13 Aralık 2021 Pazartesi

MEVLANA HAFTASI -2 ( 07-17Aralık )



Merhaba Gönül Dostlarım,

MEVLANA' NIN ESERLERİ:

1-Mesnevi: İçinde 25 000’i aşkın beyit bulunan, düşünce ve tespitlerini anlattığı en önemli eseridir. (‘Mesnevi’ beyitlerden müteşekkil, uzun manzum eser, ‘Beyit’ ise, ‘kendi içinde kafiyeli iki mısra’ demektir.)

2-Divan-ı Kebir: İlahi aşk ve çeşitli konuların işlendiği, 50  bine yakın beyit ihtiva eden bir eseridir.

3-Fihi-Ma-Fih: Not edilen sohbetlerini içerir.

4- Mektubat: Devlet büyüklerine ve dostlarına yazdığı, onlara çeşitli görüşlerini aktardığı 147 adet mektuptan müteşekkildir.

İlim ehli, asaletli bir ailede yetişmiş alması, hafızası, deha derecesindeki zekası, ifade kudreti, coşkun duygusallığı, seri ve verimli bir yazma yeteneğine sahip olması... onun şahsiyetini oluşturan etkenlerdir.

Mevlana, mütevazi kişiliğe sahip birisi olarak halkın içinde yaşamayı tercih etmiştir. Toplumun her kademesinden olanların yanında, sevenlerinin, sohbetine katılanların çoğu orta tabaka insanlardı. Yerine göre, saltanat sahiplerini en cesur bir şekilde eleştirmekten çekinmezdi.

Mevlana kendisini şair saymıyordu. Şiiri; “ilmini, hikmetini, ruhani zevklerini, ilahi hakikatleri... insanları gafletten uyandırmak, ufuklarını açıp iman ferahlığına ulaştırmaya vesile olmak için...” söylüyordu.

1243 yılından itibaren Anadolu’nun birçok bölgesi gibi Mevlana’nı yaşadığı Konya da Moğollar’ ın hakimiyetine girmişti. Moğollar yavaş yavaş İslamiyeti benimseseler de genellikle dini bilgi ve taassuptan uzak idiler. Dolayısıyla, dini konularda kimin ne söylediği ile pek ilgileri yoktu. İşte bu ortamda, Mevlana herhangi bir idari baskı ile karşılaşmadan, çok sıra dışı, -bazı kişi ve çevreleri rahatsız edecek nitelikte- sözler söyledi yazdı, hareketler sergiledi. Bu söz ve tavırlarına rağmen Mevlana -hayatta iken de vefatından sonra da- hemen her kesimden halkın saygısına sevgisine mazhar olmuştur. Onun güçlü ilmine, derin samimiyetine, coşkun kişiliğine güvenilmesi, meşrebindeki -anlaşılan veya anlaşılamayan - sembolik ifade ve iberelerin bulunduğunun bilinmesi... bu büyük saygı ve sevgi halesinin oluşmasında etken olmuştur.

Günümüzde de ‘Mevlevi Semaları’ nın caiziyeti, bazen gündeme gelen konulardan birisidir. Ama sonuçta kimse, ‘Kur’an ve hadislerle bağdaştırarak’ bu semaların savunmasını yapmıyor. ‘Sema’nın, Mevlana’nın duygularının coştuğu bazı anlarda -mesela; Bakırcılar Çarşısı’ndan geçerken, ustaların çekiç tıkırtılarında bile Allah’ı anma, zikretme manası çıkartıp, çarşının ortasında dönmeye başlaması...- gibi hallerinin hatırasına binaen, oğlu Sultan Veled tarafından usul ve kuralları belirlenerek, bir ayin ritüeli haline getirildiği kabul edilir ve öylece değerlendirilir.

Mevlana, çeşitli kişilerce çeşitli tariflerle anılsa da o ‘sünni inanç esaslarına bağlı kamil bir mümin ve büyük bir İslam alimidir.’  Bir rubaisinde dile getirdiği şu sözler ona aittir:                                                                               

“Canım tenimde oldukça Kur’an’ın kölesiyim.                                                                                                                 Muhammed Mustafa yolunun toprağıyım.                                                                                                                 Kim benden, bundan başka bir söz naklederse,    

 Ondan da, söylediklerinden de şikayetçi olurum.”

Hasan KUTLUTAŞ,kissatadında.com



.YIL       
Gerçek Dostlar   

İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                                                       13  Aralık 2021 Antalya-Türkiye


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder