Değerli Dostlar,
Gelin sizinle birlikte 70 li yıllara bir yolculuk yapalım, ileri yaşlardaki okuyucularım bu yazımdan büyük bir zevk alacaklardır mutlaka, daha genç yaşlardaki genç okuyucularım ise 70 li yıllarda nasıl bir gençlik vardı neler giyerlerdi nasıl eğlenirler, ne izlerler, müzik olarak neler dinlerlerdi, ne yer, kimlere hayranlık duyarlardı, merak edenlere sanırım bu yazımız net olmasa da az bir bilgi verebilecektir. Yazı başlığımız olarak kullandığımız resimde gördüklerimiz bazı objeler, bize bir fikir verebilmektedir.
Yaşı ileri olan okuyucularım 70 li yıllarda gençliklerini bir nebze de olsa hatırlayacak vay be ben bir zamanlar neymişim diyecek olan okuyucularımı şimdiden duyar gibiyim.
Hiçbir zaman hatıralarımızı unutmamak onları yaşatmak, canlı tutmak ve geçmişteki iyi anılarımızı çocuklarımıza ve gençlerimize anlatabilmek en önde gelen kültür mirasımız olarak onlarla yaşam kültürümüzü paylaşmış olacağız.
Her zaman sağlık, mutluluk ve huzur içinde yaşamanız dileklerimle. Esen kalın.
Evet, bugünkü gençlerin sahip olduğu pek çok şeye sahip değildik; ne bilgisayarımız vardı, ne de cep telefonumuz. Televizyonumuz siyah beyaz ve tek kanallıydı. Elektrikler ve sular sık sık kesilirdi, Cumartesi günleri de okula giderdik. Tüp gaz, Sana yağı , çay, şeker kuyruklarına girerdik. Raflarda bin bir türlü yiyecek içecek markaları yoktu.
Lewi’s, Lee, Tomy Hilfigger, M...udo, Adidas, Puma, Nike, Benetton, LC Waikiki, Flo, Deichmann giymezdik. Mc Donald’s, Pizza Hut, King Burger’de karnımızı doyurmaz, Starbucks’ta kahve içmezdik. AVM, süpermarket, barkod, bankamatik , kredi kartı, on line, Mp3, Mp4, USB, bonus gibi kavramları bilmezdik. Konuşurken; “atıyorum, oha, adamsın, iyi ki varsın, sıkıntı yok, bye” gibi uyduruk kaba saba kelimeleri kullanmazdık. Arkadaşlarımızla selâmlaşırken kafalarımızı tokuşturmazdık. 15 yaşındaki genç kızlara “bayan” tanımadığımız yaşlı beylere “dayı” demezdik. Ne idüğü belirsiz saçma sapan “delikanlılık raconlarına” prim vermezdik.
Saftık ama aptal değildik. Okullardaki müfredat programları ağırdı ama hakkından gelirdik; üçüncü sınıftayken “Kerrat Cetvelini” ezbere bilirdik. Okurduk, Dünya’da olup biten her şey bizi ilgilendirirdi. Geleceğe ümitle bakardık, çünkü biz sevginin gücüne inanıyorduk, halâ ona inanıyoruz..
(Alıntı)
▶
Günün sözü :
İhtiyarlık denen şey, beyaz saçlardan ve yüz buruşukluğundan ziyade, artık geç kalındığı, oyunun oynanmış olduğu ve bundan sonra, sahnenin başka bir nesle ait olduğu duygusunu hissetmektir.
Andre Maurois
Andre Maurois
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder