Merhaba Gönül Dostlarım,
İnsan oğlu için neyin Keyifli, Neyin İyi ve neyin anlamlı olduğunu bilmek zordur. Bu üç vasfın tam olarak ne anlama geldiği konusunda insanlar arasında çok farklı görüş ayrılıkları olabileceği bir gerçek. Kişinin neleri ne kadar isteyip neleri istemediği bu üç sıfat tam olarak kişilere göre farklılık arz edebilir.
Gerçeğe, yani değiştiremeyeceğimiz şeylere evet demek, akıntıya karşı gittiğimiz yoldan dönüp suyun aktığı yöne akmaktır.
Psikoterapist David Richo otuz yıllık deneyimiyle özgür ve doyum içinde yaşamaya giden yola ışık tutuyor.
Hayatın bazı gerçeklerinden kaçınmamız olanaksızdır:
Her şey değişir ve sona erer
İşler her zaman planlandığı gibi gitmeyebilir
Hayat daima adil değildir
Acı hayatın parçasıdır
İnsanlar hep sevecen ve sadık değillerdir?
Bu gerçeklerle barışmak, onları kabullenmek? Peki, ama nasıl?
Koşullara "koşulsuz evet" demek, onları kucaklayıp fırsatlara dönüştürmek?
Tüm gayretimize karşın, neden çoğumuz temelde bir mutsuzluk ve hoşnutsuzluk duygusuyla yaşarız?
Bugün bir başka Belgin Eryavuz yazısı ile tekrar birlikteyiz. Aşağıdaki yazının bizlere vermiş olduğu mesaj nedir? hep birlikte inceleyelim.
Önce Kendinizi Sevin, sonra da Sevdiklerinizin, sahip olduklarınızın ve size değer verenlerin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın... Unutmayın ki, sizin şikayet ettiğiniz yaşamınız, belkide başkasının hayali olabilir.
KEYİFLİ – İYİ - ANLAMLI
Üstelik her birini bir şekilde hayatı
tanımlayan duygular olarak ele alırsak;
bize yaşam hedeflerimizi gösterdiğini düşünebiliriz.
bize yaşam hedeflerimizi gösterdiğini düşünebiliriz.
Gerçekten de hayatımızın asıl amacı; yaşamı daha KEYİFLİ hale getirmek, daha İYİ günler geçirmeye çalışmak ve ANLAMLI olan işlere imza atmak.
Peki bunu nasıl başaracağız?
Hayat üstümüze üstümüze gelirken, zorluklar çığ olmuş omuzlarımızı ezerken, insanlar sadece kendilerini düşünürken ve başkalarını gözü kapalı harcarken kolay mı?
Değil elbette. Ama umut var ya o UMUT. İşte ona sarılıyoruz en zorlandığımız anlarda.
İyi şeyler görmek, mucizelere tanık olmak istiyoruz zaman zaman.
Aslında ne görmek istersek onu görebiliriz. Bunun için yüreğimize onu yüklememiz yeterli.
Sevgiyle harmanladığımız o görüntüler, aşkla renklenince gündüzümüz de gecemiz de, aydınlığımız da karanlığımız da bir başka olacak.
Buna kalben inanmak gerek.
Buna kalben inanmak gerek.
İşte o zaman hayatın en keyifli anları birden şekil alacak gözlerimizin
önünde. O keyifli anlarla oluşan anılarımız bize iyi günlerin çoğaldığını
gösterecek.
Ama sadece bunlarla sınırlarsak hayatımızı; bir süre sonra yetmez olacak.
önünde. O keyifli anlarla oluşan anılarımız bize iyi günlerin çoğaldığını
gösterecek.
Ama sadece bunlarla sınırlarsak hayatımızı; bir süre sonra yetmez olacak.
Neden mi? Çünkü hayatımıza anlam
katacak şeylerin eksikliğini
hissetmeye başlayacağız.
katacak şeylerin eksikliğini
hissetmeye başlayacağız.
Ne zaman ki anlamlı işler yapacak
adımı atarsak; işte o zaman keyifli,
iyi ve anlamlı hayatın kapılarını sonuna
kadar açmış olacağız.
adımı atarsak; işte o zaman keyifli,
iyi ve anlamlı hayatın kapılarını sonuna
kadar açmış olacağız.
Farkında değiliz ama paylaşacak o
kadar çok şeyimiz var ki.
kadar çok şeyimiz var ki.
İlk sırada sevgimiz var paylaşabileceğimiz. Sınırlandırmadan,
önüne set çekmeden özgürce sunabileceğimiz. Ne kadar çok
seversek, ne kadar çok dağıtırsak kalplerimiz o kadar
çok sevgi üretecek çünkü.
önüne set çekmeden özgürce sunabileceğimiz. Ne kadar çok
seversek, ne kadar çok dağıtırsak kalplerimiz o kadar
çok sevgi üretecek çünkü.
Sonra gülümsemelerimiz var. En zor anlarımızda bile
kullanmaktan çekinmeyeceğimiz içsel tepkimiz olmalı o da;
hem kendimiz hem de etrafımızdakiler için.
kullanmaktan çekinmeyeceğimiz içsel tepkimiz olmalı o da;
hem kendimiz hem de etrafımızdakiler için.
Asıl mesele BASİT şeylerle yetinmeyi bilmek bana göre.
Elbette bir de yaşamı yineleyerek değil, YENİLEYEREK yaşamak.
Elbette bir de yaşamı yineleyerek değil, YENİLEYEREK yaşamak.
Yani yaşama hak ettiği değeri vermek.
TAÇLANDIRMAK.
TAÇLANDIRMAK.
‘’Yaşam defterinin kalemi sensin. Gecikirsen
yazan değil, senin adına yazılanları okuyan
olacaksın unutma.’’ diyor Aret Vartanyan;
‘İnsanız Ayıbı Yok’ imzalı kitabında.
yazan değil, senin adına yazılanları okuyan
olacaksın unutma.’’ diyor Aret Vartanyan;
‘İnsanız Ayıbı Yok’ imzalı kitabında.
Ne kadar doğru.
Elbette bunda başarılı olmak için önce
kendimizi tanımamız gerekiyor.
Keşfetmemiz. Yüreğimizde saklı kalan her ne varsa
tutkular, arzular, hayaller işte onları bulup çıkarmak.
kendimizi tanımamız gerekiyor.
Keşfetmemiz. Yüreğimizde saklı kalan her ne varsa
tutkular, arzular, hayaller işte onları bulup çıkarmak.
Ancak o zaman elimizdeki kaleme sahip çıkabilir, kendi
hayatımızı istediğimiz gibi kendimiz yazabiliriz.
Başkalarının müdahalelerine cesurca itiraz edebiliriz.
hayatımızı istediğimiz gibi kendimiz yazabiliriz.
Başkalarının müdahalelerine cesurca itiraz edebiliriz.
Bir anlamda duygularımızın eşzamanlı hareket etmesine, yani
sineztesi yapmasına olanak tanımış oluruz.
sineztesi yapmasına olanak tanımış oluruz.
Uzmanların özellikle üzerine vurgu
yaptığı pozitif, yapıcı düşünme
becerimizi geliştirmek bunun için önemli.
yaptığı pozitif, yapıcı düşünme
becerimizi geliştirmek bunun için önemli.
Mutluluğun başlığımda yer alan
bu üç boyutuna hakkını vermenin
yolu buradan geçiyor.
bu üç boyutuna hakkını vermenin
yolu buradan geçiyor.
Keyifli, iyi ve en önemlisi anlamlı
hayatı yakalamamızın sırrı burada.
hayatı yakalamamızın sırrı burada.
Cesurca atacağımız her adım bizi
amacımıza kavuştururken,
harcayacağımız zaman ve çabanın küçük de olsa
bir şeyleri değiştirdiğini görmek; birkaç kişiye dokunduğunu
hissetmek muhteşem bir duygu.
amacımıza kavuştururken,
harcayacağımız zaman ve çabanın küçük de olsa
bir şeyleri değiştirdiğini görmek; birkaç kişiye dokunduğunu
hissetmek muhteşem bir duygu.
Yaşamı daha derinden hissetmek, mutluluğu iliklerinde
hissetmek için bu birbirini tamamlayan üç duyguyu hiç
unutmayalım. Olmaz mı?
hissetmek için bu birbirini tamamlayan üç duyguyu hiç
unutmayalım. Olmaz mı?
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
01.03.2018
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
28 Haziran 2018, Antalya-Turkey
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder