17 Ağustos 2016 Çarşamba

KÜÇÜK ŞEYLER (1)



KÜÇÜK ŞEYLER RESİM ile ilgili görsel sonucu



















Merhaba Değerli Dostlarım,

Dünkü ' Dar Ayakkabılar' adı altında sizlerle paylaştığım yazımın sizler tarafından büyük bir beğeni toplaması ve takip edilmiş olması, beni son derece mutlu etti . Hiç bu kadar ilgi odağı olabileceğini tahmin bile edemiyordum, beni hayretler içinde bıraktı. Bu istatistiki değerlerin yüksek olması. Sayın Prof. Üstün Dökmen ile ilgili yazılarımıza devam etmem konusunda beni  cesaretlendirdi ve ayrıca bana  bir şevk verdi.

Bugünkü yazımıza, yazı başlığımız olan 'Küçük Şeyler' ile devam edeceğim, umarım bu yazı dizimizi okumaktan güzel bir keyif alırsınız.

Her şeyin gönlünüzce olması dileklerimle. Esen kalın.
 İbrahim Birol

****

üstün dökmen resim ile ilgili görsel sonucuMutlu Olmak Polyanna’cılık mı? Mutsuz olmayı, şuna buna söylenmeyi, karamsarlığı öylesine derinden öğrenmişiz ki, “Bu ülkede yaşanmaz” ve nihayet “Batsın bu dünya” demeye hakkımız olduğunu düşünüyoruz sonuçta. Ve daha da kötüsü, iyimser birini gördüklerinde canları sıkılıyor kötümserlerin, adeta “Şuna bir şey söyleyeyim de keyfi kaçsın” diyorlar içlerinden. Yıllardır seminerlerimde iyimser olmanın öneminden söz ettiğimde en az bir kişi çıkıp “Hoca iyi de o zaman bu Polyannacılık olmaz mı?” der. Bu karamsarlığa prim veren bakış tarzı beni üzüyor. Şimdi söz konusu cümleye tekrar bakalım:
“İyimserlik, küçük şeylerden mutlu olmak Polyannacılık sayılmaz mı?
Bu görüşte, sanırım iki hata var. Birincisi “iyimserlik eşittir Polyannacılık” iddiasıdır ki bu doğru değildir. İkincisi böyle söylendiğinde polyannacılığın kötü olduğunu kim söyledi?
Polyannacılık, kayba uğradığımızda, elimizde kalanları fark etme ve sevinme becerisidir. Polyannacılık bir psikolojik savunma mekanizmasıdır, aşırı olmadan yerinde kullanıldığı sürece, kişiyi kaygıdan, sıkıntıdan korur, kişinin yarına kalma ihtimalini arttırır. Polyannacılık, kendini avutmak değil, bardağın dolu yanını fark etmektir.
Diyelim ki birisi bir bacağını kaybetti. Şüphesiz bu kötü bir durumdur. Ancak bu kişinin önünde iki yol uzanır:
KÜÇÜK ŞEYLER RESİM ile ilgili görsel sonucu
Birinci yol, bir bacak gittiği için yaşamdan elini çekmek, sürekli üzülmek, artık hiçbir şeyden keyif almamaktır. İkinci yol ise şudur: Kişi eğer geriye dönüş yoksa, mevcut durumu kabullenir, elinde kalan bacak için sevinir, yaşamdan elini çekmez, yaşama sevincini kaybetmez. İkinci yol polyannacılıktır. Polyannacının ömrü, birinciye oranla daha kaliteli geçer.
Polyannacı tavır
, Çin atasözünü hatırlatıyoruz. Şöyle demiş Çinli:
"Tanrım, bana değişebileceğim şeyleri
değiştirme gücü ver.
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmemi sağla.
İkisini ayırt edebilmem için de akıl ver."
Değiştiremeyeceğimiz kayıplar karşısında, yaşama sevincimizi kaybetmemek polyannacılıktır.
 Karamsarlığa oranla da herhalde daha gerçekçi bir tavırdır.

Üstün Dökmen

https://youtu.be/l9YcfwJLEWA

üstün dökmen video youtube ile ilgili video


Güzel sözler : "Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üzerine sıçrar." Üstün Dökmen

İbrahim Birol,  http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
Ağustos16, 2016, Antalya








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder