28 Mayıs 2020 Perşembe

GERÇEK BİR HİKAYE





Görüntünün olası içeriği: 1 kişi


Çocuk Gelişimi
                                                                                                                                                 

Merhaba Gönül Dostlarım,

Çocuklar  ve  Çocuk Psikolojisi, Anne Baba Tutumları ve Çocuk Gelişimi Üzerine Etkileri hakkında birçok uzmanın ve psikologların farklı yazılarına bundan önceki sayfalarımızda oldukça fazla yer verdim.
Bugün sizlere yine farklı bir yazardan, farklı bir kitabı ve bu kitabın trajedik öyküsünü aşağıdaki satırlarda anlatmaya çalışacağım.
Kitabımızın ismi ' Otuz Milyon Kelime ' Kitabın öyküsüne geçmeden önce, kitabı okuyup yorumlayan bir çok kişiden iki önemli yorumcunun  incelemeleri sonucu kitapla ilgili düşüncelerini paylaşmak istiyorum.


Simge Fıstıkoğlu

" Yine ilk 3 yılda çocukla iletişim kurmanın ne kadar önemli olduğunu anlatıyor bu kitap da. Doğdukları ilk günden itibaren ebeveynlerinin iyi iletişim kurabildiği çocuklar hayatlarının ilerleyen dönemlerinde eğitim, iş ve özel hayatlarında daha başarılı oluyor. Konuşmayı çok seven biri olarak ben oğlum Emir ile onu kucağıma aldığım ilk andan bu yana devamlı konuşuyorum, ne dediğimi anlamasa bile ona çevremizde olan bitenleri, etrafında gördüklerini detaylı biçimde anlatıyorum. Henüz bana cevap veremese de dinlemesi bile bana büyük zevk veriyor, tüm anne babalara bıkmadan konuşmalarını tavsiye ederim.

******
Seyyide Sümeyye Otuz Milyon Kelime'yi inceledi.

Sıfır üç yaşına kadar çocuklarımızla nitelikli konuşur, onları konuşturur, kitap okursak, yani ne kadar fazla kelime duyarlarsa bizden, ileriki yaşlarında realist düşünme ve sorun çözme becerileri en üst seviyeye çıkıyor. bir bakıma daha zeki oluyorlar.

Sonuç olarak
Kitap çocuğumuzun beyninini tanıma üzerine gerçekten faydalıydı. Ancak şunu da söylemeliyim ki aynı bilgiler farklı örnekler altında tekrar tekrar verilmiş. Gereksiz uzatılmış. Biraz daha öz anlatılabilirdi. 


****
GERÇEK BİR HİKAYE
Kadın kocasıyla birlikte göl kenarında oturuyordu. Birlikte 2 kızı ve 1 oğlunun kumda oynayışını izliyorlardı. Kocası ayağa kalktığında tanımadığı 2 çocuğun öfkeli sularda boğulmak üzere olduğunu gördü. Dev dalgalara aldırış etmeden göle doğru koşmaya başladı. Küçük kızları bağırdı: "Baba, gitme!"
Bu kadın kim biliyor musunuz? Adı Dana. Bir tıp doktoru. Onun hikayesini anlatma sebebimiz ise çocukların matematik ile uzamsal zekalarının ve iletişim becerilerinin ilk 3-4 yılda nasıl geliştirilmesi gerektiği üzerine yaptığı çalışmalar.
Bu çalışmalar neden önemli biliyor musunuz? Çünkü insanların sayısal, mekansal ve diğer insanlarla iletişim becerilerinin neredeyse tamamı bu dönemde gelişiyor. İlk 36 ayda olanlar bir çocuğun kalan tüm hayatını belirliyor. Evet yanlış duymadınız; ilk 36 ayda olanlar kalan tüm hayatı belirliyor.
İşte bu hikayenin kahramanı olan kadın yaşadığı trajediye rağmen ev ev gezmeye başlıyor. Hiç tanımadığı insanların hiç tanımadığı çocukları sırf ilk 36 ayda kendisiyle yanlış iletişim kurulduğu için hayatlarının kalanlarında diğerlerinin gerisinde kalmasın diye çırpınıyor.
Binlerce aile ve binlerce çocukla yapılan sayısız çalışma sonucunda anne babalar için bazı yöntemler geliştiriyor. Ve bu yöntemler oldukça başarılı oluyor. Bu yöntemleri uygulayan ailelerin çocukları büyüdüklerinde daha zeki, daha başarılı ve daha mutlu oluyor. Matematikten, geometriden, diğer insanlarla iletişim kurmaktan nefret eden çocuklar gidiyor. Yerlerine sayılarla ve şekillerle işlem yapmakta başarılı, iletişim becerileri yüksek çocuklar geliyor.
Fakat kadın durmuyor. Ulaşamadığı sayısız insan olduğunu fark ediyor. Ve onlara da ulaşmak için bu yöntemleri detaylı bir şekilde anlattığı Otuz Milyon Kelime isimli kitabı yazıyor.
İşin Türkiye açısından en ilginç yanı ne biliyor musunuz? Bu kitaba en fazla Türkiye’deki anne babalar ilgi gösteriyor. Şimdiden on binlerce anne baba kitabı okudu ve kitapta yazılanları uyguladı. Sonuçlarından o kadar memnun kaldılar ki başka insanların çocukları da geride kalmasın diye kitabı çocuğu olan tüm tanıdıklarına tavsiye ettiler. Kitap hakkında binlerce övgü dolu yorum yapıldı. Birçoğu “keşke daha önce okusaydım” dedi.
Süreç böyle devam ederse tarihte ilk kez bir şey yaşanacak: Bir kitap, yazarı hiç tanımasa da bir toplumun geleceğine bu denli olumlu bir katkı sunmuş olacak.
Başta anlattığımız hikayeye gelince; ne yazık ki bu hikaye mutlu son ile bitmiyor. Gölde boğulmak üzere olan iki çocuk kurtuluyor. Ama onları kurtarmaya çalışan Dana Suskind’ in kocası boğularak ölüyor. Bu yüzden kadın Otuz Milyon Kelime kitabını kocasına adıyor ve kitabını şu sözlerle bitiriyor:
Ülkemizde imkansızlıklarla mücadele eden ve potansiyellerine ulaşmak için ne istemesi gerektiğini bile bilmeden ana rahminden çıkan çok sayıda çocuk var. Hayatları için çırpınıyorlar. Kıyıda öylece durmayız. Kocam sonradan kahraman ilan edildi. Hepimizin olması gereken de budur.
Gerçekten de kıyıda öylece durup bu ilk 36 ayı izleyemeyiz. Doğru olanı yapmalı ve çocuklarımızın hak ettiği hayatları sürebilmeleri için ilk 3-4 yılda kitapta anlatılan yöntemlerle iletişim kurmalıyız. Hem kendi hem de diğer tüm çocukların kahramanı olabiliriz. Aslında hepimizin olması gereken de budur.

https://youtu.be/UB5yQ4bJrCs




İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara
28  Mayıs 2020, Antalya-Türkiye


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder