31 Ağustos 2022 Çarşamba

ALTIN ÖĞÜTLER

 


 



Merhaba Gönül Dostlarım,


Boğazından haram lokma geçmesin,

Kimsenin hakkına, günahına girme.

Geriye dönüp baktığında gurur duyacağın bir geçmişin olsun.

Doğruların olsun, prensiplerin olsun,
Sen adamlığına göre davranacaksın, adamına göre değil.

Minnet etmemeyi öğrenirsen, ne güce, ne etikete ne de paraya boyun eğersin.
Her zaman, her yerde kendin gibi olursun.

Kendini değerli hissetmek için kimseyi kullanma,
Kimseyi değersizleştirme.

Ekmeğini kazanmadan siyasete girme,
Siyasetin, birilerini değil, sadece kendi fikrini savunmak olsun.

Eşini doğru seç.
Onun kişiliğiyle evleneceksin unutma.

İşini doğru seç.
O seni hayatın boyunca ayakta tutacak, unutma.

Arkadaşını doğru seç.
O senin insanlıkla ilgili algını oluşturacak.

Kendini ihmal etmemeyi öğren.
Bu hayatta kimse seni, senden daha çok düşünmek zorunda değil.

Hataları hoş gör.
Eğer Sürekli hata yapıyorsa ,hoş görme bu tavize girer.

Sevmek ve sevilmek senin ihtiyacın.
İhtiyacım yokmuş gibi yapıp,
Güçlü görünmek bunlardan vazgeçme.

Kendini övme.
Kendini sev ama kendine aşık olma.

Serhat YABANCI (Yazar) 

"Büyük başarıların sahipleri küçük işleri titizlikle yapabilme sabrını gösteren kişilerdir."  Schiller

the Year 

  Gerçek Dostlar  ⚠️     31 Ağustos 2022

               İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/


İYİLİK ZİNCİRİ

 













Merhaba Gönül Dostlarım,

Yaptığını düşündüğün her iyilik aslında senin başkalarına değil, Allah’ın sana bahşettiği bir iyiliktir.
İyi olmak o kadar kolay ki:  Gülümsemek, selam vermek, sözü güzel söylemek...
Yoldaki taşı kenara itmek, hastayı ziyaret etmek, yakını kaybedene sabır dilemek, zor günde yanında olduğunu göstermek iyilik…
Sevinci paylaşmak… Eşinin, dostunun, arkadaşının hüznünü, kederini paylaşıp yükünü hafifletmek iyilik…
Sokak hayvanlarının açlığını gidermek ve onun kuyruğunu sallayarak mutluluktan verdiği tepki iyilik…
Yaratılanı, Yaratan’ının hatırına sevmek iyilik… Kötülüğü engellemek ne büyük bir iyilik…
İyiliğe aracı olmak iyilik…
En büyük servetin iyiliklerin olsun,  iyiliklerinle herkes mutlu olsun.
 “Hayra (iyiliğe)vesile olan, hayrı yapmış gibidir”. Hadisi şerifi her daim rehberimiz olsun.
İyilik yap iyilik bul… Kim ne kazanmış kötülükten?..

****
Lokantaya girip yemek istedi.. Öğle yemeğini bitirdi ve hesabı istedi.. Elini cebine attı ama cüzdanı bulamadı..
Yüzü sarardı ve orada unuttuğunu hatırladı. ofis.. Kartını çıkardıktan sonra..
Bu durumdan nasıl çıkacağını şaşırmış ve para bulma umuduyla histerik bir şekilde ceplerini aramış ve umutsuzluğa kapılmış.
Konuşmaya başlar başlamaz restoranın sahibi ona: Hesabın ödendi kardeşim.
Adam şaşırdı ve dedi ki: Hesabımı kim ödedi?
Lokantanın sahibi cevap vermiş: Senden önce çıkan adam senin rahatsızlığını fark edip hesabı ödeyip dışarı çıktı.
Adam şaşırdı ve sordu: Kim olduğunu bilmediğim halde parayı ona nasıl iade edeceğim?
Lokantanın sahibi gülerek:
 Hayır, başkasının faturasını başka bir yerde ödeyerek iade edebilirsiniz.. Böylece halk arasında iyilik devam eder. 
Bütün erdemlerin zirvesi iyiliktir.  İyilik mutlaktır, yani kaynağında Allah (cc) vardır. Kötülüğün kaynağı ise şeytan ve insandır. Bu nedenle kötülük iyiliğe denk olur mu?

" Haydi sende kendine bir söz ver ve bugüne bir iyilikle başla."

Alıntıdır
the Year 

  Gerçek Dostlar  ⚠️     31 Ağustos 2022

               İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/



29 Ağustos 2022 Pazartesi

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMININ ANLAMI





Merhaba Gönül Dostlarım,

Yarın kutlanacak 30 Ağustos Zafer Bayramı ülkenin dört bir yanında heyecanla bekleniyor. Her sene olduğu gibi bu sene de coşku ile karşılanacak 30 Ağustos'un anlam ve önemi ülkemiz için oldukça büyük. Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Türk ordusunun 26 Ağustos'ta başlayıp 30 Ağustos Zaferi ile sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, dünyanın gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri olarak tarihe geçti. 

 Ogünlerin zorluklarını, anlam ve önemini anlatan Fazıl Hüsnü Dağlarca' nın bir şiirini sizlerle paylaşıyorum.

İbrahim Birol

****

Yediyordu Elif kağnısını,
Kara geceden geceden.
Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu,
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar,
İnliyordu dağın ardı, yasla,
Her bir heceden heceden.

Mustafa Kemal'in kağnısı derdi, kağnısına
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik,
Nam salmıştı asker içinde.
Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü,
Doğrulmuştu yola önceden önceden.

Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar,
Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı,
Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra,
Gecenin ulu ağırlığına karşı,
Hafifletir, inceden inceden.

İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında
Elma elmaydı yanakları üzüm üzümdü gözleri,
Kınalı ellerinden rüzgâr geçerdi, daim;
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına.
Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti,
Niceden, niceden.

Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu,
Nazar mı değdi göklerden, ne?
Dah etti, yok. Dahha dedi, gitmez,
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacır gucur
Nasıl dururdu Mustafa Kemal'in kağnısı.
Kahroldu Elifçik, düşünceden düşünceden
Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş,
Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni.
Geçer götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin,
Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım.
Bak hele üzerinden ses seda uzaklaşır,
Düşerim gerilere, iyceden iyceden.

Kocabaş yığıldı çamura,
Büyüdü gözleri, büyüdü yürek kadar,
Örtüldü gözleri örtüldü hep.
Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı, bacım,
Kocabaşın yerine koştu kendini Elifçik,
Yürüdü düşman üstüne, yüceden yüceden.

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA 

" Bizlere bağımsızlığımızı armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları şehitlerimizi saygı ile anıyor, tüm ulusumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum."
the Year 

  Gerçek Dostlar  ⚠️     29 Ağustos 2022

               İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/  

28 Ağustos 2022 Pazar

OKUYANLA OKUMAYAN

 















Merhaba Gönül Dostlarım,

Kadir Has Üniversitesi 2018 Türkiye’sinin röntgenini çeken sosyal - siyasal eğilimler araştırması yapmış. Araştırmada öne çıkan konulardan birisi ise toplumun yüzde 75’inin hiç kitap okumaması.

Bir diğeri ise toplumun yüzde 70’nin televizyon izliyor olması.

Kültür ve sanat etkinliklerine katılım da çok düşük olarak saptanmış.

Tiyat-roya hiç gitmem” diyenlerin oranının yüzde 70 olduğu belirlenmiş.

Sine-mayla ise sadece toplumun yüzde 35’i ilgileniyormuş.

Hiç okuyanla, okumayan bir olur mu!” sözünün sonuna kadar arkasına durmakla birlikte, bilgi olarak hafızaya depolanmaktan ibaret, anlam üretmeye bunu sonucunda eyleme dönüşmeyen bilginin yararından çok çoğu zararı olup olmadığını sorguluyorum.
Okumuş, okumamış, tiyatroya gitmiş gitmemiş bunlar bir yana ilgilendiğim tek şey tüm bunların bizi ne kadar bilge yaptığı?
Kültürlü ve bilgili olmak, sinema, tiyatro ve kitapla haşır neşir olmak çok çok önemli ama tekamül sürecinize bir katkısı olmuyor ve bilgelik yolunda pirinç tanesi kadar yol alınamıyorsa işte o zaman benim için sorgulama bölümü başlıyor. 

Bir köy düşünün ki tiyatrosu ve kütüphanesi olsun. Üstelik 1930’lardan beri oyunlar sahneleyen tiyatrosunun tüm oyuncuları da köylülerden oluşsun. 76 yıllık bir kütüphanesi olduğu gibi bir de oyuncak müzesi olsun. Bakkalında, berberinde Deniz Gezmiş’in, Albert Einstein’ın resimleri, sözleri asılı olsun, ambalaj atıkları ayrıştırılarak toplansın, altyapı sorunu olmasın, herkes okuma yazma bilsin ve hiç kimse suç işlemesin. Köylüler kendi aralarında sahne tekniklerini, oyunları tartışsın, edebiyat ve felsefe üzerine konuşsun ama bir yandan da tarlasında ekip biçsin. Bademler, ülkemizde tiyatrosu olan ilk ve tek köy. Köye tiyatro sevgisini 1925 yılında atanan öğretmen Mustafa Anarat aşılamış. Anarat köylülere müsamereler oynatmış ve böylece köyü tiyatro sevdası sarmış. Daha İzmir’de Devlet Tiyatrosu yokken Bademler’ de tiyatro oyunları sahnelenmiş. 1933 yılından günümüze kadar her yıl Bademler’ de bir yada iki oyun oynanmış. Anarat’ ın yetiştirdiği öğrenciler köyün aydınlanmasında da büyük rol oynamış.
Tiyatro Bademler’ de yaşamın bir parçası olmuş, sahneye çıkmayan köylü yok gibi. Bademler tiyatrosunun oyuncusu, yönetmeni, ışıkçısı yani kadrosunun tamamı köylülerden oluşuyor. Gündüz tarlada çalışıyorlar, akşam ise tiyatronun yolunu tutuyorlar. Tiyatro sevgisi öyle bir kök salmış ki insanlar gerçek adları yerine oyunlarda başarıyla canlandırdıkları karakterin adıyla anılıyor yaşamları boyunca. Shakespeare Ahmet, Juliet Zeynep, Mişon Emmi gibi.
Bütün bunlar hayal değil gerçek; burası
İzmir’in yanıbaşındaki bir TAHTACI köyü olan BADEMLER köyü..
Selam olsun !
Alıntıdır

“Bilgelik arttıkça, bilgi azalır. Bilgiyi arayana inan, bilgiyi bulana inanma”


the Year 

  Gerçek Dostlar  ⚠️     28 Ağustos 2022

               İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/