25 Ağustos 2021 Çarşamba

TEVAZU VE İNCELİĞİN BÖYLESİ



.YIL



Merhaba Gönül Dostlarım,

Hacı Bektâş-ı Velî ile Mevlana Celaleddin-i Rumi, Moğol istilasına tanık olan XIII. asır Türkiye’sinde yaşamış iki önemli şahsiyettir. XIII. asırda, dünya tarihini etkileyen önemli siyasî, sosyal ve ilmî değişiklikler ve gelişmeler yaşanmıştır. Haçlı Seferleri ile altüst olan, yıkılıp yakılan Anadolu ve Yakın Doğu, bu dönemde Moğol istilası (1218-1258) yaşamış, büyük siyasî, ekonomik ve sosyal problemlerle karşı karşıya kalmıştır. Bu zaman diliminde, tasavvufi düşünce Anadolu’ya açılmış, Anadolu’da filizlenip, kökleşmiştir. 

Biri Selçuklu devletinin başşehri Konya’da daha çok aydın bir çevreye, diğeri Kırşehir taraflarında Türkmen halk topluluğuna seslenen bu iki mutasavvıf arasında manevî bir bağın bulunduğu, meşrep bakımından ayrılsalar bile yollarının aynı olduğu dile getirilmekte ve hiçbir zaman tarikat kurucusu olmadıkları halde vefatlarından sonra kendi adlarına nispetle kurulan Mevlevilik ve Bektaşîlik tarikatları aralarındaki rekabet yüzünden birbirlerine karşı durdukları/durmadıkları tartışmaları sürüp gitmektedir. 

Hacı Bektaş Veli ile Mevlana arasında, önemli bir görüş ayrılığının bulunması, ikisinin birbirine karşı çıkması, doğaldır. Bu doğallık, ikisinin yetiştiği eğitim ortamından kaynaklanıyor. Mevlana belli bir yörenin, varlıklı kesimin, Hacı Bektaş Veli ise yoksul topluluğun insanıdır.
 
Alıntıdır: basogretmen.wordpress.com

****

BİR adam KÖTÜ yoldan para KAZANIP bununla kendisine bir İNEK alır.
Neden sonra, yaptıklarından PİŞMAN olur ve hiç olmazsa iyi bir şey YAPMIŞ olmak için bunu HACI BEKTAŞ VELİ’ nin dergâhına KURBAN olarak BAĞIŞLAMAK ister.
O zamanlar DERGÂHLAR aynı zamanda AŞ evi işlevi görmektedir.
Durumu Hacı Bektaş-ı Veli’ye anlatır ve Hacı Bektaş Veli :
HELAL değildir diye bu KURBANI geri çevirir.
Bunun üzerine adam MEVLEVİ dergâhına gider ve ayni durumu MEVLANA' ya anlatır.
MEVLANA ise bu HEDİYEYİ kabul eder.
Adam ayni şeyi HACI BEKTAŞ VELİ’ ye de anlattığını ama onun bunu KABUL ETMEMİŞ olduğunu söyler ve MEVLANA’ ya bunun sebebini sorar.
MEVLANA söyle der:
Biz bir KARGA isek Hacı Bektaş Veli bir ŞAHİN gibidir. Öyle her LEŞE konmaz.
O yüzden senin bu HEDİYENİ biz KABUL EDERİZ ama o KABUL etmeyebilir.
Adam ÜŞENMEZ kalkar HACI BEKTAŞ DERGÂHINA gider ve MEVLANA’ nın KURBANI kabul ettiğini söyleyip BUNUN SEBEBİNİ bir de Hacı Bektaş Veli’ ye sorar.
HACI BEKTAŞ VELİ söyle cevap verir:
Bizim GÖNLÜMÜZ bir SU BİRİKİNTİSİ ise MEVLANA’ nın GÖNLÜ OKYANUS gibidir.
Bu YÜZDEN, bir DAMLAYA bizim GÖNLÜMÜZ KİRLENEBİLİR ama onun ENGİN GÖNLÜ KİRLENMEZ. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.

BÖYLESİ TEVAZU VE İNCELİKLE, BİRBİRİMİZİ YERMEK YERİNE YÜCELTEBİLMEMİZ DİLEĞİ İLE...
Alıntıdır

Günün Sözü:
" Çalışan insan kötülük düşünmez.
İnsanın kemali, ahlâk güzelliğidir.
İlim beşikte başlar, mezarda biter
Mürüvvet hoş görme ve affetmektir." Hacı Bektaş-i Veli

İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara                                                                                  25 Ağustos 2021 Antalya-Türkiye



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder