31 Mayıs 2018 Perşembe

RAMAZAN SOHBETLERİ (8)



sultanahmet cami resim ile ilgili görsel sonucu



Merhaba Gönül Dostlarım,

" Nerede o eski Ramazanlar? Ramazan ayı boyunca bu cümleyi en az bir kaç kez duymuş veya söylemişizdir.
Ramazanlar mı değişti yoksa biz mi Ramazanları değiştirdik?

Önceden komşuluk ve paylaşımın ön planda olduğu Ramazanlar geçerdi. Var olan paylaşılır normalde yetmeyecek yemekler bu şekilde bereketlenirdi. Herkesin mutlu olduğu iftarlar yapılırdı. Artık hepimiz Ramazanlar eskisi gibi değil diyoruz. Peki Ramazanlar neden eskisi gibi değil? Bunun sebebi biz miyiz? Veya asıl sebebi ne? İsterseniz eski ve yeni Ramazanları bir gözden geçirelim;

NEREDE O ESKİ RAMAZANLAR ?

Ramazanın gelmesiyle insanlar hal ve hareketlerine daha dikkat ederdi, bu durum siyasete bulaştırılmazdı diyebilirsiniz. 
Hatta bu serzenişleriniz "Nerede o eski ramazanlar? " gibi klişe bir sözle de pekişebilir. Haklısınız da, yok o eski ramazanlar.


ramazanda sultanahmet etkinlikler ile ilgili görsel sonucu
ramazanda sultanahmet etkinlikler ile ilgili görsel sonucuİnsanların ramazan ayında birbirlerine daha saygılı, anlayışlı davrandığı, inançları başka mecralara çekmediği ramazanlar yok. Bunlar geri gelir mi, yada ne zaman geri gelir meçhul ama en azından eski ramazan da yaşanan bazı güzellikler hala mevcut. Örneğin macuncular, mısırcılar, kestane pişirenler, karagöz hacıvat oyunları , 

şenlikler, fakirlere yardım kampanyaları, iftar çadırları v.b.

Nereden mi bahsediyorum ? Tabi ki bu davranışı her ramazan göstermeye gayret eden İstanbul'un mistik bir o kadar da turistik ilçesi Sultanahmet' ten.

Eski ramazanların havasını taşıyan daha güzel bir yer bulunamazdı sanırım. Fevkalade camisi, temiz çevresi, müsait park alanları ile diri bir görünüme sahip bir ilçe. Adımlarınızı atmaya başladığınızda caminin güzelliği, efsanevi köftecileri ve ramazana özel aktiviteleri ile sizi selamlamaya başlar 

 “Nerede o eski ramazanlar” sözü bunların başında gelir. Değişimin kaçınılmaz olduğunu kavrayamamış belkide görmek istemeyen kişilerce her fırsatta dile getirilen bir özlem cümlesidir. “Bizim zamanımızda şunlar şunlar vardı, şimdiki gibi değildi efendim” sözleriyle alır başını gider. Sonra bütün televizyon kanallarımızda; sahur özel, iftara doğru gibi programlarda patlama yaşanır. Herkes dinine bağlı hale gelir ne hikmetse. 11 ay boyunca olmadık rezillikleri yapan kanallarımız imana gelirler.
ramazan eÄŸlenceleri ile ilgili görsel sonucuSanatçılar sırayla ilahi okumaya başlarlar. Gazeteler promosyon olarak islam ansiklopedisi falan vermeye başlar. Pide satışları tavan yapar. Resmen pide festivali yaşanır. Herkes sıcak pide alabilmek için dakikalarca sıra bekler. 
Coca-Cola’ nın reklamları tsm melodileri ile süslü, aileyi ön planda tutan reklamlar haline gelir… falan filan şeklinde uzatılabilir liste. 
Neyse bana göre ramazana gelirsek: Çocukluk dönemlerimde ramazan ayı hep kış aylarına denk gelirdi. Bu yüzden ramazan bana hep soğuk kış gecelerinde kalkıp birşeyler yemenin hazzını hatırlatır. Fakat artık iyice yazın içine girdi. Havalar sıcak, günler uzun, Ama bununda güzelliği ayrı

 Bize eski ramazanların güzelliğini devamlı yaşatması dileğiyle...

Alıntı


https://youtu.be/mody7Mxl4BU








Günün Sözü : " Sevgini verirsen eğer, paylaşmaya değer."

İbrahim Birol,  http://ibrahimbirol.blogspot.com.t/
31 Mayıs 2018, Antalya- Turkey







29 Mayıs 2018 Salı

RAMAZAN SOHBETLERİ (7)



ramazanın bereketi ile ilgili görsel sonucu



Merhaba Gönül Dostlarım,

' Ramazan Sohbetleri ' adı altında başlattığım yazı dizimizin bugünkü konusu, Cuma Mesajları,  Cuma Günleri sosyal medyada paylaşılan Cuma Günü ile ilgili mesajlar. Perşembeyi Cumaya bağlayan gecelerde başlayan ' Hayırlı Cuma' lar'  olarak paylaşılan bu hazır  Cuma mesajları, sözleri ve cepten gönderilen kısa SMS’ leri Mübarek Cuma günlerinde hiç bitmiyor.  

Camilerin dolup taştığı, ibadetlerin yapıldığı Cuma günlerinin önemi çok fazladır. 
Ramazan ayının başlaması ile  birlikte Cuma günlerini daha da anlamlı hale getirmektedir...
Vatandaşlar bu özel günde  Cuma mesajları, sözleri ve SMS’ leri de sosyal medyada paylaşılırken bugünü anlatan ayetler de önemini göstermektedir.

Aşağıdaki yazımda, Cuma Günü Mesajlarını ve de  SMS' leri paylaşan vatandaşların dikkat etmeleri gereken bazı ince ve bir o kadar da hassas Dini mevzuatlar, düşünce ve duygular mizahi bir şekilde anlatılmak isteniyor.

"Her kimin âlemde mikdârıncadır tab’ ında meyl." 
Fuzûlî’ nin ' sever redifli ' gazelinden bir mısra.
Açıklaması :
“Herkesin kıymetinin ne olduğu, âmiyâne bir tabirle (ne kadarlık adam olduğu) meyl ettiği yani eğilim gösterdiği, kavuşmak arzûsunda bulunduğu şeyden bellidir.”   Anlamına gelir 


Önce Kendinizi Sevin, sonra da Sevdiklerinizin, sahip olduklarınızın ve size değer verenlerin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın... Unutmayın ki, sizin şikayet ettiğiniz yaşamınız, belkide  başkasının hayali olabilir.



HAYIRLI  CUMALAR...
  • Çalışanının hakkını yiyip, vergi kaçıran ama Cumayı kaçırmayan işveren, hayırlı Cumalar..
  • Apartman girişine “Mülk Allah'ındır” yazıp kira iki ay gecikince kiracıyı sokağa atan sakallı hacı, sana da hayırlı Cumalar..
  • Torpili patlatıp başkasının yerine işe giren , beş vakit namazını kılıp internette paylaştığı cuma mesajlari ile yediği kul hakkını ödeyeceğini zanneden din kardeşim, sana da hayirli cumalar...
  • Dolmuşa dört çocukla binip , bir kişi parası veren ama üç kişilik yerde oturup kendisini kimsenin görmediğini düşünen hanım abla, sana da hayırlı Cumalar..
  • Faiz haramdır deyip, bankadan çektiği kredi İle evladına araba alan hacı baba, sana da hayırlı Cumalar..
  • Her Cuma hayırlı Cumalar mesajı paylaşan Cuma namazının kaç rekat olduğunu bilmeyen Cumartesi gecesi meyhane meyhane gezen muhterem din kardeşim, sana da hayırlı Cumalar...
  • Profil resminde film yıldızı gibi resmî olup Cuma Twitt'i atan ehli namus bacım, sana da hayırlı Cumalar..
  • Dini sadece oruç tutmak, namaz kılmak ve kendine kestiği kurban zannedip haksızlığa, adaletsizliğe, hırsızlığa ses çıkarmayan dini bütün kardeşim, sana da hayırlı Cumalar..
  • Elinden Kuran, ağzından yalan, boğazından haram eksik olmayan sözde Müslüman kardeşim, sana da hayırlı Cumalar..
  • Ölçüde, tartıda, sayımda hile yapıp , yediği kul hakkını hiç bir para ile ödeyemeyeceğini bildiği halde suçu başkalarına yüklemeye çalışan din kardeşim, sana da hayırlı cumalar ...
  • Dini günlerde bayramlarda erzak paketi dağıtan, kapı komşusunun açlığından haberi olmayan sözde yardım eden hayırsever iş adamı, sana da hayırlı Cumalar..
  • Yüzüne güldüğü kişinin arkasından rahatça konuşup kötüleyen, atıp tutan ama internette dinî ve ahlâkî paylaşımlar konusunda mangalda kül bırakmayan iki yüzlü riyakar din kardeşim, sana da hayırlı Cumalar..
  • Allah'ın "Kul hakkı İle huzuruma gelme dediğini bilmezmiş gibi kul hakkını omuzlayıp Camide İlk safta yer alan Müslüman, sana da hayırlı Cumalar..
  • Sucuğun etiketine yüzde 100 dana eti yazıp, bağırsağı baharatlı mekanik kıyma ile dolduran, vatandaşın sağlığını düşünmeyen, para hırsına kapılmış sözde Müslüman, sana da hayırlı Cuma’ lar..
  • Bulunduğu koltuk, mevkii ve makamı sorumsuzca ve menfaati doğrultusunda kullandığı halde, her şeyi Hak, Devlet ve Millet için yaptığını söyleyip bizi ikna edince İLAHÎ ADALET’in tecelli etmeyeceğini zanneden din kardeşim, Sana da hayırlı cumalar..
  • Helal’ i Haram’ ı çok iyi bildiği halde , yaptığı işi ve kazancını sorgulamayıp, beş fazla olsun, nasıl olursa olsun deyip dünya malına tamah edip hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan din kardeşim, sana da hayırlı Cumalar..
  • Kula kulluk yapmayan, yalnız Yaradana kul olmaya çalışan, haktan ve adaletten ayrılmayan, doğru ve dürüst kalmaya çabalayan güzel insanlar, size de hayırlı Cumalar...
Alıntıdır

Günün Sözü :

" Yaşadığın yeri cennet yapamadığın sürece, kaçtığın her yer cehennemdir."

İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
29 Mayıs 2018, Antalya-Turkey

27 Mayıs 2018 Pazar

RAMAZAN SOHBETLERİ ( 6 )






ramazan ayı iyilik ayı resim ile ilgili görsel sonucu


Merhaba Gönül Dostlarım,


Toplum olarak temel değerlerimizden olan yardımseverlik, bizleri daha insancıl olmaya ve hayatımızı anlamlı kılmaya yarayan temel taşlardandır. Yakın yüzyıla bakarak Osmanlı Devletinin yardımseverliğe ne derecede önem verdiğini ''sadaka taşlarını'' örnek göstererek anlayabiliriz. 
osmanlıda sadaka taşı nedir ile ilgili görsel sonucu Sadaka Taşı Hakkında bilgi Osmanlıda, derdini kimseye anlatamayan fakirler ihtiyacı olduğunda gecenin geç saatlerinde sadaka taşının yanına para almaya gelirlermiş. Parayı aldıktan sonra, kalanını kendisi gibi ihtiyacı olanları düşünme terbiyesi ile bırakır ve sadakayı bırakana kalbinden duasını edip dönermiş.

Maddi durumu iyi olan İnsanlar bu taşlar üzerine ihtiyaç sahiplerinin alması için sadaka bırakırlarmış, ihtiyacı olan kişilerse bu taşlar üzerinden ne kadar ihtiyacı varsa o kadar alırlarmış, günümüz ile kıyasladığımız zaman çok üst seviyede bir davranış değil mi?


ramazan ayı iyilik ayı resim ile ilgili görsel sonucu
Türk toplumu olarak geçmişten günümüze kadar uzanan yardımlaşma duygusu halen tam hızıyla sürdürülmekte, nerede bir afet, savaş yada kötü bir olay olsa uzaklığı, dili, dini, ırkı ne olursa olsun Türk yardım kuruluşlarını orada görüyoruz, sms ile yardım mesajları atıyor, gıda yardımı yapıyor, maddi ve manevi yardımlarda bulunuyoruz, sınır kapılarımızı açıyor ve onlara güvenli bir hayat sağlama imkanı sağlıyoruz, bizler için bir gurur kaynağı oluyor.

Önce Kendinizi Sevin, sonra da Sevdiklerinizin, sahip olduklarınızın ve size değer verenlerin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın... Unutmayın ki, sizin şikayet ettiğiniz yaşamınız, belkide  başkasının hayali olabilir.


Ramazan Yardımlaşma Ayı

ramazan ayı iyilik ayı resim ile ilgili görsel sonucuRamazan bir yardımlaşma ayıdır. Bu ayda kalpler yumuşar, gönüller genişler, cömertlik hisleri canlanır. Varlıklı olanlar fakirlerin halini, ihtiyaçlarını, kendileri de aç kalınca daha iyi anlarlar. Oruç olmasaydı sadece kendi menfaatini düşünen bazı zenginler açlık ve fakirlik sıkıntısını bilmez, dolayısıyla ihtiyaç sahibi kimselerin yardıma ve şefkate muhtaç olduklarını akıllarına getiremezlerdi. 

Böylece insan kendi cinsine karşı şefkatli davranmakla hakikî mânâda bir şükür kapısını açmış olur. “Hangi fert olursa olsun, kendinden bir cihette daha fakirini bulabilir. Ona karşı şefkatle mükelleftir.

Eğer oruç vasıtasıyla nefsine açlık acısını çektirme mecburiyeti olmasaydı, insan şefkat ederek yapmakla vazifeli olduğu yardımı yapamazdı. Çünkü açlık sıkıntısını bilmeyen insan başkasının derdini nasıl bilecek, nasıl yardımına koşacaktır? Atalarımız bile “Tatmayan bilmez” demişlerdir.

Bu açıdan Ramazan, fakir fukaranın gözetildiği, yoksulların yardımına koşulduğu, yalnız ve kimsesiz insanların elinden tutulduğu bir mevsimdir. Oruçlu mü’minler bu ayda yardım etme, infakta bulunma, hayır hasenat yapma, insanlar hangi şeye ve neye ihtiyaç duyuyorlarsa o konuda destekte bulunmada bir yarış içine girerler.

Hayır yaparken, sadaka ve infakta bulunurken, bu işi yapanlar bundan çok büyük bir haz duyarlar ve ferah dolu bir zevk alırlar.

En faziletli sadaka ne zaman verilendir?” diye sorulduğunda,

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem, “Ramazan ayı içinde verilen sadakadır” buyurdu. (Beyhakî, 4:305)
Alıntıdır. 

Günün Sözü :

ramazan ayı iyilik ayı sözler ile ilgili görsel sonucu

İbrahim Birol,  http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
27 Mayıs 2018, Antalya- Turkey





25 Mayıs 2018 Cuma

RAMAZAN SOHBETLERİ ( 5 )









Merhaba Gönül Dostlarım,

Bugünkü yazımızın konusu ' Oruç Tutmak'
İslam dininde oruç tutmak, bedenle yapılan bir ibadettir. Oruç tutmak, farz olan bir ibadettir. İslam’ ın beş şartından biridir. Farz olarak oruç tutmak yılın belli bir zamanında gerçekleştirilir. Hicri Takvim’ e göre Ramazan ayında Müslümanlar bir ay boyunca oruç tutar.

Oruç tutmanın sağlığa faydaları artık bilimsel açıdan da kabul edilen bir gerçektir. 
Ramazan ayında ifa edilen orucun, bilimsel olarak sağlık açısından iki temel faydası olduğu ispatlanmıştır.
İslamın, Hastalıkların tehlikesini otomatik olarak ortadan kaldıran bir sağlık programı var. 
' Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed  "Oruç tut sıhhat bul" sözlerinin bilim ile örtüşmesine şaşırmıyoruz. Ve bizler orucumuzu sağlığa olan katkıları için değil, Rabbimiz emrettiği için tutmaya devam edeceğiz. Bizi sağlıklı ve mutlu kalmaya mecbur edene Hamd ile.'
Otofajoni; yani insan vücudunun aç kalınca zayıf ve hastalıklı hücrelerin içindeki gereksiz parçacıkları yok etme programını keşfetti. Genlerdeki mutasyonlar hastalıklara neden olurken, aç kalma süreçlerinin kanser ve nörolojik hastalıklar gibi bazı vakalarda düzelmelere sebep olduğu gerçeğini ve sağlığa katkılarını kanıtladı. 39. Nobel Tıp ödülünü aldı. Ohsumi "Üç günlük oruçtan sonra vücudun bağışıklık mekanizması yeni akyuvar oluşumunu tetikliyor, vücut bağışıklık sistemini tamamiyle yeniliyor. Bu konuda müslümanların orucu adeta bir yenilenme programı olarak karşımıza çıkıyor.

Önce Kendinizi Sevin, sonra da Sevdiklerinizin, sahip olduklarınızın ve size değer verenlerin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın... Unutmayın ki, sizin şikayet ettiğiniz yaşamınız, belkide  başkasının hayali olabilir.

Nobelli bilim adamı ispatladı! Oruç sağlığa iyi geliyor

Japon bilim adamı Yoshinori Ohsumi orucun faydalı olduğunu bilimsel olarak kanıtladı. Buna göre; oruç tutanların vücudundaki değişim 3. günden itibaren başlıyor.


Japon bilim adamı oruç hakkında öyle ÅŸeyler söyledi ki...Japon biyolog ve bilim insanı Yoshinori Ohsumi orucun insan sağlığına iyi olduğunu bilimsel olarak ispat etti. Yoshinori Ohsumi bu alandaki çalışmalarıyla 2016 Nobel Tıp Ödülü kazandı. 2016 Nobel Tıp Ödülü'ne hücrelerin kendi kendini sindirmesi olarak bilinen otofaji alanındaki çalışmaları nedeniyle layık görülen Japon bilim adamı, bu çalışmaları ile orucun insan sağlığına iyi geldiğini bilimsel olarak da ispatlamış oldu. 
AKYUVAR OLUŞUMUNU TETİKLER
1990'lı yılların başından itibaren otofajiyle ilgilenen Japon bilim adamı Yohsinori Ohsumi, Nobel ödülü almasına neden olan bu çalışmasında, oruç ile uzun süreli açlık esnasında beynimiz hummalı bir faaliyet gösterirken sağlıklı hücrelerde diğerlerini yok ederek vücut beslenmesine devam ettiğini bilimsel olarak ispatlıyor. Bu konuda bir araştırma yazısı yayınlayan bilim adamına göre 3 günlük oruçtan sonra vücudun bağışıklık mekanizması yeni akyuvar oluşumunu tetikleyerek vücudun bağışıklık sistemini tamamıyla yeniliyor.  Çığır açan bu araştırmaya göre 3 günlük oruç yaşlılarda bile vücudun bağışıklık mekanizmasını komple yenileyerek vücudun dinçleşmesini sağlıyor. 
BAĞIŞIKLIĞI DA GÜÇLENDİR  
Diyet uzmanları tarafından oruç diyetleri sıkı bir şekilde eleştirilse de, araştırmaya göre vücudu aç bırakmak kök hücreleri tetikleyerek yeni akyuvar üretilmesine yol açıyor. Bağışıklık sistemleri yaşlılık nedeniyle zayıflamış ve basit hastalıklara karşı bile dirençsiz kalmış yaşlılarda da bu oruç faydalı oluyor. Açlık vücuttaki kök hücrelerindeki bir düğmeyi aktif hale getirerek vücudun bağışıklık sisteminin kendini yenilemesini gerçekleştiriyor. 

VÜCUDU ARINDIRIR
Hücreler bize benzemeseler bile bazı durumlarda aynı insanlar gibi hareket ediyorlar. 
Çöplerini özel torbalara dolduruyorlar (otofagozomlar), ve konteynerlere depoluyorlar (lizozomlar). En kirli olanları yok edilip sindiriliyor, bazıları da yeniden dönüştürülerek enerji üretiminde kullanılıyor. Otofaji vücut stres altındayken çok daha fazla çalışıyor. Mesela oruç tutarken ya da açlık sırasında. Bu durumda hücre enerji üretimini kendi iç imkanlarını kullanarak yapmaya çalışıyor ve tabii ki ilk olarak çöpünü ve patojen bakterileri sindirerek başlıyor.
Alıntı :www.gunes.com
https://youtu.be/qNex-UerMVQ
orucun bilimsel faydaları kısaca ile ilgili video

Günün Sözü :
" Oruç; İhtiyaç sahibine gitmek suretiyle kendimize geldiğimiz muhteşem seyahat."

İbrahim Birol,  http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
25 Mayıs 2018, Antalya- Turkey


21 Mayıs 2018 Pazartesi

RAMAZAN SOHBETLERİ (4)





GECE GÖRÜNÜMLÜ İSTANBUL CAMİLERİ ile ilgili görsel sonucu




Merhaba Gönül Dostlarım,

Bugünkü Ramazan Sohbetleri yazımda, aşağıdaki  " KUTSAL MEKANLAR EVRENSEL KANUNU" başlıklı bir yazımı tüm dünya insanlarına bir kez daha hatırlatmak ve son günlerde dünya kamu oyunun dikkatini çeken KUDÜS' teki tasvip etmediğimiz bazı gelişmeler ve olaylar hakkında bir farkındalık yaratmak adına, bu yazımı Gönül Dostlarımla bir kez daha paylaşmayı bir görev addediyorum. 

Not : ( yazının tamamını  okumak isteyen Gönül Dostlarıma, aşağıdaki link adresini kullanmalarını tavsiye ederim.)   www.oslocenter.no/wp-content/uploads/2012/03/tyrkisk_endholycode.pdf


KUTSAL MEKANLAR EVRENSEL KANUNU

" Aşağıda imzası bulunan ve dünyadaki dini gelenekleri temsil eden biz, düşünce, vicdan ve din özgürlüğü ve dini geleneklerin bütünlüğü için ortak bir payda arayışı ve diyalog ruhuyla, karşılıklı saygı temelinde iş birliği yapmaya kararlı olarak, kutsal mekanların ilgili dinlerinde veya inanç geleneklerinde dünya çapında kutsal kabul edildiği ve insanların ve toplumların kutsal mekanlara olan bağlılıklarının inançlarına bakılmaksızın herkes tarafından saygıyla karşılandığı bir dünya görüşünü paylaşarak, dini azınlıkların kutsal mekanlarının özel bir kırılganlığı olduğunu akıldan çıkarmayarak ve kutsal mekanların dünyadaki birçok çatışmada ihtilafların odak noktası veya yıkımların hedefi olduğunu kabul ederek, kutsal mekanların korunması, bu mekanların kullanılmasında dini özgürlüğün temin edilmesi ve onların barışın, uyumun ve uzlaşmanın yerleri olarak tanıtılmasına ilişkin bir ilkeler çerçevesi araştırarak, kutsal mekanlara ilişkin çatışmaları irdelemede ve hangi dinden olursa olsun diğerlerinin kutsal mekanlarını korumak için lehte konuşma ahlaki sorumluluğunu üstlenmede dini liderlerin pozitif rolünü tanıyarak, din veya inanç özgürlüğünü ve diğer insan haklarını koruyan, kültürel mirası muhafaza eden ve silahlı çatışmalarda sivilleri koruyan uluslar arası anlaşmaları ve normları temel alarak, Aşağıdaki hükümlere saygı göstermeyi, ilgili hükümlerin dünya çapında gerçekleşmelerini sağlamayı ve onaylanmaları çağrısında bulunmayı resmi olarak taahhüt ediyoruz."

Önce Kendinizi Sevin, sonra da Sevdiklerinizin, sahip olduklarınızın ve size değer verenlerin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın... Unutmayın ki, sizin şikayet ettiğiniz yaşamınız, belkide  başkasının hayali olabilir.


İslam dininin manevi atmosferini ayakta tutan ve ruhunu doyurmak isteyenlerin ziyaret ettiği mekanlar, Ramazan ayıyla birlikte daha çok ziyaretçiyi ağırlıyor.

1. Mevlana Türbesi ve Müzesi / Konya

Çağlar ötesinden verdiği mesajlarla, kendini öğrenmeye ve aşka dayanan felsefesiyle, yirmiden fazla dile çevrilen Mesnevi’siyle, hoşgörünün sembolü olan Mevlana,  bugün dahi gönüllerde yeni ufuklar açmaktadır. Konya’ya gidenlerin mutlaka ziyaret ettiği yapıda, Kubbe-i Harda (Yeşil Kubbe) olarak anılan türbe, dergah eşyaları ve değerli elyazmaları mutlaka görülmesi gereken bir yapı. Sekiz telli keman, sabır taşları ve astronomi dersleri için kullanılan küre ise ilgi çeken diğer parçalar arasında yer almakta.

2. Balıklıgöl (Halil-ür Rahman Gölü) / Şanlıurfa

9 bin yılı aşkın tarihiyle; Hz. İbrahim’in doğduğu, Hz. Eyyüb, Hz. Şuayp, Hz. Nuh, Hz. Lut, Hz. Musa, Hz. Yakup gibi peygamberlerin yaşadığı; Hz. İsa’ nın da kutsadığı şehir olan Şanlıurfa, dinler tarihi ve inanç turizmi açısından dünyada önemli bir yere sahip. Nemrut ve halkın taptığı putlarla mücadelesinde, putları kıran Hz. İbrahim bugünkü Urfa Kalesi’ nin bulunduğu tepeden ateşe atıldığında; düştüğü yerde ateşin su, odunların balık olmasıyla bu göl oluşur ve etrafı gül bahçesine dönüşür. Göldeki su şifalı, balıklar kutsal kabul edilmektedir.

3. Ulu Camii / Bursa

Kent merkezinde yer alan cami, Bursa’ nın en önemli sembollerinden biridir. I. Bayezit tarafından 1396-1399 yılları arasında yaptırılan Ulu Camii, iç cemaat yerinin genişliğiyle dikkat çeker. Evliya Çelebi’ye göre Bursa’ nın Ayasofya’ sı olan cami, çok ayaklı camilerin en klasik örneğidir. Tüm yönlere bakan kapılarıyla, tam ortasında bulunan 65 metre kare genişliğindeki şadırvanıyla dikkat çeker.

4. Hacı Bayram Camii ve Türbesi / Ankara

Mutasavvıf ve şair olan Hacı Bayram-ı Veli, 14. ve 15. yüzyıllarda Anadolu’da yaşamış, bilim ve tasavvufu birleştirmeyi başarmıştır. Bayramiye Tarikatı’ nın kurucusudur. 1427 ya da 1428 yıllarında yapılan Hacı Bayram Camii, dikdörtgen planlıdır. Cami' nin mimarı Mehmet Bey olup, camii 1714 yılında tamir görmüştür. Ahşap, kalem işi, çini süslemeleriyle cami mimari açıdan oldukça zengindir.

5. Hacı Bektaş Veli Dergâhı / Nevşehir

Hacıbektaş ilçesinde yer alan dergâh, Bektaşi Tarikatı’ nın pir evidir. 13. Yüzyılda yaşayan Hacı Bektaş Veli, Anadolu’ nun Türkleşmesinde ve Osmanlı’ nın kuruluşunda etkisi olan bir Türk düşünürüdür. Hacı Bektaş Veli’ nin öğretilerinin ortaya çıktığı ve dünyaya yayıldığı bu merkez, iç tasarımı ve türbe mimarisi açısından büyük önem taşır.

6. Hırka-i Şerif Camii / İstanbul

Adını, Hz. Muhammed’in Veysel Karani’ ye hediye ettiği Hırka-i Şerif’ten alan cami, her yıl Ramazan ayının ilk cumasında mübarek emaneti ziyarete açarak, peygamber efendimizi sevdalılarıyla buluşturuyor. Cami, 1851 yılında Hırka-ı Şerif’in muhafazası ve ziyaret edilmesi için Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmış. 1500 yıllık emanet, bugün Karani’ nin torunları tarafından korunmakta. Her yıl 1 milyondan fazla kişi bu camiyi ziyaret etmekte ve gül kokulu bu emanete kavuşmaktadır.

7. Selimiye Camii / Edirne

İstanbul’un fethinden önce başkent olan Edirne’ nin silüetinde ihtişamıyla anıtlaşan Selimiye Camii, 16. yüzyılda II. Selim adına yaptırılmıştır. Mimar Sinan’ ın ustalık dönemi eseri olan cami, ince ve zarif 4 minaresi ve büyük kubbesiyle dikkat çeker. Dünya Miras Listesi’ne 2011 yılında dâhil edilmiştir.

8. Hz. Veysel Karani Türbesi

Siirt’in Baykan ilçesinde bulunan türbe asıl adı Üveys bin Âmir Karni olan Hz. Veysel Karani’ ye aittir. Veysel Karani’ nin doğum tarihi bilinmemekteyken, ölüm tarihi 657’ dir. Onun en önemli özelliği Peygamberimize olan aşkı, annesine saygısıdır. Peygamberimiz bir hadisinde “Beni ziyaret etmek imkânına erişemediğinizde, kardeşim Veysel Karani’ nin makamını ziyaret ediniz” buyurmuştur.

9. İshak Paşa Sarayı Camii / Ağrı

Bir külliye olan bu yapı, Osmanlı’ nın Lale Devri’ ndeki son büyük anıtıdır. Yapımı yaklaşık yüz yıl süren camii, sanat tarihi açısından da önemli bir eserdir. Osmanlı, Selçuklu ve Fars mimarilerinden esintiler içeren saray, Edirne ve Topkapı Sarayı’na benzetilmektedir. Çevre köylerden beyaz, Ağrı Dağı’ ndan siyah taşlar getirilerek yapılan sarayın her detayında gizem hissedilmektedir.

10. Ulu Camii / Diyarbakır

Anadolu’ nun en eski camisi olan Ulu Camii, 639 yılında kentteki bir kilisenin camiye çevrilmesiyle oluşmuştur. Selçuklu, Artuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlı dönemlerinden de izler taşıyan camii, İslam dünyasında beşinci Harem-i Şerif olarak bilinmektedir.
Alıntı : https://www.biletall.com/blog/ramazan-ayinda-ziyaret-edilmesi-gereken-10-yer/

Günün Sözü :

kutsal mekanların korunması ile ilgili görseller ile ilgili görsel sonucu
İbrahim Birol,  http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
 21 Mayıs 2018, Antalya-Turkey

20 Mayıs 2018 Pazar

RAMAZAN SOHBETLERİ (3)



RAMAZAN ayı RESİM ile ilgili görsel sonucu


Merhaba Gönül Dostlarım,

 " Ramazan Sohbetleri " adı altında yayınladığım bugünkü yazı dizisinin konusu " Unutulan Ramazan Gelenekleri." 
Ramazan ayı geldiğinde herkeste bir heyecan başlar, ramazan ayı ibadetin en yoğun yaşandığı ay olduğu kadar ramazan eğlenceleri ile de özellikle çocukların beklediği özel bir zamandır. Canbazlar , hokkabazlar , macuncular , kağıt helvacılar , karagöz ustaları , meddahlar , ortaoyuncular ramazan ayının arefesinde aranıp bulunur ve ramazan eğlenceleri haftalar önceden ayarlanırdı.
Ramazan boyunca devlet önde gelenlerinin ve varlıklı kişilerin konaklarında halka açık iftar sofraları kurulur, sofraya oturanlara diş kirası adı altında armağanlar ya da para verilirdi. Akraba ve dostlar arasında ramazanın ilk haftasında habersiz iftara gitmek bir saygı belirtisi sayılırdı. Daha sonraki günlerde de büyükler, akraba ve dostlar iftara davet edilirdi.

Son yıllarda belediyeler eski ramazan şenlikleri tarzı ramazan eğlenceleri düzenliyorlar ancak tabii ki o eski tadlar artık yok. Ucuz olsun da ne olursa olsun mantığı bu alanda da kendini gösteriyor. Ramazan eğlenceleri bir organizatör şirkete veriliyor ve şirket de ucuz olsun da ne olursa olsun düşüncesiyle her sanatın amatörünü buluyor

Önce Kendinizi Sevin, sonra da Sevdiklerinizin, sahip olduklarınızın ve size değer verenlerin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın... Unutmayın ki, sizin şikayet ettiğiniz yaşamınız, belkide  başkasının hayali olabilir.

Unutulan Ramazan Gelenekleri

On bir ayın sultanı, şehr-i Ramazan başladı. Lezzetli iftar sofraları ve keyifli sahur saatleri içinde kimi adet ve gelenek, yaşanan döneme yeni uyarlamalarla taşındı...

Ama çoğu unutuldu: İftar konuklarına verilen diş kirası hediyesi, ilk kez oruç tutan çocuklara hediyeler, çocukların orucunu satın alma, sahura kadar süren oyunlar, pişi dağıtma, eski zaman Ramazan hikayeleri...
İslamiyetin şartlarından biri olan oruç, tutsanız da tutmasanız da hayatımıza kattığı hoşluklarla bayrama hazırlıyor bizi. İhtiyaç sahiplerine yapılan gıda yardımları Ramazan geleneklerinin başında geliyor.
Değişen zamana göre yeniden yapılanarak da devam ediyor. Zengin iftar ve sahur sofraları sonrası yapılan adetler ise şimdilerde yok denecek kadar az. Örnek mi? Çoook.
DİŞ KİRASI 
GELENEKSEL RAMAZAN RESÄ°MLERÄ° ile ilgili görsel sonucuOsmanlı döneminde, özellikle zengin köşk veya konaklarda halk için sofralar hazırlanır, Tanrı misafiri olarak kapıya gelen geri çevrilmezdi.
Kuş sütü hariç her şeyin bulunduğu bu iftar sofralarında misafirler diledikleri gibi karınlarını doyurduktan sonra ayrılırken, ev sahibi tarafından kadife keseler içine hediyeler ve altın ya da gümüş akçe paralar konurdu.
Diş kirası adı ile verilen bu hediyeler, iftar sofrasına katılan kişilerin, geldikleri evin sahiplerine sevap kazanmaya vesile oldukları için verilirdi. Şimdilerde bu adet, her ne kadar unutulmaya yüz tutmuşsa da bazı yörelerde verilen küçük hediyelerle varlığını sürdürüyor.
TERAVİH NAMAZI SONRASI OYUNLAR
GELENEKSEL RAMAZAN RESİMLERİ ile ilgili görsel sonucu
Önceden Ramazan gecelerinde teravih namazı sonrası sıra geceleri yapılırmış. Hem de taaa sahura kadar... Anadolu’ daki evlerde yapılan bu sıra gecelerinde yüksük oyunu, tura oyunu, yıldız sayma, yumurta saklama oynanırmış.
Bu arada da büyüklerin anlattığı hikayeler, anılar, yöresel masal ve efsaneler dinlenirmiş. Ayrıca tepsi üzerine ters çevrilmiş 9 fincan konulur, bunlardan birinin altına saklanan yüzüğü bulma oyunu insanları eğlendirirmiş.
Oyunu kazananlar, kaybedenleri sahurda hizmet etmekle cezalandırırmış. Büyükler bu oyunları oynarken çocuklara da Karagöz-Hacivat ve kukla gösterileri yapılırmış.
İLK KEZ ORUÇ TUTAN ÇOCUKLARA HEDİYE 
Ergenlik yaşına gelmiş ve ilk kez oruç tutan çocuklara, tebrik ve takdir anlamında hediyeler alınırdı eskiden. Bu hediyeler, genellikle onların gün boyunca aklından çıkmayan, canlarının çektiği yiyecek ve yemişler olurdu.
PİŞİ DAĞITMA 
Sahur hazırlıkları sırasında kadınların un, su, tuz ile yaptığı hamurları ellerinde şekil vererek yağda kızartmalarına ‘pişi’ denir.
Günümüzde de yapılan pişi, eskiden özellikle Ramazan aylarında tepsilerce pişirilip mahalledeki komşulara, esnafa ve davulcuya da ikram edilerek paylaşılır, böylece haneye Ramazan bereketini getireceğine inanılırdı.
GELENEKSEL RAMAZAN RESÄ°MLERÄ° ile ilgili görsel sonucuÇOCUĞUN ORUCUNU SATIN ALMA ve ORUCA DİREK VURMA 
Oruç satın alma; çocukları Ramazan’ın manevi duygusu ile tanıştırmak, oruç tutmaya alıştırmak amacı ile düzenlenen bir tür oyun. “Orucunu bana sat, istediğini alayım” diyen büyükler, çocuklara çeşitli yiyecekler ve küçük eşyalar hediye ederdi.
Bazen de çocukların akşama kadar oruç tutması uygun olmadığı için öğle saatlerinde onlara yemek yedirilirdi. Bu yemek saatine de ‘oruca direk vurma’ denirdi.
(13.07.2013 tarihli Cumartesi Postası ekinden alınmıştır.)
Derleyen. Melda TUNÇEL

Günün Sözü :

Hoş geldin On bir аyın sultаnı. Bu mübаrek аyın bütün milletimiz ve islаm âlemi için hаyırlаrа vesile olmаsını diler, vаtаnımız için de en bereketli аy olmаsını temenni ederim. Sаvаşlаrın olmаdığı, kıtlıkların hiç yaşanmadığı, şehit hаberlerinin olmаdığı bir rаmаzаn аyı diliyorum. 

ramazan görselleri ile ilgili görsel sonucu

İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
20 Mayıs 2018, Antalya-Turkey


16 Mayıs 2018 Çarşamba

RAMAZAN SOHBETLERİ (2)


1-1984-Logo_svg2-SamOlyEagle1


Merhaba Gönül Dostlarım,

Ramazan ayı' nın başlamasıyla birlikte  ' Ramazan Sohbetleri ' adı altında bir yazı dizisi başlatmayı uygun gördüm, geçen seneki Ramazan ayında dini vecibelerimizi yerine getirebilmek adına  sizlerle çok değişik konulardaki  yazıları şöyle bir hatırlamaya çalışalım. Önemli camilerimizi, Türbelerimizi ve Kutsal Mekanlarımız hakkındaki yazılarımızı sizlerle paylaşma fırsatı bulmuştum.
Bu Ramazanda da  farklı yazı ve hikayelerle sizlerle birlikte olmaya çalışacağım umarım hoşunuza gidecek konular bulabilirim. 

Bu günkü yazıma ' Sağ Bacağına Vur ' başlıklı bir yazımla devam etmek istiyorum, ama öncesinde Fair Play Ödülü Hakkında kısa bir açıklama yapmakta yarar var sanırım.
Fair Play Ödülü,
Fair Play Ödülleri ülkemizde Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’ nce her yıl Olimpiyatevi’ nde düzenlenen törenle verilir. TMOK Fair Play Komisyonu’ nca yürütülen çalışmalarda, yılın son ayında yurt çapında başlatılan taramalar Mart - Nisan aylarına kadar devam etmekte, Nisan ayında toplanan Büyük Jüri, ‘Sportif Davranış’, ‘Sportif Kariyer’ ve ‘Sportif Tanıtım’ dallarında Türkiye Fair Play Ödülleri’ ni kazananları belirlemektedir. ‘Büyük Ödül’, ‘Şeref Diploması’ ve ‘Kutlama Mektubu’ olarak dağıtılan ödüller, önceki yıllarda ‘Toplumsal’ ve ‘Sportif’ olarak iki kategoride sürdürülmüş olup, günümüzde ‘Sportif’ kategoride verilmektedir.
Türkiye Fair Play Ödülü’nü kazananlar arasından birçok isim, sergiledikleri davranışlar, yaptıkları çalışmalar ve verdikleri hizmetlerle Dünya Fair Play Konseyi (CIFP) ve Avrupa Fair Play Birliği (EFPM) tarafından da 1983 yılından bu yana Dünya ve Avrupa ödülleri ile onurlandırılmıştır.

Sağ Bacağına Vur

1984 olimpiyatları ve Judo final müsabakası. Minderde Mısırlı Judocu Muhammed Ali Rasvan ve rakibi Japon Yaşuhiro Yamashita. Müsâbakalar sırasında Yamashita’ nın sağ kasları yırtılmıştır ve finâl karşılaşmasına sakat olarak çıkar. Olayı hatırlamayanlar, bilmeyenler, bulup videosunu izlerlerse görürler.

Yamashita sol ayağıyla yürüyor, sağ ayağını resmen sürüklüyor peşinden…
Maç sırasında Muhammed Ali’nin antrenörü kenardan sürekli halde bağırır.
1984 olimpiyatları ile ilgili resimler ile ilgili görsel sonucu
” Sağ bacağına oyna!”
Sağ bacağına vur !”
Hakikaten maçı izleyen herkes de görüyor ki, Muhammed’in rakibinin sağ ayağına bir defa vurması yetecekti. Fakat yapmadı.

Yenildi ve gümüş madalya ile yetinmek zorunda kaldı.
Maçtan sonra etrafını saran bütün gazetecilerin sorusu aynıydı.

-“Niçin?.. , Niçin yapmadın?…”

Cevaben:
“Benim Din’ im insana, yaralıya, hele de yaralı yerinden vurmayı yasaklıyor. Eğer o durumdayken bir de ben oradan yüklenip oraya vursaydım, sakat da kalabilirdi. Madalya için bunu o’na yapamazdım” der.

Muhammed’in bu tavrı ayakta alkışlandı ve Uluslararası Fairplay Komitesi “1984 Fairplay Ödülüne” lâyık görüldü. Daha sonra gittiği Japonya’da da onu bir kral gibi karşıladılar.

Şimdi DİKKAT !
O sene binlerce kişinin o’nun bu tavrından etkilenip, İslam’ ı inceleyip Müslüman olduğu kayıtlara geçti!..

Muhammed, kimseye “Müslüman olun” dememiş, Müslüman olmaları için de bir çaba sarfetmemiş; sadece MÜSLÜMAN gibi davranmış ve bu da yetmişti.

“Müslüman kime denir?” sorusuna Hz. Peygamber’in (S.A.S.) cevabı gayet kısa ve özdür:
-Güzel ahlak sahibi olana denir.
Hemen ardından gelen “peki güzel ahlaklı olmak ne demektir?” sorusuna ise cevabı:
“İşlediği her amelinden, kimseye bir zararı olmayan, olsa olsa yarar sağlayan insandır.”

Yani diyebiliriz ki; Müslüman “Hayırlı” kimsedir.
“İslam’ı öyle sağ canlı ve diri yaşa ki, seni öldürmeye gelen sende dirilsin.”

Alıntı

https://youtu.be/QdTwgIp1mxg

muhammed ali rasvan ile ilgili video

Günün Sözü :



İbrahim Birol,  http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
16 Mayıs 2018, Antalya-Turkey