21 Mayıs 2020 Perşembe

UNUTULAN ZAMANLAR





Görüntünün olası içeriği: bitki ve açık hava

                                                                                                                                             


Merhaba Gönül Dostlarım,

Büyük umutlarla 2020'ye giren Türkiye, yılın ilk aylarında yaşanan felaketlerle şoka girdi. Elazığ ve Malatya' yı vuran deprem, Van'da peş peşe düşen iki çığ, İstanbul'da pistten çıkan uçak, Suriye'de bir ay içinde 53 şehit vermemiz sonrası allak bullak olduk. Yunanistan'la yaşadığımız gerilimin dozu artarken, 11 Mart gece yarısı her şey bir anda unutuldu. Kameraların karşısına geçen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, corona virüsü salgınının ülkemizde görüldüğünü açıkladı. Peki, 11 Mart'tan önce Türkiye'de neler yaşandı? Gündemimiz neydi, neleri konuşuyorduk?

Akıp giden zaman neler götürüyor hayatımızdan hiç sorguladınız mı? Süratle ilerleyen hayatınızı bir kaç saniyeliğine durdurup düşünmeyi deneyin.
Son yıllarda toplum olarak o kadar değiştik ve değişmeye devam ediyoruz ki; değer yargılarımız gittikçe yozlaşmakta olduğu bir dönemde en çok neyi unuttuk diye şöyle bir düşündüm. 
Çok basit kelimeler olan “merhaba, günaydın, iyi günler” demeyi unuttuk mesela. Sade bir selamlaşmayı unuttuk aslında. En önemlisi de gülmeyi unuttuk. Samimi olmanın en güzel yöntemi olan bu aracı nedense artık hayatımızda çok nadir kullanıyoruz. Empati kurmayı unuttuk. İnsanları anlamakta zorlanıyor ve empati kurmadan konuşuyoruz. Argo tabirle ‘ahkam kesmek’ ve ‘eleştirmek’ kolay geliyor bize. Kişilerin düşüncesine, fikrine saygılı olamıyoruz ve onu öyle kabul etmeye çalışmıyoruz.
Nazik, saygılı ve hoşgörülü olmayı çoktan unuttuk zaten. Paylaşmayı unuttuk, değerli şeyler paylaştıkça çoğalır aslında. Bazen hiç farkına varmayız ama karşımızdakini ufacık bir davranışla mutlu ederiz. Bu yüzden paylaşmaktan korkmamalıyız. 
Hayal kurmayı unuttuk.
Bunların haricinde manevi değerlerimizi  Milli ve Dini Bayramlarımızı bayramlaşmayı
örfi ve ahlaki değerlerimizi unuttuk.

Çeşitli yazılardan alıntı yapılarak düzenlenmiştir.

' Engelsiz Bakış' Dergisinin  çok değerli köşe yazarı Mine Sueri hanım' ın 

Kültürümüzün kaybolan değerleri unutulan geçmişimiz ile ilgili aşağıdaki yazısını 

sizlerle paylaşmak istiyorum.

~ İbrahim Birol ~



 ****
Kaybolan DeğerlerimizAslına bakarsanız belki de özetle her şeyi unuttuk diyebilirim. İlk akla gelenler neler bir göz atalım;
Evimize televizyon geleli okumayı, birbirimizle sohbet etmeyi, ailemizle oyunlar oynamayı, muhabbeti unuttuk.
Araç sahibi olalı hareket etmeyi, yürümeyi, güzel havanın tadını çıkartmayı unuttuk.

Elimize telefon alalı mektup yazmayı, bir şeyler karalamayı unuttuk.
Bilgisayarlar ve İnternet' in yaygınlaşmasıyla birlikte evimize günlük gazete girmez oldu okumayı dolayısıyla konuşmayı, düşünmeyi unuttuk.
Evlerimize klima aldığımızdan beri, serinlemek için ağaçların altına gitmeyi unuttuk.
Betonlarla çevrili şehirlerde yaşadıkça toprak ve çamur kokusunu, çiçek kokusunu unuttuk.
Çocuklarımız artık sokaklarda oynamaz oldu, ailemizle birlikte zaman geçirmeyi unuttuk.
Bankalar ve kartlarla haşır neşir olup uğraşırken, tüketmeye o kadar alıştık ki paranın değerini dolayısıyla kanaat etmeyi ve kıymet bilmeyi unuttuk.
Parfüm kokusuna alışınca, çiçeklerin kokusunu unuttuk.
Günün koşuşturmacısında hızlı ama zararlı yemekleri keşfettiğimizde, milli yemekleri pişirmeyi unuttuk.
Eğlenceye daldık, bizden önce gelenleri gidenleri unuttuk.
Kahkahalar atmayı, şaşırmayı, fedakârlık yapmayı unuttuk.
Vee… Son olarak WhatsApp ile tanıştığımızda, özel gün kutlamalarımız sanal kartlardan ibaret oldu, telefon etmeyi, hal hatır sormayı, konuşmayı unuttuk… Bayramlarda akraba ziyaretlerine gitmedik büyüklerimizi unuttuk. Kendimizi eve hapsedip, kapı önlerine çıkmadığımız için komşulukları dolayısıyla yardımlaşmayı unuttuk.
Yani biz hayatı paylaşmayı ve gülmeyi unuttuk… Sosyal medya sayesinde sosyalleşenlerimizin aslında farkında olmadan asosyalleştiğinin farkına varmadan, dünyada olup bitenlerden bir haber , okumadan, sormadan, sorgulamadan, fikir yürütmeden yaşayıp gider olduk.
Daha yazacaktım ama neyi unuttuğumuzu unuttum 
Unuttuklarımızı hatırlamak dileğiyle…
Mine Sueri, Engelsiz Bakış


Günün Sözü :  “Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın, Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın.”  Şeyh Edebali 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder