3 Şubat 2021 Çarşamba

HAYATIN GERÇEKLERİ

 

BİRİNİ İNCİTTİĞİMİZDE







Merhaba Gönül Dostlarım,
Bir Belgin Eryavuz yazısı ile yine birlikteyiz.

Birini incittiğimizde, kendimiz incindiğimizde ya da hiç yoktan birbirimizi kırdığımız anlardaki geri dönüşlerde nasıl da zorlanıyoruz öyle değil mi? 
Sorun çok küçük dahi olsa kolay kolay affedemiyoruz. Uzmanlar böylesi zamanlarda durup soluklanmayı ve işleri oluruna bırakmayı öğrenmemiz gerektiğin belirtiyor. Çünkü bunu öğrenemediğimiz her durumda; içimizde yavaş yavaş tehlikeli duygular kök salmaya başlıyor.

Gözümüzü karartan öfke, düşüncelerimizi kemiren kızgınlık ve en kötüsü de kin.

Oysaki onun hemen önünde derya deniz SEVGİ var.

Bizler bu tehlikeli duygularla boğuşurken; tüm o olumsuz duygular; sevginin tılsımını 

görmemizi engellemek için her planı devreye sokuyor.

Duygularımız hassasken beliriveren düşünceler yumağı tehlikeli duygulara öyle anlamlar 

yüklüyor ki hepsini gerçek gibi algılıyoruz. Esas anlamlı olanın sevgi olduğunu ve onun 

iyileştirici gücünü hatırlamakta zorlanıyoruz.


Sevginin sabırla ve anlayışla beslendiğini unutarak hem de.

Böylesi durumlarda insan kendisini bile tanımakta zorlanıyor.

Tıpkı Cesar Aira’ nın dediği gibi;

"Derken kendi kendimden sıkılmaya başladım. Aynaya bakınca beni temsil 

eden tek bir unsur bile görmüyordum. Görünmezdim."

Azra Kohen ‘Gör Beni’ romanında bakın nasıl açıklıyor bu hassaslığı?

‘’Yaralarımızı sessizce görenler, sabırla paylaşmamızı bekleyecek kadar incinmemizden 

sakınanlar değil miydi gerçek sevenlerimiz? Sevgi sabırdı, inançtı, hissetmekti, anlamaktı.’’

O halde duygusal anlamda işler sarpa sarınca, içgüdülerimize güvenip biraz soluklanıyoruz. 

Böylece içgüdülerimiz bize ikinci bir şans yaratmamız için gereken enerjiyi bulmamıza vesile olacak.


Hiç unutmamak gerekiyor ki kalp kırıklıkları insanları inciterek geçmiyor.

Tersine yara üstüne yara açıyor.

Pişmanlık listesine artılar kazandırıyor. Yok yere hem de.

Karşımızda her olayda dik duruşunu ve zarafetini kaybetmeyen insanlar gördüğümüzde hep onlar gibi olmak istiyoruz.

Peki ya gerçekler ve işin perde arkası.

Böyle görünmek adına vazgeçtikleri, içlerine attıkları, sakladıkları…

Bunların hepsi tam bir bilinmezlik.

Tıpkı Frida Kahlo’ nun dediği gibi;

‘’Bir dik duruşun, kaç yenilgi, 

kaç gözyaşı, kaç kalp ağrısı ettiğini 

bilemezsiniz.’’

Yaşamda yol aldıkça tecrübe ediniyoruz. Acı tatlı duyguların 

bizlerde bıraktığı anılar her birimize farklı özellikler getiriyor.

Her ne yaşamış olursak olalım; ‘Neden böyle oldu?’ yerine; ‘Bu durum beni neden bu kadar 

rahatsız etti?’ diye soracağımız gün; ne incineceğiz ne de başkalarını yok yere inciteceğiz.

Unutmayalım ki bazen sevgi insanı tercih yapmaya zorlayabilir. Üstelik o an geldiğinde, o 

ana kadar yapmayı düşünmek bile istemediğimiz şeyleri yapmak zorunda kalabiliyoruz.

İşte bu da hayatın gerçeklerinden biri.


Affetmek ise yapılanı kabullenmek değil hiçbir zaman. İyi ile kötüyü ayıran çizginin hepimize dokunduğunu anlamak. Çünkü affetmek kalpteki tüm kapıları tek tek açıp bizi özgürleştirecek yegane şey.

Sevgi varsa yapabiliriz. Hem de her şeyi.

Artık sevdiğimiz, özgürce hayal kurup kurduğumuz hayallerin ortağı olduğumuz bir hayat yaşayabiliriz. Her yeni gün de şaşırmaya devam ederek.

Son sözleri 104 yaşının doruğundaki usta Sümerelog İlmiye Çığ’ a bırakıyorum. Bakın ‘Nasıl geçti hayatınız?’ sorusuna ne yanıt vermiş?

‘’Dolu dolu geçti. Dalgalarda kaldım ama hiç boğulmadım. Hep su yüzünde kaldım.’’

Ne dersiniz bizler de dalgalarda kalsak da hep su üstünde kalmayı başarabilecek miyiz?

Ben bu soruya kocaman EVET demeyi seçiyorum.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

22.10.2020

Kaynaklar: https://gulenaypema.comhttps://www.biyografya.com.

https://youtu.be/G0CUjQsZAu8

Günün Sözü : " Bizler de dalgalarda kalsak da hep su üstünde kalmayı başarabilecek miyiz?"
Gerçek Dostlar  ⚠️                                                                                                                 İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                                                3  Şubat 2021 Antalya-Türkiye

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder