19 Ağustos 2021 Perşembe

HAYATA DAİR İBRETLİK HİKAYELER

İKİ BARDAK SU

.YIL


Merhaba Gönül Dostlarım,

Bugünkü yazımı iki farklı hikayeden esinlenerek ve yazılanlardan okuyucuya ders verecek nitelikte olması hususunda özen gösterdim. 

Geçmişte bu tür  "Kıssadan Hisse"  şeklindeki yazılarımı " Gerçek Dostlar" sayfalarımda sizlerle paylaşmıştım.  

Bildiğin şeyin seni tatmin etmemesi, içini ferah tutmaması, ille de birinden o sözleri işitmen gerekir, seni dinleyip destek olacak biri gerekir. 

Bazen bir şeyi bilmek yeterli olmaz. O bilinenleri bize anlatarak destek olacak bir insana ihtiyaç duyar ve bunlardan dersler çıkarmaya çaba gösteririz.

Umarım bu tür yazılarla sizlerinde beğenisini  sağlayabilmişizdir.

Beğen, paylaş, kendine saklama :) Başkaları da faydalansın...

Esenlik dileklerimle,

İbrahim Birol

****
İKİ BARDAK SU.

Zamanın birinde bir hükümdar varmış, zenginliği tüm dünyaca bilinirmiş, hükümdar her gittiği yere hazinesinin bir bölümünü götürür ve bunları sergilemekten büyük onur duyarmış.

Hükümdarın yaşamda en çok güvendiği, tek akıl hocası bir bilge kişiymiş, günlerden bir gün bu bilge kişiyle otururken hükümdar şöyle bir soru sormuş; sen ki göğün gizemine ermiş, bilime yön vermiş bir adamsın.
İnsanlar, ister hükümdar denli güçlü, ister savaşçılar denli onurlu olsun ayağına kapanır ağzından çıkacak bir sözü beklerler.

Şimdi senin gibi bilge bir adamın fikrini merak etmekteyim.
Benim hükümdarlığım ve servetim hakkında ne düşünüyorsun?

Bilge bu soru karşısında hükümdarın gözlerine bakarak şu sözleri söylemiş; diyelim ki hükümdarım, kızgın ve uçsuz bir çöldesiniz.
Ölmemek için, size uzatacağım bir bardak suya servetinizin yarısını verir miydiniz?

Verirdim tabii.

Zaman geçti diyelim susuzluğunuz arttı, size uzatacağım bir sonraki bardağa servetinizin öteki yarısını da verir miydiniz?

Hükümdar biraz düşünür ve ardından, ölmemek için evet, der.

Bunun üzerine bilge kişi gülerek şu sözleri söyler; madem öyle,
o zaman övünmeyin fazlaca.
Çünkü haşmetlim, sizin servetiniz yalnızca iki bardak su, dur.

Ömrünüz sular kadar berrak ve uzun, kazancınız bereketli olsun,

**** 

İYİLİĞİN ŞARTI BEŞTİR














İYİLİĞİN ŞARTI BEŞTİR

Köyde yaşayan yaşlı bir ressam vardı. Olağanüstü güzel resimler yapıp iyi fiyata satardı. Bir gün köyden bir fakir gelip dedi ki : "Yahu senin durumun iyi. Neden kimseye yardım yapmıyorsun. Bak fırıncı fakirlere ara ara bedava ekmek veriyor. Kasap bazen bedava et veriyor. Sen neden hiç yardım etmiyorsun..?" Ressam tebessüm etti ama bir şey demedi.
Bu fakir bütün köyde sabah akşam ressamın aleyhinde konuşuyor ve ressamı kötülüyordu.
Bir gün ressam hasta oldu. Kimse de onun yanına gelmedi ve sonunda ressam öldü. Aradan bir kaç gün geçti. Artık ne fırıncı ekmek verdi fakirlere ne de kasap et verdi. Sordular; "neden fakirlerin hakkını kestiniz...?"
Dediler ki; "her ay başı o merhum ressam bize para verip fakirlere ekmek ve et vermemizi söylerdi. O ölünce para veren kalmadı. İşte o yüzden…" İyiliğin şartı beştir: Tez olmalı, gizli olmalı, gözde büyütülmemeli, sürekli olmalı ve yerini bulmalı...

Alıntıdır

Günün Sözü : " Ömrünüz sular kadar berrak ve uzun, kazancınız bereketli olsun" Gerçek Dostlar



İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                                                                                  18  Ağustos 2021 Antalya-Türkiye





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder