24 Nisan 2020 Cuma

RAMAZAN SOHBETLERİ 2020 (1)








Merhaba Gönül Dostlarım,

" Koronavirüsten hayatlarını kaybeden başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere binlerce vatandaşımıza bu Mübarek Ramazan gününde, Allah' tan sonsuz rahmet, yakınlarına sabır ve baş sağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Ruhları şad, mekanları cennet olsun, ayrıca hastalarımıza acil şifalar ihsan eyle Yarabbim..."

Yüce Rabbimize hamd-ü senalar olsun ki, dünya yolculuğumuz sona ermeden, sağlık, afiyet ve imanla bu sene de rahmet ve mağfiret ayı mübarek Ramazan-ı Şerif ayına ulaşmış bulunuyoruz.
Virüs salgınını gölgesinde camilerin, ibadethanelerin kapalı olduğu, toplu ibadetlerin yapılamadığı, birlikte iftar sofralarının kurulamadığı buruk bir Ramazan Ayına başladığımız şu günlerde evlerde kalarak bu mübarek günleri hüzünlü bir şekilde icra etmek zorunda kalıyoruz.

Ramazan ayı, hayır ve bereket ayıdır. Dua ve niyaz ayıdır. Şükür ayıdır. Günahlardan temizlenme, cehennem ateşinden kurtulma ayıdır. Peygamberimiz (sav) bu aydan söz ederken: “Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından            kurtuluştur” buyurmuştur.
Ramazan ayının on iki ay içerisinde özel bir yeri ve değeri vardır. Ramazan, ayların sultanı olarak kabul edilmiştir. “Ayların Efendisi Ramazan ayıdır.”  
Ramazan Ayı, Allah Teâlâ' nın müminlere büyük bir ihsanıdır. Çünkü ramazan ayı; Kur'an, oruç, iyilik ve güzellik ayıdır. Tövbelerin, duaların, hayır ve hasenatın kabul olunduğu mübarek bir aydır. 
Ramazan, kelime olarak yüksek dereceli sıcaklık veya güneşin şiddetli hararetiyle yerin ve taşların ısınması ve kızması anlamlarına gelmektedir. Bu ayda, tutulan orucun verdiği açlık ve susuzlukla yanma veya oruçla günahların yanıp silinmesinden dolayı yakma anlamı ile ilgili olarak Ramazan adı verilmiştir.  
Dini yazılardan alıntı yapılarak derlenmiştir.
~ İbrahim Birol ~
****
Cenâb-ı Hakk’ın rahmeti, selâmı, saadeti, bereketi üzerinize olsun ey Allah Teâlâ’ nın güzel mü’ min kulları! Hamd, salât ü selâm derken insan bambaşka bir ruh halinde yaşıyor bu güzellikleri. Çünkü Ramazan geldi; rahmetiyle, bereketiyle, bütün güzelliğiyle ve      haşmetiyle.  Anadolu’   da birçok yerde yağmur yağdığında “Rahmet yağdı!” veya “Rahmet indi!” derler. Hatta bu tabiri büyük şehirlerde yaşayan insanlarımızın da kullandığına sıklıkla şahit oluruz. Evet, yağmur rahmettir. 
Hesapsız, bizim plan ve programımızın dışında, göklerin yere inişi, yeryüzünün de gökyüzünden nasiplenmesidir. Bol bol ikram edildiği için rahmet deriz, rahmeti hatırlarız. Ramazan’ ın ilk 10 günü de rahmettir. Bol bol sağanak yağdırır yüce Mevlâ bereket, feyiz ve hidâyetini.
İlk 10 gün hesapsız, sınırsız, hudutsuz ikramların indiği günlerdir. İkinci 10 gün mağfiret günleri olarak bizi karşılar. Aslında ilk 10 günü nasıl karşılıyorsak ikinci 10 güne öyle çıkar, öyle nasipleniriz. Rahmette bizim bir eforumuz yoktur. 

Nasıl yağmur indiğinde kurdu, kuşu, yılanı, çıyanı hepsi nasiplenirse, aynen ilk 10 günün rahmet oluşu da böyledir. Herkesi içine alır, daha doğrusu herkesi kuşatacak şekilde bol bol ikram edilir ama ikinci 10 gün bizim kurt mu kuzu mu, çiçek mi diken mi, zehir mi şifa mı olduğumuzu, özetle rahmetten ne kadar istifade ettiğimizi ortaya koyan günlerdir.
Son 10 gün cibilliyetimizin, ahlâkımızın, rahmetle inen, mağfiretle büyüyen ekin ve mahsullerimizin hasat mevsimidir. Oradan biçtiğimiz, topladığımız mahsulle ya cennetin meyvelerini devşiririz ya da bayram sabahı “İşte malın, cibilliyetin, mizacın ve yaptıkların budur” denircesine gayet acı, cehennemi dikenleri topladığımız gün olur. 

Evet kıymetli dostlar! 7’den 70’e hepimiz Ramazan’ ın 10 günleri hakkında onlarca söz bilir, duyar, kafayı kaldırıp fikirler yürütebiliriz. Hiç aklımızdan çıkarmamamız gereken hakikat budur ki; Ramazan bize muhabbetle sarılır, selâm verir, kim ne olursak olalım bizi bir kere güzelce karşılar. Bu karşılamayı ganimet bilmeli, Ramazan’ a sohbetle, ibadetle, şuurla karşılık vermeli. Son 10 günde de bu karşılığın bereketini görmeli insan. Ramazan dönüştürür, değiştirir ve her türlü değişim bu ayda yaşanabilir. 
Ramazan’ ın güzelliğini fark edip yaşamak insanı bambaşka güzelliklerle buluşturduğu gibi Kuran-ı Kerim’in indirilmesi için seçilen bu ayın kadrini, kıymetini, bereketini bilmeyen adama da Ramazan’ ın bayram sabahına erişmeden evvel iki çift söz söylenebilir: “İlacı kullanıp bırakmaktansa hiç kullanmamak daha iyi” diye söyleyen doktorlar var.

Her işin yarım kalması, her nimetin kadrinin kıymetinin bilinmemesi aslında aynı neticeyi verir. Şimdi soruyorum güzel dostlar! Bir ağacın dalı, budağı, yaprağı ve meyvesi olur. Yenecek kısmı meyve, yanacak toprak olacak kısmı da dalları, budakları, yapraklarıdır. Bu güzel Ramazan’da yanacak tarafıyla uğraşacağımıza güzel güzel meyvelerinden yiyebileceğimiz kısmıyla bayram sabahına kavuşmaya ne dersiniz?
"Şimdi bu ayda oruç tutmazsak ayıp olur, herkes tutuyor” diyerek Allah Teâlâ’ nın farz olan bu ibâdeti toplumsal bir hareket gibi görülmemeli.
M. Fatih Çıtlak
Günün Sözü :
Gerçek Dostlar  ⚠️


24  Nisan 2020, Antalya-Türkiye


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder