Merhaba Değerli Dostlar
Kadınlarımız Annelerimiz ,kızlarımız, hayat arkadaşlarımız…Senede bir gün onlar için ne kadar da az değil mi? Her ne kadar senede bir günde olsa kadınlarımıza değerlerini vermek adına iyi bir fırsat. 5 Aralık dünya kadınlar günü.
" Zordur kadın olmak! Kalbin kırılır, umudun kırılır, kolun kanadın kırılır, incinirsin. Ancak bütün parçaları yine sen toplarsın. Hep tek parça ve ayaktasın, toparladığın yüreğinde çok şeyler taşırsın, bütün kırıntılara inat."
"5 Aralık Dünya Kadın Hakları Gününde, saygıdeğer Türk ve Dünya Kadınlarına sağlık ve mutluluk dolu bir gelecek diliyorum."
Önce Kendinizi Sevin ve koruyun sonra da Sevdiklerinizin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...En iyi dileklerimle. Esen kalın.
İbrahim Birol
&&&&
Atatürk Türk Kadınına Çok Büyük Önem Verdi
Günün Sözü :
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
5Aralık, 2016, Antalya
5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü
5 Aralık 1934'te ''Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı'' veren yasanın kabul edilmesiyle ülkemizde her yıl bu gün, ''Kadın Hakları Günü'' olarak kutlanıyor. Türk kadınlarının Cumhuriyetin ilanıyla beraber birçok Avrupa ülkesinden önce önemli siyasi ve sosyal haklar elde etmesinin ilanı olan bu anlamlı güne dair
'' Her toplumda olduğu gibi Türk toplumunda da kadının önemli bir yeri vardır. Kadın, anne olarak aile ve toplum arasında bir köprü görevi görür. Kadının toplumdaki yeri ve görevleri derken önce onun bir fert olarak gerekli kişiliği kazanmasını, sonra da aile içinde ve toplumun içinde gerekli yeri alması düşünülmelidir. Türk kadınının toplumdaki yerine tarihi perspektifte bakacak olursak kadının İslamiyet' ten önceki Türk devletlerinde önemli ve saygın bir konuma sahip olduğunu görürüz. Kadın ev sorumluluklarının dışında hayatın içinde yer almış, çeşitli devlet kademelerinde naip ve hatta idareci olarak önemli roller üstlenmiştir. Ancak Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kadın daha pasif bir konuma gelmiştir. Bu değişimde şüphesiz yeni coğrafi yerleşim ve buna bağlı olarak Arap halkı başta olmak üzere bölgedeki diğer toplumlarla etkileşimin payı vardır. Bu değişimi doğrudan İslamiyet'e bağlamak peşin hüküm vermek olur; çünkü dinimizde kadına çok değer verildiği çeşitli ayetlerle sabittir. Nitekim bu dönüşüm de İslam dini dolayısıyla ilişkilerin yoğunlaştığı geleneksel Ortadoğu alışkanlıklarının ve hatta Bizans geleneğinin etkisi olmuştur.
Osmanlı Devleti döneminde, toplum hayatındaki rollerini kaybeden Türk kadını, Tanzimat'la birlikte gelişen özgürleşme ve eğitim talepleriyle değişmeye başlamış, Tanzimat Dönemi yazarlarının da, bu taleplerin artması ve ses getirmesinde önemli payı olmuştur. Özellikle 19. yüzyılın sonlarına doğru önemli bir çıkış olarak "Hanımlara Mahsus Gazete" üzerinde durmak gerekir. Kadın yazarların önemli katkıları olarak çıkan bu gazeteye ek olarak birçok entelektüel erkek de kadın özgürleşmesinin gereği üzerinde durmuşlardır. Hüseyin Rahmi Gürpınar, Halit Ziya Uşaklıgil, Namık Kemal önemli isimlerdir. Kadınlara yönelik yazı ve dergiler de sayıca artmış, okur kitlesi genişlemiştir.
Kaynak : Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürümüz Doç. Dr. Emine Altunay Şam;
Atatürk Türk Kadınına Çok Büyük Önem Verdi
Atatürk'ün Türk toplumunu yüceltme çabaları doğrultusunda, gelenekçi tutumu ortadan kaldırarak yenileşme arayışı içinde, çağın gereğine uygun kurumları, örgütleri yerleştirmek çabasıyla yaptığı inkılaplar, yeni neslin bu çizgide yetişmesi amacını taşıyordu. Bu nesil Türkiye Cumhuriyetini geleceğe taşıyacaktı. Nitekim Atatürk yeni neslin yetişmesi ve eğitiminde birincil rol oynayan Türk toplumunun temeli kabul ettiği aileye ve ailenin de direği olarak gördüğü Türk kadınına çok büyük önem vermiştir. Özellikle hukuk alanında kadınlara geniş haklar tanımıştır. Atatürk, 1923 yılında "...şuna inanmak lazımdır ki dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir" ya da ''...toplumun başarısızlığının asıl sebebi kadınlara karşı olan bilgisizlikten ileri gelir, bir toplumun bir organı faaliyette iken diğer bir organı işlemez ise o toplum felç olur" derken bu yaklaşımını dile getirmektedir. Bu hedef için önemli bir başlangıç olarak 1924 yılında yürürlüğe konulan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim merkezileştirilmiş, aynı zamanda kızlarımıza ilkokul, ortaokul ve yüksekokul öğreniminin kapıları açılmıştır. Bunun anlamı cinsiyet ayrımı gözetilmeden eğitimde eşitlik olanağının yaratılmasıdır.
Avrupa Kadınlarından Çok Önce Bu Haklara Sahip Olduk
Mustafa Kemal Atatürk'ün girişimiyle kadın haklarına yönelik inkılaplardan biri ve şüphesiz en önemlisi, seçme ve seçilme hakkıdır. 1930 yılında Türk kadınına belediye seçimlerine katılma hakkı verilmiş, 5 Aralık'ta, 79'uncu yıl dönümünü kutladığımız 5 Aralık 1934 tarihinde de Türk kadını seçme ve seçilme hakkına sahip olmuştur. Anayasada bu madde yer alırken Atatürk, kadınların haklarını salahiyet ve liyakatle kullanmaları gerektiğini de vurgulamıştır. Türk kadınları pek çok Avrupa kadınından çok önce bu hakka sahip olmuştur. 5 Aralık 1934 günü dünyada kadınların yasal olarak milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu ülke sayısı 28, bu hakkın kullanıldığı ülke sayısı ise sadece 17 idi. Kadınlar seçme/seçilme hakkına Fransa'da 1944, İtalya'da 1945, Yunanistan'da 1952, Belçika'da 1960 ve İsviçre'de 1971 yılında kavuştular. Bu anlamlı gün tüm kadınlarımız için kutlu olsun'' ifadelerini kullandı.
Amasya Üniversitesi
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü
Günün Sözü :
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
5Aralık, 2016, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder