15 Nisan 2021 Perşembe

RAMAZAN BİR YARDIMLAŞMA AYIDIR

                                    











                                                    

 

.YIL     

                              

Merhaba Gönül Dostlarım,

Oruç ve sabır ayında dayanışma, yardımlaşma ve paylaşma duygusu ile birlik beraberliğimiz güçlenir, manevi bir coşku yaşanır.                              
 Bu sene iftar sofralarında beraber olamasak da, dualarımızla manevi bir bağ kurabiliriz. Bu sabır ayında kendimizi ve çevremizi hastalıktan korumalı, dayanışma içinde olmalıyız.
Yüce Allah’tan bizleri huzur, birlik, beraberlik, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu nice ramazanlara kavuşturmasını, tüm hastalarımıza şifa vermesini, tuttuğumuz oruçların ve yaptığımız ibadetlerin kabul olmasını niyaz ediyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan ayını idrak edebilmeyi ve yaşayabilmeyi temenni eder, Yüce Allah’tan bu mübarek ayın aziz milletimize ve İslam âlemine hayırlar getirmesini dilerim.
İbrahim Birol
****
Ramazan Ayı Yardımlaşmaya Bir Davettir
Ramazan ayı maddi ve manevi birçok güzelliklerin bir arada yaşandığı,  duygu ve hissiyatında öne çıktığı mübarek bir aydır. Rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan Ramazan ayı dini açıdan taşıdığı önemle birlikte mü’minler arasında sosyal açıdan da yardımlaşma ve dayanışmanın en yüksek olduğu aydır. 
Peygamber efendimiz (asm) “Kim bir oruçluya iftar ettirirse, o oruçlunun alacağı sevabın aynısı, iftar ettirene de yazılır. Ve oruç tutanın sevabından da bir şey eksilmez” buyurmuştur. Komşuları akrabayı ve aile fertlerini kendi evinde iftar ettirmek,  sıla-ı rahim ve iyilikte bulunmak lazımdır.
Said Nursi, Orucun sosyal ve içtimai hayata verdiği önemi ile ilgili olarak, özetle şöyle bir reçete sunmuştur.
“Oruç, hayat-ı içtimaiye-i insaniye ye baktığı cihetle çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:
İnsanlar maişet cihetinde muhtelif bir surette halk edilmişler. Cenab-ı Hak, o ihtilafa binaen, zenginleri fukaraların muavenetine davet ediyor. Halbuki zenginler fukaranın acınacak acı hallerini ve açlıklarını, oruçtaki açlıkla tam hissedebilirler.
Eğer oruç olmazsa, nefis perest çok zenginler bulunabilir ki, açlık ve fakirlik ne kadar elim ve onlar şefkate ne kadar muhtaç olduğunu idrak edemez. Bu cihette insaniyetteki hemcinsine şefkat ise, şükr-ü hakikinin bir esasıdır. Hangi fert olursa olsun, kendinden bir cihette daha fakiri bulabilir; ona karşı şefkate mükelleftir.
Eğer nefsine açlık çektirmek mecburiyeti olmazsa, şefkat vasıtasıyla muavenete mükellef olduğu ihsanı ve yardımı yapamaz, yapsa da tam olamaz. Çünkü, hakiki o haleti kendi hissetmiyor.” (29.mek.3.nükte)
Cenab-i Allah (c.c.) bu dar-ı dünyada geçim cihetiyle kimi zengin-kimi fakirlikle imtihana tabi tutuyor. Zengini fakirlerin yardımına  davet ediyor. Zenginler fakirlerin açlık hallerini ancak oruçtaki açlıkla tam anlayabilirler. Oruçlu zengin, fakirin ne kadar merhamete ve şefkate muhtaç olduğunu o zaman anlar. Yani zenginin de nefsine açlık çektirme mecburiyeti lazımdır ki, hakiki açlığın ne olduğunu anlayabilsin. O halde oruç sosyal hayatın tanzimi için de bir vasıtadır.
Zaman zaman kimileri ben fakir bulamıyorum ki bir sadaka vereyim, herkesi zengin görmekle yardım elini uzatmak istemeyenler var. Oysa herkes kendinden bir cihette daha fakiri bulabilir.
Aç ve fakir insanları görmek isteyen varsa? Çöplüklerden ekmek toplayan,  sosyal yardımlaşma vakfı önünde bir kap yemek evine götürmek için sırada bekleyen, iş umudu ile gurbete giden, iş bulamayan, park ve sokaklarda aç bekleyen insanlara bakın,
Keza, onurlu insanların fırıncılara gizlice yaptıkları müracaat sayısına bakın. Fakir var mı, yok mu?  Kararı verin.
İnsanlar arası yardımlaşma ve dayanışmayı en güzel ifade eden Peygamberimiz (a.s.m.) şöyle buyurmaktadır: ”Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.”  “Dicle kenarında kayıp olan bir hayvandan” kendini sorumlu tutan Hz. Ömer (r.a.) gene; ekmeği olmayan aç bir aile için “sırtına aldığı un torbası” hadisesi, bize sosyal adaleti, hayat-i içtimaiye de ki dayanışmayı, yardımlaşmayı ve güveni gösteren en güzel örnektir.
Sosyal yardımlaşma ve dayanışma öncelikle bireyin toplum karşısında sorumluluğunu bilmelidir. Hele Müslüman toplumu içerisinde yardımlaşmanın vasıtası olan zekat İslam’ın köprüsüdür, yardımlaşma onunla sağlanır. Hatta asayişi sağlayan zekattır. Zengin zekatını verdiği zaman, fakir de zengine karşı hürmetkar olur. Yoksa “Ben tok olayımda, başkası açlığından ölürse ölsün, bana ne!” derse o zaman fakir de zengine karşı kin ve adavet besler, zengini düşman görür, hatta asayişi bozmaya kalkar, memleket dahi huzursuz olur. Görüldüğü üzere sosyal adalettin garantisi ve huzurun temini için, zekat iyi bir vasıtadır.
Zekat İslam’ın şartıdır. Sadaka ise onun ziynetidir. Biri malın bereketine diğeri belanın def’ine vesiledir. Ramazan ayının mübarekiyeti hürmetine memleketimizde son zamanlarda meydana gelen rahatsızlıkların bertaraf olmasını, barış, huzur, yardımlaşma ve dayanışmaya vesile olmasını dilerim.
Saygılarımla, 
Rüstem Garzanlı/Diyarbakır
https://youtu.be/5cDF4hJIM7c

Gerçek Dostlar  ⚠️                                                                                                       İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                          15  Nisan 2021 Antalya-Türkiye



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder