10 Mayıs 2021 Pazartesi

HİKAYESİ OLAN TÜRKÜLERİMİZ (1)


         
  
        
        


.YIL

Merhaba Gönül Dostlarım,

Türküler ve Öyküler, bazen dilden dile, il il, bazen de ülke sınırlarını aşarak dolaşırlar. Bir yerde dinlediğimiz bir türkü veya bir öykü, her an bir başka yerde karşımıza çıkabilmektedir. Türkü, hoyrat, mani, atasözü, masal, efsane gibi folklorik değerlerin seyahatine rastlamak mümkündür.

Konu incelendiğinde görülecektir ki tarih boyunca savaş, askerlik, zorunlu iskan, ekmek parası gibi çeşitli nedenlerle bir yerden bir yere göç eden insanlarla birlikte türküleri ve öyküleri de beraberinde götürmüşlerdir.

Her türkünün farklı bir hikayesi var. Kimi türkü kara sevdayı, kimi türkü gurbeti, kimi türkü de özlemi anlatır.

Bizde bu hikaye ve öykülerden yola çıkarak " Hikayesi Olan Türkülerimiz" başlığı altında bir yazı dizisini sizlerin beğenisine sunmak istedik.

Bu sayfamızda paylaştığımız ilk hikayemiz "Ah bir ataş ver cigaramı yakayım" türküsü de bunlardan biri.

Dumlupınar Denizaltısı (Ah bir ataş ver türküsünün yürek dağlayan hikayesi) O kahreden olay 4 Nisan 1953 yılında yaşanmıştı. ... Denizaltı İsveç donanmasına ait bir şileple çarpışmıştı. O sırada 8 kişi güvertedeydi ve bunlardan 2'si pervaneye takılarak öldü, 1'i boğularak öldü, 5 kişi ise kurtarılabildi.

"Ah bir ataş ver" türküsünün hikayesi.
"Ah Bir Ataş Ver Cigaramı Yakayım" türküsü için şöyle bir hikaye anlatılır:
Tarih 4 Nisan 1953, Saat 02:15; yer de Çanakkale Boğazı Nağra Burnu açıklarıdır.
Gittiği uzun ve yorucu bir seferden dönen Dumlupınar Denizaltısı,
Nağra Burnu açıklarında İsveç bandıralı Nabuland şilebi ile çarpışmıştır. Üstelik hava da soğuk ve kapalıdır. Göz gözü görmemektedir.

Dumlupınar Denizaltısı çarpışmanın etkisiyle saniyeler içinde sulara gömülmüştür. Gemide ise 81 kişilik mürettebattan 59 mürettebat hayatını kaybetmiş ve geriye yalnızca 22 kişi sağ kalabilmiştir. Fakat bu 22 kişi geminin torpido bölümünde mahsur kalmıştır. Burada kimse ile iletişim kuramayan mürettebat kurtarılmak için nasıl bir yol bulacaklarını düşünmektedir. Sonra akıllarına bir fikir gelir ve telefon şamandırasını su yüzeyine fırlatırlar. Bu sayede gemi ile irtibat da sağlanmış olur.
Gemidekiler bu sağ kalan 22 kişiyi kurtarmak için adeta seferber olurlar. Fakat 22 kişiyi uyarmaktan da geri durmazlar. Uyarıları şöyledir: "Oksijeni idareli kullanmak istiyorsanız şarkı-türkü söylemeyin ve sigara kullanmayın!"
Aradan saatler geçmiştir ve kurtarma çalışmaları halen devam etmektedir. Mahsur kalan 22 kişinin ise umutları da tükenmektedir. Tam bu anda bir anons gelir: "Türkü söyleyebilirsiniz ve sigara içebilirsiniz."
O 22 kişi hep bir ağızdan şu türküyü söyler:
Ah bir ataş ver cigaramı yakayım
Sen sallan gel ben boyuna bakayım
Uzun olur gemilerin direği
Ah çatal olur efelerin yüreği
Yanık olur anaların yüreği
Vur ataşı gavur sinem ko yansın
Arkadaşlar uykulardan uyansın
Uzun olur gemilerin direği
Ah çatal olur efelerin yüreği
Yanık olur anaların yüreği
Ah çatal olur efelerin yüreği
Yanık olur anaların yüreği

Alıntıdır

https://youtu.be/98h-IWbODHc

" Bu elim deniz kazasında hayatlarını kaybeden denizcilerimize Allah' tan sonsuz rahmet dileriz. Ruhları şad mekanları cennet olsun..."

Gerçek Dostlar  ⚠️                                                                                                       İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                                                 10  Mayıs 2021 Antalya-Türkiye


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder