14 Mayıs 2020 Perşembe

SİZ DAHA ÖNCE NASIL YAŞADINIZ?





Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, yürüyen insanlar, ayakkabılar ve açık hava




Merhaba Gönül Dostlarım,

İnsanlara özgeçmişinizi, diploma ve sertifikalarınızı, eski alışkanlıklardan kalma rekabet kokan derecelerinizi, arabanızı, sosyal imkanlarınızı, ünvan ya da kıdeminizi anlatmayın...
Onlara;
yeteneklerinizi kimler için faydaya dönüştürdüğünüzü, hangi projelerde insiyatif aldığınızı, yeni fikirlerinizi ve hayallerinizi, paylaşıma açtığınız deneyim ve bilginizi, hangi konularda yardım eli uzatabileceğinizi, iş hayatının iniş-çıkışlarını, nasıl gelişebileceklerini, size ulaşırlarsa ne konuda harekete hazır olduğunuzu,
UMUDU ve ENERJİYİ anlatınnn...
Özgeçmişi dolu biri olmak, bunu gerektirir...
Gerisi sadece EGO dur....

Alıntı

****
Bir genç babasına sordu:
Siz daha önce nasıl yaşadınız?
Teknolojiye erişim yok.
Uçak yok.
İnternet yok.
Bilgisayar yok.
Gösteri yok.
Televizyon yok.
Klima yok.
Araba yok.
Cep telefonu yok”

Baba cevap verdi;
Sizin nesil bugün nasıl yaşıyor?
Şefkat yok.
Onur yok.
Saygı yok.
Karakter yok.
Utanç yok.
Alçak gönüllülük yok.
Okuma yok.
Sonra devam etmiş;
Biz, 1940-1980 arasında doğan insanlar Tanrı' nın sevgili kullarıyız…
Hayatımız gerçek bir kanıttır;
Oynarken ve bisiklete binerken, asla kask takmadık.
Okuldan sonra akşama kadar sokakta oynardık. Hiç televizyon izlemezdik.
İnternet arkadaşlarıyla değil, gerçek arkadaşlarla oynardık..
Susadığımız zaman, şişelenmiş su değil, musluk suyu içerdik.
Aynı bardağı dört arkadaşla paylaştığımız halde hastalanmazdık.
Her gün çok pilav yediğimiz halde hiçbir zaman kilo almadık.
Çıplak ayakla dolaşırdık ama ayaklarımıza bir şey olmazdı..
Annemiz ve babamız bizi sağlıklı tutmak için hiçbir zaman ek gıda takviyeleri, vitaminler vermezlerdi.
Kendi oyuncaklarımızı kendimiz yaratır ve onlarla oynardık.
Ailemiz zengin değildi. Bize mal mülk değil, sevgi verdiler.
Cep telefonlarımız, DVD' lerimiz, oyun istasyonumuz, XBox' ımız, video oyunlarımız, kişisel bilgisayarlarımız, internet sohbetimiz olmadı ama bizim gerçek arkadaşlarımız vardı.
Arkadaşımızın evini davet olmadan istediğimizde ziyaret eder ve onlarla birlikte eğlenerek yemek yerdik.
Senin dünyandan çok farklı olarak, bütün akrabalarla iç içe yaşar, aramızda sıkı bağlar olurdu.
Çektiğimiz fotoğraflar siyah beyazdı ama renkli anılarla dolu idi.
Biz kendine has, anlayışlı bir nesiliz çünkü biz ebeveynlerinin söylediğini dinleyen son nesiliz.
Ayrıca, çocuklarını dinleyen ve dikkate alan ilk nesiliz.
Ve sizler yaşındayken asla var olmayan bir teknolojiyi nasıl kullanacağınız konusunda size yardımcı olabilecek kadar zeki olan da biziz!
SINIRLI sayıda üretildik.
Bu yüzden;
bizden keyif alın,
bizden öğrenin,
hazine biziz,
dünyadan yok olmadan.

Alıntıdır

Günün Sözü :
" Yirmi yaşındaki bir insan, dünyayı değiştirmek ister. Yetmiş yaşına gelince yine dünyayı değiştirmek ister ama, yapamayacağını bilir."  Clarence Darrow



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder