Merhaba Değerli Dostlar,
Bazı insanlar vardır ki, kötü gibi görünen bir olay başına geldiğinde umudunu kaybeder, depresyona girer, sanki dünyanın sonu gelmiş gibi o kişi bir anda dünyanın en mutsuz insanı oluverir.
Böyle anlarda Dayanma gücü ve Mücadele etme, sıkıntılara zorluklara katlanma yeteneği fazla olan kişiler bu olumsuzluklarla mücadele etmesini bilir ve bu sıkıntıyı çabuk atlatır. Aksi halde bazen çok etkisi olmayan sıkıntıların bile bize üstesinden gelemeyeceğimiz hissini verebilir ve bizleri zor durumda bırakabilir.
Bu nedenle bugünkü yazımızın başlığında belirtildiği şekilde, bu sıkıntılarımızı kolay atlatabilme hususunda değerli hocam Prof. Dr. İsmet Barutçugil' in bizlere tavsiyelerine kulak verelim.
Önce Kendinizi Sevin ve sonra da Sevdiklerinizin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...En iyi dileklerimle. Esen kalın.
İbrahim Birol
Mücadele ruhu, başkalarının yardımıyla, telkinleri ve teşvikleriyle kazanılabilecek bir özellik değildir. İnsanın kendisinde olan, ancak kendisi isterse ortaya çıkan ve geliştirilebilen içsel bir güçtür. İnsanın mücadele ruhunu beslemesi ve geliştirmesi gerekir. Başkaları belki örnek oluşturabilir, yol ve yöntemler gösterebilirler. Ancak, gerçekten tutkuyla istenmiyorsa ve çaba gösterilmiyorsa mücadele ruhu geliştirilemez
Mücadele gücü, zor durumlarda soğukkanlılığı elden bırakmadan, sabırla, kararlılıkla, umudu yitirmeden işin sonuna kadar gidebilmektir. Güçlüklere, engellere karşın yola devam etmek çevredeki diğer insanları etkileyecek, onların da cesaretini artıracaktır. Dayanma ve mücadele, insanın kendini geliştirmesi, liderlik ruhunu kazanması, kendini yönetmesi ve başkalarını etkilemesi açısından son derece önemli bir güçtür. Bu gücün farkında olan, onu ortaya çıkaran, kullanan ve geliştiren insanlar yaşam yolculuklarında başarıya ve mutluluğa ulaşacaklardır.
Dayanmak ve Mücadele Etmek
Dayanma gücü, zorluklara, sıkıntılara katlanma, üzüntülere sabretme, tehlikelere göğüs germe ve korkularla baş etme yeteneğini ifade eder. Zor durumlarda güçlü olmak, dik durmak, yere sağlam basmak ve geri adım atmamak anlamına gelir. Yaşama sarılmak, yaşama sevincini sürdürmek, başarılı ve mutlu olmak için dayanma gücünü gerektirir. Dayanmak ve mücadele etmek, olgunlaşmayı, aklın daha iyi kullanılmasını, sezgilerin gelişmesini, özgüvenin yükselmesini, yaşam enerjisinin ve iddiasının artmasını sağlayan bir süreçtir; kararlılık, inanç, sabır, fiziksel ve zihinsel dinginlik gerektirir.
Dayanmak ve mücadele etmek bazen sonuçta elde edilen başarıdan daha büyük bir haz duygusu da verebilir. Bu süreci yaşamak, sonucu elde etmekten daha öğreticidir ve kişiliğin gelişmesi üzerinde daha etkilidir. Dayanma gücü cesaretten de daha önemlidir. Cesaret zor bir kararı vermektir ve çoğu kez anlık bir olaydır. Ancak dayanma gücü bu kararın sonrasında ortaya çıkacak birçok yeni ve belki daha büyük zorluklara göğüs germektir. Cesaret bazı durumlarda kendini ortaya atmaktır, dayanma gücü ise ortada kalmayı sürdürmektir. Ani ve ciddi tehlikeler ve tehditler karşısında cesur davranılabilir, ancak bu tehlike ve tehditler uzun sürdüğünde veya kalıcı olduğunda, önemli olan dayanma gücüdür.
Dayanma gücü yüksek insanlar, çoğu kez cesaretleriyle başarı kazananlardan daha saygın olurlar. Onların öyküleri, daha iyi bilinir, daha uzun süre hatırlanır ve başkalarını daha fazla etkilerler. Kolay ya da haksız kazanılan başarılar saygınlıktan çok kızgınlık duyguları yaratır. Böyle bir başarı, insanı yüceltmekten çok küçültür ve o insanlar çok çabuk unutulurlar. Bunun hemen her ulusun tarihinde sayısız örnekleri vardır.
Yaşam, bir noktadan başlayıp çoğu kez öngörülemeyen bir noktada biten bir yolculuktur. Kimi insan rahat ve keyifli bir yolculuk yapar. Onlar için hayat düz bir ovada yürümek kadar kolay, çiçekli bahçelerde dolaşmak kadar zevklidir. Her insan, yaşam yolculuğunda güneşli güzel günlerde eğlenerek yürümeyi, tepelere çıkıp geniş bir ufka bakmayı, mutlu ve güvenli olmayı arzu eder.
Ancak çoğu insanın yaşam yolculuğu zorlu ve sıkıntılı geçer. Yollar her zaman düz değildir, engeller, uçurumlar, zor yürünen engebeli araziler, dar patikalar vardır. Çoğu kez insanlar, yaşadıkları zaman veya bulundukları coğrafya nedeniyle sürekli iniş ve çıkışlarla dolu bir hayat yaşarlar, dik kayalarla veya bataklıklarla boğuşur ya da dev dalgalarla ve fırtınalarla karşılaşırlar.
Bu tür zorluklar ya da engellerle karşılaşıldığında önemli olan umudu kaybetmeden yola devam edebilmek, engeli bahane edip geri dönmek değil, bir yol ya da yöntem bulup bu engeli aşabilmektir. Mücadele etmeye karar veren insan moralinin yükseldiğini, ufkunun genişlediğini ve cesaretinin pekiştiğini görecektir. Artık bu tür engeller onun için bir sorun olmayacaktır.
Dayanmak ve mücadele etmek bazen sonuçta elde edilen başarıdan daha büyük bir haz duygusu da verebilir. Bu süreci yaşamak, sonucu elde etmekten daha öğreticidir ve kişiliğin gelişmesi üzerinde daha etkilidir. Dayanma gücü cesaretten de daha önemlidir. Cesaret zor bir kararı vermektir ve çoğu kez anlık bir olaydır. Ancak dayanma gücü bu kararın sonrasında ortaya çıkacak birçok yeni ve belki daha büyük zorluklara göğüs germektir. Cesaret bazı durumlarda kendini ortaya atmaktır, dayanma gücü ise ortada kalmayı sürdürmektir. Ani ve ciddi tehlikeler ve tehditler karşısında cesur davranılabilir, ancak bu tehlike ve tehditler uzun sürdüğünde veya kalıcı olduğunda, önemli olan dayanma gücüdür.
Dayanma gücü yüksek insanlar, çoğu kez cesaretleriyle başarı kazananlardan daha saygın olurlar. Onların öyküleri, daha iyi bilinir, daha uzun süre hatırlanır ve başkalarını daha fazla etkilerler. Kolay ya da haksız kazanılan başarılar saygınlıktan çok kızgınlık duyguları yaratır. Böyle bir başarı, insanı yüceltmekten çok küçültür ve o insanlar çok çabuk unutulurlar. Bunun hemen her ulusun tarihinde sayısız örnekleri vardır.
Yaşam, bir noktadan başlayıp çoğu kez öngörülemeyen bir noktada biten bir yolculuktur. Kimi insan rahat ve keyifli bir yolculuk yapar. Onlar için hayat düz bir ovada yürümek kadar kolay, çiçekli bahçelerde dolaşmak kadar zevklidir. Her insan, yaşam yolculuğunda güneşli güzel günlerde eğlenerek yürümeyi, tepelere çıkıp geniş bir ufka bakmayı, mutlu ve güvenli olmayı arzu eder.
Ancak çoğu insanın yaşam yolculuğu zorlu ve sıkıntılı geçer. Yollar her zaman düz değildir, engeller, uçurumlar, zor yürünen engebeli araziler, dar patikalar vardır. Çoğu kez insanlar, yaşadıkları zaman veya bulundukları coğrafya nedeniyle sürekli iniş ve çıkışlarla dolu bir hayat yaşarlar, dik kayalarla veya bataklıklarla boğuşur ya da dev dalgalarla ve fırtınalarla karşılaşırlar.
Bu tür zorluklar ya da engellerle karşılaşıldığında önemli olan umudu kaybetmeden yola devam edebilmek, engeli bahane edip geri dönmek değil, bir yol ya da yöntem bulup bu engeli aşabilmektir. Mücadele etmeye karar veren insan moralinin yükseldiğini, ufkunun genişlediğini ve cesaretinin pekiştiğini görecektir. Artık bu tür engeller onun için bir sorun olmayacaktır.
Mücadele ruhu, başkalarının yardımıyla, telkinleri ve teşvikleriyle kazanılabilecek bir özellik değildir. İnsanın kendisinde olan, ancak kendisi isterse ortaya çıkan ve geliştirilebilen içsel bir güçtür. İnsanın mücadele ruhunu beslemesi ve geliştirmesi gerekir. Başkaları belki örnek oluşturabilir, yol ve yöntemler gösterebilirler. Ancak, gerçekten tutkuyla istenmiyorsa ve çaba gösterilmiyorsa mücadele ruhu geliştirilemez
Mücadele gücü, zor durumlarda soğukkanlılığı elden bırakmadan, sabırla, kararlılıkla, umudu yitirmeden işin sonuna kadar gidebilmektir. Güçlüklere, engellere karşın yola devam etmek çevredeki diğer insanları etkileyecek, onların da cesaretini artıracaktır. Dayanma ve mücadele, insanın kendini geliştirmesi, liderlik ruhunu kazanması, kendini yönetmesi ve başkalarını etkilemesi açısından son derece önemli bir güçtür. Bu gücün farkında olan, onu ortaya çıkaran, kullanan ve geliştiren insanlar yaşam yolculuklarında başarıya ve mutluluğa ulaşacaklardır.
Kaynak : Prof. Dr. İsmet Barutcugil
Posted on 10/04/2016
Günün Sözü : " Ancak kış geldiğinde, soğuklar bastığındadır ki çam ve selvinin sonuna dek direndiğini görürsün." Confucius
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder