Merhaba Gönül Dostlarım,
Türk Sinema Tarihimizin Unutulmazları (1) olarak 30 Ekim 2020 tarihli yazımızda sizlerle Türk sinema tarihimizin değerli kadın oyuncularından biri olan Türkan Şoray hakkında bir paylaşımda bulunmuştum. Bugünkü yazımda Türk sinemasının 60'lı yıllardan bugüne en önemli aktrislerinden olan Fatma Girik' i tanıtmak istiyorm.. Sert ve mağrur bakışları, haksızlıkların karşısında oluşu, sözünü esirgemeyen yapısıyla karakteristik rollerin oyuncusu olan Girik, bu özellikleri dolayısıyla Erkek Fatma adıyla anılmıştır. Köy temalı filmlerin de vazgeçilmez oyuncusu olmuş, çevirdiği 180'den fazla filmle birçok ödülün sahibi olmuştur. 1988–1993 yılları arasında Şişli Belediye Başkanı olarak görev yapan Girik, Söz Fato' da isimli reality show programıyla toplumsal sorunlara farklı bir perspektiften bakıp, çözüm yolları aramıştır. Ezo Gelin, Keşanlı Ali Destanı, Büyük Yemin ve Acı aktrisin önemli filmlerindendir. Çok değerli kadın oyuncumuz olan Fatma Girik ile yapılan bir röportajı sizlerle paylaşmak istiyorum. Ama öncesi Kısa bir biyografisi.
Fatma Girik, Türk oyuncu, eski siyasetçi. Vikipedi
Yaşlanmış olman
Nadide bir çiçek olmana engel değil
Sen tabiat gibisin
Ruhunun güzelliği ile güzelsin
*Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin afiş yüzü sizdiniz. Ne hissettiniz?
*Onur duydum. Pandemi nedeniyle katılamadım ama yüreğim hep oradaydı. Sinemaya adanmış bir hayat benimki. Bu adanmışlık içinde takdir görmek beni çok mutlu ediyor. Afişte ya ben ya Hülya Koçyiğit ya Türkan Şoray ya Filiz Akın olacaktı. Zaten bizler olmayacak da kim olacak? Bizim kadar emek veren var mı? *Koca 63 yıl… Sevenleriniz sizi çok merak ediyor. Sağlık durumunuz nasıl?
*İyi değilim. Kendimi eskisi kadar iyi hissetmiyorum. Bacaklarım kötü durumda, birinin yardımı olmadan yürüyemiyorum. Çok oynak bir tansiyonum var. Bir de zaten beyin ameliyatı olmuştum, kafamda shunt takılı. Ameliyat olmasaydım kör olacaktım. Sağlığın gittikten sonra hayatın anlamı yok. Çok güzel yaşadım. Dilerim, herkes hayatı benim gibi yaşasın. Sonuçta yaşım da epeyce ilerledi. Bisiklete binip sek sek oynama çağım geçti ama yine de insan kendini iyi hissetmek istiyor. YAŞAMAK HER ŞEYE RAĞMEN DİRENMEKTİR
*Her ölenle ben de ölüyorum, her yakınını kaybedenle ben de üzülüyorum. “Bu nasıl bir çağ?” diye sorguluyorum. Acı çeken insanları gördükçe bir zamanlar yaşadığımız saadetin ne kadar güzel olduğunu daha da iyi anlar olduk. O eski günleri mumla arıyoruz. Dünya berbat durumda. 10 aydan fazladır evden çıkmıyorum, sadece bir kez hastane kontrolüne gitmiştim. Gazete okuyorum, kitap okuyorum, televizyon seyrediyorum… Yaşamak, her şeye rağmen direnmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder