16 Ocak 2020 Perşembe

ELLER NEDEN BOLLUK İÇİNDE?




Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, açık hava



Merhaba Gönül Dostlarım,


Avrupalı 30 m2 dairede yaşar, bütün dünyayı gezer, vizyonu genişler...
Bizim evlerimiz maşallah yayla gibi, çoğumuz değil dünyayı, kendi ülkemizi bile gezmemişiz görmemişiz.
En büyük hayalimiz mobilyalarımızı yenilemek, arabamızda cep telefonumuzda bir üst modele geçmek.
Sizin hiç her şeyini satıp savıp dünyayı gezmeye çıkan bir yakınınız oldu mu?
benim olmadı.
Yılbaşı çekilişleri öncesi "büyük ikramiye" ile ilgili sokak röportajlarını bir izleyin lütfen, insanlarımızın hayallerini dinleyin
"Daha büyük bir ev, son model araba, onu alırım, bunu alırım v.s.
Bir tek kişi de çıkıp, parayı kapıp dünyayı gezerim demez.
Daha hayal kurmayı bile bilmiyoruz biz.
Kendi yarattığımız konforlu hapishanelerde yaşamak, son model arabaya binmek, yeni mobilyalar almak bizim hayalimiz bu.
Çünkü hayatları boyunca ev araba taksiti ödeyen, hiç çılgınlık yapmamış, hayal kurmaya kalksak "başımıza icat çıkarma" diyen ebeveynlerle büyümüşüz biz.
Güzin Yeğin.
****


Eller neden bolluk içinde......


Fotoğraf açıklaması yok.
En sevdiğim ülke ☺️
Finlandiya’da yaşıyorum. Burada insanların yaşam standartları genel olarak oldukça iyi. Yoksul insanlara rastlamak çok zor. Alkol veya narkotik madde ya da kumar gibi bağımlılığı olmayan biri kimseye muhtaç olmaz. Gerekirse devletten barınma ve geçinme desteği alır.
Buna rağmen ne gıdalar ne de eşyalar mümkün olduğunca israf edilmez. Çok gerekli olmadıkça bir şey satın alınmaz. Bir şeye ihtiyaç kalmamışsa ya ihtiyaç duyabilecek birine verilir ya da ikinci el mağazalarında ya da internetten satılır.
Mesela çocukları olan bir aile ne kadar varlıklı da olsa ikinci elden kıyafet alır. Bir yıl sonra küçülenleri satar ve yeniden ikinci el kıyafet alır. Bazen bir şey almayacak olsa bile bit pazarında dolaşmaktan hoşlanır. Bu arada fincede kirppu (bit), tori ise (pazar) demek. Aynı bizdeki gibi bitpazarı dedikleri kirpputori’ den giyinmek hiç gocunulacak bir şey değildir. Aksine sizin sınırsızca tüketim çılgınlığından imtina edecek entellektüel seviyede olduğunuzu ve alçakgönüllülüğünüzü ortaya koyar.
Burada gösterişli arabalar ve gösteriş düşkünlüğü yadırganır. Belki de soğuk iklim yüzünden gösterişli giyinen birine pek rastlamazsınız. İnsanlar iklime uygun ve rahat şeyler giyerler. Mesela yazın naylon terlikle gezen insanlar görürsünüz. Çünkü naylon terlikle plaja da gidersiniz, alışverişe de, tiyatroya da. Kolayca yıkanır, kolayca kurur. Kimse sizi yadırgamaz, ayıplamaz. Bir öğretmen de derse terlikle gelebilir hatta terlikleri de çıkarıp hoşlanıyorsa yalınayak ders anlatabilir.
Ve artık terliklerini kullanmak istemiyorsa çöpe atmaz. 1 euroya satabilir. O bir euroya ihtiyacı olduğundan değil, terliğin ona ihtiyacı olan birini bulması için. Eğer bu terlik kullanılamayacak kadar eskimişse de geri dönüşüme atar ki doğayı kirletmek yerine yeniden bir ihtiyacı karşılayabilecek bir şeye dönüşebilsin.
Matematik dünyası dergisinde okuduğum bir şeyi de paylaşıp bitireceğim. Bir okur soru köşesine neden matematikçiler hep eskimiş gömlekler giyerler diye bir soru göndermişti. Dergi editörü de henüz bitmemiş bir gömleği neden atsınlar ki diye cevap vermişti.
Kimin ne diyeceğine takılmayıp üzerinde yaşadığımız gezegene saygı duyarak yaşayalım.

Ne kadar az satın alıyorsak o kadar olgunuz. Ne kadar az çöp atıyorsak o kadar olgunuz. Emek verilerek üretilmiş her şey değerlidir. 1 lira değer biçilse bile o bir lira değerlidir.
Saygılar ve sevgiler. 👋 
Alıntı...

BIZDEKI BU TÜKETIM MARKA ÇILGINLIĞI BITMEDİĞİ SÜRECE DAHAA ÇOOOK SÜRÜNÜRÜZZZ...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder