16 Nisan 2017 Pazar





   KÜLTÜR MİRASLARININ  ÖNEMİ...


2900 Yıl Öncesinde Bir Bayram



Merhaba Değerli Dostlar,

Dünya Turizm Haftasına  istinaden  yazmış olduğum yazılarımın bir devamı niteliğinde olan    " Kültür Miraslarının Korunması" başlıklı konuyu sizlerle paylaşıyorum.

Tarihsel yapıtlar bir ülkenin olduğu kadar, tüm insanlığın da evrensel ürünleridir. Geçmişten bugüne gelen ve bugünden yarınlara kalması gereken bu yapıtlar, insanlığın ortak değerlerini, ulusal kimliğini yansıtması bakımından birer uygarlık hazinesidir. Günümüzde milyonlarca turist tarafından ziyaret edilen bu yapıtlar, geçmişle günümüz arasındaki en önemli köprülerdir.
Bugün, Anadolu’nun neresine giderseniz gidin mutlaka bir tarihsel yapıtla karşılaşır, bir uygarlığın izlerine rastlarsınız. Bu sanat yapıtları, bu topraklarda bizden önce yaşayan insanlar tarafından bırakılan birer kültür mirasıdır.
Kaynak : kulturelbellek.com

Millet olarak sahip olduğumuz maddî ve manevi değerlerin kıymetini takdir edemediğimiz tartışılamaz. Bu  Değerlerimizin değerini bilmiş olsaydık, her halde tahrip edilmesine müsaade etmezdik...
Tahrip edilen değerlerden söz açılınca akla ilk gelen, maddî değerlerin tahrip edilmesi oluyor.
Tarihî eserlerin, Saray,cami ya da kervansarayların tahrip edilmesi de elbette 'cinayet' tir, ama bunun yanında manevi değerlerin tahrip edildiği de unutulmamalıdır.
10.Tarihi tapınakta tarihi hırsızlıkAşağıdaki yazıda görüldüğü üzere Tarihi eserler sadece bir taştan ibaret değildir, onlar birer yazılım, Tablet ve lahit olarak  geçmişten günümüze kadar ve bizden sonraki nesillere miras kalabilecek, bizlere bazı önemli mesajlar ve öğütler veren bir özelliğe sahiplerdir.
Oscar Wilde, "Bazı insanlar her şeyin fiyatını bilirler ama hiçbir şeyin değerini bilmezler," demiş. Bu söz sizin için ne anlama geliyor? Bir örnekle anlatabilir misiniz?
Dendiğinde  verilen cevaplardan birine dikkat çekelim,
Cevap: fiyat elimizde olmayanın elimizde olması için istenen bedel. Değer; elimizde olana verilen kıymettir. Zaten bizimdir hep bizim zannederiz taaki kaybedinceye kadar.
Bence verilebilecek cevaplardan en güzeli.
Tarihin ilk çağlarından başlayarak günümüze kadar gelen, İnsanlık tarihi hakkında bildiklerimizi yeniden düşünmemizi sağlayacak, yerleşik tarih anlayışını ve bilgilerini değiştirip, dinler tarihini sorgulatacak, bir kısmımızın varlığından haberi dahi olmadığı bir arkeolojik çalışma 1995 yılından beri Urfa Göbeklitepe' de devam ediyor.
tapınak yazıları resim ile ilgili görsel sonucu
İnşası Milattan önce 10000 yılına uzanan Göbeklitepe tarihteki en eski ve en büyük ibadet merkezi olarak biliniyor. Göbeklitepe İngiltere'de bulunan Stonehenge' den 7000,  Mısır piramitlerinden ise 7500 yıl daha eski. Ayrıca yerleşik hayata geçişi temsil eden kültür bitkisi buğdayın atasına da Göbeklitepe eteklerinde rastlanmıştır. İnşa edildikten 1000 yıl sonra üstleri insanlar tarafından kapatılarak gömülen bu tapınaklar yeniden gün ışığına çıkıyor.
Tapınak Nedir?
İlkel çağlarda tanrının evi olarak yorumlanıp, içinde tanrı simgesinin korunmasını amaçlayarak inşa edilen bir yapı tipi.
 
Önce Kendinizi Sevin ve sonra da Sevdiklerinizin değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...
En iyi dileklerimle. Esen kalın...


2900 Yıl Öncesinde Bir Bayram

Milâttan 900 yıl önce, insanlar bir tapınağa aşağıdaki yazıyı asarak okurlar ve bayramlarını kutlarlardı:

"Gürültü patırtının ortasında sükûnetle dolaş! Sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma! Başka türlü davranmak açıkça lüzumlu olmadıkça herkesle dost olmaya çalış! Sana bir kötülük yapıldığında, unut ve bağışla! Ama kimseye teslim olma! İçten ol! Telaşsız, kısa ve açık seçik konuş! Başkalarına da kulak ver! Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları! Çünkü, dünyada herkesin bir hikâyesi vardır.
Yalnız planlarının değil, ne kadar küçük olursa olsun başarılarının da tadını çıkar! İşinle ilgilen! Seveceğin bir iş seçersen, hayatında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini çok seveceksin!
Olduğun gibi görün!
Ve göründüğün gibi ol!
Sevmediğin zaman, sever gibi yapma!
Çevrene nasihatlerde bulun ama, hükmetme!
İnsanların kusurlarını bulmaya çalışırsan, onları sevmeye zamanın kalmaz. Ve unutma ki, insanlığın yüz yıllardır öğrendikleri bir kumsaldaki kum tanecikleri değildir.
Kaybetmeyi, ahlâksız bir kazanca tercih et! Birincisinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki o yolda mağlup olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür. Yılların geçmesine öfkelenme!
Rüzgârın yönünü değiştiremiyorsan yelkenlerini rüzgâra göre ayarla! Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenir. Ara sıra isyana yönelecek olsan da, hatırla ki yaratıkları yargılamak imkânsızdır. Doğduğun zamanları hatırlar mısın? Sen ağlarken herkes sevinçle gülüyordu. Öyle bir ömür geçir ki, sen öldüğünde herkes ağlasın!
Sabırlı, sevimli ve vefâkâr ol! Eninde sonunda bütün servetin sensin. Görmeye çalış ki bütün pisliğine ve kötülüğüne rağmen, dünya yine de insanoğlunun biricik güzel mekânıdır... (Xsenos M. Ö 9 y.y.)

Kaynak : dersimiz.com


https://youtu.be/OK9CwZJq8tU




Günün Sözü :
 
" Tarihsel yapıtları korumak bir insanlık görevidir. Bu yapıtları korurken hem kültürel mirasa sahip çıkar hem de turizm yönünden değerlendirerek ülkemize döviz kazandırmış oluruz."

İbrahim Birol. http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
16 Nisan, 2017, Antalya

türkiye simgesi resim ile ilgili görsel sonucu





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder