Bu Blog; bilgilerin, fikirlerin, duygu ve düşüncelerin paylaşıldığı, öğrenmenin ve gelişmenin yollarının arandığı bir ortam yaratmak ve böyle bir amaca hizmet etmek isteyen bir " Gönül Dostunuz" tarafından hazırlanmıştır. Dünle beraber gitti, düne ait ne varsa, bugün yeni günde, yeni bir şeyler söylememiz, paylaşmamız ve yapmamız lazım... Paylaştıkça değer kazanan tek şey, Bilgidir. Saygılarımla...
26 Ağustos 2018 Pazar
BARDAKÇI BABA TÜRBESİ
Merhaba Gönül Dostlarım,
Beşiktaş Fulya’da bulunan ve yıllardır dert ve dilek sahibi ziyaretçilerin medet kapısı haline gelen Bardakçı Baba Türbesi’ nin aslında amiyane tabiriyle ‘geyik muhabbetinden’ türeyen bir şakadan ibaret olduğu iddia edildi.
Bardakçı Baba Türbesi, Beşiktaş Spor Tesisleri’ nin karşısındaki ağaçlık alanda yer alıyor. Türbe özellikle ramazan ayını yaşadığımız günlerde çok sayıda ziyaretçiyi ağırlıyor. ‘Burada yatan kişi Allah dostuymuş... Çok değerli bir ermişmiş’ tanımlamalarıyla efsane haline gelen yeşil parmaklıklı Bardakçı Baba Türbesi, evlenmek isteyenlerin hayırlı bir eş, işsiz olanların paralı bir iş, hastaların şifa bekledikleri bir mekan. Bununla beraber, ziyaret edenler de dahil kimse Bardakçı Baba’ nın kim olduğunu bilmiyor.
Yani Bardakçı Baba hala doğrulanmayan bir şehir efsanesi... haline gelen bu hikayeyi hep birlikte okuyalım. Eğer öyle bir Bardakçı Baba Türbesi varsa, Ruhuna Fatiha ve Ruhu Şad olsun...
Yıl 1968...
İstanbul’da (yeni adıyla) Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ nde okuyan bir grup genç, okulun hemen yanındaki koruluk alanı buluşma yeri yapmıştı.
Gündüzleri ders çalışıyor, geceleri şarap içiyorlardı.
Ağaçların arasında oldukları için onları kimse görmüyordu.
Önce tahta bir masa koydular.
Bir kaç da sandalye…
Sonra masaya 4-5 bardak.
Yanına da bir damanaca su.
Onlar yokken kimse bardaklara dokunmuyordu.
Bardaklar hep masanın üzerinde duruyordu.
Zamanla grubun üyeleri çoğaldı.
Doğal olarak bardak sayısı da çoğaldı.
Ardından yer kolay bulunsun diye tahtadan bir tabela yaptılar.
Buluşma yerine bir isim koydular.
Birgün kız arkadaşlarını korkutmak için mezar görüntüsü veren bir tümsek yaptılar.
Ders çalışmak için okuldan getirdikleri çene kemiklerini ve kuru kafaları bu tümseğin üzerine koydular.
Gel zaman git zaman okul bitti.
Herkes mezun oldu.
İş hayatına atıldılar.
Bugün İstanbul Fulya’da bir türbe var.
Bardakçı Baba Türbesi...
Hergün dolup taşıyor.
Evlenmek isteyen...
Çocuğu olmayan...
Eşiyle kavga eden...
İş arayan...
Hastalığına çare arayan...
Sınav kazanmak isteyen...
Kısacası umut dilenen herkes...
Geliyor, dilek tutuyor, mum yakıyor, bardak kırıyor.
Bu rituel yıllardır sürüyor.
Türbeyi bugüne kadar ziyaret edenlerin sayısı milyonları geçmiştir.
Bardakçı Baba türbesi uzun yıllar boş bir arsadaydı.
Sonra Belediye etrafını çevirdi, bir türbe haline getirdi.
Tabela bile asıldı.
Ancak el ayak kestiği ve çevreyi kirlettiği için bardak kırmak yasaklandı.
Daha sonra arsayı satın alan Tertace Rezidans, inşaatın tam önünde kalan türbeyi kaldırmak için çare aradı.
Ama halkın tepkisinden korktu, geri adım attı.
Bunun üzerine binayla uyum sağlaması için mezarı siyah mermer ile kapladı.
Etrafını camla kapattı ve ışıklandırıldı.
Türbenin yanına kocaman harflerle de yazdı.
“BARDAKÇI BABA, EL FATİHA”
Şimdi yoldan gelip geçenler Bardakçı Baba’ya bir “El Fatiha” okuyup, gidiyor.
Kimi dilek tutuyor.
Kimi yanında yetirdiği bardağı türbeye sürüp tekrar çantasına koyuyor.
Peki kim bu Bardakçı Baba?
Kim biliyor musunuz?
Bardakçı Baba, 1968 yılında diş hekimliği fakültesinde okuyan bir grup gencin kız arkadaşlarını korkutmak için kazdıkları mezarda yattığı sanılan hayali kişi.
O dönemin şahitlerinden Diş Hekimi Hüseyin Cahit Dursun yıllar sonra gerçeği şöyle açıklamıştı.
“Ders çalışırken su ve bazen de şarap içmek için koyduğumuz bardaklara kimse dokunmazdı. Bu nedenle tahtadan yaptığımız tabelaya muziplik olsun diye Bardakçı Baba yazdık. Sonraları, biz orada yokken birileri damacanaya su doldurmaya başladı. Bir süre sonra da türbe oldu. Ağaçların kesilmemesi için sırrı açıklamadım. Fakat ağaçlar kesildi. Devletimiz de bir yatır olduğuna inandı. Ağaçlar kesildi, çevre türbeye yakışır şekilde düzenlendi. Özel tabelalar asıldı. Oysa burası kesinlikle boş. Mezarda yatan falan yok.”
Sonra da Beşiktaş Müftülüğü ve İstanbul Türbeler Müze Müdürlüğü şu açıklama yapmıştı:
“Kayıtlarımızda söz konusu Bardakçı Baba ile ilgili hiç bir bilgi yok.”
--
Kimbilir diğer türbelerin nasıl bir hikayesi vardır...
Alıntıdır
https://youtu.be/cvt59v5wKws
Günün Sözü : “İnsanoğlu hem bilgedir, hem tuhaftır. İnsanca yaşaması için mantık kadar duyguya, bilim kadar efsaneye muhtaçtır." -Edgar Morin
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
26 Ağustos 2018, Antalya-Turkey
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
Merhaba Gönül Dostlarım, Yazıma başlamadan evvel " Hayallerine Pedalla" başlığı ile iki gündür sizlerle paylaştığım yazıla...
-
Çok değerli Dostlarım, Bugün sizlere iki değişik hikayem olacak, her iki hikayemizle ilgili son kararı vermek ve yo...
-
Merhaba Gönül Dostlarım, Bu bölümümüzde sizlerle ”Duruma Göre ...
-
Merhaba Değerli Dostlar, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, siyasal, toplumsal ve ekonomik yapısını kökünden değiştirmeye yönelik...
-
Merhaba Gönül Dostlarım, Adam ile erkeği ayırmak..... 1. Evet her adam erkektir ama ne yazık ki her erkek adam değildir.. Çünkü adam olmak...
-
Merhaba Gönül Dostlarım, BAYILDIM ...BU YAZIYI MUTLAKA OKUYUN Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana “bu benim şarkım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder