Hayatımız için en önemli kararları verirken bile sahnede yine başkaları oluyor.
Kendi değerimizi, isteklerimizi, arzularımızı, hayallerimizi hiçe sayarcasına kulaklarımızda hep aynı söz tekrar edip duruyor.
‘Başkaları ne der?’
Peki neden?
Çocukluğumuzdan itibaren böyle yetiştirildik diye mi?
Yanıtlar tartışılır elbette.
Ama gerçek olan şu ki, başkaları hayatımızın her anında oldukça etkili.
Sonrasında rol yapıyor gibiyiz; ruhumuzun sesine kulaklarımızı tıkayarak.
Yeri geliyor kendimize bile yalan söylediğimiz oluyor ve yaşam bu şekliyle geçip gidiyor.
Ara ara sorguladığımız, her şeye ‘’artık tamam, buraya kadar.’’ dediğimiz anlar dışında.
Bazen sevdiğimiz için değil, kabul görmeyi istediğimiz için bu baskılara sessiz kalıp dayanıyoruz, belki de dayanmaya çalışıyoruz.
Tabii bu arada unutmamak gerek ki, etrafımızdakiler için bizler de bir BAŞKASIYIZ.
Onları yargılayan, zaman zaman farkında olmadan aşağılayan, hatta baskı kuran bizleriz.
Toplumun bizlere dayattığı yerleşmiş kurallara uymayan herhangi bir kimse ya da olay görmeye duralım.
Aklımız hemen başlıyor yargılamaya.
Ardından suçlamaya.
O anda madalyonun arka tarafına bakmak, empati yapmak aklımıza dahi gelmiyor.
En zor olanı ise hiç şüphesiz en yakınlarımız tarafından yapılan dayatmalar.
Sevgi yelpazesi altındaki baskılar.
Kimine boyun eğiyoruz, kimine sessiz isyanlarla haykırıyoruz.
Ama sonuç çoğu zaman
başkalarından yana oluyor.
Özellikle hayatımızın İ
dönüm noktası olacak
önemli kararlardaki
çaresizlik belki de en acı
olanı. Çünkü üzerinden
yıllar geçse de unutulmuyor.
Oysaki ne güzel demiş Cemal Süreyya bakın Hayat şiirinde;
‘’Hayat resim yapmak gibidir.
Renkler senin tercihindir.
Siyahlı beyazlı da yaşayabilirsin.
Rengarenkte...
Yanlış bir fırça darbesi; bütün bir resmi mahvedebilir.
Yaşamak istiyorsan gülüp geçeceksin.
Gülüşün dostuna mutluluk, düşmanına eziyet olacak.
Dilinde neşeli şarkılar, elinde rengarenk çiçekler.
Dans eder gibi hayatla, mutluluğun resmini çizeceksin.
"Uçmak için kuş olmak gerekmiyor, küçük sevinçler olsun yeter."
Onlar belki bilmeden belki
de bilerek tıpkı Murphy
Yasası’nda söz edilenler gibi davranıyor.
Nasıl mı?
Murphy yasasına göre;
‘’-Kaybetmeyi göze aldığında kazanıyorsun.
-Yalnızlığınla barıştığında seviliyorsun.
-İnsanları umursamadığında onaylanıyorsun.
-Neyi bırakırsan o sana çoğalarak geri geliyor.’’
İşte her şey bu kadar basit.
Kendimiz için yaşamanın bir bencillik olmadığını bilerek ve gülümseyerek adım
attığımız her yeni güne selam olsun.
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
11.04.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder