6 Haziran 2021 Pazar

" HAYIR" DEMESİNİ BİLMEK

 


.YIL






Merhaba Gönül Dostlarım,

“Hayır” demeyi öğrenmek,
İster bireysel ister kurumsal olsun, muhataplarımızla ilişki ve iletişimi doğru yönetebilmek için yeri geldiğinde “Hayır” demesini bilmek zorundayız. “Hayır” demeyi öğrenmek için de neden, nerede, ne zaman, niçin, nasıl ve kime “Hayır” diyeceğimizi bilmemiz yeterli.
“Hayır” demesini beceremeyenler için yazılmış bir kitap var. Psikolog Marie Haddou tarafından kaleme alınmış, “Hayır demesini bilmek” adlı kitapta da bu konulara ayrıntılı bir şekilde değinilmiş. Aile ortamından iş ortamına, çevremizdekilerle iletişimden aşk ilişkilerine kadar yaşanmış gündelik olaylardan örneklerin yer aldığı kitapta, çoğu insan için bir karabasana dönüşen "Hayır" demenin zorlukları ele alınmış ve bu hastalıktan kurtulmanın reçetesi özenle çıkarılmış. Kitapta gönül rahatlığıyla dile getirilen bir "Evet" in psikolojik ve toplumsal önemi vurgulanıyor.

...Bazen sırf  “Hayır” dememek için günlük yaşamımızı kabusa dönüştürürüz değil mi? Daha da kötüsü, hayır diyememenin, bizi kötü bir hale düşüreceğini bilmemize rağmen, onu söylemememizdir. Peki bizleri basit bir “hayır” demekte beceriksiz kılan nedir?
Bu duruma aslında bir “algılama sorunu” yol açmakta. “Hayır dersem, karşımdakini incitirim” ya da “Hayır dersem bana kızar” veya “Şimdi hayır desem, beni/bizi bırakır” gibi çoğunlukla abartılmış ve yanlış düşünceler bizi buna iter. Bu yüzden doğru bile olsa, karşımızdakine “evet” demediğimizde onu kaybedeceğimiz inancını abartılı biçimde yaşarız. Tüm bunlar, tamamen “nesnel” ve “seçici” algılamalardır. Çünkü, bir ilişkinin kalitesini arttıran en önemli etkenlerin “dürüstlük” ve “açıklık” olduğunu unuturuz. “Hayır” diyemediğimizde sudan tesellilere sarılırız. “Hayır demedim. Çünkü ben nazik bir insanım” gibi...

Alıntı: Ertan Acar, hurriyet.com.tr

****

40' lı yaşlarıma gelene kadar hayatım insanların benden beklediklerini yapmaya çalışarak geçti.
İyi bir evlat, iyi bir eş, iyi bir anne, iyi bir dost ve arkadaş olmaya çabalamakla ve insanları hoş tutmaya çalışmakla geçen bir hayat.
Kimse üzülmesin, kimse kırılmasın diye insanlara "hayır" diyemediğim uzun bir dönemdi.
Oysa "özgürlük" dediğimiz şey, insanın istemediği şeyleri yapmaması, gerektiğinde "hayır" diyebilmesi demek, bunu anlamak ve hayatıma geçirebilmek zamanımı aldı.
Ne kadar ömrüm kaldı bilmiyorum ama bir şeyi iyi biliyorum, bundan sonraki hayatımda önceliğim kendimi hoş tutmak ve değerli vaktimi insanlara hediye ederken çok seçici olmak.
Hayatımı uzunca bir süredir tam olarak istediğim gibi yaşıyorum ve istemediğim şeylere "hayır" demek, en büyük lüksüm ve zenginliğim bu benim .
Değerli zamanınızı kimlere hediye ettiğinize dikkat edin ve başkaları üzülür kırılır diye kendinizi feda etmeyin.
Siz başa çıkabiliyorsanız herkes başa çıkabilir bunu unutmayın.
Sizi eksilten, aşağıya çeken, yoran, varlığınıza bir şey katmayan ilişkilerinizi tekrar gözden geçirin.
Olgunluk ilişkilerde tasarrufa gitmektir, hayatınızın kalitesini yükseltmek istiyorsanız, çevrenizdeki insanların kalitesini yükseltin ve sayılarını azaltın.
İnsanların beklentisini karşılamak için dünyaya gelmedik biz.!
Güzin Yeğin.


https://youtu.be/5gLrMYzW84c

Gerçek Dostlar  ⚠️                                                                                                     İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                                                 6  Haziran 2021 Antalya-Türkiye

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder