28 Ağustos 2022 Pazar

OKUYANLA OKUMAYAN

 















Merhaba Gönül Dostlarım,

Kadir Has Üniversitesi 2018 Türkiye’sinin röntgenini çeken sosyal - siyasal eğilimler araştırması yapmış. Araştırmada öne çıkan konulardan birisi ise toplumun yüzde 75’inin hiç kitap okumaması.

Bir diğeri ise toplumun yüzde 70’nin televizyon izliyor olması.

Kültür ve sanat etkinliklerine katılım da çok düşük olarak saptanmış.

Tiyat-roya hiç gitmem” diyenlerin oranının yüzde 70 olduğu belirlenmiş.

Sine-mayla ise sadece toplumun yüzde 35’i ilgileniyormuş.

Hiç okuyanla, okumayan bir olur mu!” sözünün sonuna kadar arkasına durmakla birlikte, bilgi olarak hafızaya depolanmaktan ibaret, anlam üretmeye bunu sonucunda eyleme dönüşmeyen bilginin yararından çok çoğu zararı olup olmadığını sorguluyorum.
Okumuş, okumamış, tiyatroya gitmiş gitmemiş bunlar bir yana ilgilendiğim tek şey tüm bunların bizi ne kadar bilge yaptığı?
Kültürlü ve bilgili olmak, sinema, tiyatro ve kitapla haşır neşir olmak çok çok önemli ama tekamül sürecinize bir katkısı olmuyor ve bilgelik yolunda pirinç tanesi kadar yol alınamıyorsa işte o zaman benim için sorgulama bölümü başlıyor. 

Bir köy düşünün ki tiyatrosu ve kütüphanesi olsun. Üstelik 1930’lardan beri oyunlar sahneleyen tiyatrosunun tüm oyuncuları da köylülerden oluşsun. 76 yıllık bir kütüphanesi olduğu gibi bir de oyuncak müzesi olsun. Bakkalında, berberinde Deniz Gezmiş’in, Albert Einstein’ın resimleri, sözleri asılı olsun, ambalaj atıkları ayrıştırılarak toplansın, altyapı sorunu olmasın, herkes okuma yazma bilsin ve hiç kimse suç işlemesin. Köylüler kendi aralarında sahne tekniklerini, oyunları tartışsın, edebiyat ve felsefe üzerine konuşsun ama bir yandan da tarlasında ekip biçsin. Bademler, ülkemizde tiyatrosu olan ilk ve tek köy. Köye tiyatro sevgisini 1925 yılında atanan öğretmen Mustafa Anarat aşılamış. Anarat köylülere müsamereler oynatmış ve böylece köyü tiyatro sevdası sarmış. Daha İzmir’de Devlet Tiyatrosu yokken Bademler’ de tiyatro oyunları sahnelenmiş. 1933 yılından günümüze kadar her yıl Bademler’ de bir yada iki oyun oynanmış. Anarat’ ın yetiştirdiği öğrenciler köyün aydınlanmasında da büyük rol oynamış.
Tiyatro Bademler’ de yaşamın bir parçası olmuş, sahneye çıkmayan köylü yok gibi. Bademler tiyatrosunun oyuncusu, yönetmeni, ışıkçısı yani kadrosunun tamamı köylülerden oluşuyor. Gündüz tarlada çalışıyorlar, akşam ise tiyatronun yolunu tutuyorlar. Tiyatro sevgisi öyle bir kök salmış ki insanlar gerçek adları yerine oyunlarda başarıyla canlandırdıkları karakterin adıyla anılıyor yaşamları boyunca. Shakespeare Ahmet, Juliet Zeynep, Mişon Emmi gibi.
Bütün bunlar hayal değil gerçek; burası
İzmir’in yanıbaşındaki bir TAHTACI köyü olan BADEMLER köyü..
Selam olsun !
Alıntıdır

“Bilgelik arttıkça, bilgi azalır. Bilgiyi arayana inan, bilgiyi bulana inanma”


the Year 

  Gerçek Dostlar  ⚠️     28 Ağustos 2022

               İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder