Merhaba Gönül Dostlarım,
İyi bir hafta sonu geçirmeniz temennisiyle,
Duygular deyince, neler sayabiliriz... Korku, öfke, sevinç, hüzün, sevgi, kaygı, heyecan, aşk... Aklımıza ilk anda gelenler.
Duygularımızı bastırarak yaşamayı öğrendik. Etrafımıza ayıp olmasın diye göz yaşlarımızı gizledik. Sevincimizi nazar değmesin diye kısa tuttuk. Çevre tarafından yargılanmamak için sevgimizi kısıtladık, öfkemizi gömdük, endişelerimizi yok saydık, depresyonumuzu oldu bittiye getirdik.
Sevgiyi sadece yıllardır tanıdığımız insanlara, ailemize, akrabalarımıza, annemize ve babamıza vermeyi düşündük. Öyle öğrendik. Sevgi bir duygudur ve hissedilir. Herkese ve her şeye; anlayamadık. Verilen bilgi öyle değildi belki de. En az da kendimizi sevdik. Hatta sevmedik; elalem kendini beğenmiş demesin diye. Kendini yürekten sevmeyenin başkasını sevemeyeceğini bilemedik, anlayamadık. Öğretilmedi belki de…
Duyguları, iyi ve kötü diye ayırdık. “Duygusalsın” diye eleştirdik. “Hangi duygunun duygusalı” diye hiç düşünmedik. Derin düşünemedik. Sığlarda yüzdük…
Duygusuz, tepkisiz, kayıtsız, uyuşuk, heyecansız ve ilgisiz bir toplum haline geldik.
Heyecanlarımız, futbol maçındaki aşırı tepkiler veya bir maddeye sahip olduğumuzdaki anlık sabun köpüğü sevinçlere dönüştü. Asıl duygusal meselelerimizden “mutluyum ben” maskesiyle uzaklaştık.
Heyecanlarımız, futbol maçındaki aşırı tepkiler veya bir maddeye sahip olduğumuzdaki anlık sabun köpüğü sevinçlere dönüştü. Asıl duygusal meselelerimizden “mutluyum ben” maskesiyle uzaklaştık.
Duygular bastırıldıkça, ruhlarımız “imdaaaat!”demeye başladı. Kimi zaman bir depresyonla, kimi zaman bir intiharla, kimi zaman bir organımızın rahatsızlığı ile kimi zaman bir kazayla ve çoğu zaman da hayata ve insana karşı küskünlükle, feryat etmeye başladık. Sessiz feryatlardı. Doktorlara giderek semptomları giderdik ancak derindeki duyguların üstünü örttük. Ta ki tedavi edilemez bir hastalığa yakalanana kadar. O zaman da bilgimiz az olduğu için, kader dedik ve sahneyi terk ettik. Bilmiyorduk ki kendi kaderimizi yazan biziz. Tanrı bize o özelliği vermiş ve biz kullanmamaktayız...
Kaynak : magdergi.com ( Bu yazının devamını yarınki sayfamızda okuya bilirsiniz)
Önce Kendinizi Sevin, sonra da Sevdiklerinizin, sahip olduklarınızın ve size değer verenlerin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın...
Unutmayın ki, sizin şikayet ettiğiniz yaşamınız, belkide başkasının hayali olabilir.İbrahim Birol
****
DUYGULARINI ANLAT
Konumuz ile ilgili, Brezilyalı bir doktora ait bu yazıyı mutlaka okuyun ve hatta her gün yeniden okuyun..
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
3 Mart 2018, Antalya-Turkey
DUYGULARINI ANLAT
Konumuz ile ilgili, Brezilyalı bir doktora ait bu yazıyı mutlaka okuyun ve hatta her gün yeniden okuyun..
Eğer hasta olmak istemiyorsan :
Duygularını anlat.
* Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular; gastrit, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar.
* Zamanla, duyguların bastırılması kansere dönüşür.
Öyleyse, sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız!
* Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve mükemmel birer terapidir!
Karar Vermelisin..
* Kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. Kararsızlık, sorunları, endişeleri ve çatışmaları çoğaltır.
* İnsanlık tarihi kararlardan oluşur.
* Karar vermek, diğerlerinin kazanması için vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir.
* Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanıdırlar.
Olduğundan Farklı Yaşama.
* Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir. Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir.
* Aldatıcı görünerek yaşamak kadar sağlık için kötü bir şey yoktur. Kaderleri ilaç, hastane ve acıdır. Kabullen.
* Reddedicilik ve kendine saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır.
* Kendimizle barışık olmak sağlıklı yaşamın anahtarıdır. Bunu kabul etmeyenler kıskanç, taklitçi, aşırı rekabetçi ve yıkıcı olurlar.
* Eleştirileri kabullen. Bu bilgelik, akıllılık ve terapidir.
Çözümler Bul.
* Olumsuz kişiler çözüm bulamazlar ve sorunları büyütürler. Üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih ederler.
* Karanlığı kovmak için kibrit yakmalı. Arı ufacıktır fakat var olan en tatlı şeylerden birisini üretir.
* Biz ne düşünüyorsak oyuz.
* Olumsuz düşünce, hastalığa dönüşen negatif enerji üretir.
Güven.
* Güvenmeyen kişi iletişim kuramaz, açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez, gerçek arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini bilemez. Güven olmadan, bir ilişki de olamaz. Güvensizlik sendeki inancın azlığıdır.
Hayatı Üzgün Yaşama.
* Mizah. Kahkaha. Huzur. Mutluluk. Bunlar sağlığa güç verir ve daha uzun bir yaşam getirir.
* Mutlu kişi yaşadığı çevresini geliştirir. “İyi mizah bizi doktorun elinden korur”.
* Mutluluk sağlık ve terapidir.
Dr. Dráuzio Varella
Duygularını anlat.
* Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular; gastrit, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar.
* Zamanla, duyguların bastırılması kansere dönüşür.
Öyleyse, sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız!
* Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve mükemmel birer terapidir!
Karar Vermelisin..
* Kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. Kararsızlık, sorunları, endişeleri ve çatışmaları çoğaltır.
* İnsanlık tarihi kararlardan oluşur.
* Karar vermek, diğerlerinin kazanması için vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir.
* Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanıdırlar.
Olduğundan Farklı Yaşama.
* Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir. Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir.
* Aldatıcı görünerek yaşamak kadar sağlık için kötü bir şey yoktur. Kaderleri ilaç, hastane ve acıdır. Kabullen.
* Reddedicilik ve kendine saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır.
* Kendimizle barışık olmak sağlıklı yaşamın anahtarıdır. Bunu kabul etmeyenler kıskanç, taklitçi, aşırı rekabetçi ve yıkıcı olurlar.
* Eleştirileri kabullen. Bu bilgelik, akıllılık ve terapidir.
Çözümler Bul.
* Olumsuz kişiler çözüm bulamazlar ve sorunları büyütürler. Üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih ederler.
* Karanlığı kovmak için kibrit yakmalı. Arı ufacıktır fakat var olan en tatlı şeylerden birisini üretir.
* Biz ne düşünüyorsak oyuz.
* Olumsuz düşünce, hastalığa dönüşen negatif enerji üretir.
Güven.
* Güvenmeyen kişi iletişim kuramaz, açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez, gerçek arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini bilemez. Güven olmadan, bir ilişki de olamaz. Güvensizlik sendeki inancın azlığıdır.
Hayatı Üzgün Yaşama.
* Mizah. Kahkaha. Huzur. Mutluluk. Bunlar sağlığa güç verir ve daha uzun bir yaşam getirir.
* Mutlu kişi yaşadığı çevresini geliştirir. “İyi mizah bizi doktorun elinden korur”.
* Mutluluk sağlık ve terapidir.
Dr. Dráuzio Varella
Alıntı : Sevgi Aktaş, Keyif Atölyesi
Günün Sözü :
" Bazen ipleri kesilmiş bir kukla gibi yere düşersiniz. İşte o anda önemli olan tekrar ayağa kalkıp hayatın provasına kaldığınız yerden devam edebilmektir."
" Bazen ipleri kesilmiş bir kukla gibi yere düşersiniz. İşte o anda önemli olan tekrar ayağa kalkıp hayatın provasına kaldığınız yerden devam edebilmektir."
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
3 Mart 2018, Antalya-Turkey
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder