17 Aralık 2019 Salı

VEFA VAKTİ 746. VUSLAT YIL DÖNÜMÜ







Hz. Mevlâna'nın Vuslat Yıldönümü Anma Törenleri (Şeb-i Arûs)
Mevlana Türbesi-Konya



Merhaba Gönül Dostlarım,


Bugün, Mevlana Celaleddin-i Rumi' nin Vuslatının 746. Yıl dönümü, Doğumu : 30 Eylül 1207, vefatı : 17 Aralık 1273
Çağrısı yüzyılları aşan, sevgisi gönüllerden taşan, aşıkların rehberi Hazreti Mevlana' yı her yıl olduğu gibi 746. vuslat gecesinde  Allah'ın Rahmeti ve sonsuz  saygı, sevgiyle yad ediyoruz.

Bu kutsal ve manevi gecede Bizim sevgimizin dünyadaki tüm insanları kucakladığını ve aynı zamanda bu sevgimizin o dindi bu dindi, şu milletti bu milletti ayrımı yapmadan  ' Yaratılanı yaratandan ötürü sevmek" üzerine kurulduğunu, Bu gecede bu sevgimizin dünyadaki zalimlerin de kalplerine ulaşmış olmasını temenni eder, haklı ve güçsüz olanlara haksızca yaptıkları zulümleri durdurmaları en büyük dileğimiz olacaktır.

“Cenâzemi görüp de; «Ayrılık, ayrılık!» deme! Bilesin ki o vakit, benim ayrılık vaktim değil; buluşma, yani vuslat vaktimdir!” dizeleri ile ölümü bir son değil, sevgiliye kavuşmanın başlangıcı, düğün gecesi olarak tanımlayan Mevlana Celaleddin-i Rumi, vuslata erişinin 746. yıl dönümünde “Şeb-i Arûs Mevlana’yı Anma Konseri ve Sema” programıyla bu gecede bir kez daha anılmış olacak.

*****

MEVLÂNA TÖRENLERİ’ NİN 82. YILI (VEFÂ VAKTİ)



ŞEB-İ ARUS NEDİR?

Hz. Mevlâna'nın Vuslat Yıldönümü Anma Törenleri (Şeb-i Arûs)
Hazret-i Mevlâna’ nın “Sevgide çekilen cefada binlerce vefâ vardır” sözünden ilham ile 7-17 Aralık tarihlerinde yapılacak Mevlâna’ yı Anma Törenlerinde, Hazret-i Mevlâna’ nın hayatı, eserleri, tasavvufi görüşlerinden hareketle insana, doğaya ve manevî âleme bakışını anlamak ve anlatmak üzere bu yıl VEFÂ VAKTİ vurgusu ile vefâ kavramı ele alınacaktır. 

Vefâ, Hazret-i Mevlâna’ nın doğduğu, yetiştiği, hayatını idame ettirdiği, ömrünü vakfettiği İslam inancının en temel kavramlarındandır. Kur’an, Hadis ve bağlı olarak ortaya konan dînî, tasavvufî eserlerde çoğunlukla bağlılık, sadakat, sözüne uymak, yapılan iyiliği unutmamak gibi anlamlarda kullanılan vefâ kavramı, neredeyse Hazret-i Mevlâna’ nın bütün hayatını özetlemektedir. 
O, doğumundan vefâtına  ki vefâ ile vefât aynı kökten türemedir  bütün varlığını vefâ kavramı ile ifade etmektedir. Onun çok bilinen ve okunan “Ben yaşadıkça Kur’an’ın kölesi, Hazret-i Muhammed’in yolunun bir zerresiyim. Kim beni bunun dışında anarsa, bana bundan başka bir şey isnad ederse, o isnad ettiği şeyden de, ondan da şikâyetçiyim” sözü ancak vefâ kavramı etrafında anlaşılır. 

Hazret-i Mevlâna Divan-ı Kebir’de; “Vefâ ümidiyle kapında oturmuşum. Belki mürüvvetin coşar da bana kalk gel dersin, kapını açarsın diye bekliyorum” beytiyle, Allah’ ın Vâfi ismine sığındığını, “kullarına verdiği sözü yerine getiren ve kullarının ihtiyaçlarını gideren” anlamındaki Vâfi ismiyle Allah’tan yardım ve lütuf dileğini anlatmaktadır. O özellikle Mesnevî ve Fîhi Mâ Fîh adlı eserinde her türden insanî ilişkiyi, bu ilişkilerde doğruluk ve dürüstlüğün gerekliliğini anlatmak üzere ahde vefâ kavramını kullanır. 
Söz vermenin mutlaka yerine getirilmesi gereken bir sorumluluk olduğunu ifade ederken Mesnevî adlı eserinde farklı bölüm ve başlıklarda, insanlık tarihinin ahde vefâ hususunda görüp görebileceği en olgun insan olarak Hazret-i Muhammed’i örnek verir. 

Abdüssettar YARAR 
İl Kültür ve Turizm Müdürü

https://youtu.be/-JBzZSBNXew

https://youtu.be/qPJcxTgfh64

Günün Sözü : “Cenâzemi görüp de; «Ayrılık, ayrılık!» deme! Bilesin ki o vakit, benim ayrılık vaktim değil; buluşma, yani vuslat vaktimdir!” 
Hz. Mevlana

17 Aralık  2019, Antalya-Turkey



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder