Merhaba Değerli Dostlar,
Bugün Kişisel Gelişmemize yardımcı olacak bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Hayatımız boyu en çok ihtiyaç duyduğumuz bir meziyet olan Erdemli olabilmek ve bu tür insanları bulabilmek bir hayli zorlaştı.
Bunun nedenlerine baktığımızda birçok sebep göstermek mümkündür. İlk başta sosyal, ekonomik, kültürel nedenleri sıralayabiliriz, menfaatçilik, bencillik, kişisel maddi çıkarlar, egolar ön plana çıktığında günümüz koşullarında Erdemlilikten söz etmek ve Erdemli insanlara rastlamamız mümkün değildir.
Erdemli ( Fazilet) li insanlara şu günlerde çok ihtiyacımız olduğunu hepimiz biliyoruz.
Peki erdemli insan nedir:
Erdemli insan sözüne güvenilir, iyi insandır. Toplumda böyle bir insan olarak bilinmeyi hepimiz istemez miyiz.
" Erdemli kimseler etrafına katkı sağlayamadıkları an vicdan azabı çekerler.
Erdem, insanlıkça kabul edilen güzel davranışların benimsenmesi ve hayatın her alanında, her zaman uygulanmasıdır.
Erdemlilik ahlaki açıdan doğruluk ve tutarlılıktır.
Erdemli insan yanlışın peşinden gitmeyen, doğruyu savunan, benimseyen insandır.
Bu konuda değerli insanların bizlere kadar gelen sözlerine bir kulak verelim.
" Toprak gibi olmalısın; Ezildikçe sertleşmelisin, seni ezenler sana muhtaç kalmalı. Hayatı sende bulmalı." Can Yücel
" İnsanlar eşittir: Doğum değil, erdemdir farkı yaratan." Voltair
Erdemli İnsan Nasıl Olmalıdır? sorusuna cevabı, aşağıdaki yazıda çok değerli Hocam sayın Niyazi Bektaş en iyi şekilde anlatmış. mutlaka okuyalım.
Önce Kendinizi Sevin ve sonra da Sevdiklerinizin değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...En iyi dileklerimle. Esen kalın...
Ahlaklı insan dediğimiz zaman genellikle ahlak kurallarına uygun bir hayat yaşayan insan aklımıza gelir, ama erdem sahibi insan ondan da ileridedir. Erdemli insan kendisinden beklenenin daha fazlasını verir, ahlak konusunda başkalarına hep örnek olur. Çok kimsenin ahlakı yasaklara uymak şeklinde kendini gösterir, erdemli insanın ahlakı böyle pasif değildir. O yapılması yakın olandan kaçınmakla beraber, yapılması gereken şeylere özellikle önem verir ve onlarla uğraşır.
Ahlak ; erdemli insanın en önde gelen vasfıdır. Türk töresinde erdemlilik muhafaza altına alınmıştır. Şartlar ne olursa olsun kişi benliğinden asla taviz vermez..
Mutluluk kavramı sosyolojide kesin tanımı olmayan ve insanlara göre değişen bir haldir. İnsani mutlu yapan unsurlardan birinin ve belki en önemlilerinden birinin erdem olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz..
Erdemli insan ;ahlaklı insan ve aynı zamanda da vicdanı rahat olan insan demektir. İnsanı en fazla sıkıntıya düşüren olay, suçluluk duygusudur…Özellikle kişi ahlaki olmayan bir iş yapmış ise vicdanen huzursuz olur…Bu huzursuzluk ömür boyu sürer …Bu durum da insanı strese sokar ..Stres çağımızın en büyük hastalığı olduğunu bilim adamları özellikle vurgulu- yorlar…Stresten dolayı bir çok kişi hayatını erken yaşta kaybediyor…
Toplum karşısında suçluluk psikolojisi hakim ise aile bireyleri, iş arkadaşları ve çevresinde huzur içinde olması mümkün değil insanın…..
Bir başka konu şu; insan kendini haklı ve masum görmesi onu mutlu etmeye yeter mi…? Başkaları tarafından suçlanan ve ya kişinin yaptığı yasa dışı işlerden dolayı suçlu kabul edilen bir insan nasıl mutlu olabilir…? Bu soruya şöyle cevap verebiliriz…Sadece erdemli olmasından dolayı mahrumiyet içinde yaşayan insan sıkıntıları hiçbir zaman önemsemez..
Erdem dışı davranan bir insanın kusuru ona verdiği rahatsızlık kişiyi ölümüne kadar takip eder ki bu sıkıntı insana çok büyük zarar verir…
Ahlak dışı yollardan servet ve şöhret sahibi olan kimselerin gizlice çektikleri derin sıkıntı ömürleri süresince devam eder…Bana göre en korkunç vaziyet bu duruma düşmektir…Son yıllarda bu tür suçlamalar ayyuka çıkmıştır.. Rüşvet, yolsuzluk, gibi ahlak dışı yollardan menfaat sağlayanların durumuna Allah kimseyi düşürmesin…Bir insanı düşünün gayri ahlaki davranışlarla suçlansın.. Bu kişinin yaşadığı sıkıntı yaşamının son bulmasına neden olabilir.
Ülkemizde son yıllarda erdemli insanı bulmakta zorlanılıyor…Bizleri millet yapan değerlerimizin bir çoğunu maalesef kaybettik…Birbirimize karşı güven kalmadı.. Hiç kimse itibarlı ve erdemli insani değerlere sahip olmak için çalışmıyor…Her şeyin önünde şahsi çıkarlar yer aldı.. Kişinin menfaati yoksa bir başkasının elinden tutarak yere düşeni kaldırmayı unutan bir konuma gelindi….Komşuluk, akrabalık, ülküdaşlık ilişkileri mazide kaldı.
Üzülerek belirtmeliyim ki insani ve İslam’ı kıymetlerimiz yok oldu…Saygı ve sevgi kuralları unutuldu…Düşünün lütfen yıllarca aynı kişilere inanarak yola çıkanlar, bugün hayal kırıklığı yaşıyorlar…Çok güvendikleri, inandıkları, peşinde koştukları iki ayaklı yaratıkların erdemlilikten uzak olduklarını görüyorlar….””İnsanlık ölmüş galiba “””diye düşünmeleri normal değil mi….?
Türk Milletinin; inançları gereği törelerine, gelenek ve göreneklerine, milli ve manevi tüm değerlerine sıkı sıkıya bağlı bir millet olduğunu biliyorduk.. En azından yıllarca okuduğum yüzlerce eserlerde milletimiz böyle anlatılıyordu.. Bu ahalinin bu duruma getirilmesinden elbette biz öğretmenler sorumlu oluğumuz doğrudur.. Ancak; eğitim sisteminin payının çok yüksek olduğunu söylemeliyim…Çocukların kişiliğine yönelik hiçbir şey yok, eğitim sisteminin içinde… Vahşi hayvanları ehlîleştirmek için kullanılan yöntemi, insan eğitimi içinde kullanırsanız ya da tercih ederseniz elde edeceğiniz sonuç mevcut durumdan asla farklı olmaz…Bu sitemin sonucunda erdemli insan yetiştiremezsiniz..
Sonuç olarak diyorum ki bir an önce erdemli, faziletli, dürüst ve namuslu insan yetişmenin peşinde koşmalı yız…Bu gidişat ile millet olarak bir arada yaşama şansımız kalmayacaktır…
Alıntı : Niyazi Bektaş ,25 Ocak 2016 Pazartesi 10:53:23
https://youtu.be/rmpIBs3pguE
Günün Sözü :
12 Nisan, 2017, Antalya
İletişim adreslerim:
ibrahim-bi@hotmail.com
ibrahim Birol (@ibrahimbi2) | Twitter
http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder