11 Ocak 2020 Cumartesi

HASSAS KALPLER



Valilikten flaş karar: Atlar 3 ay faytona koşulmayacak - Güncel ...



Merhaba Gönül Dostlarım,

İstanbul depremi ile ilgili açıklama! 5.7'lik depremin...

İstanbul saat 16:38’de 4.8 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. AFAD ve Kandilli Rasathanesi’ nin ilk belirlemelerine göre deprem Marmara Denizi’ nde gerçekleşti. Yerin 16 kilometre derinliğinde gerçekleşen deprem korku ve panik yarattı.
Herhangi bir can kaybının yaşanmaması en büyük tesellimiz.  AFAD herhangi bir olumsuz  ihbar gelmediğini bildirdi, İstanbul halkına geçmiş olsun dileklerimizle.

****

İstanbul adalarının yıllardır gündeminde olan fayton tartışması, sakat kalan ve ölen atların sayısının artmasıyla gündemde kalmaya devam ediyor.
Adalar Belediyesi kayıtlarına göre 2019'un ilk 8 ayında ölen atların sayısı 170'e ulaştı.
Tartışmanın bir tarafı faytonların Büyükada' nın vazgeçilmez bir sembolü olduğunu belirtiyor. Atlar, adanın faytoncuları için geçim kaynağı. Diğer yandan ise atların yaşam koşullarıyla ilgili dile getirilen çekinceler var. Hayvan hakları savunucuları, faytonların yoğun çalıştırılma tempolarının atların ölümüne sebep olduğunu ve bu uygulamanın derhal sonlandırılması gerektiğini ifade ediyor.
Adalar Belediyesi ise yeni ulaşım düzeniyle ilgili olarak faytonların tamamen kaldırılmasından ziyade adada sembolik ve turistik nitelikte bir fayton kullanımının uygulanabileceğini söyledi.
****

Torino' da 1889'da hayatının dönüm noktasına yürüdüğünü bilmeyen Nietzsche, şehri dolaşırken bir faytoncunun atını kırbaçladığını görür...
At o kadar yorgundur ki kırbaç darbelerine tepki veremez halde yere çökmüştür...
Nietzsche, koşarak atın yanına gider, boynuna sarılır, ağlayarak ata bir şeyler söyler, bilincini yitirir ve bayılır... Bayılmadan önce ata "Anne, senden özür dilerim" veya "Anne, ben bir aptalım" dediği rivayet edilir...
Bu olaydan sonra tam on yıl kimseyle konuşmaz ,dengesiz davranışları artar, akıl hastanesine yatırılır ama asla eskisi gibi olamaz...
Dostoyevski benzer bir olayı Suç ve Ceza'da Raskolnikov' un uykularını kaçıran en büyük kabusu olarak bir çocuğun çaresizliğiyle anlatır... Raskolnikov küçük bir çocuktur...
Bir arabacı yorgun yürüyemeyecek halde ki atını; hiç acımadan, çekemeyeceği kadar insanla dolu arabayı çekmesi için kırbaçlar ve yanındakiler de onunla birlikte ellerine geçen her şeyle ata vururlar...
Küçük bir çocuk olan Raskolnikov ata sarılır, ağlar yardım ister ama kimse ona yardım etmez...
En sonunda arabacı herkesin gözü önünde atı vahşice öldürür...
Yaptığından kendisi ve onunla birlikte olanlar büyük keyif alırlar...
Milan Kundera Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği kitabında Nietzsche' nin olayını şöyle değerlendirir...
"Gerçek insan iyiliği, ancak karşısındaki güçsüz bir yaratıksa bütün saflığıyla özgürce ortaya çıkabilir. İnsan soyunun gerçek ahlaki sınavı, temel sınavı (iyice derinlere gömülmüş gözlerden uzak sınavı) onun merhametine bırakılmış olanlara davranışlarında gizlidir: Hayvanlara...Ve işte bu açıdan insan soyu temel bir yenilgi yaşamıştır.O kadar temel bir yenilgi ki, bütün öteki yenilgiler kaynağını bundan almaktadır."
Nietzsche ve Dostoyevski, insanların anlam veremedikleri merhametsizliği karşısında çaresiz kalıp, insanlardan uzak durmayı tercih etmişler..
Goethe bu çaresizliği şöyle tanımlar:
"  Dünya hassas kalpler için bir cehennemdir  " 😢  
Alıntıdır

dünya hassas kalpler için cehennemdir ingilizcesi ile ilgili görsel sonucu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder