3 Nisan 2020 Cuma

ERGUVAN ZAMANI


erguvan



Merhaba Gönül Dostlarım,

Koronavirüs salgınıyla ilgili yazılarıma ara vererek sizleri bir nebze olsun başka bir yazıyla bu kasvetli dönemden bir nebze olsun  uzaklaştırmak istedim.
Başta kendi ülkem olmak üzere tüm dünya insanlarının bu mücadelede Tanrımın yardımcı olmasını ve bu salgından insanlığın bir an evvel kurtulmasını, ölenlere rahmet yakınlarına sabırlar dilerim. 
Tüm Dostlarıma sağlıklı, Mutlu ve daha Huzurlu günler temennisiyle.

Bugünkü  ' Erguvan Zamanı' başlıklı yazımda Erguvan Ağacını ve Çiçeklerini tanıtmaya çalışacağım, gerçi daha önceki yıllarda  Nisan aylarında Erguvan Ağacı ile ilgili bu ve buna benzer yazılarımı sizlerle paylaşmıştım.
Yazımın sonundaki Linki mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.

İbrahim Birol
****

erguvanAdı Erguvandır. Rengi de Erguvan. Manası hüzün, utanç, güç ve kibir, naz ve niyaz, aşk ve işve, neşe ve de zarafetle tarumar. Hikayesi ise yüzyıllar boyu. Mevsimi bahardır, kısadır. Ancak Nisan’da ya da Mayıs’ta rastlarsınız ona. Lütfedip gelirse bir de Mart’ ın sonlarında. Az görünür, çok durmaz. Acelecidir ve de nazlı. Seyrek görünse de ardından çok konuşulur. İstanbullu zannedilir. Çokça sevmiş olsa da ana yurdu değildir İstanbul.
İlkbaharda doğanın uyanışı çok eski zamanlardan bu yana tıpkı bir bayram gibi kutlanır. Toprağın dirilişi, renklenişi ve bereketi, bayram yerine çevirir yeryüzünü. İlkbahar bayramsa, erguvanlar da doğanın ikram ettiği bayram şekerleridir. Ruhunuz tatlanır, gözleriniz şenlenir…


Yüzyıllar önce İstanbul’u ikiye ayıran su yolu “dünyanın kolyesi” olarak adlandırılmış. Bizanslılar vermiş bu ismi… Onlar için soyluluğun sembolü olan erguvan rengiyle birleşen lacivert suların, bir de güneşin ışıltılarıyla aydınlanışı, asırlar boyunca seyir zevkinin en güzelini sunmuş. Bugün ise stres ve zamansızlığın egemenliğini ilan ettiği İstanbul’da erguvanların izini sürmek, şehir insanı için yaşam motivasyonunu yenilemek gibi… Gözlerinizin gördüğü manzaranın, içinizi çocukların sebepsiz mutluluğuna benzer bir kıpırtıyla doldurmaması olanaksız. Kendinizi bahar kokusu ve morun en güzel halleriyle şımartmanız için. 


Erguvan Zamanı | Yağlı Boya TabloOsmanlı'dan önce de Boğaziçi'nde var olan doğal olduğu ve bazı Osmanlı padişahlarının fermanlar çıkararak, zaman zaman eksilen ağaçlar yerine yeni erguvanlar dikilmesini emrettiğini erguvanların şair ve yazarlara da ilham kaynağı olduğu bilinmektedir.
Boğaz' ın Anadolu ve Avrupa kıyılarında ressamın fırça darbeleri gibi erguvan ağaçlarının görülebildiği ve baharın müjdecisi ve tabiatın rengi erguvan ağaçlarının, pembe çiçek açan zarif dallarıyla  doğaya renk getirmektedir.
"Erguvanları korumak gerekiyor" 
Görüntünün olası içeriği: çiçek, bitki, ağaç, açık hava ve doğaBir ağacın yetişmesi 25-30 sene alıyor. Bu fidanlar, büyüyünceye kadar zaman geçecek. Varolan ağaç mevcudumuzu korumamız lazım. İnşaat sırasında veya yol açarken, ağaçları çok zalimce yok ediyoruz. Yeni ağaçlar dikiliyor ama mevcut, 50 senede yetişmiş ağaçları koruyamazsanız, o ağaçları uygun bir şekilde söküp taşımazsanız, o zaman yeni ağaç dikmenizin anlamı yok. İstanbul'da binlerce erguvan ağacı var. İstanbul'un yaşlı erguvan ağaçlarını korumak gerekiyor. Bazı yaşlı erguvan ağaçları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edildi ve bakımı yapıldı. Erguvan, tarihi ve turistik kültürel mirasımız. Erguvan ağaçları, İstanbul'un tabiat mirası olarak koruma altına alınmalı."
Alıntı

https://youtu.be/xPmY0bIvLlY

Günün Sözü :" Gün bitti, Ağaçta neşe söndü.
Yaprak ateş oldu, kuş da yakut;
Yaprakla kuşun parıltısından
Havuzun suyu erguvana döndü.."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder