6 Mart 2020 Cuma

MEVSİMLERDEN BAHARSA




Störche fliegen am 30.08.2010.



Merhaba Gönül dostlarım,


Mevsim baharsa, kış ayları geride kalıp çalmışsa kapını, bir başka olur dünya.
İçimize yeni bir pencere açılır, yeni bir kişilikle bakılır çevreye.
Yeşillik mavilik belirginliği, renklerin iç içe geçişiyle bir halı deseni gibi durur doğa karşımızda.
Ne varsa umut vericidir, mutluluk kaynağıdır dört bir yanımız.
Elini nereye uzatsan bir şeyi koklayasın, koynuna koyasın, kalbine gömesin gelir.
Her bahar yeni bir insan olunur, yeni bir sevi bekler bir köşede. Çocukluğun oyuncakları, gençliğin sevdaları, orta yaşlılığın bilgeliği, yaşlılığın yalnızlığının kayboluşu çoğalır avuçlarımızda.
Bahar tüm canlılar için yeni bir hayattır.
İnsanoğlunun değişimi için en büyük nimettir.

Nisanın bereketli yağmurları, güneşli günleri güç aşısıdır. Enerji dolu fiziğimizle, duygu yüklü yüreğimizle, mantık dolu beynimizle bütünleşir. Her şey yeniden bunlarla başlar.
Baharın yarattığı rahatlık, verdiği mutluluk kapımızda kalsın istesek de, zıtlıklar dolu dünyanın elimizden çekip alacağı korkusu, bir kurt gibi yer içimizi.
Bir gün çekip gidecek telaşı kaplar, korkusu basar...
Mayıs ayı olgunluğudur baharın, artık yaza doğru iter.
İnsanoğlu meyve yüklü dal gibi olur, herkes onu taşlar, ilk taşı da kendisi atar.
Küçük de olsa mutlulukları, baharın gücü kat kat büyütür.
Baharın gitmesinden korkulduğundan türkülere yaslanılır. “Nede olsa kışın sonu bahardır.” Dizeleriyle Daimi´nin hakkı verilir.
Edebiyatçımız Nurullah Ataç; “Git bahar korkuyorum senden demiş.” Yaşamı o kadar seven insanın bahara git diyebilmesi için, gerçekten bu korkuyu duyması gerekir.
Bahardan niye korkarız?
Yaşamı çok ve çok güzelleştirdiği için...
Baharın bizde uyandırdığı eşsiz güzellikleri insanoğlu çirkinleştirmese, kirletmese ne olur?
Mayıs kokusuna, "ANGUS KOKUSU´NUN” karışması gibi...

NURULLAH ER
****
Ağacı bahara cesaretlendirme

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, gökyüzü, açık hava ve doğaBu fotoğrafı illa ki görmüşsünüzdür. Belki öylece baktınız geçtiniz. Belki “Aa ne güzel !” dediniz,
unuttunuz gitti. Ben öyleyim mesela. Çok anlamlı buldum, bayıldım, sonra aklımdan çıktı gitti.
Bilmeyenlere açıklayayım efendim, bu bir Moldova ve hatta Romanya adeti, “Kadınlar,
ağacı bahara cesaretlendiriyorlar” !!
Ne zaman görsem acaip etkileniyorum ben bu kareden.
O kadar ki , bakınca ağlamak geliyor içimden... Neden bilmiyorum...

Kupkuru bir ağaç, karlı bir bozkırın üstünde..

Öyle görmeden fark etmeden yanından geçip de gidivermek varken, sen toplaş, el ele tutuş,
doluş etrafına, bahar geliyor, hadi yeşillen gözümün nuru diye sevgiyle çevresini sar.

Yine aklım vatanıma gitti, tutamadım kendimi... O kupkuru, o yapayalnız ağacı ülkeme benzettim.
Onun da buna ihtiyacı var diye geçirdim içimden.
Bu ağaç amma da kurudu, amma da yaşlandı, ya artık meyve vermezse, ya bir daha hiç yeşillenmezse diye söyleneceğimiz yerde, böyle el ele tutuşup etrafını sarmamız gerekmez mi?
Mevsimlerden en çok baharı severim.
Çünkü, buz gibi soğukta titreyerek gezersin, gök gürültülü sağanaklarda ıslanırsın, fırtınalarda sağa sola savrulursun, karın beyazında kör olursun.
Ama...
İlla ki, havalar ılınır, güneş yeniden ısıtır, budanmış ağaçlar filiz verir.
Görüntünün olası içeriği: ağaç, açık hava ve doğaBahar var ya.. Umudun ta kendisidir.
Gelmeyen bahar gördünüz mü hiç?
İlla ki gelir.
İlla ki nergisler açar mesela. İlla ki mor mor sümbüller saksıları süsler.
Ve , cemre düşer.
Hiç duydunuz mu, bu sene cemre düşmedi diye bir şey ? İlla ki düşer.
Candan Erçetin der ya şarkısında , “ Sen bana vaat misin, lütuf musun sevgili..” diye.
Bu memleket bize hem vaat, hem de lütuf değil mi?
Lütufsa şükretmek, vaatse de sabredip beklemek gerekmiyor mu?
Hem de şarkı orada bitmiyor ki... Şöyle başlıyor asıl :
“Sen bana müjde misin, umut musun sevgili
Kim demiş geçti mevsim, ufukta göründü kar
Bu kaçıncı bahar, sakın sorma sevgili
Benim yorgun gönlümde aşkının telaşı var”
Biliyorum gönüllerimiz yorgun. Ama içinde o memleket aşkı olduğu sürece...
Müjde de içinde, umut da..
Vaatler de, lütuf da...
Ceyhun Atuf Kansu’ nun şiirindeki gibi : “Geleceğe, ilkbaharlara, bıkmadan, usanmadan mektuplar göndereceğiz”.
Ne mi yazacağız o mektuplara ?
“Sana değdiğinden beri ellerim
Bütün kış dallarımda tomurcuklar var”.
Bige Güven Kızılay
Hayal Ağacım -İğde
Sayfa 19 ( Ağacı Bahara Cesaretlendirmek)

https://youtu.be/PsDaNUo_2Vg

Günün Sözü :"Düşünce ve hayal aleminin alabildiğine derinleştiği, ufukların genişlediği, şair olmayanların bile şiirler yazmaya başladığı bir mevsimdir ilkbahar." GuzelCumleler.com


6 Mart 2020, Antalya-Türkiye

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder