11 Temmuz 2020 Cumartesi

AYASOFYA VE MİMAR SİNAN



Mimar Sinan Ayasofya'yı nasıl ayakta tuttu?



                                                                                                                                                                           

Merhaba Gönül Dostlarım,

Ayasofya' nın cami olarak Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredilmesi kararı Resmi Gazete' nin mükerrer sayısında yayımlandı. Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya' nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay' ın Ayasofya kararının ardından Ulusa Sesleniş konuşması yaptı. 24 Temmuz'da Ayasofya' nın ibadete açılacağını duyuran Erdoğan, 'Diyanet de dini yönüyle ilgili çalışmalara başladı. Ayasofya camiine ücretli giriş uygulamasını da kaldırıyoruz. Tüm camilerimiz gibi Ayasofya' nın kapıları da herkese sonuna kadar açık olacak.' dedi. 

Alıntı : hurriyet.com.tr

Ayasofya’ dan sonra ancak üç yapı bu büyüklüğü aşabildi. Londra’daki Aziz Paul Katedrali, Roma’ daki Aziz Pier Katedrali ve Milano’ daki Duo rno Katedrali… (Ahmet Ümit)

****
Dünya kültür mirasının en önemli eserlerinden birisi Ayasofya’ dır. Binlerce yıldır ayakta kalan bir yapı olan Ayasofya’ nın günümüze gelmesinde belki de en önemli kişi Mimar Sinan’dır. Peki, Mimar Sinan Ayasofya’ yı nasıl ayakta tutmayı başardı? İşte cevabı.


Üç defa inşa edildi

&Uuml;&ccedil; defa inşa edildi<br />
&nbsp;
Aslında Ayasofya dediğimiz yapı daha önce iki defa yapılmış, çeşitli sebeplerden dolayı üçüncü defa inşa edilmişti. İlk defa yapıldığında tarihler 360’ ı gösteriyordu. Büyük Konstantin’ in başlattığı çalışmaları oğlu II. Constantius bitirmiş, 404 yılına kadar ayakta kalmıştı. Ancak çıkan isyanlar sırasında yakılmıştı.

11 yıl sonra yeniden

11 yıl sonra yeniden<br />
&nbsp;
Yakıldıktan 11 yıl sonra yeniden inşa edildi Ayasofya. Bu sefer II. Theodosius döneminde açılmış ve 13-14 Ocak 532’de Nika ayaklanmasına kadar ayakta kalmıştı. Yıkılmasının ardından günümüze gelecek olan Ayasofya yapılmaya başlandı.


Halen ayakta

Halen ayakta<br />
&nbsp;
Üçüncü defa yapılması için 532’de, yıkılmasından birkaç gün sonra çalışmalar başladı. Miletli İsidoros ile matematikçi Trallesli Anthemius’ u görevlendirildiler. 23 Aralık 532'de başlanan yapım çalışması 27 Aralık 537'de tamamlandı. Beş yılda muhteşem mabet tekrar açıldı.

Bakımsız kaldı

Bakımsız kaldı<br />
&nbsp;
Aradan yıllar geçmişti. İstanbulLatin istilasına maruz kaldığında iyice bakımsız kalmış, zar zor ayakta duruyordu. Bunda devletin ekonomisinin kötü olması da etki etti. Taa ki İstanbul’un fethine kadar.

Fatih’i üzdü

Fatih&rsquo;i &uuml;zd&uuml;<br />
&nbsp;
İstanbul alındıktan sonra Fatih ilk Cuma namazını burada kıldı. Ancak bakımsız ve harap olması onu oldukça üzdü. Bakımı için çalışmalar yaptırdı ayrıca bir de tahta bir minare yaptırdı Ayasofya’ ya. Bu ahşap minare II. Bayezid dönemine kadar kaldı.

Kanuni’den onarım

Kanuni&rsquo;den onarım<br />
&nbsp;
Aradan yıllar geçmiş, Ayasofya yeniden bakım ve onarıma ihtiyaç duymaya başlamıştı. Kanuni Sultan Süleyman da bu ihtiyacı görmüş ve mimarbaşı Mimar Sinan’ a Ayasofya ile ilgili çalışmalar yapmasını söyler. Koca Sinan da hemen çalışmalara başlar.

Gecekondulara elveda

Gecekondulara elveda<br />
&nbsp;
Öncelikle binanın etrafını açmakla işe başlar Mimar Sinan. Caminin etrafındaki gecekondu, harabe binalar, çirkin yapılar kaldırılır, etrafı meydana çevrilir. Selanikli Mustafa Efendi’ nin yazdıklarına göre bu yıkımlar sonrası ortaya çıkan fareler, gelincikler, sansarlar ve yarasalar İstanbul’a dağılmış ve yaşayanlara büyük sıkıntılar çıkarmıştı.

Güçlendirmek gerekti

G&uuml;&ccedil;lendirmek gerekti<br />
&nbsp;
 Ancak sadece genişletmek yetmedi tabii ki. İstanbul deprem kuşağındaydı ve Ayasofya’ nın yıkılma tehlikesi her daim vardı. Bunun için de Ayasofya’ nın güçlendirilmesi gerekiyordu. Sinan da bu tehlikeyi gördü ve çalışmalara başladı.

Payandalar geldi

Payandalar geldi<br />
&nbsp;
Yıkılmasını engellemek için en önemli çalışması ise payandalar oldu. Etrafına koyduğu bu payandalar sayesinde Ayasofya’ nın duvarlarının esneyip yıkılmasının önünde geçilmiştir. Sinan bu payandaları o kadar güzel yerleştirmiştir ki dışarıdan bakıldığında Ayasofya ile bir bütün haline gelmiştir bu payandalar.

“Ayasofya olmasaydı Sinan bu kadar büyük ve güzel binalar yapamazdı” diye çıkan sözlere “Sinan olmasaydı Ayasofya ayakta kalamazdı” sözüyle cevap verilmeye başlandı.
selcuk.bulut@milliyet.com.tr

****

Fatih Sultan Mehmet’in Ayasofya Vakfiyesi

“İşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya’ yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi’ nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar. Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse; Allâh’ ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen LANETİ ONUN VE ONLARIN ÜZERİNE OLSUN, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın.

Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır. Allah’ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir.”

(Fatih Sultan Mehmed Han)

https://youtu.be/Zf3oE99hPCg

Günün Sözü : "Türkiye olarak başımız dertten kurtulmuyor. Bunun sebebi Fatih Sultan Mehmed’in bedduası olabilir! Ayasofya’ yı tekrar Fatih’in vasiyetine uygun hale getirirsek, belki başımız dertten kurtulur." (Yavuz Bahadıroğlu)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder