Merhaba gönül Dostlarım,
Bugünkü Pazar Sohbetleri bölümümüzde, çok değerli yazarımız Bige Güven Kızılay'ın Olimpiyatlarla ilgili bir yazısını sizlerle paylaşıyorum,
Olimpiyatları izlemek çok iyi geliyor bu bana. Resmen terapi. Anlıyorum ki zihnim çok hırpalanmış şu saçma sapan dizilerden. Hele dijital kanallar, sırf kötülük, karanlık. Hep bir dayatma, distopik bir geleceğe razı etme, normalleştirme çabası...
Yakaladıkça hepsini izliyorum, atletizm, yüzme, pinpon, halter... Bir tek boksa dayanamıyorum gerçekten. Hâlâ iki insanın birbirini dövmesini bir spor olarak kabul ettiremiyorum kendime. Dün gece Busenaz'la Çinli kızı izlerken fıttırdım resmen. Yok, bir daha izlemeyeceğim.
Sırıkla atlama müthiş mesela. Bir sopadan güç alıp uçuyorlar diye çok şaşrırdım çocukken, hâlâ da öyle buluyorum. Bizim çocuk, Ersu havadayken işaret çakıyor seyirciye. Öyle rahat, öyle özgüvenli atlıyor ki mest oluyorum izlerken. Saç modeli 80lerden kalma bir Avustralyalı var mesela, çok komik.
Koşucularda Etyopyalıları tutuyorum hep. Daha gariban ülkelerden gelen birisi şampiyon oldu mu gözlerim doluyor sevinçten. Amerikalı sporcuları kibirli buluyorum mesela, bu sene de formaları pek kötü olmuş.
Yüz ifadelerine bakıyorum ilgiyle. Başlamadan önce odaklanmak için yaptıkları hareketlere. Çoğunun belli bir rutini var çünkü. Beden dili diye bir şey var, kesin.
Yarışın sonunda kan ter içinde birbirlerini kutlayışlarına bayılıyorum. ipi göğüsleyince nefes nefese yere yığılışlarına duygulanıyorum, ülkelerinin bayraklarını pelerin gibi sarınarak kendi vatandaşlarına koşup kucaklaşmalarına mest oluyorum.
Kısacası, "gerçek hayatı" ve "gerçek insanları" izlemekten çok mutluyum. Film ve dizi sektörünün bize dayattıklarının dışında, hem de tüm dünyanın bir araya toplandığı bir ortamda sahici başarılar, sahici yenilgiler, sahici gözyaşları, sahici kucaklaşmalar, yardımlaşmalar görmekten, sahici mucizelere tanık olmaktan mutluyum.
Çünkü onlarca insanla rekabet edip, ciğerlerin patlarcasına koşup kan ter içinde ipi göğüslemek de hayatın tasviri aslında. Yenmek de yenilmek de var. Her şey bir tercih, birilerini ittirip düşüren de olabilirsin, düşeni yerden kaldıran da. Yeniliyorum diye pes edip bırakadabilirsin, pes etmeyi reddedip dünya rekoru da kırabilirsin.
Yani yenik de sensin, şampiyon da.
Seçim sana kalmış.
Bige Güven Kızılay
11.08.2024
The YearGerçek Dostlar 11 Ağustos 2024 İbrahim Birol http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder