18 Mayıs 2019 Cumartesi

RAMAZAN SOHBETLERİ ( 5 )





Ä°lgili resim





Merhaba Gönül Dostlarım, 

" Ramazan Sohbetleri " adı altında sürdürmekte olduğum yazılarımın bugünkü konusu,
Görme engelli Bülent Acun,Yüzde doksan beş görme özürlü… görme nimetini duyumsayamayan, hissedemeyen birçok gören göze örneklik teşkil edecek bir hayatın sahibi. Kur’ anı dinleyerek ezberlemiş. Derin gayret… Dört yıllık ilahiyat fakültesi mezunu, Erzurum Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi' ni bitirmiş… Görme engelinin arkasına sığınıp bahaneler üretmemiş hiçbir zaman. En ortasından dalmış hayata. Hayatı engellerle ulaşılmaz kılmamış. Gözlerinin görmediğini ama gönül gözünün sonuna kadar açık olduğunu vurgulamaktan da geri durmuyor.
Bir müezzin/kayyım… Hafız, şair, yazar, birçok sivil toplumunun kuruluşunda görev almış, elini taşın altına koymuş. Kaçmamış vazifeden… Bütün bunların yanında çok ciddi bir kitap sevgisi var. Evinde devasa bir kitaplığı var. Kütüphane de diyebiliriz. Kitaplarının sayısını hatırlayamıyor."

Alıntı

Kısada olsa burada  kişiliğini yansıtmaya çalıştığım Bülent Acun' un güzel yazılarından biri olan " Adanmış Bir Din Görevlisi " başlıklı yazısını  " Gerçek Dostlar" okuyucularıyla   paylaşmak ve tanıştırmak istedim.

Yazının sonunda değerli kişisel eleştirilerinizi, kendi iç dünyanızda yorumlamanızı tavsiye ederim..



İbrahim Birol

ADANMIŞ BİR DİN GÖREVLİSİ

Diyanet İşleri Başkanlığı, her yıl Ekim ayının ilk haftasını Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kutluyor. Haftanın her yıl özgün bir tema belirlenerek kutlanması; düşünce, gayret, söz ve amacın bir noktada toplanmasını sağlayarak belirlenen temaya geniş bir alan açıyor. Bu yıl Camiler ve Din Görevlileri Haftası' nda “din hizmetine adanmış ömürlerin şahsında adanmışlık” üzerinde durulacak.
Adamak ve adanmak asil insanlara has soylu bir eylemdir. Bu gün isimlerini saygı, hasret, minnet ve rahmetle andığımız şahsiyetlerin hepsi ya bir adayışın ya da bir adanışın eseridir.
Adamak ve adanmak her meslek erbabı için önemlidir. Fakat hademe-i hayrat olan din görevlileri için daha da önemlidir. Din görevlisini, din gönüllüsü kılan erdemlerin en başında adanmışlık gelir.
Atanmış olmak gayret ister, bilgi ister, belge ister, adanmış olmak ise bütün bunların ötesinde bilgelik ister, yürek ister, emek ister. Allah Teala' nın insanlar arasından seçtiği peygamberler, bize her konuda olduğu gibi adamışlık ve adanmışlık konusunda da rehberlik etmektedirler. Onlar adanmışlar kervanının önde giden en kutlu yolcularıdır. Fahri Kâinat Efendimizin kendisini ümmetine adayarak, bütün insanlığın hidayeti için sarf ettiği gayret bizim için ne muazzam bir şayanı hayrettir.
Her biri saadet çağının müstesna birer siması olan sahabe-i kiram efendilerimizde “Ya Resulullah! Anam babam sana feda olsun.” diyerek bu yolda Mekke'den Medine'den Şam' dan servetten, şöhretten, şandan icab ettiğince tatlı candan geçmek suretiyle adayış ve adanış semasının da yıldızları olmuşlardır.
Âlimler kendilerini ilim ve irfana adadıkları için “peygamberlere” varis olmuşlardır.
Şehitler canlarını hak yola feda ettikleri için Rabbimiz “Onlara ölü demeyin onlar diridirler.” buyurarak onlara verdiği değeri açıkça beyan ediyor.
Sadıklar, salihler, arifler, âşıklar hepsi bu kutlu kervanın bahtiyar yolcularıdır.
Raflarımızı süsleyen kitaplar, gözümüzü, gönlümüzü açan sanat eserleri, kulağımızın pasını silen sesler ve nağmeler; saraylar, kervan saraylar, hanlar, hamamlar, kaleler, camiler... Evet bütün bunların her biri Hakka ve hayra adanmış ömürlerin eserleri, şaheserleridir.
Camiler ve din görevlileri haftası ve haftanın bu yıl ki mühim temasından hareketle, din hizmetlerine adanmışlık üzerine duygu ve düşüncelerimizi serdetme sadedinde deriz ki:
Adanmış bir din görevlisi; camide cemaatine önder, şehrinde cemiyetine rehberdir. O, kürsüsünün müezzini, minberinin hatibi ve içinde yaşadığı toplumun gönül doktoru, tabibidir.
Adanmış bir din görevlisinin sarığı; izzet ve heybeti, cübbesi ise şefkat ve merhameti temsil eder.
Adanmış bir din görevlisi; görev yaptığı caminin, insanların sadece namaz kıldığı değil aynı zamanda onların hakikati buldukları ve kendilerine geldikleri mekân olması için elinden gelen gayreti gösterir.
Adanmış bir din görevlisi; bulunduğu şehrin saat kulesi gibidir. Ona bakan herkes zamanın hakikatini görür.
Adanmış bir din görevlisi; içinde yaşadığı toplumun sırdaşı, yoldaşı ve arkadaşıdır. O küsenleri barıştırır, ayrılanları kavuşturur, böylece fitne ve fesadı savuşturur.
Adanmış bir din görevlisi; müstesna bir ruh işçisi, muhterem bir mabed bekçisidir. Bundan dolayı o bir hakikat emekçisidir.
Adanmış bir din görevlisi; tam bir dua, dava ve deva adamıdır. O elinden kalemi, dilinden güzel söz ve selamı asla düşürmez.
Adanmış bir din görevlisi; ezanıyla İslam'ın, vaaz ve hutbesiyle ilim ve irfanın, namazıyla da ihsanın sesidir. O insanları hep hakka, hakikate, hikmete ve marifete çağırır. İnsanların doğumundan, ölümüne hayatlarının bütün safhalarında onların yanı başındadır.
Adanmış bir din görevlisi; Allah'ın kullarına Allah'ın evinde Allah'ın dinini öğreten bir Kur-an muallimidir.

Bülent Acun

Günün Sözü :İmkansız olduğuna inanılan her şey, sadece birisi onu yapana kadar imkansızdır.” Anthony Robbins

İbrahim Birol,  http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
18 Mayıs 2019, Antalya-Turkey

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder