16 Mayıs 2021 Pazar

HİKAYESİ OLAN TÜRKÜLERİMİZ (4)



.YIL



Merhaba Gönül Dostlarım,

Dini bayramlarımızın ilki olan Ramazan Bayramımızı hayırlar getirmesi dileklerimizle geride bıraktık, Allah Ramazan Ayında yapmış olduğunuz ibadetlerinizi, dualarınızı, hayır ve yardımlarınızı kabul ve mübarek eylesin. Dertsiz, tasasız, maskesiz, mesafesiz nice bayramlarda buluşmak ümidiyle.

Müzik her ne kadar melodilerin duygularımızla temas etmesine bağlı olsada kimi zaman sözlerde bu süreçte çok büyük bir rol oynaya bilir, hele ki hikayesi varsa. bu durum özelliklede en önemli unsurlardan birisidir. Eğer ki bir parçanın arkasında bir hikaye yatıyorsa dinleyiciler kendilerini ister istemez o parçaya ait hissederler.
Bu yazı dizimizdeki amacımız türkülerimizin hikayelerini anlatarak müzik zevki açısından okuyucularımızla aramızda ortak bir bağ kurabilmek. Bu kapsamda bugünkü hikayemizde paylaşacağımız bir başka türkümüz;

İbrahim Birol ~

****
MEZARDA BİTEN BİR TÜRKÜ HİKAYESİ: ELİF

Erkam verem hastasıdır. O yılların illetidir verem. Zamanının şartlarında tedavisi çok zordur. Bu nedenle köyde yayılmaya başlayan Erkam Elif aşkına Elif’in ailesi karşı çıkar.

Erkam bu duruma çok üzülür. Veremli, ileride işe yaramayacak, illetli bir yaratıktır kendince fakat Elif hastalığı verenin şifayı da vereceğine inanarak Erkam’ ın moralini yüksek tutmaya çalışır. Zaten Erkam’ ı hayatta tutan tek şey Elif’e kavuşma ihtimalidir. Erkam veremli birisine kız verilmeyeceğini gayet iyi bilse de bir umut diyerek Elif’i istemeye ailesiyle birlikte gider. Elif’in babası Erkam’ ın tedavi olmadan Elif’le evlenemeyeceğini söyler.

Erkam’ ın hastalığı çok ilerlemiştir. Ailesi tedavi olmasının ancak daha fazla acı getireceğini düşündükleri için tedavi olmasını istemez. Bunu aslında Erkam da bilmektedir ama Erkam’ ın amacı Elif’ine kavuşmaktır. Bu yüzden yaşamak için her şeyi göze alır. Şehre gidip hastaneye yatması gerekmektedir. Ailesi ellerinde avuçlarında ne varsa hastane, ilaç masrafları için Erkam’ a verir. Erkam arkasında uğruna yaşamayı göze aldığı Elif’i bırakıp şehre gider.

****

 Erkam’ ın koğuşu küçücük… Belki de aynı koğuşta 6 kişi yattıkları için ona öyle geliyor. Duvarlar bir yandan, Elif’in hayali diğer yandan basıyor. Hemşireler ölenin üzerini örtüyor. Doktor gelip bakıyor, ölüyü kaldırıp götürüyorlar. Yerine hemen yenisi geliyor. Erkam’ ın akşam dertleştikleri sabaha ölü çıkıyor. Erkam kendi derdine mi yansın, onlara mı?

Kuş kanadı kalem olsa yazılmaz derdi…

Uzaklarda bıraktığı sevdiği bir an çıkmıyor aklından. Geldiğinde var olan hastaların hepsi öldü. Doktorlar da şaşırıyor. Nasıl dayandı bu kadar diye ama o buradan çıkıp gideceği günün hayaliyle yaşıyor. İsteği hastalıktan kurtulmak değil, Elif’ine kavuşmak onu tekrar görebilmek.

Köy ile mektuplaşıyor. Anası babası okuma yazma bilmez Erkam’ ın. Muhtemelen muhtara yazdırıyorlar. Erkam her mektuba Elif beni son kez görmeye gelsin ben ağırlaştım yazıyor. Anası bunu okuyunca sabahlara kadar ağlıyor, ciğeri yanıyor. Daha önce defalarca kovulduğu kapıya yine oğlu için gidiyor. Ne olur Elif’i şehre gönderin son kez görsün oğlum, rahat ölsün diyor. Ama Elif’in babası izin vermiyor. Elif tehdit ediyor, asarım kendimi. Tık yok, taşlaşmış kalbinde babasının. Göndermem diyor. Erkam’ ın anası her mektupta bir bahane buluyor: Oğlum Elif hasta, oğlum iş zamanı gönderemiyorlar…

Erkam biliyor bahane olduğunu bunların. Acaba evlendi mi? Belki de babasıgil göndermiyordur. Belki de Elif soğumuştur, istemiyordur artık bekleyememiştir. Ne olursa olsun iyileşecek Elif’i son kez görecek öyle ölecek. Allah’tan son dileği bu, her gece göz yaşlarıyla iletiyor son isteğini. Ölmek en kolayı. O direniyor hayali için.

O da geceleri uyumadan önce beni düşünüyor mu? Beni daha fazla hayal edebilmek için uykusunun gelmemesini istiyor mu? Sabah uyandığında acaba rüyamda Erkam’ ı gördüm mü diye rüyasını hatırlamaya çalışıyor mu?

Elif Erkam’ ın aklından çıkmıyor. Çıkmıyor çıkmasına ama zaman geçiyor. Artık Elif’in sesini unutmaya başlıyor. Zihnindeki Elif’in hayali yavaş yavaş yok oluyor. İnsan zihni böyle çalışır zaten. Unutmak istemezsin ama elinde değildir. Sonbahar yaprakları gibi dökülür dallarından. Madem artık Elif’in hayalini bile kuramayacak Erkam; yaşamanın ne anlamı var. Bunca direnme, yaşama tutunmaya çalışma bunun için değildi. Elif içindi, Elif yoksa artık ne önemi var çabalamanın.

Elif’im noktalandı.

 Erkam’ ın derdi hasta olmasıydı, ölüme giderek yaklaşmasıydı. Halbuki bu dert ne kadar küçük imiş. Ölmeden önce Elif’i göremeyecek, zihninde Elif’in bir kısmını unutmuş olarak göçecek öte dünyaya. Bundan büyük dert mi olur?

Az derdim çokçalandı.

Her şey bitti. Azrail’i beklemekten başka yapacak bir şey mi var? Duvarlar her zamankinden soğuk şimdi. Hemşireler, doktorlar laf atsın da istemiyor insan. Bir an önce bitsin. Belki onunla ötelerde kavuşuruz…

Yetiş anam, yetiş babam. Ah mezarım tahtalandı.
****
Erkam’ ın babası hastaneden cenazeyi almaya geldiğinde ona bir torba verirler. Torbanın içinde Erkam’ ın eşyaları vardır. Pantolonu, ceketi, gömleği, kasketi. Oğlunun kokusu bunlardadır hala. Fakirliğin, ezilmişliğin, hastalığın kokusu… Hepsini bir yoklar. Kasketin köşesine sıkışmış bir kağıt parçası görür. Kağıtta şu satırlar dizilmiştir:

                   
Elif dedim be dedim
Kız ben sana ne dedim                   
Kuş ganedi kalem olsa
Ah yazılmaz benim derdim

                   
Alıntı: storia.me.com

https://youtu.be/EcBWGENvnsw

https://youtu.be/zIxh7nrnXyI

 

 Gerçek Dostlar  ⚠️                                                                                                       İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                                                 16  Mayıs 2021 Antalya-Türkiye


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder