6 Haziran 2019 Perşembe



BAYRAM ANILARIMIZ

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi


Merhaba Gönül Dostlarım,

Yeni nesil çocuklarının yaşayamadığı o güzel bayramların tadını bilen bizlere o güzel anıları aşağıdaki yazısında tekrar yaşatan değerli yazarımız Bige Güven Kızılay hanımın " Hayal Ağacım" adlı kitabında yer alan  eski bayramlarla ilgili  anılarını, Bayramın bu son gününde sizlerle paylaşmak istedim.

" Daha nice Sağlıklı, Mutlu ve Huzurlu Bayramlarınız olsun.  İyi Bayramlar..."



İbrahim Birol


FotoÄŸraf açıklaması yok.**Bayram, "an" ları biriktirmektir.

Küçükken kırmızı pabuçlarımızı veya ne zamandır hayalini kurduğumuz o meşin topu başucumuza koyup yattığımız an gibi...

Sabah ezanıyla zar zor uyandırılıp iki dirhem bir çekirdek giyinip, evin salonunda ördek ailesi misali dizilip , büyükten küçüğe el öpmek gibi...

Annemizin mis gibi sinesine gömülüp, babamızın traş losyonu kokan taptaze yanağına bir öpücük kondurmak gibi...

Cebimize şefkatle sokuşturulan parlak kağıtlı şekerler, ütülü işlemeli mendiller, çil çil harçlıklar gibi...

Taze soğan ve dereotuyla süslenmiş mis kokan kavurmanın , kayık tabağında, herkesin bir ağızdan konuştuğu, kocaman kalabalık bir aile sofrasının ortasına yerleşivermesi gibi..

Babaannemizin ev baklavasının ağzımızda gevrek gevrek dağıldığı, şerbetinin damağımıza yapıştığı an gibi...

Her misafirin gelişiyle eve yayılan taze çekilmiş Türk kahvesi kokusu gibi...

Orta sehpada duran nane likörü ve pırıl pırıl parlayan kristal likör kadehlerinden yansıyan gökkkuşağı ışıltıları gibi...

Ne zamandır görmediğimiz bir akrabanın başımızı okşayıp, “ Aman da ne kadar büyümüş bu!” demesi, bizim de içimizden “ Ne yani, cüce mi kalacaktım, elbette uzayacağım, töbe töbeee...!! ” diye ergen ergen saydırmamız gibi... 

Nedense her bayramda bir şekilde gündeme geliveren , o komik, o eğlenceli aile anılarını, bininci defa, ağzı bir karış açık, aynı biçimde gülerek can kulağıyla dinlemek gibi...

Ve ikram edileni reddetmek ayıptır diye çatlayana kadar yiyip, akşama evde kanapeye bir hamile penguen kıvamında yayılıp kalıvermek gibi... 

Ve öptüğümüz o eller gibi...

Ve attığımız o kahkahalar gibi..

Anneannemizin kaş-göz talimatlarıyla komşulara öte beri servis ederken, içten içe gözlerimizi devirerek söylenmek gibi...

Üniversite yıllarında, ne yapsam da bu bayram şu servis işinden kaytarsam diye kendine sürekli bir seyahat ayarlama gayretine düşmek gibi...

O serseri yıllarında, her çalınan kapıda, her gelen misafirde off poff diye sıkılıp daralıp, aklının kavak yelleri koordinatlarında gezmesi gibi...

Ve sonra...

O öpülen kıymetli eller birer birer eksildikçe, aslında dünyada hiç bir şeyin o eli öpmek kadar değerli olmadığının, ve hiç bir yerin bayramda ailenin yanı kadar anlamlı olmadığını anladığın o an gibi..

Ve bayram sabahı görebileceğin en değerli şeyin, sana uzanan, o yılların izlerini üzerinde paha biçilmez bir nakış gibi taşıyan o sevgili eller olduğunu bilip buna şükrettiğin an gibi...

Ve bir aile büyüğünün elini öpmenin sadece bir hareketten ibaret olmadığını, aslında minnet, aslında şükran demek olduğunu...

Ve o ellerin sadece bir el değil, senin çocukluğun,senin gençliğin, geçmişin, geleceğin, senin hikayenin ta kendisi olması gibi...

Ve kendi elinin de günün birinde bu duygularla öpülmesini istiyorsan , çocuğuna verebileceğin en şahane hediyenin güzel an’ lar olduğunu anlaman gibi.

Doğru an’ ları biriktirirseniz, bayram gelsin diye beklemezsiniz.

“Bayramın içinde” yaşarsınız.

Yaşıtlarımın yanaklarından, küçüklerimin gözlerinden, büyüklerimin
ellerinden öperim.

Mutlu Bayramlar kocaman ailem.! 
bige güven kızılay ile ilgili görsel sonucu
Bige Güven Kızılay
12.Eylül. 2016
( Genç kardeşlerime abla tavsiyesi, öpülecek elleriniz olduğu sürece, bayramın birinci günü olsun onların yanında olun. İkinci gün firar edersiniz..Naçizane..)

İbrahim Birol    http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
6 Haziran 2019, Antalya-Turkey


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder