30 Ekim 2020 Cuma

TÜRK SİNEMA TARİHİMİZİN UNUTULMAZLARI (1)

 



Merhaba Gönül Dostlarım,

16 Ekim 2016 tarihli Blog sayfamda ' Bunları Biliyor muydunuz (1) '  başlıklı yazımda,

"Türk Sinema tarihimize kendini altın harflerle yazdırmış 

 bir oyuncu olan Türkan Şoray hakkında, yakın tarihimize kadar bilinmeyenleri, bu yazımda sizlerle paylaşmak istedim"  şeklinde bir yazımda sizlerle, 

Türk Sinema tarihinin en değerli kadın  oyuncularından biri olan Türkan Şoray hakkında bir paylaşımda bulunmuştum. 

Bugünkü yazımda Türkan Şoray' ın kısa bir biyografisinden sonra,. değerli 

 Türk yazar, senarist, eleştirmen Selim İleri' nin  60 ' lı yıllarda Türkan Şoray' a olan hayranlığını dile getiren bir yazı ve anısını hep birlikte okuyalım.

Türkan Şoray

Oyuncu


Açıklama

Açıklama

Türkan Şoray, Türk oyuncu, senarist ve yönetmen. Türk sinemasında "Sultan" lakabıyla anılmaktadır. 1960'larda sinema ile tanışmış, ilk sinema ödülü 1964 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Acı Hayat filmiyle en başarılı kadın oyuncu ödülünü almıştır. Vikipedi
Doğum tarihi28 Haziran 1945 (75 yıl yaşında), Eyüpsultan
EşiCihan Ünal (e. 1983–1987)
EvlilikCihan Ünal; (e. 1983; b. 1987)

1960'lı yılların ortası herhalde. Taksim Meydanı'ndan geçiyordum, anıtın etrafını çevirmişler, film çekiyorlardı. "Meyhaneci Güzeli' ni (Doğrusu, "Meyhanenin Gülü",1966).. Türkân Şoray, kucağında bembeyaz bir kaz ve lacivert pazen bir entariyle bir sahne çekiyordu. Oradan geçerken Türkân Şoray'ın gözlerini -daha önce sinemada seyretmiştim tabii- ilk defa canlı olarak gördüm. Büyülenip kaldım. Onun manyetik alanına girmiş ve ayrılamamıştım..
Sonra 1970'lerde bir gün, bir senaryo meselesi için Levent'teki evinde buluştuk. İlk kez orada tanıştık. Araya yıllar girdi, askere gittim geldim filan, sonraları bir yakınlık oldu. Ben ona âşıktım, bunu herkes biliyor artık! O bana âşık olmadı ama çok iyi bir dostum oldu. Hayatta en sevdiğim, en saygı duyduğum biri oldu..

Türkân Şoray bizim sinemamızın Dostoyevski'sidir. Çünkü çok uzun yıllar -bazıları klişe olsa bile- oynadığı her rolle insanlara yalnızca merhamet, sevgi ve iyilik aşıladı. Bakıyorum bugün genç nesil de onu bizim gibi, aynı nedenlerden seviyor. Türkiye'nin belki en sevilen insanıdır. Çok büyük bir aktris olduğu halde daha çok güzelliği üzerinde durulmuştur.

Onun bir aurası (atmosfer) vardır ve yaş almış olmasına rağmen hiç sönmedi o aura. Hâlâ bir yere girdiği vakit herkes susar, gürültü patırtı kesilir ve bir Türkân Şoray aurası hâkim olur. Üstelik bu kadar uzun yıllar star kalmak imkânsız bir şeydir. Sophia Loren, Elizabeth Taylor gibi çok az kişi star kalabilmiştir uzun yıllar boyunca. O yüzden, bence, Türkân Şoray bir dünya starıdır.
(SELİM İLERİ, 2018) -Vedii Yukaruç' un sayfasından alıntıdır.

İ


İzmir Seferihisar açıklarında 6,6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem İstanbul ve Bursa'da da dahil olmak üzere Ege ve Marmara bölgesinde hissedildi. AFAD, depremde 4 kişinin hayatını kaybettiğini, 120 kişinin de yaralandığını açıkladı. Bölgede Arama ve Kurtarma çalışmaları devam ediyor.

İzmir ve çevresinde meydana gelen depremde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah' tan Rahmet, yakınlarına baş sağlığı, yaralılarımıza acil şifalar ve depremi yaşayan vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum... 

29 Ekim 2020 Perşembe

CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN !

 


Merhaba Gönül Dostlarım

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN..

🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
GÜÜÜNNNAAAYYDDIINNNNNN...🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
" CUMHURİYET, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir."
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Bu tarihi gün, bizi biz yapan ortak değerlerimiz etrafında her zamankinden daha güçlü bir şekilde kenetlenme günüdür. 
Bu duygularla, tüm milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutluyor, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyorum.

İbrahim Birol

 
 https://youtu.be/ecKItG-1J6Q



                                          

28 Ekim 2020 Çarşamba

ANIT KABİRE GİTMEDEN ÖNCE !







Merhaba Gönül Dostlarım,

🇹🇷
29 Ekim’e çok az zaman kaldı!
• ANITKABİRE öyle BAYRAKLI Sahiline mangal yakmaya gidilir gibi gidilmez !
•2-3 gün önceden gideceksin ADAM gibi saç sakal traşı olacaksın..
•Hanımı da göndereceksin kuaföre o da saçını başını düzelttirecek..
•Çoluk çocuk aynı şekilde....
•Kunduralar boyanacak Sabah erken kalkıp sakal traşı olacaksın...
•Koyu renk takım elbise giyip..
kravat takacaksın..
yakana da ATATÜRK rozetini.
•En yakın çiçekciden en az adam başı birer karanfil alacaksın...
•Araban ile gidiyorsan...
ANITKABİRE 1 Km. kala radyonu cd çalarını kapatacaksın.. öyle !
🇹🇷
•Aslanlı yola gireceksin..
•O yol 5 santimlik çim boşluğu bırakılarak döşenmiştir..
kafanı yerden kaldırma diye..
•O yol 262 metredir.
•Aslanlı yolun sağ ve solunda bulunan 24 aslan,
''24 Oğuz boyunu'' temsil ediyor.
•Türk kültüründe güç sembolü olduğu için seçilen aslan figürlerinin çift olması, milletin ''birlik ve bütünlüğünü '' vurgularken,
aslanların kedi gibi yatar pozisyonda olması ise bu büyük gücün ''barışseverliğini'' sembolize eder..
BUNU UNUTMA..
Hatırla !
🇹🇷
•Orada bir bayrak direği göreceksin...
•O öyle alelade bir direk değil..
•33,5 metre uzunluğundaki bayrak direğini 1946 yılında yüreği ATATÜRK sevgisi ile dolu Nazmi Cemal adlı bir Türk vatandaşı ABD'den gönderdi. •Sen direğin 29,5 metresini görebileceksin..
🇹🇷
KAFANI KALDIR BAK !
•Ata’nın kabri 40 tonluk yekpare mermerden yapılan sembolik lahit’in yaklaşık 7 metre altındaki mezar odasında bulunuyor.
•Türk milletinin kalbine gömdüğü ATATÜRK,
Selçuklu-Osmanlı kümbet mimarisine göre yapılmış sekizgen şeklindeki mezar odasında
“VATAN TOPRAĞINDA" yatıyor.
🇹🇷
🇹🇷Suriye’deki Caber Kalesi,
🇹🇷Kore’deki Türk şehitliği,
🇹🇷Selanik’teki doğduğu evin bahçesi,
🇹🇷KKTC ve illerden getirilen toprakların harmanlandığı
“VATAN TOPRAĞINA” İSLAMİ usullere göre kefenlenerek ve yüzü kıbleye bakacak şekilde defnedilmiştir.. bunu BİL
🇹🇷
BİR DEHANIN HUZURUNDASIN..
TİTRE..!
•KARANFİLİNİ YAVAŞCA BIRAK...
•VE O NA İÇTEN TEŞEKKÜR ET...
•Sonra inandığın dinden..
konuştuğun dilinden duanı et..
O duyar UNUTMA !
•Sonra saygı ile yavaşca oradan ayrıl...
Ayrıl ki...on binlerce insan da o hazzı yaşasın...
•Cep telefonunu baştan sessize alacaksın...
AÇMAYACAKSIN..
•Çok ısrar ederlerse...
"BEN ŞU ANDA DÜNYA LİDERİ ULU ÖNDER ,
•31 Mart Vakası
•Arnavutluk İsyanı
•Trablusgarp
•İkinci Balkan Savaşı
•Çanakkale Savaşı Doğu (Kafkas) Cephesi
•Suriye-Filistin Cephesi
•Kurtuluş Savaşı
•Sakarya Savaşı
•Büyük Taarruz KAHRAMANI
•GAZİ MAREŞAL
•BENİM TEK CUMHURBAŞKANIM MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün HUZURUNDAYIM !" diyeceksin....
🇹🇷

Alıntı : Mansur Yavaş_ Ankara Büyük Şehir  Belediye Başkanı







https://youtu.be/OUABlX0p5Aw







MEVLİD KANDİLİ (2020)

 












Merhaba Gönül Dostlarım,


Mevlid Kandili 


Mübarek geceler, İslam dininin kıymet verdiği gecelerdir. Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, bazı gecelere kıymet vermiş, bu gecelerdeki, dua ve tevbeleri kabul edeceğini bildirmiştir. Kullarının çok ibadet yapması, dua ve tevbe etmeleri için bu geceleri sebep kılmıştır. (S. Ebediyye)

Açıklama

Açıklama

Mevlid Kandili ya da Veladet Kandili, İslam dininin peygamberi olan Muhammed bin Abdullah'ın doğum gecesi ve aynı zamanda Hicrî Rebiülevvel ayının Onikinci gecesidir.
Mevlid, "doğum zamanı" demektir. Kuranı kerimde yer almamaktadır. İslam'da Hz. Muhammed'in doğum günü farklı mezheplerde kutlanır.


Bu gün ve gecede Peygamber Efendimiz (sas)'e salât ü selâmlar getirilmeli; O'nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar, onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.
Tefekkürde bulunulmalı; "Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah' ın benden istekleri nelerdir" gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.
Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı belirlenmeli.
Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.

Alıntı : sabah.com.tr

https://youtu.be/XCQgjdSZIiI?si=HOqcgbpPBz3zzCtx

" Bu güzel Kandil gününün ve gecesinin vatanımıza milletimize,  islam alemi ve tüm insanlığa sağlık, mutluluk, huzur ve bereket getirmesi  ve ayrıca  bu Kandil gününde, Tüm şehitlerimize Allah' tan Rahmet, gazilerimize ve yaralılarımıza acil şifalar diler ,  şehit ailelerine ve yakınlarına sabır ve baş sağlığı dilerlm. "                                                                                                                                                           Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun...                                                                    İbrahim Birol


27 Ekim 2020 Salı

NEDEN 30 DEĞİL DE 29 EKİM ?

 

Merhaba Gönül Dostlarım,

NEDEN 30 DEĞİL DE 29 Ekim ?..🇹🇷🇹🇷

Atatürk Cumhuriyetin ilanı için, neden 29 Ekim’i seçti? İlandan 2 yıl sonra Ekim 1925’te, Fahrettin Altay Paşa Atatürk’ün misafiridir.
Zihnini hep meşgul eden bir soru sorar ulu öndere.
“Paşam benim dikkatimi çekti…Cumhuriyetimizin ilanının 29 Ekim gecesine denk gelmesi acaba bir tesadüf müdür? Üç gün evvel, beş gün sonra da olabilirdi”
Bunun üzerine Atatürk ona şöyle bir cevap verir.
“Fahrettin, mütarekenin ilk günlerini hatırlar mısın?..Saray ve hükümet, teslimiyeti kabul etmişti. Hükümet sarayın, saray da itilaf devletlerinin elinin altına girmişti.Saray bu halden memnundu.
Fakat ben bunu kabul edemezdim.
Buna karşı koymakla bir çıkış yolunu temin ederek, bu mazlum milleti tarih sahnesinden silmek isteyenlere karşı harekete geçmek için kendimi vazifeli saymıştım.
Dünyada tek başımıza idik.
Fakat benim inandığım ideale, benimle beraber olanlar da bağlandılar ve netice hasıl oldu.
Mütareke 30 Ekim 1918’de imzalanmıştı.
Vatan parçalanmış, istilaya uğramıştı.
Peki 30 Ekim 1918’den bizim İzmir’e girdiğimiz tarih olan 9 Eylül 1922’ye kadar kaç yıl geçti?
Dört yıl.
29 Ekim 1923 de Cumhuriyeti ilan ettik.
İşte 5 yıla sığdırdığımız büyük inkilap, bizim yaşadığımız şartlara duçar olmuş, hangi milletin tarihinde vardır?
Bu mazlum millet, kendisinin hakkı olan yere ulaşmıştır. Çektiğimiz acıların, sıkıntıların en büyük mükafatı işte budur.
Bütün Dünya buna şahit olmuştur.
Daha da şahit olacakları vardır.
Beni en çok mesut eden hadise, bu mazlum milletin hak ettiği bu yere gelmesidir.
Sen benim 30 Ekim 1918 sonrası çektiğim azabı bilirsin, yanımdaydın.
Mondros 30 Ekim’dir, Cumhuriyet 29 Ekim.
İşte bu da mazlum bir milletin ahıdır.
Sanırım ki o zamanki devletler bunu anlamışlardır”
Atatürk burada bir an durur, elini masanın üzerine koyar ve;
”Deyiniz ki bu, tarihten silinmek istenen bir milletin öcüdür”
Fahrettin Altay “Ama paşam bundan niye hiç söz etmediniz?” diye sorar.
Atatürk cevap verir “Şahsen övünmek olurdu. Oysa esas övünmek benimle beraber mefkureye inananların, milletin ve ordunun hakkıdır”
Atatürk’ün Cumhuriyet ilanı için 29 Ekim tarihini seçmesinin özel nedeni, bu cümlelerden de anlaşılıyor.
Ulu önder 30 Ekim 1918’de imzalanan “Mondros Mütarekesi” ile her anlamda teslimiyet içine girmiş, kendi tabiri ile esarete uğramış milletinin, kaç yıl bu esaret altında kaldığı sorusuna tam 5 yıl cevap vermek istemedi.
O nedenle 4 yıl 364 gün sonra Cumhuriyeti ilan ederek bir ifadeyi kesinleştirmek istemiştir.
Esaretten 1 gün önce Cumhuriyeti ilan ederek bir anlamda öc almak istemiştir.
Türk Milleti 5 yıldır esaret altındadır demek ona zor geldiğinden Türk Milleti 4 yıldır esaret altında kalmıştır diyebilmek için 30 Ekim’e bir gün kala cumhuriyetin ilan edilmesini istemiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, Mağrur ve galip olarak, batılı devletlere “Ben 30 Ekim’i tanımıyorum...Sizden bir gün öndeyim...Siz 29 Ekim’i tanıyacaksınız.” demiştir....
Kerem Çalışkan.....* RENA *

https://youtu.be/9e7Tb7WK1qU












26 Ekim 2020 Pazartesi

CUMHURİYET' İN ANLAMI

 


Merhaba Gönül Dostlarım,

CUMHURİYET EN ANLAMLI YÖNETİM BİÇİMİ

Kalıplaşmıştı belki aklımızda. Oturduğumuz sıralarda öğrettikleri gibi kazıdık belleğimize. Ama yanlıştı. Aslında ne farklıydı Cumhuriyet. İlkokulda sabahları okuduğumuz andımızdı, İstiklal Marşıydı Cumhuriyet. Özgürlüğümü hür benliğimle haykırdığım, ruhumun yaşam tarzıydı. Anamdı, babamdı, sevdiğimdi, okulumdu…Kısacası hayatımın bir parçasıydı.

Yaşamak ne güzel değil mi bu gül bahçesinde? Özgürce, istediğin gibi…Her şeyi canının çektiği gibi yapmak hoş. Fakat bir de durup arkaya bakmak lazım. Geldiğin yola, tam arkana. Farkında mısın oradaki sisli havanın, çekilen acının? Görüyor musun bir elinde sancağı bir elinde süngüsüyle seni, senin geleceğini koruyan dedeni? Şimdi önüne dön. Güller içinde bir yol. Arkanda ise, toz duman bir özgürlük kavgası izleri. İşte gördüğün dikenli yol seni bu gül bahçesine getiren, ayaklarını yere sağlam bastıran yoldur.

Şöyle bir otur. Otur ve düşün. Ne acılar, ne çileler çekilmiş şu uğurda. Biraz da özgür olabilmek için, düşündüklerimizi kısık sesle söylememek için ne savaşlar verilmiş Anadolu'nun dört bir yanında. Dedeni askere yollarken bir damla bile gözyaşı dökmeyen mert annesini düşün. Ve onu düşünerek bak önüne, sağlam bak, tam önüne. Kimsenin ne dediği seni ilgilendirmesin. Kulaklarını kapat bağnaz düşüncelere ve senin yolunda gördüğünün tut elinden. Ama sakın unutma arkada yaşanmışları. Geçmişini, tarihini… Bu yola oradan geldiğini.

Kolay kazanılmayan bir cumhuriyetin çocuklarıyız. Korumak istiyorsan cumhuriyetini hiç durma. Oturduğun sıradan başla işe, kullandığın tebeşirden, yürüdüğün yoldan, baktığın, gördüğün, duyduğun her şeyden. Bilmediklerini araştır ve duyur duyması gereken herkese. Çekebildiğin yere kadar yükseklere çek al bayrağı, tutabildiğin kadar yüksek tut İstiklal Marşı'nı okurken sesini. Cumhuriyeti böyle koruyabilirsin, boş boş cumhuriyetçiyim diye bağırarak değil.

Klasikleşmiş bir söz güzel tanımlar bunu: "Bize bu cumhuriyet dedelerimizden miras kalmadı. Biz onu torunlarımızdan ödünç aldık." Gerçekten düşüncelerimiz böyle koruyabilirsin, boş boş cumhuriyetçiyim diye bağırarak değil.

Klasikleşmiş bir söz güzel tanımlar bunu: "Bize bu cumhuriyet dedelerimizden miras kalmadı. Biz onu torunlarımızdan ödünç aldık." Gerçekten düşüncelerimiz böyle olmalı. Öyle bir korumalıyız ki; sanki en yakın arkadaşımızın emaneti gibi, dedelerimizin yıllar önce bu vatanı koruduğu gibi.

Yapabildiğinin en iyisini yap şimdi. Unutma haritası olmayan bir hazinedir cumhuriyet. Ve bu hazineyi bulan hayatı boyunca daima zengin olur, hür yaşar

29 EKİM BAYRAMI

Cumhuriyet halkın kendi kendisini yönetmesi yani idare etmesi olarak tanımlanır. 29 Ekim Cumhuriyet bayramı tüm yurtta sevgi ile büyük bir heyecanla ve coşkuyla kutlanır. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı demek Halkın egemenliği demektir. Hiç bir zümrenin değil halkın hakkının korunmasıdır cumhuriyet.

Cumhuriyettir bizi biz kılan. Bir de kardeşi vardır Demokrasi adında Cumhuriyetin. Birbirlerini tamamlar ve mutluluğa açılan bir penceredir halkın daima.

Cumhuriyet bayramı sevgidir coşkudur aşktır. Özgürlüğün aşkıdır. Milletin üstünlüğü demokrasinin üstünlüğü halkın üstünlüğü.

Cumhuriyet bir bayramdır. Herkesin tüm vatandaşların. Sevgidir cumhuriyet ,anlayıştır cumhuriyet ,özgürlüktür cumhuriyet. Cumhuriyet bayramı ile coşar tüm kalpler yürekler. Memleketin dört bir tarafında coşku vardır sevgi vardır her daim .

Cumhuriyet sevilir ve seveni vardır her daim. Cumhuriyet Bayramıdır bizi biz kılan ve hatırlamaktır özgür düşünceyi ve bireysel hakları . Sonuna kadar bizimdir cumhuriyet hepimizin.

Cumhuriyeti severiz her zaman .Sever ülkemin insanları cumhuriyeti ve benimsemiştir halkım cumhuriyeti.

Cumhuriyet Bayramı bizimdir. Türk insanının bayramı. Türkiye' yi Türkiye yapan tüm milletin bayramı.

Haydi coşalım tekrar cumhuriyetle. Coşalım tekrar cumhuriyet bayramıyla. Durma sen de coş haydi hep birlikte yine yeniden bilelim erdemini Cumhuriyet Bayramının.

Alıntı : sabah.com.tr

https://youtu.be/BSmuuXvp74s

Günün Sözü : " Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş ve olmaya devam edecek bir milletiz. Cumhuriyetimiz Kutlu Olsun!" Mustafa Kemal Atatürk