27 Nisan 2021 Salı

AŞİYAN AŞIKLARI

 




.YIL


Merhaba Gönül Dostlarım,

İstanbul AŞİYAN MEZARLIĞI YOLUNDAN GEÇERKEN NEDEN 3 KERE KORNA ÇALINIR...

Delikanlı biri gece geç saatlerde aşiyan mezarlığının önünden geçerken, mezarlığın önündeki yıllanmış ağacın altında yere oturmuş ağlayan bir genç kız görür. çok şık bir kıyafetle aşiyanın önündeki dev ağacın altına çökmüştür kız ve hıçkırıklarla ağlamaktadır. delikanlı yardım etmek düşüncesiyle yanına gider. kendini tanıtır. neden ağladığını sorar kıza. kızda yakın bir zamanda trafik kazası sonucunda tamda durdukları yolda arkadaşlarını kaybettiğini, ve üzüntüsünden ağladığını söyler.. delikanlı kızı sakinleştirir, ayazdan korunsun diye kendi ceketiyle kızı sarmalar ve sabaha kadar sohbet ederler. sabah gün ışırken kız artık evine gitmesi gerektiğini söyler. ve başka bir söz etmeden arkasını dönüp aşiyan yokuşuna tırmanmaya başlar. delikanlı onu izler ve evini öğrenir.. aradan günler geçer fakat delikanlı o kızın etkisinden kurtulamaz, o gece sabaha kadar sokak ortasında geçirilen zamanda, kıza âşık olduğunu fark edince daha ciddi ve resmi bir ilişki için kızla tekrar konuşmaya ve kızın ailesiyle tanışmaya karar verir. kızın evine gider. kızı sorar.. kızın annesi, sanırım bilmiyorsunuz kızım vefat etti deyince delikanlı çok şaşırır.. bir kaç gece önce yaşadıklarını anlatır.. evin hanımı onu dinlerken bayılır. evin beyi ile kendine getirirler kadını.. ayılırken imkansız diye bağırır kadın.. benim kızım öldü... delikanlı yaşadığına mı, anlatılana mı inanacağını şaşırmış durumda şok geçirir.. herkes biraz daha sakinleştiğinde baba anlatır..
kızım 2 yıl kadar önce arkadaşlarıyla eğlenmeye çıktığı gece eve dönerken, yolun aşağısında arkadaşlarıyla bir trafik kazası geçirdi der. 3 kişiydiler.. 3' ü de öldü.. delikanlı inanamaz. inatla geçen gece onunla tanıştım der.. üzerindeki kıyafeti tarif eder.. bu kıyafet kızın öldüğü gece üstünde bulunan kıyafettir. kızın resmini görür işte bu der.. anne ve baba ne dedilerse de delikanlıyı bir türlü ikna edemezler kızın 2 sene öncesi öldüğüne.. ve bunu delikanlıya ispatlamak için onu kızın mezarlığına götürmeye karar verirler..
ve mezara gittiklerinde hepsi yeni bir şokla sarsılır.. delikanlının ceketi kızın mezarının üstündedir... delikanlı arka arkaya yaşadığı duygusal gerilimlere, daha fazla dayanamaz. ve aklını kaybeder.
hala aşiyan mezarlığı etrafında dolaşan bu genci (şimdilerde 40'lı yaşlarda)oralara dolaşmaya giden herkes görebilir. kızın annesi fenalaşır ve 1 hafta kadar sonra kalp krizinden ölür.. geride kalan baba (bir kaç ay önce babanın da öldüğünü duymuştum) ise yaşarken vasiyetimdir diye konu komşuya bir söz verdirir.. bu delikanlı ve kızımı oradan geçen herkes ansın.. aşklara ve inanılmaz sayılan olaylara herkes saygı duysun der. sevgili Akrep Nalan'ın söylediği aşiyan âşıkları şarkısına hangi olay ilham oldu dersiniz?
bundan sebeptir ki,
1- Belediye aşiyan mezarlığının önündeki o garip yolu bozamamış ve bu ağacı kesememiştir.
2- Ve o ağacın altına aşıkların anısına bir bank koymuşladır..
3- Ve ve yine bundan sebeptir ki;

yıllardır insanlar aşiyan mezarlığının önündeki dev ağacın oradan geçerken 3 kere kornaya basarlar... âşıkların anısına, kendi aşklarının gerçekliğini kanıtlamak için...

Alıntıdır

https://youtu.be/MbKW92xInvQ

" Kuşlar uçuyordu uzakta bir yerde Gözlerim bir hüzünlü bir deli orman Ne eser durur hâlâ aşiyan yollarında Hatıraları aralayan rüzgar"

Gerçek Dostlar  ⚠️                                                                                                       İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                                           27  Nisan 2021 Antalya-Türkiye


25 Nisan 2021 Pazar

YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR

 





.YIL


Merhaba Gönül Dostlarım,


YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR..

Musa EROĞLU' nun "Yolun sonu görünüyor " türküsünü dinliyordum. Bu türkünün sözleri öyle anlı şanlı şairlere ait değil. Ordu'nun Fatsa İlçesi'nden Dursun Ali AKINET adlı bir şoföre ait. Bu şoför aynı zamanda "Halil İbrahim" adlı türkünün de söz yazarı.
Dursun Ali'nin 85 yaşındaki annesi hastalanır bir gün. Alır annesini Ankara'daki Hacettepe Hastanesi'ne götürür. Hastaneye yatırılır annesi. Tahliller istenir .Bir süre sonra Dursun Ali tahlil sonuçlarını almak için odadan çıkacakken annesi seslenir:"Nereye Dursun Ali?"Tahlil sonuçlarını almaya gidiyorum der Dursun Ali. Annesi oğlunu yanına çağırır, elini tutar ve der ki:"Gerek yok oğlum, yolun sonu görünüyor."Dursun Ali çok kötü olur. Olur mu anneciğim? Çok iyisin maşallah der ve odadan çıkar. Sonuçları alır ve odaya döner. Ne yazık ki annesi son nefesini vermiştir.
Dursun Ali annesinin cenazesini alır ve koyulur yola. Fatsa yolunda ,cenaze arabasında bu sözleri yazar:
Bana ne yazdan, bahardan
Bana ne borandan, kardan
Aşağıdan, yukarıdan
Yolun sonu görünüyor.
Işte herşey kocaman bir HİÇ...
Ne yaparsak yapalım, hepimiz için yolun sonu görünüyor.
Bir gün hepimiz:
Geçtim dünya üzerinden
Ömür, bir nefes derinden
Bak feleğin çemberinden
Yolun sonu görünüyor.
DİYECEĞİZ...
Gencim, güzelim, makam sahibiyim, zenginim....demeye fırsat kalmadan :
Azrail'in gelir kendi
Ne ağa der ne efendi
Sayılı günler tükendi
Yolun sonu görünüyor.
GÖRECEĞİZ...
Dünyadaki herşey bize ölümü hatırlatırken biz dünyaya kazık çakmaya çalışıyoruz ya şunu hiç aklımıza getirmiyoruz:
Bu dünyanın direği yok
Merhameti, yüreği yok
Kılavuzun gereği yok
Yolun sonu görünüyor.

Alıntıdır

https://youtu.be/-tXm785XZmM






Gerçek Dostlar  ⚠️                                                                                                       İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                                           25  Nisan 2021 Antalya-Türkiye

23 Nisan 2021 Cuma

23 NİSAN ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN











" Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, mutluluğa eriştirmek için iki orduya ihtiyaç vardır; biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin geleceğini yoğuran kültür ordusu." Mustafa Kemal Atatürk

22 Nisan 2021 Perşembe

TELEVİZYON DİZİLERİNDEKİ GÜCÜN TEMSİLİ













.YIL
Merhaba Gönül Dostlarım,

Dizi sektörü hem dünyada hem de Türkiye’de uzun süredir ‘eğlencelik’ olmaktan çıktı, popüler kültür hayatına yön veren başlıklardan biri haline geldi. Uyarlamalar ve kimi repliklerle edebiyatın, çıtası yükselen oyunculuklar ve yönetmenliğin öne çıktığı yapımlarla sinemanın, oyuncu seçimleriyle tiyatronun, şarkılarıyla müzik dünyasının, set alanlarıyla turizmin gündelik hayatımıza nüfuz etmesini sağladı. Üstelik son senelerde Türkiye’nin dünyaya duyurulmasında da diziler çok büyük rol oynadı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un açıkladığı rakamlara göre dizilerimiz 156 ülkeye ihraç ediliyor ve tüm dünyadaki TV içerik ithalatının yüzde 25’ini yerli yapımlar oluşturuyor. İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç ise yerli dizilerin yılda 300 milyon dolarlık ihracat yaptığını, bu alanda İngiltere, ABD, Fransa ve Almanya’yla birlikte ilk beş ülkeden biri olduğumuzu belirtiyor
Alıntı : hurriyet.com.tr

 yılları aşan tecrübelerinden hareketle kaleme aldığı yapıtlarla hem büyük bir okur kitlesine ulaştı hem de yazdığı yapıtlar televizyon dizilerine uyarlanma şansı yakaladı. Gülseren Budayıcıoğlu kitapları hangi dizi uyarlamasına dönüştürüldü, sorusu okuyucuların ve seyircilerin son dönemde en fazla merak ettiği hususlar arasında geliyor.

Gülseren Budayıcıoğlu kimdir?
Yazar

Açıklama

Açıklama

Gülseren Kavas ya da bilinen adıyla Gülseren Budayıcıoğlu, Türk psikiyatr, yazar ve sunucu. Pek çok konuda eserler vermiş olmasına karşın öncelikle sunuculuğu ile tanınmış, son yıllarda çıkardığı kitaplarla televizyonda İstanbullu Gelin, Doğduğun Ev Kaderindir, Kırmızı Oda, Masumlar Apartmanı ve Camdaki Kız dizilerine ... Vikipedi
Doğum tarihi1947 (74 yıl yaşında), Ankara
EşiAydın Budayıcıoğlu (e. 1973–2007)
Etkin yıllarPsikiyatri Uzmanı 1977-günümüz; Sunucu 1965-; Yazar 2004-günümüz


Sevgili Arkadaşlarım,
Önce kitaplar, sonra diziler derken bugüne kadar edindiğim birikimleri sizlerle paylaşıyor olmaktan çok mutluyum.
Yazdığım her kitap ve imzamı attığım her dizide öncelikli amacım bir yandan sizlerin güzel vakit geçirmenizi sağlarken, bir yandan da hastalarım aracılığıyla hayatın bana öğrettiği görünmeyen yüzünü sizlere gösterebilmek.
Her birimizin hayatının görünmeyen yüzleri var ve bunlar bizleri çok acıtıyor. Bu dizilerde ise bizi çok acıtan yaraları birbirimizle paylaşalım, “Bunları yaşayan bir tek ben değilmişim” diyelim ve çözüm yollarını hep birlikte görüp anlayalım.
Gerek mektup gerekse birbirinden güzel mesajlarınızla bu konuda beni yüreklendiriyorsunuz. Ancak Masumlar Apartmanı ve Kırmızı Oda baz alınarak yapılan bir araştırmadan kısaca söz etmek isterim.
Katılımcıların %82’sinin bu dizilerden en az birini izlediğini,
Bugüne kadar hiç dizi izlemeyen kişilerin %57’sinin bu dizileri izlemeye başladığını ve dizilerin televizyon dışında başka platformlarda da izlendiğini,
Bu dizilerden sonra Psikiyatrik yardım almaya %95 oranında daha sıcak baktıklarını,
Dizideki karakterlerin çoğuyla %57 oranında kendilerinde benzerlik bulduklarını,
Psikolojik konuların işlenmesini %80 oranında olumlu bulduklarını,
Dizilerin izlenme nedeninin %90 oranında senaryo ve hikayeye bağlı olduğunu gösterdi.
Sonuç olarak bu araştırma toplumun psikolojik temalı dizilere olumlu baktığını, bu kadar izlenmesindeki en önemli unsurun senaryo ışığında psikolojik teması olduğunu, toplumda yeni bir bakış açısı oluşturabildiğini ve insanları olumlu etkileyebildiğini göstermiştir.
Araştırmayı düzenleyen Bolu’da felsefe grubu öğretmeni Sn. Duygu Destur, öğrencileri Murat Yılmaz ve Gamze Karaduman’a teşekkürler.
Bu araştırma Tubitak 220452. Türkiye yarışmasında Ankara bölge finaline seçildi.
Çok sevgilerimle…
Dr. Gülseren Budayıcıoğlu

Günün Sözü :














Gerçek Dostlar  ⚠️                                                                                                       İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                                           22  Nisan 2021 Antalya-Türkiye


20 Nisan 2021 Salı

AHLÂK UTANMAYI BİLMEKTİR















.YIL

    

       


Merhaba Gönül Dostlarım,

Ahlaki değerler insanların hangi davranışların doğru ve hangi davranışların yanlış olduğu hakkında sahip oldukları fikir ve inançlardır. Bir kişinin, başkalarının iyiliği için olumlu ve iyi olduğu düşünülen gelenek ve normlara sahip olduğunda ahlaki değerlere sahip olduğu söylenir.

 Ahlaki değerlerimizi kaybetmeğe başladığımız  bu son zamanlarımızda bizim bu yaştan sonra kimseye ahlak dersi vermek gibi bir lüksümüz olamaz, hem sonra bizim  ne haddimize? ama ahlak kelimesinin ne anlama geldiğini bir kez daha hatırlamamızı sağlayacağına inandığım aşağıdaki yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ahlak, kelimenin en dar anlamıyla, neyin doğru veya yanlış sayıldığı ile ilgilenir. Terim genellikle kültürel, dinî, seküler ve felsefi topluluklar tarafından, insanların çeşitli davranışlarının yanlış veya doğru oluşunu belirleyen bir yargı ve ilkeler sistemi kavramı ve/veya inancı için kullanılır. Vikipedi

****


Ercan Kesal

Hekim

Açıklama

Ercan Kesal, Türk hekim, oyuncu, yönetmen ve yazar. Vikipedi
Doğum tarihi12 Eylül 1959 (61 yıl yaşında), Avanos
EşiNazan Kesal (e. 2005)


AHLÂK UTANMAYI BİLMEKTİR
1970’li yıllar, Avanos. Yazın ilk günleri. Evin önünde bir kamyonet duruyor. Kayseri’den yüz çuval şeker gelmiş. Kitap okuduğum kovuğumdan çıkıp çuvalların taşınmasını seyrediyorum. Gazoz şişelerine, şeker çuvallarına, benim ders notlarına, fırından yeni çıkan bazlamaya, bahçeden kopardığı domatese bile dualar okuyan annem yine iş başında, dudakları sürekli kıpırdıyor.
“Bu yaz çok gazoz satılacak inşallah.”
Çuvallar taşındı, kamyonet gitti. Tüm aile içimiz rahatlamış halde sofraya oturduk. Philips radyoda ajans zamanı. Spikerin okuduğu haberlerin içinden bir ara “şekere zam” haberini duyduk. Büyük abim sevinçle “Oh!” dedi., “Tam zamanında almışız şekeri.”
Ertesi gün, babam erkenden kalkmış, evin önündeki camekanda annemle konuşurken gördüm. Canının sıkıldığı zamanlarda yaptığı gibi mendilini sebepsizce katlayıp duruyordu. Az sonra da kalktı gitti zaten.
Annem camekândan salona geçerken kendi kendine mırıldanıyordu: “Deli bu herif anam, sabaha kadar uyumamış!”
Bir saat sonra geldi babam. Rahatlamış, yüzü gülüyor. Maliyeye gidip ihbar etmiş kendini. “Dün yüz çuval şeker aldım, aslında bugün alacaktım. Zamlı almam lazımken ucuza aldım. Farkını ödemek istiyorum.”
Çocuk aklımla bile anlamıştım, babamın aslında maliyeden değil “utanmaktan” korktuğunu.
* * *
- Yaptıklarından utanmıyor musun? dedi Tanrı...
-Çok utanıyorum, dedi adam...
Tanrı: Utanıyorsan sorun yok, çıkabilirsin...
Adam şaşkınlıkla: Cehennem dedikleri bu kadar mı?
Tanrı: Utanmayı biliyorsan, bu kadar...
* * *
Utanmayı bilmek.. Utanmaktan korkmak..Bunlar ne
değerli meziyetlerdir.
Ercan Kesal

Günün Sözü : " Ahlaki nizam, adalet sayesinde kurulabilir ve hiç bir şey onsuz devam edemez."

Gerçek Dostlar  ⚠️                                                                                                       İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                                           20  Nisan 2021 Antalya-Türkiye