18 Ağustos 2017 Cuma





hareketli bayrak gifleri





BİZLER ÇOCUKKEN...


Ağaçlardaki meyvelere, daha çok erik ağaçlarına dalmak.


Merhaba Gönül Dostlarım,
Bugünkü yazıma bir  İbrahim Sadri  yazısıyla başlıyorum. Değerli sanatçımız, çocukluk yıllarımızı  "Kuş Hatıraları" adlı şiirinde bakın  nasıl anlatmış. çok uzun olan bu güzel Şiirin tamamını burada yayınlamamız olanaksız, ilgilenen okuyucularımız aşağıda verilen link adresinden şiirin tamamına ulaşa bilirler.
KUŞ HATIRALARI
benim çocukluğumda resim ile ilgili görsel sonucu" Benim çocukluğumda soframıza kuşlar konar rüyalarımıza melekler uğrardı. Kapımızdan yoğurtçu bahçemizden ishakkuşu kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi. Kışın bir sobamız olurdu sobanın yanında kedimiz kedinin önünde yün yumağı bir Hayat Bilgisi fotoğrafı gibiydik. Yerli malı kullanan yurdun üç tarafı denizlerle çevrili kuruüzüm incir fındık tütün çay narenciye kavun-karpuz yetiştiren kuru üzüm ve inciri satan karşılığında çamaşır makinesi radyo ve otomobil alan bir toprağın fertleri... Biraz yoksul biraz mütevekkil biraz mahcup biraz kırılgan biraz naif ama hep umutlu... Özlerdik. Memleketteki halamızı ince doğranmış bir dilim pastırmayı yurttan sesler korosunu akşam komşuluklarını radyo tiyatrolarını sabah ezanını kalaycıyı bozacıyı Münir Nureddin şarkılarını Orhan Boran yarışmalarını kandil gecelerini duvar sarmaşıklarını bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını okul önü koz helvalarını akşam oturmalarını ve hayatı...
Alıntı : Kuş Hatıraları, İbrahim Sadri www.siir.gen.tr
 Önce Kendinizi Sevin  sonra da Sevdiklerinizin ve sahip olduklarınızın değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın.. 

Bizim çocukluğumuzda

Benim çocukluğumda annelerimiz çalışmazdı.
Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım.
Hatta babanım bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir parçası gibiydi, hep evdeydi.
Her yere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki.

BİZİM ÇOCUKLUĞUMUZDA RESİM ile ilgili görsel sonucuEn büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı. Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani.
Kafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık.
Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya, zıplaya yürüyerek gelirdik. Servis falan yoktu.
Ayakkabılarımız eskirdi. Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık.

Annelerimiz bu durumu bildiklerinden kardeşlerimizle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi.
Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi. Susayınca girer evlerine su içerdik. Ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatır, hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik.

Kısacası evine girip gelen ( ki sadece çişi gelen giderdi evine ) elinde mutlaka yiyecekle dönerdi. Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi. Bu bazen bir kurabiye bazen bir meyve olurdu.

BİZİM ÇOCUKLUĞUMUZDA RESİM ile ilgili görsel sonucu
Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri alırdık. Çok garip ama kimse almazdı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.

Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri alırdık. Çok garip ama kimse almazdı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.

Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştırılırdık. Polisler gelmezdi kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı. Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz, onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi, en fazla saçlarımızdan çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık.

BİZİM ÇOCUKLUĞUMUZDA RESİM ile ilgili görsel sonucu
Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık. Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık. Azar işitip, acillere taşınmazdık. Düşerdik, ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik. Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik.

Bayramlar başka güzeldi. Ailenin en büyüğünde bütün akrabalar toplanırdık. Bilirdik ki bayram olunca herkes orada olacaktı. Şimdi ki gibi kimin bayramda nerede tatil yaptığı bilinmez bir halde değildik. Bayram gelsede kuzenlerim (kardeşlerim) ile hiç tanımadığımız insanların da evlerine gitsek ellerini öpüp harçlıklarımızı yada şekerlerimizi alsak diye sevinirdik.

Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim.
Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki. Komşumu tanımıyorum ama evinin camında, temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum. Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem. Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece ; bilmem kaç kuruş hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri.
Evlerimiz var içinde yaşayan yok.

Parklarımız var içinde oynayan çocuk yok.

Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl vitrinler, girip çıkan yapay insanlar…
Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz..


Reklamlarla desteklenen, beyni, ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk.

Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk.
İyi de neden böyle olduk ?

Biz mi istemiştik?

Alıntı: sosyal dünya.com

ÇOCUKLUK YILLARI GÖRSEL SÖZLER ile ilgili görsel sonucuSaime Eren
Kaynak: http://blog.milliyet.com.tr/top-oynadim-aciktim–benim-cocuklugumda—-/Blog/?BlogNo=281233
Not: Bu yazının telif hakları tarafıma ait olup, Onpunto da 06. 12. 2007 13: 51: 47 da ve Gazeteport da 2009 yılında yayınlanmıştır.

 https://youtu.be/SEMxPepGtuM                      Gün Sözü :

YOUTUB ÇOCUKLUK YILLARIMIZI VİDEO ile ilgili video                                                             





İbrahim Birol,  https://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
18 Ağustos, 22017, Antalya

türkiye simgesi resim ile ilgili görsel sonucu



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder