30 Aralık 2020 Çarşamba

ÇOCUKLARINIZI HAYATA HAZIRLAYIN !


Merhaba Gönül Dostlarım,                                                                                            

Psikolog Tülay KÖK hanımefendinin  çocuklarımızın eğitimi ile ilgili  " Sevgili Anne ve Babalar"  başlıklı bir yazısını bir önceki yazımda sizlerle paylaşmıştım. 

Bugünkü sayfamızda yine çocukların eğitilmesi ile ilgili bir başka yazı ile tekrar birlikteyiz, Aşağıdaki hikayemizde olduğu gibi benim tavsiyem çocuklarınızı eğitirken uzaktan fark edilmeden onları mutlaka gözlemleyin..
 
Ramazan davulcusunu bile gürültü yapıyor diye kovalayan nesle dönüştük. Terörün, şiddetin, geçimsizliğin, ayrımcılığın had safhada olduğu; şehitlerin gözyaşlarıyla toprağa verildiği; ‘özgürlük’ ve ‘hak’ kelimelerinin sözlükten bile çıkartıldığı, çocuk gelinlerin, kadın cinayetlerinin her geçen gün arttığı, komşulukların yok olmaya yüz tuttuğu bu günlerde ‘’nerde o eski günler’’ demek hakkımız olsa gerek.

Her ne olursa olsun; yeni yıl yeni umutlar demek. Tüm ' Gerçek Dostlar' Ailesine Sağlıklı, huzurlu, mutlu, umut dolu bir yıl diliyorum…

En iyi yeni yıl dileklerimle, Esen kalın ~ İbrahim Birol ~   

****


'' Annesi ve babası, her yıl oğullarını, yaz tatilinde büyük annesinin yanına gönderirken, giderken trende ona eşlik edip, bir sonraki gün aynı trenle eve dönüyorlardı.
Biraz büyüdüğü zaman çocuk anne ve babasına dedi ki:
-- Artık büyüdüm, bu yıl büyük annemin yanına tek başıma gitmeyi denesem, ne dersiniz?...
Kısa bir tartışmadan sonra anne ve babası bu konuda fikir birliğine vardılar. İstasyon platformunda ona el sallayıp uğurlarken ve vagonun penceresinden son tembihlerini yaparken, çocuk aynı şeyleri tekrarlamaya devam etti:
-Evet , biliyorum, biliyorum, yüzlerce kez söylediniz...!
Tren kalkmak üzereydi ki babası:
  • ''Oğlum olur ya ; kendini bir şekilde rahatsız ve yalnız hissedersen ya da korkarsan, bu senin için...'' dedi ve oğlunun cebine bir şey koydu...
Sonra ''Hoşçakal oğlum, iyi yolculuklar...'' dedi, oğlunu uğurladı.
Ve çocuk artık trende tek başınaydı. Etrafında yabancı insanlar birbirleriyle itişip kakışıyordu, gülüyor, kahkaha atıyordu, kompartımana girip çıkıyorlardı...
Kondüktör çocuğun biletine bakarken,
-''Yalnız mı seyahat ediyorsun? diye sordu.
-''Evet yalnız seyahat ediyorum.'' dedi çocuk.
Kondüktör' ün çocukla yaptığı bu kısa sohbeti ve yalnız yolculuk yaptığını duyan bir yolcu ona acır gibi baktı.
Sonra çocuğu işaret edip, fısıldayanlar oldu. Çocuk bunları görünce, birden kendini o ortamda çok huzursuz, çok yalnız hissetti ve rahatsızlığı her bakışla daha da arttı...
Başını önüne eğdi, koltuğun köşesinde adeta büzüştü. Trende, yanında konuşacağı, sohbet edeceği, şaka yapacağı hiç kimse yoktu ve sonra gözyaşları yanaklarından süzülmeye başladı.
İşte o anda babasının cebine bir şey koyduğunu hatırladı.
Titreyen ellerini montunun cebine soktu, el yordamıyla o küçük kâğıt parçasını buldu ve açtı. Kağıtta şunlar yazılıydı:
-''Oğlum, biz son vagondayız !... ''
Yazarın notu;
Çocuklarınızı hayata her yönüyle hazırlamalısınız, sizin evde, bahçede, varsa atölyenizde yaptığınız işleri göstermelisiniz, ev dışında yaptığınız bir çok işi anlatmalı ve yalnız başına o işleri yapması için fırsat vermelisiniz...
Zamanı geldiğinde, çocuklarınızın tek başına uzaklara uçmasına izin vermelisiniz, onlara orta okul ve lise döneminde anlattığınız her şeyle ilgili, gösterdiğiniz her işle ilgili, çok iyi yapacağına dair ne kadar çok güvendiğinizi göstermelisiniz.
Fakat, onlar hayatı ve hayatın getirdiklerini göğüsleyene kadar da trende son vagonda olmalısınız... ''
Çeviri: Bahar Hamal UYSALOĞLU
*Bu yazıyı sayfasında yayınlayan değerli arkadaşımız Suat Ercan'a çok teşekkürler...
https://youtu.be/0T9y7gjmlaM

Günün Sözü:
2020, ardı arkası kesilmeyen hadiseleriyle hepimizin canından bezdirdi. Haliyle bu yıldan umudu kesenler, 2021'i değişim, yenilik yılı olarak kucaklamayı umuyorlar. Ama 2021, gerçekten de bir devrin sonu, "Yeni Dünya" nın başlangıcı mı olacak? İşte orası biraz şüpheli!

 Gerçek Dostlar  ⚠️                                                                                                                 İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                            30 Aralık 2020 Antalya-Türkiye


29 Aralık 2020 Salı

SEVGİLİ ANNE VE BABALAR

 






Aylin Sözer özel bir üniversitede öğretim görevlisiydi 

Merhaba Gönül Dostlarım,

Yine bir kadın cinayeti,

İstanbul'da özel bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışan Aylin Sözer evinde yakılarak öldürüldü. Sözer'in eski sevgilisi cinayet şüphesiyle gözaltına alındı.

DHA' nın haberine göre İstanbul'da özel bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışan                            Aylin Sözer Maltepe'deki evinde Kemal D. tarafından yakılarak öldürüldü. Cinayet şüphelisi                        D.'nin Aylin Sözer'in eski sevgilisi olduğu ileri sürüldü. Üzerine yanıcı madde dökülen Aylin Sözer'in yanarak can verdiği belirtilirken, şüphelinin ihbar üzerine olay yerine gelen polis ekiplerince yakalandığı belirtildi.                                                                                                                                                     Sözer'in cinayete kurban gitmesine Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk sosyal medya hesabından tepki gösterdi.                                                                                                                                                                          Selçuk, "Genç bir meslektaşım, kıymetli bir eğitimci Dr. Aylin Sözer’in vahşice katledildiği haberinin üzüntüsü içindeyim. En hafif tabiriyle bir caninin kurbanı olması çok acı. Lanetliyor; ailesi ve      öğrencilerine sabır diliyorum. Başımız sağ olsun" ifadelerini kullandı. 

Şu cümleyi yazmak bile ne kadar zorken, katiller canice cinayet işlemeye devam ediyor, daha sonra serbest bırakılıp elini kolunu sallayarak yeni cinayetler işlemesine izin veriliyor. Artık yeter!

En iyi dileklerimle, Esen kalın ~ İbrahim Birol ~   
****

1.Belirli bir sapık profili yoktur. Sapık herkes olabilir.


2.Bu işin cehaletle ilgisi yoktur. Çok eğitimli biri de pekala psikopat, tacizci, tecavüzcü olabilir.

3.Sapığın dili, dini, ırkı, mesleği yoktur. Doğulu, batılı, kuzeyli, güneyli, Avrupalı olabilir. İlk maddede söylediğim gibi. Ama o çok beyefendi, o çok kültürlü, bu çok aydın, şu çok dindar, bu dünyayı gezmiş, bu karısıyla çok mutlu, onun üç çocuğu var, ama eğitimci, ama doktor… ama yok sevgili anne babalar! Tekrar ediyorum. Kimin ne olduğunu bilemezsiniz.

4.Ama illa psikolojik bir açıklama isterseniz kendi acısıyla bağlantısını koparmış ve vicdan azabı hissetmeyen insanlardır psikopatlar. Kendine acımayan ne hayvana, ne bebeğe, ne çocuğa acır. Onlardan merhamet bekleyemezsiniz.

5.Sapıkların en zayıf, en aciz olanı av olarak seçtiklerini sakın unutmayın. O yüzden de güçlü olun ve güçlü çocuklar yetiştirin. Her şeyi açık açık konuşun anlatın. Kaygınızı çocuklarınıza yüklemeyin ama bu dünyada iyinin ve kötünün bir arada olduğunu bilsinler. Size her şeyi anlatabilsinler. İpuçlarını yakalayın. Çocukların anlayamadığı şeyleri siz anlayabilir ve tedbir alabilirsiniz. Yeter ki size anlatabilsinler her şeyi.

6.Çocuğunuzu takip edin. Burda bir şey olmaz, burası güvenlikli, burda abiler var, burası nezih bir yer diyerek salıvermeyin küçük çocuklarınızı. Her yerde her şey olabilir. Birinci maddeyi tekrar hatırlayalım: Sapıklar diye belli bir grup kötü insan yok. Belki komşunuz, belki en yakınınız. Çocuğunuzu korumakla ilk olarak siz yükümlüsünüz. Elinden tutun, gözünüzle takip edin, uzaktan izleyin. Biraz yorulacaksınız, muhabbetler yarım kalacak ama başka çaresi yok.

7.Çocuklarınızın sınırlarına saygı duyun. Kendilerini korumanın hak olduğunu sizinle olan ilişkilerinde öğrenecekler. İstemiyorsa sıkıştırıp öpmeyin, dokunmayın. Eve gelen misafirin yanına gitmiyorsa git hadi amca öpsün, teyze öpsün demeyin. Saygı duyun.

8.İlgili olun, sahip çıkın, çocuğunuzun arkasında durun ve bunu etrafa gösterin. O zaman çocuğunuz sapıklar için kolay bir av olmaz.

9.Çocuklara kıyanlarla, hayvanlara kıyanlar aynı profildeki insanlardır. Hayvanlara merhamet etmeyenlere iki kere dikkat edin.

10.Bu yazıyı sizi evhama boğmak için yazmadım. Dikkate davet etmek için yazdım. Kimden zarar gelir diye etrafa odaklanmayı bırakıp çocuğunuza odaklanın, onu eğitin, iyi iletişim kurun, çok sevin. Ama kendini korumayı da öğretin. Değerli olduğunu bilsin.

~ Psikolog Tülay KÖK ~                                                                                                       

Günün Sözü :



 Gerçek Dostlar  ⚠️                                                                                                                 İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                            29 Aralık 2020 Antalya-Türkiye



25 Aralık 2020 Cuma

DÜNYADA YILBAŞI VE PANDEMİ

 




Merhaba Gönül Dostlarım,

Bugünkü yazımızın başlığı geçmiş yıllarda olduğu gibi yılbaşı  ve yeni yıl olması gerekirken bu yıl Yılbaşının arkasına bir de Pandemi' yi yani Covid-19 Virüsünü eklemek zorunda kaldık.

Değerli gazetecilerimizden Reha Erus' un "Dünyada Pandemi ve Yılbaşı" başlıklı güzel bir yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum.

En iyi dileklerimle, Esen kalın,

İbrahim Birol


****

Geçen yılbaşını anımsıyorum. Meğer ne kadar güzelmiş yeni yıla huzur içerisinde umutlarla girmek. Oysa 2020’de nasıl bir kabusun bizi beklediğinden habersizdik.

Yaklaşık 10 aydır pandemi ile uğraşıyor ve büyük bir mücadele veriyoruz. Dehşet, korku, belirsizlik her ülkede, her kentte, her evde kol geziyor. ‘Ya bana da bulaştıysa’ kabusuyla ile yaşamak feci bir gerçek.

Bu öldürücü COVID-19 virüsü çok can aldı ve almakta vakalar azalmıyor tam tersi çoğalıyor. Tam aşı bulundu coşkusu biraz da temkinle karşılanırken bu kez mutasyon yaşandığı belirlendi. Hem de Noel ve yeni yıl arifesinde. Artık daha bulaşıcı olduğu ortaya çıktı. Ama daha mı ölümcül? O henüz bilinmiyor. Bilim adamları şaşkın. Mevcut aşıları etkiler mi etkilemez mi, bulgular var mı, yok mu? Gerçekten çok zor günler. Her ülke Noel ve Yılbaşı etkinlikleri için ayrı ayrı kararlar alıyor.
Tabii koronavirüste yaşanan bu mutasyon bazı hazırlıkları alt üst etti. Mutasyonun en çok görüldüğü İngiltere’de bu türde vaka sayısı 1000’i şimdilik geçti. Başkent Londra kendisini karantinaya almak zorunda kaldı. İnsanlar çaresiz. Havalimanları kapandı sıra garlara geldi. Belki otoyollar da kapanacak. Zaten yakın ülkelerden getirilen gıda TIR'ları bölgelere sokulmuyor. Britanya adasında önümüzdeki günlerde gıda sıkıntısı yaşanabilir.
Bugüne kadar virüs salgınından korunmakla övünen Danimarka, Hollanda, İsveç'te adeta havlu attı. Almanya’da şaşırdı. Bir günde 962 hastanın yaşamını yitirmesi facia olarak nitelendirildi. İtalya da berbat durumda. Karantina tehlike renkleriyle ayrılıyor. Değil kentler arası ilçe, köy hatta semtleri terk etmek yasak. Noel ve yılbaşı çekirdek aile içerisinde ancak kutlanabilecek. Sadece yakın kan bağı olanlar misafir olarak katılabilecekler Noel yemeğine. Tabii evlerde bile maske takma şartı getirildi. Kısacası tatsız tuzsuz ama aşı umuduyla biraz nefes alan dünya şimdi bu mutasyon kabusu ile ilk pandemi günlerine hızla dönme yolunda. En çok vaka ve ölüme tanık olan ABD'de Noel ve Yılbaşı kutlamalarına fazla kısıtlama getirilmedi ama duyarlı ABD'liler zaten her Noel’de olduğu gibi ailece evde kalmayı bir gelenek bilirler.
Bize gelince. Yasaklar çoktan açıklandı. Sokağa çıkma yasağı bayağı sürecek. Özel partiler, otellerde buluşmalar, kalabalık eğlenmeler yok. Mümkün olduğu kadar evlerde yılbaşı kutlanacak. PTT yani pijama, terlik, televizyon klasiğini yaşayacağız ve uğursuz 2020 yılını hep birlikte saat 24’te kovacağız.

Reha ErusReha ErusR


Reha Erus, 23.12.2020


https://youtu.be/dMe8ktiN1Mk

Günün Sözü:









 Gerçek Dostlar  ⚠️                                                                                                                 İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                            25 Aralık 2020 Antalya-Türkiye



22 Aralık 2020 Salı

MUTLU NOELLER / MARRY CHRISTMAS









Merhaba Gönül Dostlarım,

Yılbaşı ile Noel arasındaki fark ne? Yılbaşı ağacı neden süslenir?Corona virüs gölgesi altında geçen 2020 yılının son günlerini yaşarken, 2021 yılı sokağa çıkma yasağı ve kutlama olmadan karşılanacak. Noel günü ile yılbaşı gününün aynı olduğu sanılması nedeniyle her sene tartışmalara neden olan durum yeni yıl yaklaştıkça ortaya çıkıyor.

Geçmişte büyük coşkuya sahne olan ancak son yıllarda sönük geçen yeni yıl kutlamaları her sene tartışma konusu olmaya devam ediyor. Yurt dışında Aralık ayının son haftasında kutlanmaya başlanan Noel’in ülkemizdeki yıl başındaki kutlama ile karıştırılması bu tartışmaların ana etkeni olarak öne çıkıyor.

YILBAŞI VE NOEL FARKI           

  Yılbaşı kutlamaları yeni gelen yılı karşılamak amacıyla yapılır. Ancak günümüzde yılbaşı kutlamaları ile Noel Bayramı karıştırılmakta. Noel, Hristiyanlık inancında Hz. İsa'nın doğumunu kutlamak amacı olan bir bayramdır. Noel arifesi 24 Aralık'tır ve 25 Aralık'ta başlayan bayram hafta boyunca devam eder. İngilizcede Noel anlamına gelen Christmas' ta kullanılmaktadır. Ermeni Kilisesi gibi bazı Doğu Ortodoks Kiliseleri, Jülyen takviminde 25 Aralık'a denk gelen 6 Ocak'ı Noel olarak kutlarlar. Ancak genel olarak miladi takvime göre 25 Aralık Noel olarak kutlanır. Noel dini bir bayram özelliği taşımasına rağmen ‘yılbaşı' böyle bir özellik taşımamakta. Yılbaşı Türkiye dahil çoğu ülkenin kabul ettiği miladi takvimin son gününden ilk gününe geçiş gecesidir. 1 Ocak bu takvime göre yılın ilk günüdür. Hicri Takvime göre ise yılbaşı Muharrem ayının 1′inde gerçekleşir. Hicri Takvim bir Ay takvimi olduğundan 354 güne denk gelir, dolayısıyla Miladi takvime göre yılbaşı her yıl 11 gün önce gerçekleşir.


YILBAŞI AĞACI NEDEN SÜSLENİR?      
Noel ağaçları Pagan geleneklerinden gelen bir ritüeldir. Günümüzdeki Noel ağacının Almanya'nın batısından kaynaklandığı düşünülmektedir. Ortaçağda Adem ve Havva'yı canlandıran bir oyunun ana dekoru, cennet bahçesini temsil eden ve üzerinde elmaların bulunduğu bir çam ağacıydı. Adem ve Havva yortusunda (24 Aralık günü) Almanlar evlerine böyle bir cennet ağacı dikerler, üzerine Komünyon' daki kutsanmış ekmeği simgeleyen ince, hamursuz ekmek parçaları asarlardı; bunların yerini daha sonra değişik biçimlerdeki çörekler aldı. Noel mevsiminde ağaçla aynı odada Noel piramidi de bulunurdu. 16. yüzyılda Noel piramidi ve cennet ağacı birleşerek Noel ağacını oluşturdu.                             
NOEL BABA KİMDİR?                                                    
 Noel Baba, Noel arifesini Noel'e bağlayan gece evlere gizlice girerek çocuklara hediye bıraktığına inanılan efsanevi bir kişidir. Günümüzde kır saçlı, uzun kır sakallı, koca göbekli, sevimli birisi olarak resmedilir. Noel Baba efsanesinin Piskopos Nikola'yı konu alan Hollanda efsanesi Sinterklaas' a dayandığı kabul edilir. Noel Baba'nın hediye getirmesi geleneği ise İskandinav Mitolojisi' ndeki tanrı Odine dayanır.

sozcu.com.tr

https://youtu.be/-rKEhhAGIdc

https://youtu.be/nm0AHDdEgiM

" Değerli Gönül Dostlarım !, ' Gerçek Dostlar' Blog sayfalarımızı yakından takip eden  yabancı ülkelerde yaşayan  tüm Hristiyan dostlarımızın en önemli bayramlarından biri olan  ve Noel anlamına gelen Christmas bayramlarını en iyi dileklerimizle kutluyoruz.   
Kendin Noel’i kutlamıyor olsan dahi yılın herhangi diğer bir zamanında yapacağın gibi iyi dileklerini paylaşmak nazikçe bir davranış olacaktır. Bu bayramda etrafına sevgi ve neşe saçmana yardımcı olacaktır." En iyi dileklerimle, Esen kalın." İbrahim Birol

 Gerçek Dostlar  ⚠️                                                                                                                 İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/               22 Aralık 2020 Antalya-Türkiye


20 Aralık 2020 Pazar

PAZAR SOHBETLERİ (14)





Merhaba Gönül Dostlarım,

Bireyler arası iletişimde kelimeler, önemli bir işleve sahiptir. Bireyin sahip olduğu kelime hazinesi, onun anlama ve anlatma becerisini etkilemektedir
Her dil etkinliği önce bireysel sonra da toplumsal özellikler arz eder. Dil, toplumsal bir kurumdur ancak bireyden bireye farklılık gösteren özellikler taşır. 
Bireyler arasındaki duyuş ve düşünüş ayrılıkları bireye özgü de bir dilin olduğunu kabul ettirmektedir. 
Aynı aile ya da sınıftaki çocukların, farklı kelime hazinesine sahip olmaları, onların bireysel özelliklerinden kaynaklanmaktadır. 
İnsanların ilk öğrendikleri dil, ana dilleridir. Dil gibi karmaşık bir sistem, birey tarafından kendi kendine ve hızla geliştirilmektedir. Özbay (2001), okul öncesi çocuklarının kelime hazinesinde yer alan kelimelerin hem sayı hem tür bakımından çeşitliliğinin oldukça fazla olduğunu ifade etmektedir.          
 6 yaşından itibaren çocuğun sahip olduğu dil, okulda belli bir program ve plan doğrultusunda geliştirilir. Çocuğun sahip olduğu dilin zenginleştirilmesinde “kelime öğretiminin önemi oldukça fazladır denilebilir. 
Türkçe eğitiminde temel dil becerilerinin kazandırılması hedeflenmektedir. Ancak bu becerilerin kazandırılabilmesi için öncelikle bazı ön koşul edinim ve öğrenmelere ihtiyaç vardır. Bunlardan birisi de kelime bilgisinin geliştirilmesidir (Budak, 2000). Okullarda kelime öğretimi, Türkçe derslerinde sistemli bir şekilde yapılmaktadır. Türkçenin ana dili olarak öğretiminde amaç, dil becerilerini geliştirmektir. Bireylerin bu becerilerinin geliştirilmesiyle hem anlamaları hem de duygularını ve düşüncelerini tam ve doğru olarak anlatmaları sağlanmaktadır.                                                      
 (Kavcar, Oğuzkan, Sever, 1995).

Mevlana Celaleddin-i Rûmî' nin bir sözünü hatırlıyalım “Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır.” der.  

****                                         

 Kelime Dağarcığı Nasıl Geliştirilir? sorusuna cevap olarak işte size birkaç ip ucu  

  – Argo Kelimelerden Kaçının Argo, halk içerisinde hoş karşılanan bir durum olmasa da günümüzde çok kullanılıyor. Kelime hazineniz ve karşınızdaki etkilemek istiyorsanız kesinlikle argodan uzak durmalısınız. Ayrıca argo size farklı bir hava katıyor gibi görünebilir ama yanılıyorsunuz. Argo kelime sizin fikirlerinizin kesin olmadığını gösterir.

 – İnternetten Yardım Alın İnternet günümüzün en popüler araştırma araçlarından birisi. İnterneti doğru kullandığınız takdirde çok faydalı bir araçtır. Eskiden böyle miydi? Bir bilgiye ulaşmamız çok zordu. Kelime dağarcığınızı geliştirmek için çeşitli programlar mevcut. Ya da web siteleri. Bu sitelere üye olarak günlük programınızı oluşturabilirsiniz. Ayrıca çeşitli web sitelerinde yer alan kelime oyunlarını da oynamanız fayda sağlayacaktır.

– Konuşmadan önce 3 kere düşünün William Shakespeare’in ünlü bir sözü var ” Konuşmadan önce düşün ki konuştuktan sonra düşünmeyesin. ” Ne kadar doğru söz değil mi? Kelime dağarcığınızı geliştirip genişlettiğiniz de istediğiniz zaman düşünerek konuşmaya başlayacak bilinçli düşünmenize katkı sağlayacaktır.

– Bol Bol Okuyun  Koronavirüs nedeniyle bu yasaklı günlerde evde boş oturarak vakit geçirmeyin. Pike, kitap ve tabletinizi alın okumak için kendinize zaman ayırın . Değerli okuyucularımız okumaktan zarar gelmez. Kitap okurken hiç görmediğiniz kelimeleri görüp ön belleğinize alabilirsiniz. Unutmayın ki okumak tek kelime dağarcığınızı geliştirmekle kalmaz sizi de geliştirir.

– Strateji Geliştirin  Eğer kelime haznenizi geliştirmek istiyorsanız düzenli çalışma ve bir stratejinizin olması önemlidir. Ayrıca Mnemonic Stratejileri bu hususta uygundur. Mnemonic Stratejilerini ilerleyen yazılarımda detaylı bir şekilde ele alacağım.

– Yazın İster bir günlük tutun ya da bir blog sayfası açın kendinize. Okumak ve yazmak kelime dağarcığınızı geliştirmek için iki önemli unsurdan birisidir. Okuyup, yazmak size yeni kelimeler için yeni düşüncelere sevk eder. Haliyle yeni kelimeler araştırır ve yazınıza dahil edersiniz. Bu durumda yeni kelimeler öğrenip hafızanıza kaydetmenize sebep olur

– Dikkatli olun ve değişen Dünyayı takip edin Dünya sürekli değişiyor, yeni terimler ile sık sık sözlüklere yeni kelimeler eklenirken diğerleri atılıyor. Bir dakikanızı ayırın ve çevrenize kulak verin. Neler konuşuyorlar? Neler yeni? Dikkatli olun. Ardından araştırmaya başlayın.

– Sorular Sorun Eğer kare kutu teriminin ne olduğunu bilmiyorsan, sor ve öğren! Soru sormak için çaba gösterin ve çevrenizden tatmin edici yanıtlar almaya başlayıncaya kadar bunu yapın. Korkmayın.

Bu egzersizler ve öneriler kelime dağarcığınızı geliştirmek için iyi bir yol. Fakat sürekli okumaktan geçiyor bunun temeli. 

En sevdiğiniz şekilde kelime bilginizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz?

Eğer biriyle sohbet ederken eksik kalmak istemiyorsanız bol bol kitap okuyun…

sosyolife.com

****

Dilin Kadar Varsın

Adamın birinin babadan yadigâr antik ipek bir halısı varmış. Satmaya karar vermiş. Ona göstermiş buna göstermiş, ama kimse talip olmamış. Sonunda zengin birini bulmuş ve ona götürmüş.

Zengin halıya bir bakmış ve sormuş, kaç para? Adam cevap vermiş 100 altın. Zengin tereddüt etmeden tamam demiş ve çıkartıp 100 altın vermiş.

Adam sevinmiş. O sırada zengin sormuş bu halının kaç para ettiğini biliyor musun? Adam cevap vermiş hayır bayım. Zengin devam etmiş en az 3000 altın eder. Adam susmuş. Zengin sormuş, niye 100 altına verdin? Adam biraz düşünmüş ve cevap vermiş; bayım bağışlayın ama benim bildiğim en büyük rakam 100!

Şimdi aklıma Ludwig Wittgenstein geldi;“Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır.”Dilin anlam zenginliği ve anlam derinliği gelişmedikçe o dil ile yapılan iş sayısı sınırlı kalacaktır.

Konuşma dili 150-200 kelime/dakika ve okuma dili 200-250 kelime/ dakika iken, düşünme dili 1300-1800 kelime/dakika düzeyindedir. Bu yüzden yeterince sözcük, anlam, kavram ve düşünsel bağlantıya sahip olmayan zihin kısır döngüde çıkmazları yaşayacaktır. Bu durumda, 200 kelime ile düşünen, 2000 kelime ile düşüneni anlamayacaktır.

Parafı şöyle bitirmek isterim:

“Dilin kadar varsın.”

Alıntı.....* RENA *

Günün Sözü:

















 Gerçek Dostlar  ⚠️                                                                                                                 İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                            20 Aralık 2020 Antalya-Türkiye