30 Eylül 2022 Cuma

 MEDENİYETİN BAŞLANGICI






Merhaba Gönül Dostlarım,

Bugünkü sayfamda sizlerle bir başka Belgin Eryavuz yazısını paylaşmak istiyorum.

İnsan dünyasına dair anlayışımızı genişletmeyi amaçlayan; insan yaşamının biyolojik, sosyal, felsefik ve kültürel yönlerini inceleyen çok özel bir bilim dalı antropoloji; yani insan bilimi.

Bu alanda çalışmış pek çok değerli bilim insanı var elbette.

Ancak onlardan bir tanesi var ki hayli özel.

Neden mi?

Özverisi, çalışkanlığı, sabrı ve yaptığı çalışmalar sayesinde halka anropolojiyi sevdirmiş.

Sosyolog bir anne ile ekonomi profesörü bir babanın beş çocuğundan ilki.

Amerika doğumlu.

İsmi Margaret Mead.

Kadın haklarından, çocuk yetiştirmeye; onların korunup ihtiyaçlarının karşılanmasına; ahlaktan açlığa kadar hemen her konuda kültürel farklılıklar üzerinde çalışmış.

Özellikle bireyin yetişmesiyle kültür arasındaki ilişkilerin üstünde durduğu sayısız makale yayınlamış.

Değişik coğrafyalarda yaptığı titiz çalışmalar ve araştırmalar onu diğer meslektaşlarının bir adım ötesine taşırken; akademi çevresi dışına hitap eden az sayıdaki antropologdan biri olma özelliği kazandırmış.

Geride bıraktığı sayısız eseri ile dünya çapında övgüyü hak eden, adına posta pulu basılan bu özel kadın; medeniyetin başlangıcını bizlere öyle özel bir cümle ile ifade eder ki; önce biraz şaşırmamak ardından düşünmemek elde değil.

Günlerden bir gün Margaret Mead’e bir öğrencisi; o ana değin belki de çok kişinin kafasını kurcalayan bir soru sorar.

Soru bugünkü yazımızın başlığı.

Bir kültürdeki ilk uygarlık işareti nedir?

Ya da kısaca medeniyetin başlangıcını ne temsil eder?

Antik bir kültürde medeniyet ölçüsü olarak neye bakar, neyi araştırır insan?

Hepimizin aklına bir sürü yanıt geliyor biliyorum.

Ancak antropoloğun verdiği yanıt hayli ilginç.

Margaret Mead’ e göre; antik bir kültürde uygarlığın ilk belirtisi kırık ve iyileşmiş uyluk kemiğinden ibaret. Tıpkı kırık kemikle yaşayamayan hayvanlar alemi gibi. Çünkü hiçbir hayvan kırık bacaktaki kemik iyileşene kadar hayatta kalamıyor. Kısa sürede kendinden güçlü bir başkasına yem oluyor.

Oysaki iyileşen kırık bir kemik; bir başkasının zaman ayırıp yarayı iyileştirdiğini ve iyileşene kadar ona baktığını gösteriyor.

Kısacası zor durumda olan birine yardım etmek medeniyetin başlangıcı olarak kabul ediliyor.

Bir başka değişle, medeniyet ancak toplumsal yardımla mümkün kılınıyor.

Peki medeniyet nedir dersiniz?

Önce sözlük anlamına bakalım.

Medeniyet, milletlere ait bazı kültür değerlerinin, birçok millet tarafından benimsenerek ortak duruma gelmiş bütününe verilen isim.

Yani milletler arası ortak değerler seviyesine yükselen anlayış, davranış ve yaşama vasıtalarının tümü.

Şimdi durup biraz düşünelim.

Kim ya da kimler, zor durumda olan birine zamanını ayırıp yardım ediyor?

Daha geniş yelpazede hangi ülkeler toplumsal yardım için önceliklerini erteliyor?

Zor bir soru; çünkü birbirimizi yeterince anlamadığımız ve hep kendi önceliklerimizi ön plana aldığımız bir dünyada yaşıyoruz.


Şahit olduğumuz kavgalar, çekişmeler, savaşlar da bunun göstergesi.

Bu kaos ortamında maalesef kaybettiğimiz pek çok güzel değer var.

Ama unutmamız gereken şey, birbirimize bir şekilde ihtiyacımız olduğu gerçeği.

Bu ihtiyaç bireylerden başlayıp topluluklara, milletlere kadar devam eden bir özellik.

Yaşam hakkına saygıyla başlayan, sevgiyle güçlenen ve iyilikle yol alabilen herkese selam olsun. İnanıyorum ki dünyamız bu özel insanlar sayesinde ayakta kalacak.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

10.08.2022

Kaynaklar: http://unlurehberi.blogspot.comhttps://tr.wikipedia.orghttps://catlakzemin.com.

" İçinde yaşadığınız dünya ile içinizde yaşattığınız dünya arasında kurabildiğiniz bağ kadar mutlu olursunuz.." ~ Anton Çehov ~


the Year 

  Gerçek Dostlar  ⚠️     30 Eylül 2022

               İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder