RAMAZAN SOHBETLERİ ( 6 )
" Ramazan Sohbetleri " adı altında Ramazan Ayı boyunca yayınladığım yazılarımın sonuncusu olan bu yazımı ve geçmişte yaşanmış gülünç bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istedim.
Aramızdaki çekişmeleri, tefrika ve ihtilâfları, şahsî menfaat hesaplarını ve basit düşünce farklılıklarını bertaraf etmeli; her zamandan daha çok muhtaç olduğumuz ve Yüce Dinîmizin bizden ısrarla istediği; barış, hoşgörü, kardeşlik, birlik ve beraberliğimizin güçlenmesini, insânî ve ahlâkî meziyetlerin yeniden yeşermesini sağlamalıdır.
Son olarak Allah' ü Teala Ramazan ayı boyunca yaptığımız tüm ibadetlerimizi dergahı İzzettinde kabul etsin, nice Ramazan Aylarına sağlık ve mutlulukla
erişmeyi nasip etsin...
Çok değerli gazeteci Ağbimiz Hasan Pulur' u Rahmet, sevgi ve saygıyla yad ediyoruz, Ruhu Şad olsun...
İbrahim Birol
Uzun yıllar önce Bursa’da bir davulcu yaşıyordu…
Ramazan gecelerinde sahurda insanları uyandırmak için davul çalan adamcağız, geriye kalan 11 ayda ise düğünlerde, şenliklerde, mitinglerde hünerini sergileyip ekmek parasını kazanıyordu…
Aradan yıllar geçti, davulcu yaşlandı ve aklına o güne kadar hiç düşünmediği bir soru gelip oturdu; hayatını ramazan ayları dışında içkili düğünlerde, eğlencelerde de davul çalarak kazanmış, kefen parasını da bu kazandıklarından bir kenara ayırmıştı… Aklını kurcalayan soru işte burada devreye giriyordu:
–Acaba bu kefen parası caiz miydi, değil miydi?..
Düşündü, taşındı Diyanet İşleri Başkanlığı’na danışmaya karar verdi… Durumu anlatan bir mektup yazıp aynı soruyu sordu, gelen yanıtla başından aşağıya adeta kaynar sular dökülmüştü:
-Caiz değildir!..
Adamcağız büyük bir üzüntü içinde hikayesini dönemin en ünlü yazarlarından Hasan Pulur’ a yazdı. Mektubu büyük bir şaşkınlık içinde okuyan Pulur, “Olaylar ve İnsanlar” köşesine taşıyıp, adamcağızın hikayesini ve Diyanet’in verdiği cevabı anlattıktan sonra şu soruyu sordu:
Ramazan gecelerinde sahurda insanları uyandırmak için davul çalan adamcağız, geriye kalan 11 ayda ise düğünlerde, şenliklerde, mitinglerde hünerini sergileyip ekmek parasını kazanıyordu…
Aradan yıllar geçti, davulcu yaşlandı ve aklına o güne kadar hiç düşünmediği bir soru gelip oturdu; hayatını ramazan ayları dışında içkili düğünlerde, eğlencelerde de davul çalarak kazanmış, kefen parasını da bu kazandıklarından bir kenara ayırmıştı… Aklını kurcalayan soru işte burada devreye giriyordu:
–Acaba bu kefen parası caiz miydi, değil miydi?..
Düşündü, taşındı Diyanet İşleri Başkanlığı’na danışmaya karar verdi… Durumu anlatan bir mektup yazıp aynı soruyu sordu, gelen yanıtla başından aşağıya adeta kaynar sular dökülmüştü:
-Caiz değildir!..
Adamcağız büyük bir üzüntü içinde hikayesini dönemin en ünlü yazarlarından Hasan Pulur’ a yazdı. Mektubu büyük bir şaşkınlık içinde okuyan Pulur, “Olaylar ve İnsanlar” köşesine taşıyıp, adamcağızın hikayesini ve Diyanet’in verdiği cevabı anlattıktan sonra şu soruyu sordu:
–Diyanet “caiz değildir” diyorsa demek ki bir bildiği vardır !
Benim de onlara bir sorum olacak:
Oradaki din görevlileri maaşlarını devletten alıyor. Devlet ise bu paraları halktan aldığı vergilerden ödüyor. Vergi verenlerin içinde meyhanecisi de var, kumarhanecisi de var… Bu durumda aldıkları maaş caiz midir, değil midir?!.
Ortalık karıştı tabii !
Sonunda Diyanet İşleri Başkanlığı,
“Konu yanlış anlaşılmış, yanlış karar verilmiştir. Kefen parası caizdir” açıklaması yaptı!..
-Ruhun şad olsun Hasan Abi…
Benim de onlara bir sorum olacak:
Oradaki din görevlileri maaşlarını devletten alıyor. Devlet ise bu paraları halktan aldığı vergilerden ödüyor. Vergi verenlerin içinde meyhanecisi de var, kumarhanecisi de var… Bu durumda aldıkları maaş caiz midir, değil midir?!.
Ortalık karıştı tabii !
Sonunda Diyanet İşleri Başkanlığı,
“Konu yanlış anlaşılmış, yanlış karar verilmiştir. Kefen parası caizdir” açıklaması yaptı!..
-Ruhun şad olsun Hasan Abi…
MUZAFFER DİNÇ.
Naftalin Kokulu Zamanlar
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
24 Mayıs 2019, Antalya-Turkey
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder