30 Kasım 2022 Çarşamba

HOŞ GELDİN ARALIK AYI




 




 Merhaba Gönül Dostlarım,


Bu yazımı   2016-2017  Aralık aylarının ilk günlerinde sizlerle paylaşmıştım. Aralık ayı ve kış günleri hakkında daha farklı bir şeyler yazmak her zaman mümkündür fakat  ben yine de geçen seneki  yazımın  giriş Kısmını aynen aktarıyorum.

2018 yılının en son ayı olan Aralık ayının içindeyiz, iyisi ve kötüsüyle veya eskilerin deyimiyle günahı ve sevabıyla bir yılı daha geride bırakmak üzereyiz. Bir yaş daha yaşlandık,

Kış Ayı, yılın 4 mevsiminden biridir. Aralık , Ocak, Şubat, aylarından oluşur. Kış mevsimi, mevsimlerin belkide en soğuğudur. Kış mevsiminde hava sıcaklığı eksilere doğru düşer, bu düşmeyle kar ve yağmur artar. Türkiye'de kış ilk olarak Kuzey Doğu Anadolu Bölgesinden başlayarak batıya doğru ilerler. Kış mevsiminde sokaklarda kalan insan ve hayvanları da düşünmeden edemeyiz. Onlara yardım etmeli, onlar için imkanlarımız doğrultusunda sıcak ortamlar yaratmalıyız. Bu nedenle kış mevsiminin bir paylaşma mevsimi olduğunu da söyleyebiliriz.

kardan adam resim ile ilgili görsel sonucuKış mevsimi denilince akla ilk gelen şeyler kar, kartopu ve kardan adam gelir. Bu kavramlar her ne kadar soğuk olsa da bizlere çocukluğumuzu hatırlatarak içimizi ısıtır. Hangimiz çocuk olmadık, hangimiz karda kardan adam yapmadık ki? Kış mevsiminde hava sıcaklığı çoğu bölgelerde sıfırın altına iner ve don olayı gerçekleşir. Kış mevsiminde güneş ışınları dünyaya yatay olarak gelir. Bu nedenle hava oldukça soğuk olur. Türkiye'de en çok Doğu Anadolu Bölgesi' nde ağır kış koşullarına rastlanır. Örneğin Erzurum'da kar kalınlığı geçtiğimiz yıllarda 1 metreye kadar ulaşmıştır. Hava sıcaklığı da -30 derecelere kadar düşmektedir. Kış mevsiminde insanlar daha kalın giyecekleri tercih ederler.

Noel ve Yılbaşı Nedir? Neden ve Kimler Kutlar?

Noel, her yıl 25 Aralık tarihinde İsa'nın doğumunun kutlanıldığı Hristiyan bayramı. Eski takvimde günler gün batımıyla yenilendiği için, kutlamaları 24 Aralık akşamdan (Noel arifesi) başlayarak ertesi sabaha kadar sürer ve 25 Aralık'ta pek kutlanmaz. Bazı mezheplerde farklı tarihlerde kutlanılır. Örneğin, Ortodoksluk' ta Jülyen takvimine göre kutlarlar. Ayrıca Doğuş BayramıKutsal Doğuş  veya Milât Yortusu olarak da bilinir.
 Yılbaşı, herhangi bir takvime göre içinde bulunulan yılın bitimi ve yeni yılın başlangıcı. Dünyada en yaygın kullanılan takvim olan Gregoryen takvimini kullanan ülkelerde 31 Aralık'ı 1 Ocak'a bağlayan gece yılbaşı gecesi veya yılbaşı akşamı olarak adlandırılır ve kutlanır

Kış Mevsimi

Kış mevsimi zorluklarla doludur. Kar, yağmur, soğuk, fırtına… Bu kelimeler insana çok uzak ve sevimsiz gelse de kış mevsiminin zorlukları ile birlikte güzellikleri de vardır.

Kış mevsimi insanların bir araya gelmesine yardımcı olur. Yazın tatil amacı ile kendilerini sokaklara atan, farklı farklı yerlere dağılan insanlar kış mevsiminin gelmesi ile birlikte evlerine geri döner, evlerinde daha çok zaman geçirmeye başlar. Bununla birlikte sıcacık yanan bir soba, sobanın üstündeki kestaneler günümüzde çok fazla rastlanmasa da kış mevsiminin güzelliklerinden bazılarıdır.

Aralık ayında  doğan tüm Dostlarımın, Doğum Günlerini en iyi dileklerimle kutlar, Sağlık, Mutluluk ve Huzur içinde nice yeni yaşlar ve  yıllar  temenni ederim.

Önce Kendinizi Sevin ve sonra  Sevdiklerinizin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...
En iyi dileklerimleEsen kalın. 
Unutmayın ki, sizin beğenmediğiniz yaşantınız, bir başkasının hayali olabilir...

~İbrahim Birol~

       https://youtu.be/jRWDY0O6CKM?si=Kb6WpKA1HzFvGJ63                 
  Günün Sözü :" Kışı sevmem ben, damı akan evler, ayakkabısı  delik çocuklar, ocağı yanmayan analar, utanan babalar gelir aklıma sevmem ben Kara Kışı."
  the Year          Gerçek Dostlar    ⚠️     30 Kasım 2022

              




25 Kasım 2022 Cuma

SÖZCÜKLER ÖTESİ (3)


BEYNİNE İYİ BAK - MÜMİN SEKMAN
“Beyin kullanma Kılavuzu” ndan beyninizi doğru kullanmak için kullanışlı ipuçları…
1- Beyin açık havadayken ve ayaktayken daha iyi çalışır. İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Önemli kararlarınızı alırken kapalı alandaysanız, “volta atmayı” deneyebilirsiniz.
2 – Yürürken kolları sallamak beynin performansını olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada, kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz?
3- Yabancı bir dil öğrenme beyni güçlendiriyor. Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni kelime öğrenip, kullanabilirsiniz. Sözlük okuyabilirsiniz. Alışveriş listesi veya telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.
4- Zihinsel jimnastik /antrenman yapın. Bunun için çeşitli bulmacaları çözebilirsiniz. Satranç gibi akıl oyunları oynayın. Yatkınsanız, meditasyon, yoga gibi zihni dinginleştiren teknikler üzerinde çalışın.
5 – Rutin olarak tekrar ettiğiniz davranışlardan vazgeçin. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizle taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin. En azından bir günlüğüne televizyon kumandasını sık kullanmadığınız elinizde tutun.
6 – Entelektüel zevklerinizi geliştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş antolojisinden birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin!
7 – Her gün güzel bir resme veya fotoğrafa bakmaya çalışın. Estetik algınız, gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir.
8 – Sevdiğiniz bir müziği bir süre gözleriniz kapalı dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klâsik müziğin zekâya 7 puan ekleyebildiği iddia edilmektedir.
9 – Günde aklınızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkındaysa, hayatınız da ona göre şekillenir. Unutmayın, kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda da onu çoğaltırsınız.
10 – Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek, beyin ve düşünce kapasitesini artırır.
11 – İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye üzülmeyin. Einstein’in günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor. 24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapar.
12 – Bol ve temiz oksijen beyin için çok önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yüzde 2’sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin yüzde 25’ini tüketir. Oksijensiz kaldığımızda ölümü gerçekleşen ilk organımız beyindir. Odanızın penceresini açarak kendinize bol bol oksijen ısmarlayın.
13 – Farklı düşünme tarzları beyninizi geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.
14 – Kullanılmayan organ körelir. Sürekli televizyon seyrederek beyninizi “düşük viteste çalıştırmayın.
15 – Beynin en tehlikeli yanı “ters çaba” kuralına göre çalıştığı anlardır. Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuz şeye odaklanırsanız, korktuğunuzu başınıza getirir! Buna ters çaba kuralı denir. Beyin odaklanılan hedef olumsuz olsa bile, bunu gerçekleştirmek için çalışır. Topluluk önünde konuşma yaparken “acaba heyecanlanır mıyım?” diye düşünürseniz, heyecanlanırsınız.
16 – Beyni yoran monotonluktur. Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz, beyninizi o kadar neşelendirirsiniz.
17 – Beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi işleyebilir. Yeni bir bilgi gelince, bu bilgilerden birini atar. Buna “sihirli sayı” kuralı denir. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklenmesi durumunda beynimiz “servis dışı” olur. Hayatınızın en büyük kararlarını alırken “kafadan ” değil, tıpkı beş haneli iki rakam grubunu çarparken yaptığınız gibi, bir kâğıt üzerine yazarak ne yapacağınızı hesaplayın.
18 – Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Fiziksel zindelik, zihinsel zindelik getirir. Uzun süre hareketsiz kalmak, zihni de hareketsizleştirir. Spor yapmaya, fazla kilolarınızdan kurtulmaya özen gösterin. Yeterince su için. Çünkü, insan beyninin yüzde 78’i su ile kaplıdır. 19 – Ders çalışırken ilk öğrenilenler, son öğrenilenler, sık tekrarlananlar ve ilginç bulunanlar en çok akılda kalanlardır. Dersleri kısa aralar vererek çalışmak akıllıca bir harekettir.
20 – Bu hafta kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine daha fazla düşünün. Unutmayın, beynimizi daha iyi çalıştırmak için kullanacağımız organ yine beynimiz! “Aklınızı “başınıza” toplayın ve kullanın!
Mümin SEKMAN
Kaynak: www.muminsekman.com












                                     Gerçek Dostlar  ⚠️     25 Kasım 2022

23 Kasım 2022 Çarşamba

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN




 Öğretmenler ! Cumhuriyet sizden Fikri hür, Vicdanı hür, İrfanı hür nesiller ister MUSTAFA KEMAL ATATÜRK




SÖZCÜKLER ÖTESİ (1)

 

ÖĞRENME DÖRTLÜSÜ: GÖNÜLLÜ, ZORUNLU, YARARLI, İLGİNÇ! - MÜMİN SEKMAN

Merhaba Gönül Dostlarım,

Öğrenme konusundaki tavrına göre insanlar iki gruba ayrılabilir:
1-Gönüllü öğrenenler ve
2-Zorunlu öğrenenler!

Öğrencilerin çoğu zorunlu öğrenen grubuna girer. Okulda olmayı seçmediler ve o dersleri de onlara sorarak müfredata koymadılar. Hafta sonunda istediği bir kursa giden veya evinde kitap okuyan bir yetişkin ise gönüllü öğrenendir.

Bu genel durumların dışında, bazı insanların öğrenme iştahı yüksektir, sıcak beyinlidirler. Tahmin edeceğiniz üzere, toplumun çoğunluğu “zorunlu öğrenenler” den oluşur. Zorunlu öğrenenler, içten gelen istekle değil, dıştan gelen zorlamayla birşeyler öğrenirler. Aslına bakarsınız onlar öğrenmez, onlara zorla bir şeyler öğretilir!

Zorunlu öğrenme taraftarları, okul hayatındaki gibi dışsal bir zorlama nedeniyle değil, işsel tutumlarından dolayı öğrenmeyi sevmezler.

Bu kişilerin, öğrenme karşısındaki bu direnişleri, hayat okulunda da sürer. “Nasihatle değil musibetle” öğrenmeye devam ederler. Öğrenme kavramı beyinlerinde acıyla ilişkilidir; acı çekmeden yeni bir şey öğrenmezler, öğrenirken de acı çekerler.

Gönüllü öğrenenler ise, kendi merakını gidermek için öğrenirler. Öğrenme iştahı yüksek insanlardır. Dış disiplin ile değil içten gelen merakla hareket ederler. Hayatı anlamak için okurlar.

Gönüllü öğrenenler de, kendi içlerinde ikiye ayrılır:
1- Yararlı şeyleri öğrenmeye odaklananlar.
2- Sadece “ilginç” buldukları şeylere odaklananlar.

Sadece ilginç bulduklarını öğrenenlerin çoğu, beyin obezidirler. Çok şey bilseler de, hayatta başarı gösteremeyebilirler. Her akşam merakla TV dizisi izleyen bir ev kadını da “gönüllü öğrenenler” sınıfına girer ama öğrendikleri onu geliştirmez. Öğrenilen bilgilerin ilginç olduğu kadar yararlı olması da önemlidir.
Çoğu insanın entelektüel damak tadı yanlış yapılanmıştır. Bu kişiler, yararlı olanı ilginç bulmazlar ve ilginç buldukları da yararlı değildir.

Nasıl ki, çok yemek yemek iyi beslenmek anlamına gelmezse, yenilenlerin vitamin ve mineral dengesi önemliyse, okumanın faydası da içerdiği yararlı bilgi kadardır.

Somonlu brokoli yararlıdır ama bazı insanlar onu keyifsiz bulur. Cips ve çikolata çoğu insana “zevkli” gelir ama yararlı bir besin değildir. Bedenin beslenmesindeki bu ikilem, beynin beslenmesinde de geçerlidir. Çoğu insanın okumak için seçtikleri, aşk veya macera romanıdır. Besleyici bilimsel bilgiler azgelişmiş insanların besin zincirinde en alt sıralarda yer alır.

O halde önümüzde dört kategori var;
1-İlginç ve yararlı bilgiler içeren kitaplar
2-Yararlı bilgi içeren ama ilginç bulunmayabilen kitaplar.
3-İlginç/ sürükleyici olan ama yararlı bilgi içermeyen kitaplar.
4-Hem ilginç hem de yararlı olmayan kitaplar.

İlk ve son kategoriye karşı tavrımız bellidir. İlkine yoğun bir ilgi olur, sonuncusundan da uzak durulur. Asıl bir insanın entelektüel gelişimini belirleyen şey, okuma menüsünde 2. seçeneğe ne kadar yer verdiğidir.

Ortalama okurun okuma tercihinin başında, 3 numaralı seçenek gelir; İlginç ama yararsız, cips tipi kitaplar!
Kendini gerçekten geliştirmek isteyenler, okumayı sadece keyif etkinliği olarak görmezler. Keyif amaçlı okumaların yanına, beyinlerini zorlasa da, hatta özellikle zorladığı için, entelektüel içeriği güçlü ve derin kitapları da eklerler. Bu kitapları keyifle değil, “ders çalışır gibi” okurlar. Bu tür okumalarda amaç eğlenmek değil, gelişmektir. Bu kitaplar entelektüel halterdir.

Beyin kaslarının zorlandıkça geliştiğini, kavrama kapasitelerinin arttığını bilmek önemlidir. Kavrama kapasitenizi zorladıkça, kavrama kapasiteniz gelişir. Oysa rahatına düşkün “konformist” okur, sadece kendisinin “hoşuna giden”, “eğlenceli”, “sürükleyici” ve tabi ki kendi ön yargılarını onaylayan kitapları seçer. “İçinde kendimi buldum, okuması çok kolaydı” gibi ifadeler bunu gösterir. Üzgünüm; zorlamıyorsa, geliştirmeyecek demektir!

Kaynak: www.muminsekman.com
Mümin Sekman Kimdir Kısaca Hayatı?
İstanbul'da doğan yazar, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi, ama hukuk alanında hiç çalışmadı. Başarılı insanları inceleyip, onların nasıl başardıklarını analiz edip, başarılı olmak isteyenlere anlatmayı meslek ve misyon olarak seçti. Çok sayıda üniversite, şirket ve kamu kurumunda başarı semineri verdi.





22 Kasım 2022 Salı

SÖZCÜKLER ÖTESİ (2)


İNSAN YETİŞTİRMEK














Merhaba Gönül Dostlarım,

Almanya’da bir Lise Müdürü, her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş.

“Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim.
Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü.
İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.
Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum.
Sizlerden isteğim şudur.
Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın.
Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin.
Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.”

Alıntı: Sözcükler Ötesi