7 Ekim 2020 Çarşamba

FIRTINA ÇIKMADAN ÖNCE...


 















Merhaba Gönül Dostlarım,

Sevgisiz zekanın, bizi küstah yaptığı; sevgisiz adaletin, bizi zalim yaptığı; sevgisiz diplomasinin, bizi iki yüzlü yaptığı; sevgisiz başarının, bizi kirli yaptığı; sevgisiz zenginliğin, bizi haris yaptığı; sevgisiz inancın, bizi bağnaz yaptığı bir dünyada yaşıyoruz. Peki yeni bir dünya kuramaz mıyız?

Öyle bir dünya ki; güçlülerin adil, güçsüzlerin güvenli, ülkelerinin barış ve kardeşlik içinde olduğu bir dünya… İnsanlarının gönül aydınlığı ile aydınlanan, ruh ve düşünce zenginliğiyle çiçeklenen bir dünya. Mutluluğu da acıyı da paylaşabilenlerin, akrabalıkların, vefakarlıkların hayatımıza yansıdığı bir dünya. Ağlamayı da gülmeyi de, çileyi de, başarıyı da terslikleri de bilen, taşıyan ve gerektiği gibi karşılayan ‘’ölçü ve denge’’ toplumunun dünyası. Nefsiyle, inadıyla, öfkesiyle değil; aklıyla, idealiyle, yüreği ile düşünenlerin dünyası. Aileyi göz bebeği gibi koruyan, yaşlıların, hastaların, muhtaçların; ilahi emanetler gibi görüldüğü bir dünya. Böyle bir dünyanın hasreti bu kitabı doğurdu.                       
 Fırtına Çıktığında Uyuya bilmek. Yaşar Değirmenci/ Düşün Yayıncılık



****
    
Fırtına Çıktığında Uyuya Bilmek
                                 
                                                                                  Yıllar önce bir çiftçi, fırtınası bol olan bir tepede bir çiftlik satın almıştı. Yerleştikten sonra ilk işi bir yardımcı aramak oldu.
Ama ne yakındaki köylerden ne de uzaktakilerden kimse onun çiftliğinde
çalışmak istemiyordu. Müracaatçıların hepsi çiftliğin yerini görünce çalışmaktan vazgeçiyor, burası fırtınalıdır, siz de vazgeçseniz iyi olur diyorlardı.
Nihayet çelimsiz, orta yaşı geçkince bir adam işi kabul etti. Adamın haline bakıp 'çiftlik işlerinden anlar mısın?' diye sormadan edemedi çiftlik sahibi. 'Sayılır' dedi adam, 'fırtına çıktığında uyuyabilirim'.
Bu ilgisiz sözü biraz düşündü, sonra boş verip çaresiz adamı işe aldı.
Haftalar geçtikçe adamın çiftlik işlerini düzenli olarak yürüttüğünü de görünce içi rahatladı. Ta ki o fırtınaya kadar:
Gece yarısı, fırtınanın o müthiş uğultusuyla uyandı. Öyle ki, bina çatırdıyordu. Yatağından fırladı, adamın odasına koştu:
'Kalk, kalk! Fırtına çıktı. Her şeyi uçurmadan yapabileceklerimizi yapalım.' Adam
yatağından bile doğrulmadan mırıldandı:
'Boş verin efendim, gidin yatın. İşe girerken ben size fırtına çıktığında uyuyabilirim demiştim
ya.' Çiftçi adamın rahatlığına çıldırmıştı.
Ertesi sabah ilk işi onu kovmak olacaktı, ama şimdi fırtınaya bir çare bulmak gerekiyordu.
Dışarı çıktı, saman balyalarına koştu:
A-aa! Saman balyaları birleştirilmiş, üzeri muşamba ile örtülmüş, sıkıca bağlanmıştı.
Ahıra koştu. İneklerin tamamı bahçeden ahıra sokulmuş, ahırın kapısı desteklenmişti. Tekrar evine yöneldi; evin kepenklerinin tamamı kapatılmıştı. Çiftçi rahatlamış bir halde odasına döndü, yatağına yattı.
Fırtına uğuldamaya devam ediyordu. Gülümsedi ve gözlerini
kapatırken mırıldandı:
'Fırtına çıktığında uyuyabilirim'
Alıntı











                  

Evet ne hoş bir öykü değil mi... Attığımız her adımda planlarımızı eksiksiz yaparsak, fırtına anında huzurlu bir şekilde bekleyebiliriz... Çünkü biz o an başaranlar sınıfındayızdır...

 En  iyi dileklerimle, Esenlik ve Sevgiyle kalın....

Günün Sözü : "Sıkıntılara zihnen (bilgi, plan), manen (dua), maddeten (tedbir) hazırsanız, fırtına çıktığında uyuyabilirsiniz. Hayatınız boyunca.."













                  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder