Merhaba Dostlar,
Bu gün başlangıcı hüzünlü olup sonunun mutlu bittiği bir hikayeyi sizlerle paylaşıyorum.
" İdam her ne kadar günümüzde tartışmaya açık bir konu olsa da, çoğu insan tarafından insanlık dışı olarak görülmektedir. Ben o insanlardan biri olamadım. Bence idam gerektiği zaman, gerekilen yerde en acı şekilde uygulanmalı ve gösterilmelidir. Suçun büyüklüğü, ölümün en ağırı ile karşılanmalıdır. Kimsenin canını almak bize düşmez diyen idam karşıtlarının idam mahkumlarının neden onlarca kişiyi acımadan öldürürken böyle düşünmediğini gösteren son sözlerin olduğu listemiz:"
Robert C. Towery
Dünya'da hangi ülkede idam cezası var hangi ülke bu cezayı kaldırdı? Türkiye'nin geri getirmeyi tartıştığı idam cezasını uygulayan ülkeler arasında bakın hangileri yer alıyor.
Ölüm cezası, bir devletin suçun karşılığı olarak bir mahkûmun hayatına son vermesidir. Ölüm cezasına çarptırılan kişinin cezasının infaz edilmesine idam denir.
Ölüm cezası suçu cezalandırmak ve siyasi ve dinî ihtilafları bastırmak amacıyla geçmişte çoğu toplum tarafından kullanılmıştır. Tarihsel olarak, ölüm cezaları sıklıkla işkence eşliğinde infaz edilmiş ve halka açık olarak yapılmıştır.
Şu anda, 58 ülkede halen ölüm cezası kullanılmaktadır. 98 ülke ölüm cezasını hukuken (de jure) tamamen kaldırmış, 7'si savaş suçları ve istisnai durumlar dışında kaldırmış, 35'i ise fiilen (de facto) ölüm cezasını uygulamadan kaldırmıştır. Uluslararası Af Örgütü, 140 ülkeyi hukuken ya da fiilen idam karşıtı, 58 ülkeyi idam taraftarı olarak sınıflandırmaktadır. Ölüm cezası en yaygın olarak Asya'da kullanılmaktadır, infazların % 90'ı Asya kıtasında gerçekleşmektedir.
Bir insanın, işlemiş olduğu suçunun cezasının idam olmasını hiç kimsenin tasvip edebileceğini sanmıyorum, fakat idama mahkum olan kişinin işlemiş olduğu suçun bir veya birçok insanın hayatına kastedilerek işlenmiş olması bir diğer kişinin aynı suçu işlemesine engel olmasını önlemek açısından, en ağar ceza olarak caydırıcılık özelliğini teşkil etmesi, idam cezasının toplumun gözü önünde infaz edilmemesi şartı ile idam cezası tasvip edilebilir mi acaba?
Ceza evlerinde yatan tüm kader mahkumlarımıza, geçmiş olsun temennilerimizle, Allah Kurtarsın dileklerimizi yolluyorum
Önce Kendinizi Sevin ve sonra da Sevdiklerinizin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...En iyi dileklerimle. Esen kalın.
İPTEN ADAM ALMA
Halk arasında 'ipten adam almak' diye bir söz vardır; avukatlar için kullanılır. 'Çok başarılı bir avukat ipten adam alır' gibisinden.
Yargıtay başkanı Osman Arslan'ın ağzından bu sözün nereden geldiğinin hikayesi :
Bir tarihte varlıklı bir İngiliz, ağır bir suç işlemiş. O suçun cezası 'idam'. Adam hemen ülkenin en ünlü avukatını tutmuş.
Avukat demiş ki: - Merak etme... Ben seni kurtarırım., Mahkeme başlamış. Avukat savunmasını yapmış. Ve hakim kararını
açıklamış. -İdam!..
Avukat , hapishaneye gitmiş, müvekkiliyle konuşmuş:
-Merak etme, seni kurtarırım.
-Nasıl?
-Bu işin temyizi var... Temyiz, idamı bozacak.
Dava dosyası temyize gitmiş. Temyiz mahkemesinin kararı:
-Mahkeme kararının onanmasına... İdam!
Adam 'hani beni kurtaracaktın' diye avukatına çıkışmış. Avukat hala sakin:
-Merak etme. Seni kurtarırım. Daha her şey bitmedi. Konu, Avam Kamarasına gelecek.
Gerçekten, Avam Kamarası'na gelmiş. Konuşulmuş. Sonunda, parmaklar kalkmış:
-İdam!...
Adam sinirli mi sinirli. Avukat da sakin mi sakin:
-Merak etme. Seni kurtarırım. Lordlar Kamarası, idamı geri çevirir.
Endişen olmasın. Lordlar Kamarası toplanmış. Olayı incelemiş. Kararını vermiş:
-İdam!...
Adam elinden gelse avukatı bir kaşık suda boğacak. Ama avukat hiç oralı değil:
-Merak etme. Seni kurtarırım. Kraliçe onay vermeden, hiçbir idam cezası infaz edilmez. Kraliçe bu kararı bozar.
Dosya kraliçe' nin önüne gelmiş. Kraliçe imzayı basmış:
-İdam!...
Londra'da bir meydanda idam sehpası kurulmuş. Hakim, savcı, avukat, güvenlik görevlileri, halk orada. Adamı idam sehpasına çıkarmışlar. Adamın
avukata dönük bakışlarından alev fışkırıyormuş. Avukat ise adama 'sus' işareti yapmaktaymış; 'Merak etme, seni kurtarırım.' gibisinden.
Ve cellat, yağlı ilmeği, adamın boynuna geçirmiş. Alttaki iskemleye de tekmeyi vurmuş. Adam, ipte sallanmaya başlarken avukat yerinden fırlamış,
cebinden bıçağı çıkarmış ve adamın boğazındaki ipi kesivermiş. Adam zar zor nefes alır bir halde yere yuvarlanmış.
Hemen hakimler, savcılar koşup gelmişler:
-Avukat... Sen ne yaptın?
Avukat, cebinden İngiliz Ceza Yasasını çıkarmış:
- Yasada , müvekkilimin işlediği suçun cezası idam... Siz de onu idam ettiniz... Ama yasada 'idam edilerek öldürülür' diye bir hüküm yok...
Bu durumda ceza infaz edilmiş sayılır.
Ve İngiliz Ceza Yasası'nın "idamla ilgili maddesi" yeniden düzenlenmiş:
- İdama mahkum edilen kişi, asılmak suretiyle öldürülür, Maddesi ilave edilmiş.
O tarihte TV yok, büyük gazeteler yok, iletişim patlaması yok.
Ama olay dilden dile, bütün dünyaya yayılmış. İşte "ipten adam alma" işinin aslı.
Bunun üzerine İngiltere'de bir hukuk tartışması başlamış. Kraliçe, avukatın bu becerisinden dolayı adamı affetmiş.
28 Eylül 2010 Salı
https://youtu.be/vcUGcwW9TjA
Günün Sözü :
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
23 Aralık, 2016, Antalya
Yargıtay başkanı Osman Arslan'ın ağzından bu sözün nereden geldiğinin hikayesi :
Bir tarihte varlıklı bir İngiliz, ağır bir suç işlemiş. O suçun cezası 'idam'. Adam hemen ülkenin en ünlü avukatını tutmuş.
Avukat demiş ki: - Merak etme... Ben seni kurtarırım., Mahkeme başlamış. Avukat savunmasını yapmış. Ve hakim kararını
açıklamış. -İdam!..
Avukat , hapishaneye gitmiş, müvekkiliyle konuşmuş:
-Merak etme, seni kurtarırım.
-Nasıl?
-Bu işin temyizi var... Temyiz, idamı bozacak.
Dava dosyası temyize gitmiş. Temyiz mahkemesinin kararı:
-Mahkeme kararının onanmasına... İdam!
Adam 'hani beni kurtaracaktın' diye avukatına çıkışmış. Avukat hala sakin:
-Merak etme. Seni kurtarırım. Daha her şey bitmedi. Konu, Avam Kamarasına gelecek.
Gerçekten, Avam Kamarası'na gelmiş. Konuşulmuş. Sonunda, parmaklar kalkmış:
-İdam!...
Adam sinirli mi sinirli. Avukat da sakin mi sakin:
-Merak etme. Seni kurtarırım. Lordlar Kamarası, idamı geri çevirir.
Endişen olmasın. Lordlar Kamarası toplanmış. Olayı incelemiş. Kararını vermiş:
-İdam!...
Adam elinden gelse avukatı bir kaşık suda boğacak. Ama avukat hiç oralı değil:
-Merak etme. Seni kurtarırım. Kraliçe onay vermeden, hiçbir idam cezası infaz edilmez. Kraliçe bu kararı bozar.
Dosya kraliçe' nin önüne gelmiş. Kraliçe imzayı basmış:
-İdam!...
Londra'da bir meydanda idam sehpası kurulmuş. Hakim, savcı, avukat, güvenlik görevlileri, halk orada. Adamı idam sehpasına çıkarmışlar. Adamın
avukata dönük bakışlarından alev fışkırıyormuş. Avukat ise adama 'sus' işareti yapmaktaymış; 'Merak etme, seni kurtarırım.' gibisinden.
Ve cellat, yağlı ilmeği, adamın boynuna geçirmiş. Alttaki iskemleye de tekmeyi vurmuş. Adam, ipte sallanmaya başlarken avukat yerinden fırlamış,
cebinden bıçağı çıkarmış ve adamın boğazındaki ipi kesivermiş. Adam zar zor nefes alır bir halde yere yuvarlanmış.
Hemen hakimler, savcılar koşup gelmişler:
-Avukat... Sen ne yaptın?
Avukat, cebinden İngiliz Ceza Yasasını çıkarmış:
- Yasada , müvekkilimin işlediği suçun cezası idam... Siz de onu idam ettiniz... Ama yasada 'idam edilerek öldürülür' diye bir hüküm yok...
Bu durumda ceza infaz edilmiş sayılır.
Ve İngiliz Ceza Yasası'nın "idamla ilgili maddesi" yeniden düzenlenmiş:
- İdama mahkum edilen kişi, asılmak suretiyle öldürülür, Maddesi ilave edilmiş.
O tarihte TV yok, büyük gazeteler yok, iletişim patlaması yok.
Ama olay dilden dile, bütün dünyaya yayılmış. İşte "ipten adam alma" işinin aslı.
Bunun üzerine İngiltere'de bir hukuk tartışması başlamış. Kraliçe, avukatın bu becerisinden dolayı adamı affetmiş.
28 Eylül 2010 Salı
https://youtu.be/vcUGcwW9TjA
Günün Sözü :
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
23 Aralık, 2016, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder