30 Ocak 2023 Pazartesi

İLK ÖNCE EGOYU TERBİYE ETMEK

 

YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR

Gerçekten de dünyaya geldiğimiz andan itibaren yoğun bir mücadelenin içindeyiz.

Geçen senelerle beraber artan sorumluluklar ve hiç bitmeyen koşuşturma.

Zaman zaman yorulduğumuzu hissetsek de koşturmaya devam ediyoruz cesaretle ve umutla.

Bu boynumuza taktığımız madalyonun bir yüzü.

Bir de madalyonun diğer yüzü var.

Tüm bu koşturmalar yaşanırken; kendi içimizdeki mutluluk ve huzur.

Gelin görün ki sürekli mutlu olmayı hedeflerken, duygularımız inişli çıkışlı bir dönme dolap misali bizi sallıyor.

Bazı duygularımızı yok sayarken, yaşadığımız öfkenin, kızgınlığın ya da üzüntünün de bize has olduğunu unutmamak gerekiyor.

Kendimizi sevdiğimiz ve kendi iç sesimizi dinlediğimiz sürece sorun yok.

Duygularımız olumsuz olsa da bastırmak yerine; hiçbir duyguyu bastırmadan olabildiğince kısa süreli yaşayıp bitirmek en güzeli elbette.

Aslında söylemeye çalıştığım şey kendimizi iyi tanımak.

Bunun için yalnızlıkta kendimize zaman ayırmak, duygularımıza sabırla ve sevecenlikle yaklaşmak.

Başkalarından beklemek yerine, hayatın güzelliklerini iç sesimizle fark edebilmek.

Gerekirse kendi kendimizin eğitmeni olmak.

Nasıl mı?

Gelin ünlü Rus yazar Lev Nikolayeviç Tolstoy ile ilgili minik bir anektoda kulak verirken; içindeki öğretiyi sakince düşünelim.

Günlerden bir gün; insanlardan sürekli kaçan, daha çok yalnız yaşamayı tercih eden yaşlıca bir adama; yalnız olmayı neden tercih ettiği sorulur.

Adam yapacak çok işi olduğunu; eğitmesi gereken iki şahini ve iki kartalı olduğunu söyler.

Ardından sakinleştirmesi gereken iki tavşanı ve eğitmesi şart olan bir yılanı olduğunu da sözlerine ekler.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi motive edeceği bir eşeği ve evcilleştirmesi zorunlu bir aslanı olduğunu da.

Soruyu soranları alır bir düşünce.

Yaşlı adamın söz ettiği hayvanları ne görmüş ne de seslerini duymuşlardır.

Şaşkınlıkla o hayvanları nerede sakladığını sorarlar.

Adamın yanıtı oldukça düşündürücüdür. Çünkü saydığı tüm hayvanların içimizde yaşadığını ifade eder.

İki şahin; gördüğü her şeye saldıran, iyi ile kötüyü ayırt etmeyen gözlerdir.

İki kartal; yardımı ve hizmeti öğrenmeleri gerekirken; yeri geldiğinde dokunduklarını yaralayan, parçalayan ellerdir.

Zor durumlarda korkup kaçan ve hemen saklanan tavşanlar ise ayaklardır. Oysaki sakinliği ve sabırla mücadeleyi öğrenmeleri şarttır.

Tüm bunlar arasında en zor olanı ise bulduğu her boşlukta saldırmaya ve zehirlemeye hazır olan yılan, yani dildir.

İnadıyla direnen ve işten kaçan eşek vücuttur ki ona mutlaka şükretmek ve akışta olmak öğretilmelidir.

Hepsi bununla biter mi, bitmez elbette.

Benlikte yaşayan, herkesten üstün olduğuna inandıran aslanı yani gururlu egoyu terbiye etmeden olmaz.

Sonuçta insanın yapacak çok işi ve yürünecek daha çok yolu vardır.

Bu öyküden ve içindeki müthiş dersten kime ne kadar hisse düşer bilemiyorum ama; çok geç olmadan yetenek ve çabayı, içtenlik ve nezaketle birleştirmenin ve sevgiyle harmanlamanın tam zamanı.

Sevgiyle kalın. Belgin ERYAVUZ

20.01.2021

Kaynaklar: https://www.hayatimdegisti.com.

 

24 Ocak 2023 Salı

ÜÇ AYLAR VE REGAİB KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

 













Merhaba Gönül Dostlarım,

Arapça kökenli olan Regaib kelimesi, Reğib'den gelmektedir ve Reğîb" kelimesi de "reğabe" den türemiş olan bir isimdir. Bu ismin anlamı, kendisine rağbet edilen, istenilen, talep edilen şey demektir. Regaip Kandili nedir sorusu da en çok merak edilen konulardan birisi oldu. Regaip Kandili önemi ve anlamı ile ilgili araştırmalar yapılırken, Regaip Kandili nedir sorusuna cevap olarak önemli bilgiler bulunmaktadır.

REGAİP KANDİLİ NEDİR?
Regaip Kandili, Recep ayının ilk Cuma gecesi idrak edilen özel bir gecedir. Üç aylar içerisinde kutlanan Regaip Kandili' nde çeşitli ibadetler yapılarak, bugün en verimli şekilde değerlendirilmeye çalışılır.

REGAİP KANDİLİ ÖNEMİ VE ANLAMI
Regaip Kandili' nin önemi ve anlamı ile ilgili kaynaklarda çeşitli bilgiler yer almaktadır.
Regâib gecelerinde dua etmek, tevbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi kutsal kabul ederek çeşitli ibâdetlerle geçirmek, genel olarak alimler arasında kabul görmüştür. Regaibin diğer kandillerden farklı oluşu hem Recep ayında bulunması hem de Cuma gecesi oluşudur. Ayrıca Recep ayının hususiyetlerinden birisi de Regaib Kandili ve Mirac Kandili olarak bilinen iki kandilin bu ayda bulunmasındandır. Bu günler ve geceler, kendimizi denetleme ve değerlendirme bakımından önemlidir. Regâib kelimesi Kur'an'da "Regaib" şeklinde geçmemektedir. Ancak "reğabe" den türemiş olan çeşitli kelimeler, Kur'ân' da sekiz yerde geçmekte ve "reğabe" nin ifâde ettiği mana için kullanılmaktadır. Terim olarak Regâib, Türkçe' de kandil dediğimiz mübârek gecelerden biridir.
sabah.com.tr
 https://youtu.be/_Mgh1v8SWuI

 Başta, " Gönül Dostlarım " olmak üzere tüm islam ve müslüman aleminin,  Regaip, Miraç ve Berat kandilleri ile Kadir Gecesini de içinde barındıran üç aylarını ve Regaip Kandili' ni kutlar. Bu mübarek günlerde ettikleri tüm dualarının kabul olması temennisiyle , İYİ KANDİLLER Dilerim...

  Gerçek Dostlar  ⚠️                                                                                             İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/  
2  Şubat 2022 Antalya-Türkiye

18 Ocak 2023 Çarşamba

HAYATA DAİR

 
























Merhaba Gönül Dostlarım,

Hayat bazen sadece “yapman gerekenler” listesi oluyorsa ve üstünüze üstünüze geliyorsa orada bir durmak “gerek.” Peki bunu kırmak için günlük hayatta neler yapabiliriz? Işte 6 öneri.

1. HAYIR DEYİN
"Hayır" demek zor olabilir, ancak hayatınızı zorlaştıran şeyleri azaltmak için iyi bir yoldur. Ayrıca sizin için önemli olana odaklamanıza yardımcı olacaktır. Bu nedenle, gerekçelerinizi savunun ve sevmediğiniz şeyler yapmaya hayır deyin.

2. SIK SEYAHAT EDİN
Seyahat, günlük alışkanlıklarınızdan kurtulmanıza ve hayatınızı yeni bir açıdan görmenizi sağlar. Uzun bir tatil her zaman kolay değil, biliyoruz. Ama sakin bir yerde günlük gezi yapmak bile deşarj olmanız ve yeni bir bakış açısı kazanmanız için yeterlidir.

3. GELECEĞİNİZİ PLANLAYIN
Geleceğiniz büyük bir soru işareti mi? Öyleyse oturup sahip olduklarınızı ve ne istediğinizi düşünmenizi öneririz. Bu dileklerinizi, isteklerinizi daha somut ve eyleme dönüştürmeye yakın hale getirecektir. Onları daha küçük hedeflere ayırın ve listeler oluşturun. Daha sonra hayallerinizi birer birer gerçekleştirmeye başlayın.

4. İHTİYACINIZ OLMAYANLARDAN KURTULUN
Eşyalarınıza bir göz atın. Kullanmadığınız ve muhtemelen asla kullanmayacağınız pek çok şey var. Kendinizi özgürleştirin ve onlardan kurtulun! Bu konuda “eğer 1 yıl içinde kullanmadıysan at” kuralına uyabilirsiniz. Eşyalarınızı bağışlamak da sizi özgürleştirir.

5. ÇALIŞMA ALANINIZI DÜZENLEYİN
İşyerinde ya da evde düzenli bir çalışma ortamı dikkatinizi toplamaya ve yapmak istediklerinize odaklanmaya yardım eder. Gereksiz e-postaları silmek de sizi rahatlatır.

6. KÜÇÜK ANLARIN KEYFİNİ YAŞAYIN
İstediğiniz bir şeyi başardınız, çok güzel oldu ve sıradaki gelsin demeden önce bir durun ve o anda kalmaya gayret edin ve keyfini çıkarın. Örneğin gün batımını seyredin, çocuklarınızla oyun oynayın, sevdiklerinizle sadece sohbet etmek için arayın. Kendinize kısa bir mola verdiğinizde hayatın nasıl daha kolay ve eğlenceli hale geldiğini hissedecek ve öyle yaşamak isteyeceksiniz.

: YAZI:  FOTOĞRAF: GETTY IMAGES 

Hayatı zevkli kılan şeyler,
kolay bulunmayan şeylerdir
ama aslında
hiç de pahalı değildirler:
Dostluk, özgürlük, düşünmek gibi...

EPİKÜROS

  the Year    Gerçek Dostlar    ⚠️   







11 Ocak 2023 Çarşamba

BİR ŞEYLER DEĞİŞMELİ

 






Merhaba Gönül Dostlarım,

Bugün 1 Ocak yani Allah ömür verirse
365 günün ilk günü,
Sizi bilmem ama ben sıfırladım dünü…

Dünde bıraktım
İçimde yer kaplayan gereksiz düşünceleri
Azat ettim değeri beş kuruş etmez kişileri
Gazlı içecekleri beyaz ekmeği
Bu yılı hak ettiğim gibi yaşayacağım;
Çünkü yıllardan alacaklıyım…

Kimseyle kalmadı hesabım kitabım...
İlk önce kendimi affetmekle başladım,
Hem affedilemeyecek de yok bir şeyim biraz fazla iyi niyetli
Biraz da fazla salaktım diyelim...

Çirkin olan her şeye arkamı döndüm…
Hepsiyle arama duvar ördüm
Artık kapım bir güzelliklere açılır bir de gerçeklere...

Hayat işte insanlar kavun misali,
Kimileri bal çıkıyor kimileri kelek
Bilemiyoruz hangileri bal hangileri kelek…
Herkesi kendimiz gibi sanmanın bedelini
Bazen hafif ödüyoruz bazen ağır…

Bugün itibarıyla hayatımın tadını kaçıracak hiçbir şeye ve hiç kimseye yer yok ömür hanemde…Artık gerçeklerim ve beni gerçekten ben olduğum için sevenlerimle beraberim...

Daha Allah'tan ne isteyeyim
Sağlık, huzur gerisini ben hallederim...
Neler neler halletmedim ki hem...
Allah yüreğime zeval vermesin gerisi tırı vırı…..!

Ahraz SNR 









  the Year    Gerçek Dostlar    ⚠️   

4 Ocak 2023 Çarşamba

YENİ YILDAN BEKLENTİLERİMİZ

 




Merhaba Gönül Dostlarım,

Sevgili yeni yıl;
Şu soğuk kış günlerinde içimizi ısıtan
yüzler olsun.
Tam kaşlar çatılacakken “ben buradayım”
diyen sesler olsun ömrümüzde.
Kimseyi kırmadığımız, kimsenin de bizi kırmadığı yıllar olsun.
Elinden tuttuğumuz
ve yolun sonuna kadar
elini bırakmadığımız sevdiklerimiz olsun.
O yoldaki taşları, çukurları
birlikte aşacağımız hesapsız sevgiler olsun.
Yardım ettiğimiz, gülümsetebildiğimiz, umudunu yeşerttiğimiz insanlar olsun.
Ağaçlar olsun bizim diktiğimiz.
Hayvanlar olsun sevgiyi pay ettiğimiz.
Her şeyden az olsa da
vicdan ve merhametimiz çok olsun.
Şikayetlerimiz az, şükrümüz bol olsun.
Tenimizin güneşten yandığı ama
içimizin hiç yanmadığı yazlarımız olsun.
Zorluklarda pes etmeyecek
ve o zorluğun içindeki güzelliği
bize getirecek sabrımız olsun.
Önyargıların çöpe atıldığı yıllarımız olsun.
Dargınları barıştıracak,
iyimser hallerimiz hep kalp hizamızda dursun.
Her ne olacaksa sevgiyle, sevdiklerimizle olsun.
Seçil OĞUZ

  the Year    Gerçek Dostlar    ⚠️   

3 Ocak 2023 Salı

BU DÜNYADAN BİR PAKİZE SUDA GEÇTİ















Merhaba Gönül Dostlarım,

Sahnelerden ve sanat adına sergilenen rezaletlerden tiksinmiş bir artistin köşe yazısı.
Normal bir hayata özlem duyan bir kadının iç sesi…

Hakkında

Açıklama

Pakize Suda, Türk oyuncu, yazar. Vikipedi
Doğum tarihi: 23 Nisan 1952, İzmir
Ölüm tarihi ve yeri: 21 Aralık 2022, Fethiye Devlet Hastanesi, Fethiye
Kardeşleri: Nurhan Suda
****

“Kasaba esnafından biri olmalıydı kocam. Akşam güneşi batmadan dükkanı kapatıp eve gelmeliydi.
Evimiz bahçeli olmalıydı. Yaz akşamları sulayıp serin serin oturmalıydık.

Ben orta boylu, tıknazca, ev hanımı olmalıydım.
Cinsiyeti önemli değil, eli ayağı düzgün iki çocuğumuz olmalıydı.
Derslerine yardım edecek kadar eğitimim olmamalıydı ama ara sıra "Dersinizi bitirdiniz mi?" diye sormalıydım.
Daha çok üstleri başlarıyla, yedikleri içtikleriyle, öksürükleri aksırıklarıyla ilgilenmeliydim.
Yavaştan yavaştan çeyizlerini düzmeliydim.

Her ayın 15’i kabul günüm olmalıydı. Ellerime sağlık kekler, poğaçalar yapmalıydım. İnce belli bardaklarda çaylar ikram etmeliydim.
Sabahları hırkamı omzuma alıp komşuya kahve içmeye geçmeliydim.
Patlıcan biber kızartmalı, reçel kaynatmalıydım.
Akşamları özene bezene sofrayı kurmalıydım.
Kocam ajansı dinlerken ben lafa girmeliydim, o, "Sus hanım bi dakka!" demeliydi. Böyle dese de beni çok sevmeliydi.
O uyuklamalıydı, ben bulaşıkları yıkamalıydım, çocuklar ders çalışmalıydı.

Bazen akşam oturmasına komşular gelmeliydi. Öyle harem-selamlık değil ama, kadın-erkek ayrı oturmalıydık.
Erkekler memleketi kurtarırken biz bütün kasabayı dilimizden geçirmeliydik.
Herkes birbirinin eşine "Falanca Bey", "Filanca Hanım" diye hitap etmeliydi.
Yanlışlıkla bacağımız, göğsümüz biraz açılıverse yüzümüz kızarmalı, hemen toparlanmalıydık.

Kocam kırk yılda bir, neşelenip bir hicaz şarkı mırıldanmalıydı.
Gözümüzü birbirimizde açmış olmalıydık, öyle de sürüp gitmeliydi.
Zaten etrafımızda evli barklı komşularımızdan başka kadın olmadığından...
Dükkánda çelimsiz çıraktan gayrı öyle sekreter falan çalışmadığından...
Ortalıkta gidilecek bar mar bulunmadığından...
Mankenler bizim kasabaya uğramadığından...
Ve kocam efendi bir adam olduğundan beni aldatmamalıydı.

Tamam abarttım biraz. Belki de böyle bir aile yapısı örneği kalmamıştır artık.
Ama, acaba diyorum... Buna benzer bir hayat tarzı beni daha mutlu eder miydi?
Kendim de dahil uçuk kaçık insanlardan gına geldi. "Normal" liği özlüyorum.

Özgürlüğün tadını çıkaralım derken suyunu çıkardık galiba.
Herkes çok zeki, çok akıllı, çok bilgili, çok şu çok bu. Ve de çok mutsuz. Prozac’ lar leblebi misali.
Çokbilmişliğin kimseye bir faydası yok galiba…”

Pakize Suda - (8 Ekim 2006) 

  the Year    Gerçek Dostlar    ⚠️