Merhaba Gönül Dostlarım,
Bugünkü sayfamızda biraz hüzün var, geçtiğimiz Haziran ayında kaybettiğimiz
Ünlü karikatürist Tekin Aral'ın kızı olan ve Hürriyet Gazetesinin Kelebek ilavesinde yazarlık yapan Ayşe Aral evinde dinlenirken fenalaşmış Ayşe Aral, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Kronik kalp rahatsızlığı bulunan Ayşe Aral'ın kalbinde kalp pili bulunuyordu.
Kitabını göremedi
Hürriyet’in “Yetiş Ayşe”si Ayşe Aral’ ın iki yıldır üzerinde çalıştığı kitabı “Haylaz Kalbim”, acı bir tesadüfle öldüğü gün matbaadan çıktı. Kitabı çıkacağı için büyük heyecan yaşayan Aral, o sevinci tadamadı, “Haylaz Kalbim”i raflarda göremedi. Çok özendiği, içindeki yazıları tek tek seçtiği kitabının okurla buluştuğu bugün son yolculuğuna uğurlandı Aral...
Ayşe Aral' ın ölmeden önce yazmış olduğu ' Haylaz Kalbim ' adlı son kitabını daha çok bayanlara öneririm.Kendisine Allah' tan Rahmet, yakınlarına ve sevenlerine tekrar başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. " Babam Bana Benzerdi Biliyor musunuz ?' başlığı altındaki aşağıdaki yazısı bir baba ve kız ilişkisinin en güzel örneklerinden biri olarak okuyucuya yansıtılmağa çalışılmış. Ancak bu yazıyı Ayşe Aral' ın ölümünden bir kaç saat öncesinden gazeteye göndermiş olduğu bu son köşe yazısını sizlerle paylaşmadan önce, Gönül Dostlarıma tavsiyem siz siz olun çok geç olmadan sevdiklerinizin ve dostlarınızın değerini bilin...
Önce Kendinizi Sevin sonra da Sevdiklerinizin ve sahip olduklarınızın değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın...
Unutmayın ki, sizin beğenmediğiniz yaşantınız, bir başkasının hayali olabilir...
İbrahim Birol
****
Ayşe Aral Kimdir.Ayşe Aral kışın en soğuk günlerinden, havanın kapkaranlık olduğu bir cumartesi gününe denk gelen 5 Şubat 1971’de İstanbul’da doğdu. Babası karikatürist ve gazeteci Tekin Aral, annesi ev hanımı İnci Aral’dır. Kendisi “Huysuz İhtiyar” Oğuz Aral’ ın da yeğenidir. İlkokuldan sonra çılgınlıklarına Beyoğlu Anadolu Lisesi’ nde (English High School for Girls) kızlar arasında devam etti. Bilkent Üniversitesi Amerikan Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazanan Ayşe, babası Ankara’ yı çok uzak bulduğundan İngiltere’ye yollandı! İngiltere macerası iki sene sürebildi çünkü Ayşe aşkı bulmuştu! Okuldan kaçtı, İstanbul’ a geldi, evlendi... Sonra boşandı... Begüm adında, yirmi dört yaşında bir kız çocuğu var... Hikayesinin devamını zaten kitapta okuyacaksınız...
Kaynak : Doğan Kitap
****
Babam bana benzerdi biliyor musunuz?
Tekin Aral
Tekin Aral
Ayşe Aral, hayatını kaybetmeden saatler önce gazeteye gönderdiği son köşe yazısında, babası Tekin Aral’a duyduğu büyük özlemi dile getiriyordu. İşte o yazı...
Aynı ben gibiydi babam.
Huyu suyu bu kadar mı benzerdi?
Kızdığımda, kırıldığımda babam da öfkelenir ve kırılırdı.
Eğlence, sevinç hallerine girdiysem, kimse ondan daha fazla mutlu olamazdı.
Gel zaman git zaman, fark ettim ki babam bana değil ben babama benziyorum.
Burunlar kopya...Dudaklar kopya...
Bacaklarımız ince, adeta çöp!
Bir göbeğimiz var önden giden.
Adeta ben senim Teko’ m.
Arada sırada çabucak kızmamız, sonra da olanlar hiç yaşanmamış gibi kaldığımız yerden başlamamız bile aynı...
“Senin için ölür mü Ayşe?” deseler, anında kabri mekân bilirim be babam...
Ha bak sana bir de kızdım!
Sabah akşam karikatürle uğraşıyordun.
Ben de geldim sana sordum: “Benim de karikatürümü çizer misin?”
Senden şu cevap geldi: “Bu kadar güzelliği karikatürize edemem ben!”
Ne çok severdik birbirimizi...
Ne çok özledim seni...
“Baba” demeyi...
Senin sesini duymayı...
Küçükken birlikte oynadığımız oyunları...
Hamileyken sırtımı kaşıyıp, ayaklarımı ovalamanı...
Sana sımsıkı sarılmayı...
Kokunu içime çekmeyi...
18 Haziran hem Babalar Günü hem senin doğum günündü babam.
Yokluğun çok ağır geliyor babam...
Acın hiç dinmiyor, zaman geçtikçe daha da katlanıyor hatta.
Bilirim sen sevmezsin ağlamamı, güçsüz olmayı.
Her yaptığım iyi şeyi “Baba bak başardım” diye sana gösteriyorum içimden...
Ve biliyorum ki sen görüyorsun beni.
Seni ne kadar çok özlediğimi de görüyorsun değil mi Teko’ m?
Seni çok seviyorum çok hem de...
Aynı ben gibiydi babam.
Huyu suyu bu kadar mı benzerdi?
Kızdığımda, kırıldığımda babam da öfkelenir ve kırılırdı.
Eğlence, sevinç hallerine girdiysem, kimse ondan daha fazla mutlu olamazdı.
Gel zaman git zaman, fark ettim ki babam bana değil ben babama benziyorum.
Burunlar kopya...Dudaklar kopya...
Bacaklarımız ince, adeta çöp!
Bir göbeğimiz var önden giden.
Adeta ben senim Teko’ m.
Arada sırada çabucak kızmamız, sonra da olanlar hiç yaşanmamış gibi kaldığımız yerden başlamamız bile aynı...
“Senin için ölür mü Ayşe?” deseler, anında kabri mekân bilirim be babam...
Ha bak sana bir de kızdım!
Sabah akşam karikatürle uğraşıyordun.
Ben de geldim sana sordum: “Benim de karikatürümü çizer misin?”
Senden şu cevap geldi: “Bu kadar güzelliği karikatürize edemem ben!”
Ne çok severdik birbirimizi...
Ne çok özledim seni...
“Baba” demeyi...
Senin sesini duymayı...
Küçükken birlikte oynadığımız oyunları...
Hamileyken sırtımı kaşıyıp, ayaklarımı ovalamanı...
Sana sımsıkı sarılmayı...
Kokunu içime çekmeyi...
18 Haziran hem Babalar Günü hem senin doğum günündü babam.
Yokluğun çok ağır geliyor babam...
Acın hiç dinmiyor, zaman geçtikçe daha da katlanıyor hatta.
Bilirim sen sevmezsin ağlamamı, güçsüz olmayı.
Her yaptığım iyi şeyi “Baba bak başardım” diye sana gösteriyorum içimden...
Ve biliyorum ki sen görüyorsun beni.
Seni ne kadar çok özlediğimi de görüyorsun değil mi Teko’ m?
Seni çok seviyorum çok hem de...
Alıntı: hurriyet.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder