31 Ekim 2022 Pazartesi

MUTLULUĞU ARARKEN

 






















        Merhaba Gönül Dostlarım,

Özet
Altı temel duygudan biri olan mutluluk; öfke, korku, üzüntü, iğrenme ve kıskançlıktan farklı olarak bir pozitif duygu biçiminde karşımıza çıkmaktadır. Ulaşmak için çabaladığımız, bulduğumuzda kaybetmekten korktuğumuz ve kimilerine göre hayatımızı arayışında geçirdiğimiz bu duygu nedir? Tek bir tanımı ya da bir duruma atfedebileceğimiz açık bir anlamı var mıdır? Mutluluğa ulaşamamak mı bir patoloji göstergesidir yoksa daimi olarak mutluluk peşinde koşmak mı? Terapi odasında mutluluk nasıl karşımıza çıkar? Bu sorulara cevap bulmayı amaçladığımız makalemizde öncelikli olarak mutluluğu pozitif duygular temelinde ele alacak, sonrasında mutluluk kavramına daha yakından bakarak olası anlamları üzerinde duracağız. Bunun yanı sıra, mutluluk duygusu ile ilintili patolojilere kısaca değinerek terapi ortamında terapist ve danışan açısından bu duygunun nasıl yaşandığına ve ele alındığına yönelik çıkarımlarda bulunacağız.

Mutluluğu Ararken: Teorik Yaklaşımlar ve Psikoterapiye Yönelik Çıkarımlar İpek Demirok Yeliz Şimşek Alphan Yankı Süsen Orta Doğu Teknik Üniversitesi
AYNA Klinik Psikoloji Dergisi 

****

Herbirimizin ayrı ayrı hikayeleri var.
Ama aynı hislerle kucaklıyoruz her bir acıyı, özlemi, sevinci.....!
Başkalarının hayatlarına dokunuşlarımız
ne de güzeldir.
Birinin omzuna dokunup ben burdayım diyebilmek....
Sevgi anahtardır...
Anahtar.
Her kapıyı açar...
Sevinci çoğaltır, acıyı azaltır.
Nasıl seveceğimizi unuttuk herbirimiz.
Tek derdimiz mutluluğu aramak olmuş.
Birini kırıyoruz, ötekini itiyoruz, kimisini de eziyoruz mutluluğu ararken.
Halbuki hepimiz aynıyız...
Birbirimizden başka kimsemiz yok...

Alıntı 
  • "Mutlu olmanın iki yolu vardır. Ya isteklerimizi azaltmak ya da imkanlarımızı çoğaltmak."  -Benjamin Franklin

HER KİTAP BAŞKA BİR YAŞAM

 


























Kitap Tanıtımı


Merhaba Gönül Dostlarım,

Gece Yarısı Kütüphanesi

42 DİLE ÇEVRİLEN ULUSLARARASI ÇOKSATAN
2020 GOODREADS YILIN EN İYİ ROMANI
 
“Yaşamla ölüm arasında bir kütüphane var,” dedi. “Bu kütüphanedeki raflar sonsuza kadar gider.  Her kitap yaşamış olabileceğin başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana. Farklı seçimler yapmış olsan, şu an nasıl bir hayatın olacağını görürsün…
Pişmanlıklarını telafi etme şansın olsaydı, bazı konularda farklı davranır mıydın?”
 
Nora Seed berbat halde. Kedisi öldü. İşinden kovuldu. Abisi onunla konuşmuyor. Kimsenin ona ihtiyacı yok. Art arda alınmış kötü kararların sonucunda bir kütüphanede buluyor kendini. Zamanın hiç akmadığı bir gece yarısı kütüphanesinde, sonsuz sayıda kitabın ortasında... Kitapların her birinde Nora’nın farklı bir hayatı yazılı. Başka kararlar verseydi yaşamış olabileceği hayatlar. Farklı kariyerler, farklı eşler, farklı arkadaşlar, farklı şehirler arasında gidip gelen Nora’nın aklı sorularla doluyor. Mutluluk sadece önemli sandığımız seçimlerde mi gizli? Yanlış giden her detayın sorumlusu gerçekten biz miyiz? Hayatı yaşanılır kılan ne? Yanlış bir karar insanın tüm hayatına mal olabilir mi?
İngiliz edebiyatının önemli isimlerinden Matt Haig; Nora’nın pişmanlıklara, ihtimallere ve yeniden seçme imkânına dair çıktığı bu yolculukta, ona eşlik edecek okurlara sürükleyici ve insanın en temel sorunlarını konu alan bir kurgu sunuyor.
 Kitap Hakkındaki yorumlar
“Değişmesini istediğimiz bir dünyada hep birlikte sıkışıp  kalmışken, tam zamanında yazılmış bir modern çağ masalı, günümüzün Şahane Hayat’ı.”
Jodi Picoult
 
“Kitapların yaşamı değiştirme gücünü kutlayan, içtenlikle ve mizahla yazılmış, baştan çıkarıcı bir roman.”
Sunday Times
 
“Matt Haig sözcükleri konserve açacağı gibi kullanıyor. Konserve de biziz.”
Jeanette Winterson
Çevirmen:Kıvanç Güney
Yayın Tarihi:23.02.2022
Orijinal Adı:The Midnight Library
ISBN:9786051981833
Dil:TÜRKÇE
Sayfa Sayısı:283
Cilt Tipi:Karton Kapak
Kağıt Cinsi:Kitap Kağıdı
Bo
the Year 



14 x 21 cm



30 Ekim 2022 Pazar

PAZAR SOHBETLERİ (4/2022)

 

OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ




Hayatta her şey olması gerektiği gibi mi?
Yolunda mı?
Kararında mı?
Yeterli mi?
Bu sorular hemen her 
gün beynimizin 
labirentlerinde adeta 
kovalamaca oynuyor.
Özlediğimiz huzur ve dinginlik aslında var ama adeta o da bizden kaçıyor gibi.
Tam başardık derken, ellerimizin arasından kayıp gidiyor bir yerlere.
Belki de bir şeyleri bırakamıyoruz içimizde.
Tutunuyoruz sımsıkı onlara.
Gitmesin, kaybolmasın hesabı.
Oysaki biliyoruz akışa direnmek bizi sadece yoruyor. Zamanımızı 
kaybetmenin yanında, yeniler geçip gidiyor da görmüyoruz.
Umutsuzluğa kapılıyoruz aniden.
Korkuyoruz.
Sanki karanlık bir mahzene girmişiz. Ürkek birkaç adım atsak da 
ardımızdaki kapının kapanacağı endişesi bizi yiyip bitiriyor.
Peki ya umut nerelerde?
Minicik bir parçası bile yok sanki. Herkes arıyor ama bulmakta zorlanıyor.
Hala o mahzendeyiz ve üstüne üstlük kapanan kapının kilitlenmesi söz konusu.
Yani umutsuzluğun ta dibindeyiz. Tam bu noktada severek okuduğum; Matt Haig imzalı ‘’Rahatlama Kitabı’’ nın iki cümlesi aklıma düşüyor.
‘’Her şeye rağmen 
umudun en iyi özelliği 
dirençli olması. En zor 
zamanlarda bile var 
olmayı sürdürebilme 
becerisine sahip 
olması.’’
İşte buna tüm kalbimle inanmak istiyorum.
Üstelik ünlü Fransız yazar ve düşünür Jean-Paul Sartre; bu tezi tam da doğrular nitelikte bakın ne demiş?
‘’Hayat umutsuzluğun öte yanında başlamıyor mu?
Evet dünyamızda gelecek, bilinmezliklerle dolu ve onları bilme şansımız yok.
O bilinmezlik içinde iyi ya da kötü pek çok olasılık mevcut.
Bunu kabul etmek gerekiyor. Çünkü geleceğin ucu hep açık.
Bu anlamda;  kabulümüz iyi olacağından yanaysa mutlu oluyoruz o an için. Değilse mutsuz.
Yaşamımızın hemen her evresinde önümüze çıkan yollar da böyle değil mi?
Seçimlerimiz doğrultusunda kazanacağız ya da kaybedeceğiz. Hepsi o an için bizlere doğru gelen düşünce ve kararlar. Onlar için feda ettiklerimiz de cabası.
Artıyı eksiyi karşılaştırdığımızda o an için kayıp olan, belki yıllar sonra 
bambaşka bir kazanca dönüşecek.
İşte bunu bilmek de mümkün değil. Ama her ne olursa olsun kararlı ve 
cesaretli olmak kendi özgürlüğümüzün tek anahtarı. Son sözü aynı kitaptan vermek istedim.
‘’Hiçbir şey, pes etmeyen ufacık 
bir umuttan daha güçlü değildir.’’
Bu sözü hiç unutmayalım, olmaz mı?
Umutla baktığımız gelecekte her 
şey olması gerektiği gibi olacak.
Ne bir fazla ne de bir eksik.
Her şey akışında, aşkla ve
 yolunda.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
15.09.2022
Kaynaklar: https://gulenaypema.com; Gece Yarısı Kütüphanesi- Matt Haig; 

"Savaşmaktan Vazgeçtiğin An Kaybedersin"- Ernesto Che Guevara.

the Year 


  Gerçek Dostlar  ⚠️     30 Ekim 2022


28 Ekim 2022 Cuma

SEVGİ VE ÖZLEMLE HALİT ABİ...

 



Bartın









                                 Merhaba Gönül Dostlarım,

Beyefendilik denir bir kavram vardı.
Onun temsilcisiydi onlar. Ellerine bir kalem versen oturup kitabını yazarlardı beyefendiliğin.

Halit Kıvanç onlardan biriydi işte. Kibar, güleç, aydınlık, kültürlü, sevecen. Üzerine jilet gibi oturan takım elbisesi, mis gibi ütülü gömleği, janti kravatı, cebinde mendili.... Her daim tertemiz, sinekkaydı traşı... Ben çocukken sinekkaydı traşı, sineğin yaptığı kayıt zannederdim. Derdim ki içimden, ne alaka... Sonradan öğrendim ne demek olduğunu. Babacığımın traş sonrası mis gibi losyon kokan kadife yanağını öperken...

Hiç yüz yüze oturup da sohbet etmediğim, bilfiil tanışmadığım akrabamızdı sanki o. Evimizin her daim bir parçası. Şu an bu satırları yazarken bile sesi kulağımda. Ne güzeldi ses tonu, ne tertemizdi Türkçesi...
Maçlar o'ydu, Pazar programları o'ydu, 23.Nisan şenlikleri o'ydu, bayram özel eğlencesi, yılbaşı gecesi o. Hep yanımızdaydı, her zaman...
Siyah-beyaz ekranda TRT yazısının yanında yakışıklı güler yüzü...

"Saygın" olmak değerliydi onlar için. Bunun için emek verdiler, özen gösterdiler. Saygılı idiler, saygı gördüler. Sevecendiler, sevildiler.
İncecik bir sınırın üstünde, laubalilik ile muziplik arasında; dengelerini daima koruyarak yürüdüler.

Cumhuriyet'in pırıl pırıl beyefendilerinden biri daha bir kaç nesile ışıktan bir iz bırakarak binip gitti sessiz gemiye.

Demir almak günü gelene dek zamandan...
Beyefendiliğin kitabını yazdı da gitti.

Bige Güven Kızılay
25.10.2022
#bigegüvenkızılayyazıları

" Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz."

the Year 


  Gerçek Dostlar  ⚠️     28 Ekim 2022