Merhaba Gönül Dostlarım,
Yaşları ellilerin altında olan Gönül Dostlarım aşağıdaki yazıları okuduklarında fazla etkilenmeyebilirler. Elli yaş ve üzeri olan okurlarım yazının sonunda kendilerini nasıl hissedecekler acaba, çok merak ediyorum.
Yaşlanma ile ilgili çok çeşitli çok farklı yazılar okudum. Benim yaşam felsefe ve tecrübeme göre İnsanlar genç veya yaşlı olsun her yaşta sağlıklarına çok dikkat etmeleri sağlığa zarar verecek kötü alışkanlıklarından olan başta ( sigara, içki gibi) hiç kullanmamaları, her yaşta spor yapmaları, stres ve sağlığa zarar verecek ortamlarda bulunmamaları, bol bol yürüyüş yapmaları yaşlılığı geciktiren en önemli maddelerin başında gelmektedir.
Güzellik ve İhtişam Sadeliktedir.
Her organizma birçok değişikliğe uğrayarak yaşlanır. Bilim adamları insanların neden yaşlandığı konusunda çeşitli teoriler geliştirdi, ancak bunların hiçbiri tam kanıtlanamadı ve herhangi biri yaşlanmanın tek başına sebebi olacak gibi görünmüyor
Sağlıklı bir yaşam yaşlanmayı geciktirir
İleri yaşta işlev kaybı normal yaşlanmadan çok, hastalıktan kaynaklanır. Bu durumda yaşla birlikte insanlar ilaçların, çevresel değişikliklerin, toksinlerin, enfeksiyonların zararlı etkilerine açık olurlar.
Artık modern tıp tarafından kabul edilen son araştırmalara göre sağlıksız bir yaşam sürmek tüm bu olanları elle tutulur şekilde hızlandırmakta, serbest radikal yapımını da artırmakta.
Hareketsiz bir yaşam, kötü ve bilinçsiz beslenme, özellikle bel çevresini genişleten fazla kilolar, sigara ve alkol kullanımı, madde bağımlılığı, stres içinde bir yaşam, olaylara pozitif bakamamak hatta gülmeyi, sevmeyi dahi unutmak zaman içinde birçok organa yalnızca yaşlanmadan daha fazla zarar verir.
Genetik yapımız yeterince iyi olmasa bile bu değişikliklerin birçoğu, daha sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesiyle önlenebilir veya en azından gelişmeleri yavaşlatılıp, oluşmaları çok ileri yıllara atılabilir.
Bir örnek vermek gerekirse, hangi yaşta olursa olsun sigaranın bırakılması akciğerlerin işlevini iyileştirir ve akciğer kanseri gelişme riskini azaltır.
Alıntı : Dr. Hasan İnsel
Kristof Kolomb Amerika'yı keşfe çıktığı ilk yolculuğunda 50 yaşını çoktan aşmış durumdaydı...
Pasteur kuduz aşısını bulduğunda 60 yaşındaydı...
Mimar Sinan, Süleymaniye camisini bitirdiğinde 70 yaşını geçmişti. Selimiye camisini tamamladığında ise 86 olmuştu...
Galileo, ayın günlük ve aylık çizimlerini yaparken 73 yaşındaydı...
Charlie Chaplin, 76 yaşında film yönetmenliği yaparak hala işinin başındaydı...
Goethe, en büyük eseri Faust' u ölümünden bir yıl önce, yani 82 yaşında bitirmişti
Gençlik hayatın belli bir çağı ile ilgili değildir.
İnsan, kendine olan güveni derecesinde genç, şüphesi derecesinde yaşlıdır.
Cesareti derecesinde genç, korkuları derecesinde yaşlıdır.
Ümitleri derecesinde genç, ümitsizliği derecesinde yaşlıdır.
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz. İnsanları ihtiyarlatan, ideallerinin gömülmesi, hedeflerinin olmamasıdır.
Seneler cildi buruşturabilir. Fakat heyecanların, ideallerin teslim edilmesi adeta ruhu buruşturur.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, halbuki hedeflerine götüren yolu yürümedikçe yaşlanırlar.
İnsan ihtiyar olmaya karar verdiği gün ihtiyardır.
Güzelliği görme yeteneğini kaybetmeyen asla yaşlanmaz.
Tabiri caiz ise yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar. Nefesiniz daralır ancak görüş alanınız genişler.
Beynimiz yeni tecrübeler keşfettiği sürece insan genç sayılır.
William GLADSTONE
Alıntı : yeniakit.com
https://youtu.be/VRqjh9axVQM
Günün Sözü :
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
23 Haziran, 2017, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder