.YIL
Merhaba Gönül Dostlarım,
Bir buçuk aylık bir aradan sonra bir başka ' Gerçek Dostlar ' Sayfasında sizlerle tekrar buluşmanın sevinci ve heyecanı içindeyim. Aradan geçen zaman içinde umarım sizlerinde hayatında hep olumlu ve güzel şeyler olmuştur.
Bana sorarsanız hem olumlu güzel şeyler hemde olumsuz ve üzüntülü günler geçti diyebilirim.
Olumlu en güzel olay geçen hafta sonu bir kez daha dede olmanın sevincini ve heyecanını yaşamaya devam ediyorum. Küçük kızımın, Barış adında sağlıklı bir oğlan çocuğu dünyaya getirmesi oldu. Bunun dışında uzun yıllardır kendimce özlem çektiğim bir tatil yapma fırsatı bulabildim.
Olumsuzluklara gelince, Yurdumun kıyı bölgelerinde başta Antalya Manavgat, Marmaris ve çevresinde çıkan ve Türkiye’ yi kasıp kavuran orman yangınlarının hala yanmaya devam ettiğine dair gelen haberler, yürekleri dağlamaya devam ediyor.
Evliya Çelebi, Seyahatname' sinde, bir sincabın Karadeniz' den yola çıkıp daldan dala atlayarak Akdeniz' e kadar yere inmeden gidebildiğini yazar. Anadolu' nun 500 yıl öncesine ilişkin bu anlatılanlarda üstadın bu mübalağ payını dikkate alsak bile, geçen zaman zarfında epeyce bir ormanlık alan yitirmişiz demektir. Ve bu durum gerçekten buysa, her yaz binlerce hektarlık orman arazisinin çeşitli sebeplerle yanıp kül oluşuna çok da şaşırmamalı. Anadolu' nun bu hoyratlık ve cahilliğe bunca yıl nasıl direnebildiğine şaşırmamalı.
Akdoğan Özakan ( Türkiye' de ölmeden Önce yapmanız gereken 101 şey) adlı kitabından.
En önemli doğal kaynaklarımızdan biri olan
ormanlar; artan nüfus ve giderek genişleyen tarım
arazileri, kentleşme ve sanayileşme gibi nedenlerle
yoğun bir baskı altındadır. Ülkemizde ormanların
azalması ya da ekonomik olarak verimsizleşmesi, artık
güncel bir sorundur. Orman azaltıcı faktörlerden birisi
de, orman yangınlarıdır. Bu ormanların yanmasından önce alınması gereken tedbirler ve yanması esnasında ulus olarak ve bizi yönetenlerin son yangında içinde bulunduğu karmaşa ile ilgili olarak, bugün sizlerle sevgili Üstün Dökmen' in aşağıdaki güzel bir yazısını paylaşmak istiyorum.
Esenlik dolu günler dileklerimle,
İbrahim Birol
****
Ne olup bittiğini anlamış değilim siz anladınız mı?
Birisi diyor ki uçağımız yok. Diğeri diyor ki var olmaz olur mu
THK’nın elinde varmış ama 3 yıldır bakım görmemiş
Ben anlamıyorum uçağımız var mı yok mu?
Tedbir almış mıyız almamış mıyız. Daha geçen yıl yine yandı. Her yıl yangın çıkar.
Ama bu yangın neden çıktı ondan da bir şey anlamıyorum.
Mesela elektrik dağıtımı özelleştirildi. Masraflı olur diye bakım yapılmıyor. Maden ocağı işleten pahalı olur diye kaçış odası yaptırmıyor. Yasal bir zorlama da yok.
Yangın sürüyor hala bitmedi. Hemen diyorlar ki ağaç dikelim, TEMA’ ya bağış yapalım.
Allah aşkına bu beni iyicene üzüyor.
Bir teşbihte bulunacağım. Adamcağızın çocuğu ölüm döşeğinde. Ölmek üzere. Yanındakiler diyor ki hemen yeni bir çocuk yapın. Hemen yapın. Böyle saçma şey olur mu.
İnsan cenazesi olunca günlerce bunun yasını tutar. Daha yasımız bitmeden hemen yeni bir çocuk yapacağız.
Kardeşim sen birinci çocuğun neden öldüğünü anladın mı. Sen o çocuğun da ölümüne sebep olursun.
Ormanları da böyle diktik diktik yine yanmayacağının garantisi var mı. Yine uçak yok yine helikopter yok. Kimine göre var kimine göre yok. Kimine göre tedbir var kimine göre yok.
Tekrar yanacaksa, önlem alınmayacaksa tekrar dikmenin ne manası var.
Bir hikaye anlatmak istiyorum. İçinde kaba olacak kelimeler var. Ama affınıza sığınıyorum.
Anne ve baba kuşlar var. Yavrularına diyor ki hadi kalkın başka bir yuvaya gidelim. Bu yuva boklandı. Yavrular diyor ki anne baba siz de bu g-ö-t varken siz daha çok bu yuvayı boklatırsınız.
Bu yangın neden çıktı anlamadan para toplayıp yeni orman yapmanın anlamı var mı.
Yeni ağaç dikmek yerine kafayı düzeltmek gerek."
Üstün Dökmen
Ne de çok doğru söyledi Üstün Dökmen hocamın ağzına yüreğine sağlık...
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ - Google'da Ara 9 Ağustos 2021 Antalya-Türkiye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder