde baharın tadını çıkarmak için harika bir yer. Park, geniş yeşil alanları, bisiklet ve yürüyüş yolları ile spor yapmak ve rahatlamak isteyenler için birebir. Baharda açan çiçekler ise fotoğrafçılar için bulunmaz bir güzellik sunuyor. Özellikle güllerle bezeli iki dinleme tüneli yakından görülmeye değer. Buraya gitmeden önce “keşke canlı canlı görebilseydik” derseniz @fotokusagi Instagram hesabımda reels videolarıma göz atabilirsiniz.

📍Adres: Çınar, 34841 Maltepe/İstanbul

Emirgan Korusu

İstanbul’un en ünlü bahar mevsimi destinasyonlarından biri olan Emirgan Korusu, lalelerin ve rengarenk çiçeklerin cümbüşünü sunuyor. Burayı nisan ayında düzenlenen İstanbul Lale Festivali sırasında ziyaret ederseniz, çeşit çeşit lale ile karşılaşabilirsiniz. Ayrıca korunun içindeki tarihi köşkler, kafeler ve geniş yürüyüş yolları baharın tadını çıkarmak için de oldukça ideal.

📍Adres: Reşitpaşa, Emirgan Sk., 34467 Sarıyer/İstanbul

Baltalimanı Japon Bahçesi

Ortasında yapay bir gölet, etrafında taş bahçesi ve çay odası bulunan bahçede 37 Japon kiraz (Sakura) ağacı, Türkiye’den alınan 36 adet akçaağaç ve 5 adet çam ağacı yer alıyor. İçerisindeki Yogetsuan (Japon Evi), davul köprüsü, şelale ve taş bahçe ziyaretçileri adeta bir Japon masalına davet ediyor. Bahçe, zen felsefesine uygun olarak tasarlandığı için meditasyon yapmak veya sakin bir yürüyüş için harika bir ortam sunuyor. Haftanın her günü açık olan bahçe yazın saat 08.00’dan 19.00’a, kışın ise 17.00 saatlerine kadar ziyarete açık. Küçük bir yer olduğu ve sakura zamanı dışında gidildiğinde göze ilgi çekici bir yer değilmiş gibi gelse de buranın hikayesini, bahçe içindeki peyzaj ürünlerinin nereden geldiğini bilerek gezmek beklentilerinizi ona göre şekillendirecektir. Bunun için yardımcı olabilecek linki buraya bırakıyorum.
Bilgi Notu: 1972 yılında Japonya’nın Yamaguchi şehri ile İstanbul arasında kurulan kardeş şehir ilişkisi, iki kentin kültürel ve dostane bağlarını pekiştirmek amacıyla önemli bir adım oldu. Bu anlamlı iş birliğinin bir yansıması olarak, 2003 yılında İstanbul’da, Japon kültürünün benzersiz estetiğini yansıtan bir Japon Bahçesi inşa edildi. Bu bahçe, iki şehir arasındaki dostluğun ve kültürel alışverişin somut bir simgesi olarak, ziyaretçilerine doğu bahçe sanatının huzur verici atmosferini sunuyor.

📍Adres: Emirgan Mah, Sakıp Sabancı Cd. No:76, 34470 Sarıyer/İstanbul

Alıntı :Tourism Today Dergisi

" Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul! Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer. Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer. " Yahya Kemal Beyatlı

The YearGerçek Dostlar 24 Nisan 2024 İbrahim Birol      http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI

 

Merhaba  Değerli Dostlarım,

Bu gün 23 Nisan...
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun!

23 Nisan Ulusal Egemenlik bayramı olarak ilk defa 1920 tarihinde kutlanmıştır. Milli bayramlarımızdan özel günlerimizden olmuştur.

Ulusal Egemenlik Çocuk bayramı Türkiye Cumhuriyetinin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde resmi bayram olarak kutlanılmaktadır. Türk ulusları için özel günlerden birisidir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) kuruluşunun 104. yıl dönümü ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı büyük bir coşkuyla kutlamanın onur ve sevincini tüm ülkenin hep birlikte yaşadığına inanıyorum
Millet egemenliğinin teminatı olan TBMM'nin açıldığı 23 Nisan gününün, Gazi Mustafa Atatürk tarafından çocuklara armağan edilmesinin, Türkiye’nin gelecek nesillerine verdiği önemi ve güveni gösterdi.

Milli iradenin zaferini kutladığımız Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, çocuklarımızın ve tüm dünya çocuklarının kalplerinde dostluk ve kardeşlik duygularının yeşermesinde de önemli bir vesile teşkil etmektedir. Sevgili çocuklarımızın ve gençlerimizin yüreklerinde taşıdıkları vatan ve millet sevgisi, gözlerindeki yaşama sevinci ve umut ışığı ülkemizin geleceğine olan inancımızı güçlü kılmaktadır. Bu mutlu gün vesilesiyle,

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, bağımsız bir vatan üzerinde özgür yaşama iradesini bizlere miras bırakan aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi  bu anlamlı günde rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun...
Alıntı


Önce Kendinizi Sevin ve sonra da Sevdiklerinizin değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...
En iyi dileklerimle. Esen kalın...
    İbrahim Birol

Günün Sözü : "Yetişmiş her insanın içinde, oynamak isteyen bir çocuk vardır." Friedrich Nietzsche

İbrahim Birol,  http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
22 Nisan 2017,  Antalya

ŞİMDİ TARIM ZAMANI

 

Merhaba Gönül Dostlarım,

Tarım, insanlık tarihinin başlangıcından bu yana, hem en önemli geçim kaynağı olması hem de ekonomik disiplinlerin gelişmesinde dikkat edilen ilk sektör olması sebebiyle varlığını her dönem hassasiyetle sürdürmüştür. Uluslararası gelişmişlik yarışının başlaması ile kalkınma kavramının literatürlerde öne çıkması; ekonomik kalkınmanın yıldızını parlatırken tarım sektörünün önemini azaltmıştır. 

Tarıma uygun politikaların geliştirilmesinin yavaşlaması ve daha çok sanayiye önem verilmesi bir bakıma ekonomik kalkınmanın az gelişmiş ülkelerde başarısızlıkla sonuçlanmasına yol açmıştır.Tarım sektörü, gelişmekte olan ülkelerde gelişme sürecinin ilk evrelerinde ekonominin en önemli sektörü konumundadır. 

Bu çalışmanın amacı, ekonomik kalkınmada tarımın rolü ve önemini araştırmak ve Türkiye üzerine bir değerlendirme yapmaktır. Tarım sektörü, sahip olduğu özellikleri ve içeriği ile karmaşık bir yapıya sahiptir. Tarımın hava koşullarına ve toprağa bağlılığı onun süreklilik arz etmemesine, istikrarlı bir yapıda seyretmemesine; bu nedenle de ekonomistler tarafından geri planda tutularak, sektörün gelişim evresinde bir takım aksaklıkların oluşmasına sebebiyet vermiştir.

 Ekonomistlerin sanayi ve hizmet sektörlerini destekleyici yaklaşımları, yatırımcıların da ‘’tarım sektöründeki belirsizlik ve risklerin fazlalığı’’ konusundaki endişelerini arttırmış; böylelikle gelişmenin ilk ayağının tarımsal faaliyetleri azaltmak olduğu yönünde yanlış bir düşünce gelişmiştir. Tarımsal politikaların göz ardı edilmesinde etkili olan bu olumsuz düşünce, reel tarımsal ürün fiyatlarını düşürerek tarımsal faaliyette bulunanların refah seviyesini azaltmış, neticesinde de verimlilik konusunda ciddi sıkıntıların yaşanmasına kaynak teşkil etmiştir

Değerlendirilmelerin tek bir yönde ilerlemesi tarımın ekonomik kalkınmadaki rolünün de eksik tanımlamalarla devam etmesine yol açmıştır. Oysa ki ekonomik kalkınmadaki tarım; birçok açıdan avantajlı bir görünüme sahiptir. Tarımın ekonomik kalkınmadaki rolünün ne olacağı konusunda açıklamalar yapılmadan önce, bazı kavramların da anlaşılır şekilde ifade edilmesi gerekmektedir. Her şeyden önce tarım; düzenli bir faaliyeti gerekli kılmaktadır. Düzenli bir faaliyet, ‘’yaşamsal, yaşama ait olan etkinlik ‘’ olarak nitelendirilmektedir. Bu, aynı zamanda üretimi, devamlılığı, verimliliği ve pazarlamayı da içine alan bir döngüdür. 

Ekonomik kalkınma; ekonomik göstergeleri incelerken sosyal, siyasal, psikolojik ve uluslararası faktörleri de içine alan bütüncül, dinamik bir yapıyı ifade etmektedir. Bu bütünlük içerisinde tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinin de birbirlerine yardım eder niteliğe kavuşturulması da önemli bir aşamayı oluşturmaktadır. Çünkü tarımın ekonomik kalkınmaya katkıları bu bütünleşme aşamasında daha net görülebilmektedir. 

Kaynak : EKONOMİK KALKINMADA TARIMIN ROLÜ: TÜRKİYE ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Yazar / Author: Yrd.Doç.Dr./Asst.Prof.Dr. Recep ERBAY*

Ülke nüfusunun beslenmesini sağlaması, • Milli gelire ve istihdama katkı sağlaması, Sanayi sektörünün hammadde ihtiyacını karşılaması, Sanayiye sermaye aktarması, • İhracata doğrudan ve dolaylı katkıda bulunması, Bu gibi nedenlerden dolayı, tarım ekonomimizde vazgeçilmez bir sektördür.

Harmanda izi olmayanın Sofrada yüzü olmaz.

https://youtu.be/7Nlx4ImiMbc?si=aYFN05DlGYd-QNcG

The YearGerçek Dostlar 22 Nisan 2024 İbrahim Birol      http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/

NASA’DA GÖREV YAPAN TÜRKLER ( 2 )

 

Merhaba Gönül Dostlarım,

İnsanoğlu, uzay macerasında en büyük roketlerini 1960’ların sonunda yapılan Apollo serisi uçuşları için geliştirdi. Saturn V olarak adlandırılan rokette yüzlerce mühendis görev yaptı. İşte onlardan biri de Bursa Tirilye’de doğan, uzun yıllar NASA’da görev yapan İsmail Akbay’dı.

NASA’nın ilk Türk Mühendisi olan İsmail Akbay, 2003 yılında hayatını kaybetti. Ancak Tirilyeliler onu unutmadı. Geçtiğimiz 15 Ekim’de, İsmail Akbay yapılan törenle anıldı. İsmail Akbay Uzay ve Havacılık Günleri, TRİLYE KÜLTÜR TURİZM VE DAYANIŞMA DERNEĞİ ve Mudanya Belediyesi’nin katkıları ile gerçekleştirildi.

Tirilye Kültür Merkezi’nde yapılan konferansta Akbay anılırken konuşmacılar arasında Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği Başkanı Avukat Bahadır Gürer de vardı.

Gençlere havacılığı ve uzayı sevdirmek üzere atölyeler düzenlendi. Model uçak, simülasyon, roket yapımı tanıtıldı.

İsmail Akbay kimdir?

17 Ekim 1930’da doğdu. Üniversite eğitimini Tenessee Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünde 1956’da tamamladı. Yaptığı çalışmalar, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD’ye yerleşen, modern roketlerin babası olarak tanınan Dr. Wernher von Braun tarafından fark edildi. Von Braun birlikte çalışmak üzere Akbay’a teklif götürdü.

NASA’ya giren Akbay, Apollo uçuşlarında uzaya ve aya yolculuğu sağlayacak Saturn V roketlerinde çalışmaya başladı. Devasa roketler konusunda attığı adımlar nedeniyle NASA İsmail Akbay’a özel başarı ödülü verdi.

1994’te emekli oldu

Otuz yılı aşkın bir süre Marshall Uzay Merkezi’nde çalışan ve üst düzey yönetim kademelerinde yer alan İsmail Akbay, 1994 senesinde Teknoloji Kullanım Yöneticiliği görevindeyken emekliye ayrılarak kendi özel şirketini kurup çalışmalarına burada devam etti.

Türkiye’de havacılığın ve uzay çalışmalarının sevilmesi için İzmir’de Uzay Kampı kurulmasında da İsmail Akbay’ın büyük katkısı oldu. 2000 yılında açılan merkez halen faaliyetlerini sürdürüyor.

2003’te hayatını kaybetti

İsmail Akbay, ne yazık ki 2003 yılında bir kazada hayatını kaybetti. Huntsville kentinde bulunan evinin soğuk hava sisteminde meydana gelen elektrik kontağından çıkan yangında eşini kurtardı. Ancak köpeklerinin içeride olduğunu ve çıkamadığını anlayınca yangının içine daldı. Akbay ne yazık ki köpeklerini kurtaramadı ve dumandan zehirlenerek hayatını kaybetti.

Uzay araştırmasına katılmayan uluslar bu teknik devrim karşısında ezileceklerdir. ...Dinozorlar yok oldu çünkü bir uzay programları yoktu.

• 
  

The YearGerçek Dostlar 21 Nisan 2024 İbrahim Birol      http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/